Merhaba.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kazasız belasız geçirmeye(Femenlerin ilginç bir protestosu ve Azeri bir kadının kocası tarafından öldürülmesi dışında) çalıştık.
Dünya üzerinde yaşanan şiddet olaylarını sorguladığımızda,olayın yalnızca kadınlar boyutunda olmadığı,görünen bu olayın,aslında buz dağının su üstünde kalan kısmı olduğu açıklıkla görülebiliyor.
Birazdan sizlere aklımda kalan medya olaylarından bir derleme sunarak olayın vahim boyutunu daha detaylı olarak anlatmaya çalışacağım.
1-Hayvanlara Yapılan Şiddet:
Evlerimizde beslenen evcil hayvanlara veya sokak hayvanlarına bazı kereler,isteyerek veya istemeden, asla kabul edilemeyecek derecede bir şiddet de uyguluyoruz.Örnekler;
-Bir gösterici,kuyruğundan sallayarak döndürdüğü sokak kedisini,bir mancınık gibi dükkan vitrininin camına fırlatıp zavallı hayvancağızı bir kaya parçası gibi fırlatıp savurarak, dükkan camını yerle bir etti ve vatandaşların büyük tepkisini çekti.(Medya haberi)
-Kurban bayramında kurban kesimi sırasında,büyükbaş hayvanı zaten bir bacağından yukarıya bağlı iken ve kesmeden önce akıl almaz işkence ve acılar yaşatan kişiler polisçe göz altına alındı ve tepkiyle karşılandı.(Medya haberi)
-Kendi ayni mekanı paylaştığı terrier cinsi bir evcil köpeğine,günde içtiği 2 paket sigara yüzünden büyük bir hainlik ve zulüm yaşatmış oldu,kendi kanser olmadı,köpeği akciğer kanseri oldu!(Medya haberi)
-Devamlı zalimce davrandığı,her gün dövdüğü sadık dostu olan atın,"artık yeter" deyip çifte atması sonucu yaşamını yitirdi.(Medya haberi)
........
Örnekleri bu şekilde çoğaltmamız mümkün.Hayvanların da bir yaşam hakkının olduğu,yeri geldiğinde insanlardan öç alacak derecede kızarak üzüntülerini içlerine atmadığı, bazen ne yazık ki unutulabiliyor.Kurban kesilirken en az acı verecek şekilde ve çabuk,eziyet vermeden kurban kesme işlemi yapılması gerektiği de çoğu kereler unutulabiliyor.
2-Bitkilere Yapılan Şiddet
Bitkilere konuşmadıkları ve sınırlı gözle görülemeyen hareketleri nedeniyle bir eşye,nesne gözüyle bakıldığı ve gereken itina ve acıma duygusunun çoğu kereler gösterilemediği hatırlarımızdan kaçmış olamaz.Örnekler;
-Yeni bir çevre düzenlemesi amacıyla,daha hayatının baharında olan yeni yetişkin ağaçlar kökünden kesilip yerlerine genç fidanlar diklidi ve izleyen vatandaşların büyük tepkisine neden oldu.(Medya haberi)
-Fabrika atık borularından filtre edilmeden çıkan zehirli bileşimler,yakınında büyümekte olan genç fidanları ve çiçekleri soldurup ölümüne neden oldu ve çevreci grubun büyük eylemine sahne oldu.(Medya haberi)
-Karadeniz sahillerine istim suyuyla beraber, gemiden atıldığı belirlenen toksik ve radyasyonlu bidonlar çevreye büyük dehşet saçtı,yakındaki bütün bitkiler bundan etkilenip hasta oldu,zehirlendi,civarında oynayan çocuklarda bu zehirli atıklardan nasibini aldı.Vatandaşların büyük tepkisini çekti ve yabancı gemi sahipleri de sahilde protesto edildi.(Medya haberi)
........
Bu örnekleri artırabidiğimiz kadar da daha fazla arttırabiliriz.Bununla ilgili güzel bir örnek;Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yıllarca önce bir ağaca zarar vermek istememesi,duyarlı bir davranış örneği sürdürmek istemesi amacıyla,ağacı kesmemek uğruna bir çözüm geliştirmesi verilebilir.ATATÜRK ;evin altına bir yürütücü tekerlek sistemi monte edip,evi yürüttürmüş ve ağacı kesmekten kurtarmıştı.
3-Cansız Eşyalara Şiddet
Bir şeye veya bir olaya kızıp bunun hırsını milli bir servet olan araçlarımızdan,gayrimenkullerimizden aldığımız da çou zaman görülebilir.Örnekler;
-Ev sahibine kızıp,vatandaşların şaşkın bakışları altında,oturduğu eve benzin döküp, cayır cayır yakıp ateşe verdi.Böylece ev sahibinden intikamını çok acı aldı.Üstelik gazetecilere dönüp,"iyi haber yapın ve çekin" dedi.(Medya haberi)
-Arabasının çalışmamasına kızıp,lpg'li arabasını boğaz köprüsünün ortasında,herkesin can güvenliğini hiçe sayarak ve herkesin şaşkın bakışları altında benzin döküp yaktı,sonra itfaiyeye haber verdi,sonrasında da keyifle arabası yanarken seyredip karşısında sigara içti.Gazetecilere "bunu iyi çekin" dedi(Medya haberi)
-Arabanın son taksitini ödeyemediği için bunalıma girip,yeni sıfır aldığı arabasını gazetecilerin ve muhabirlerin gözü önünde yaktı ve "Bana yar olmayacaksa hiç kimseye de yar olmasın artık" diyerek adeta resmi evli karısı gibi cezalandırmış oldu, yok edip ortadan kaldırdı.(Medya haberi)
........
Bu örnekler de arttırılıp yine çoğaltılabilir.Çoğumuz bunları cansız varlıklar olduğu ve "kişiyle kendi malı arasındaki bir hesaplaşma aman bana ne" demeye haklı da olabilir.Ama bunların(Sıfır araba,ev.vb) bir milli servet olduğu ve ülke ekonomisine dolaylı yoldan,eğer imha edilirse yenisinin karşılanmasının bir darbe olduğu düşünülmeyebilir veya göz ardı edilebilir.Her ne olursa olsun her türlü menkul veya gayrimenkuller bizim tekelimizde de bulunsalar,yine de onlara şiddet uygulayarak, hem çevre psikolojisine,hem de ülke ekonomisine ayrı bir şok yaşatmamızın geçerli bir nedeni de olmaması gerekir.
4-Ülkelerin Ülkelere Uyguladığı Orantısız Güç ve Şiddet
Bildiğimiz gibi global coğrafyada gelişmişlik düzeyi ve askeri gücünün en son noktasında bulunan bazı sayılı ülkeler,müslüman ve doğal kaynakları çok zengin olan ülkelere gerek psikolojik,gerek askeri,gerekse politik yönlerden büyük bir şiddet uygulayıcısıdır.Bunu yakın Ortadoğu coğrafyasında veya Uzakdoğu coğrafyasında sıklıkla görüyor,bazen sonuçlarına katlanıyor veya katlanmış görünüyor,bazı durumlarda müşterek menfaatlarimiz dolayısıyla kendimize özel melez politikalar geliştirmek durumunda da kalabiliyoruz.Bazen ülkelerin akıllarında gelişen bu kötü politikaları dünya için,insanlık için elimine edebilme,kendi ve komşu devletlerin yararı,geleceği için düzeltmeye,iyileştirmeye,insanlığın geleceği için en optimal durumuna getirmeye gayret sarfediyor,tüm dünyanın gözünü kapayarak yardım etmekte sakındığı müslüman ülkelere yatırım ve şefkatli ellerimizi karşılıksız olarak da açabiliyoruz."Bir Türk cihana bedeldir" sözü aslında bu insani yardımlara olan aşırı hassasiyetimiz ve Türk olmanın verdiği onur,ayrıca damarlarımızda dolaşan asil Osmanlı kanı, dünyada yardım bekleyen insanlara karşı kayıtsız kalamayacağımızın en değerli bir hazinesi olarak var olmaya devam edecektir.Hiç bir üllkenin,bundan zerre kadar şüphe duymaması ve bizi olduğumuz gibi kabullenmeleri gereklidir.
Tüm dünya insanlarının "şiddet" hastalığına yakalanmaması ve bundan çok uzak kalması
dileğimle.Saygılarımla.
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, Bildiğini bilmeyeni uyarınız, Bilmediğini bilene öğretiniz, Bilmediğini bilmeyenden kaçınız. (Konfüçyus)
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kazasız belasız geçirmeye(Femenlerin ilginç bir protestosu ve Azeri bir kadının kocası tarafından öldürülmesi dışında) çalıştık.
Dünya üzerinde yaşanan şiddet olaylarını sorguladığımızda,olayın yalnızca kadınlar boyutunda olmadığı,görünen bu olayın,aslında buz dağının su üstünde kalan kısmı olduğu açıklıkla görülebiliyor.
Birazdan sizlere aklımda kalan medya olaylarından bir derleme sunarak olayın vahim boyutunu daha detaylı olarak anlatmaya çalışacağım.
1-Hayvanlara Yapılan Şiddet:
Evlerimizde beslenen evcil hayvanlara veya sokak hayvanlarına bazı kereler,isteyerek veya istemeden, asla kabul edilemeyecek derecede bir şiddet de uyguluyoruz.Örnekler;
-Bir gösterici,kuyruğundan sallayarak döndürdüğü sokak kedisini,bir mancınık gibi dükkan vitrininin camına fırlatıp zavallı hayvancağızı bir kaya parçası gibi fırlatıp savurarak, dükkan camını yerle bir etti ve vatandaşların büyük tepkisini çekti.(Medya haberi)
-Kurban bayramında kurban kesimi sırasında,büyükbaş hayvanı zaten bir bacağından yukarıya bağlı iken ve kesmeden önce akıl almaz işkence ve acılar yaşatan kişiler polisçe göz altına alındı ve tepkiyle karşılandı.(Medya haberi)
-Kendi ayni mekanı paylaştığı terrier cinsi bir evcil köpeğine,günde içtiği 2 paket sigara yüzünden büyük bir hainlik ve zulüm yaşatmış oldu,kendi kanser olmadı,köpeği akciğer kanseri oldu!(Medya haberi)
-Devamlı zalimce davrandığı,her gün dövdüğü sadık dostu olan atın,"artık yeter" deyip çifte atması sonucu yaşamını yitirdi.(Medya haberi)
........
Örnekleri bu şekilde çoğaltmamız mümkün.Hayvanların da bir yaşam hakkının olduğu,yeri geldiğinde insanlardan öç alacak derecede kızarak üzüntülerini içlerine atmadığı, bazen ne yazık ki unutulabiliyor.Kurban kesilirken en az acı verecek şekilde ve çabuk,eziyet vermeden kurban kesme işlemi yapılması gerektiği de çoğu kereler unutulabiliyor.
2-Bitkilere Yapılan Şiddet
Bitkilere konuşmadıkları ve sınırlı gözle görülemeyen hareketleri nedeniyle bir eşye,nesne gözüyle bakıldığı ve gereken itina ve acıma duygusunun çoğu kereler gösterilemediği hatırlarımızdan kaçmış olamaz.Örnekler;
-Yeni bir çevre düzenlemesi amacıyla,daha hayatının baharında olan yeni yetişkin ağaçlar kökünden kesilip yerlerine genç fidanlar diklidi ve izleyen vatandaşların büyük tepkisine neden oldu.(Medya haberi)
-Fabrika atık borularından filtre edilmeden çıkan zehirli bileşimler,yakınında büyümekte olan genç fidanları ve çiçekleri soldurup ölümüne neden oldu ve çevreci grubun büyük eylemine sahne oldu.(Medya haberi)
-Karadeniz sahillerine istim suyuyla beraber, gemiden atıldığı belirlenen toksik ve radyasyonlu bidonlar çevreye büyük dehşet saçtı,yakındaki bütün bitkiler bundan etkilenip hasta oldu,zehirlendi,civarında oynayan çocuklarda bu zehirli atıklardan nasibini aldı.Vatandaşların büyük tepkisini çekti ve yabancı gemi sahipleri de sahilde protesto edildi.(Medya haberi)
........
Bu örnekleri artırabidiğimiz kadar da daha fazla arttırabiliriz.Bununla ilgili güzel bir örnek;Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yıllarca önce bir ağaca zarar vermek istememesi,duyarlı bir davranış örneği sürdürmek istemesi amacıyla,ağacı kesmemek uğruna bir çözüm geliştirmesi verilebilir.ATATÜRK ;evin altına bir yürütücü tekerlek sistemi monte edip,evi yürüttürmüş ve ağacı kesmekten kurtarmıştı.
3-Cansız Eşyalara Şiddet
Bir şeye veya bir olaya kızıp bunun hırsını milli bir servet olan araçlarımızdan,gayrimenkullerimizden aldığımız da çou zaman görülebilir.Örnekler;
-Ev sahibine kızıp,vatandaşların şaşkın bakışları altında,oturduğu eve benzin döküp, cayır cayır yakıp ateşe verdi.Böylece ev sahibinden intikamını çok acı aldı.Üstelik gazetecilere dönüp,"iyi haber yapın ve çekin" dedi.(Medya haberi)
-Arabasının çalışmamasına kızıp,lpg'li arabasını boğaz köprüsünün ortasında,herkesin can güvenliğini hiçe sayarak ve herkesin şaşkın bakışları altında benzin döküp yaktı,sonra itfaiyeye haber verdi,sonrasında da keyifle arabası yanarken seyredip karşısında sigara içti.Gazetecilere "bunu iyi çekin" dedi(Medya haberi)
-Arabanın son taksitini ödeyemediği için bunalıma girip,yeni sıfır aldığı arabasını gazetecilerin ve muhabirlerin gözü önünde yaktı ve "Bana yar olmayacaksa hiç kimseye de yar olmasın artık" diyerek adeta resmi evli karısı gibi cezalandırmış oldu, yok edip ortadan kaldırdı.(Medya haberi)
........
Bu örnekler de arttırılıp yine çoğaltılabilir.Çoğumuz bunları cansız varlıklar olduğu ve "kişiyle kendi malı arasındaki bir hesaplaşma aman bana ne" demeye haklı da olabilir.Ama bunların(Sıfır araba,ev.vb) bir milli servet olduğu ve ülke ekonomisine dolaylı yoldan,eğer imha edilirse yenisinin karşılanmasının bir darbe olduğu düşünülmeyebilir veya göz ardı edilebilir.Her ne olursa olsun her türlü menkul veya gayrimenkuller bizim tekelimizde de bulunsalar,yine de onlara şiddet uygulayarak, hem çevre psikolojisine,hem de ülke ekonomisine ayrı bir şok yaşatmamızın geçerli bir nedeni de olmaması gerekir.
4-Ülkelerin Ülkelere Uyguladığı Orantısız Güç ve Şiddet
Bildiğimiz gibi global coğrafyada gelişmişlik düzeyi ve askeri gücünün en son noktasında bulunan bazı sayılı ülkeler,müslüman ve doğal kaynakları çok zengin olan ülkelere gerek psikolojik,gerek askeri,gerekse politik yönlerden büyük bir şiddet uygulayıcısıdır.Bunu yakın Ortadoğu coğrafyasında veya Uzakdoğu coğrafyasında sıklıkla görüyor,bazen sonuçlarına katlanıyor veya katlanmış görünüyor,bazı durumlarda müşterek menfaatlarimiz dolayısıyla kendimize özel melez politikalar geliştirmek durumunda da kalabiliyoruz.Bazen ülkelerin akıllarında gelişen bu kötü politikaları dünya için,insanlık için elimine edebilme,kendi ve komşu devletlerin yararı,geleceği için düzeltmeye,iyileştirmeye,insanlığın geleceği için en optimal durumuna getirmeye gayret sarfediyor,tüm dünyanın gözünü kapayarak yardım etmekte sakındığı müslüman ülkelere yatırım ve şefkatli ellerimizi karşılıksız olarak da açabiliyoruz."Bir Türk cihana bedeldir" sözü aslında bu insani yardımlara olan aşırı hassasiyetimiz ve Türk olmanın verdiği onur,ayrıca damarlarımızda dolaşan asil Osmanlı kanı, dünyada yardım bekleyen insanlara karşı kayıtsız kalamayacağımızın en değerli bir hazinesi olarak var olmaya devam edecektir.Hiç bir üllkenin,bundan zerre kadar şüphe duymaması ve bizi olduğumuz gibi kabullenmeleri gereklidir.
Tüm dünya insanlarının "şiddet" hastalığına yakalanmaması ve bundan çok uzak kalması
dileğimle.Saygılarımla.
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, Bildiğini bilmeyeni uyarınız, Bilmediğini bilene öğretiniz, Bilmediğini bilmeyenden kaçınız. (Konfüçyus)
Son düzenleme: