“Sıfır Emisyonlu” Bir Dünya

Led'lerin en büyük sorunu ısınma.Aydınlatma aleti iseler neden ısınıyorlar?
İyi de enerjiyi taşıyan kablo da iç direncine bağlı olarak bir miktar ısınarak enerji kaybı yapar. Daha tasarruflusu/verimlisi icat edilinceye kadar elimizdekilerle idare edeceğiz.;)
 
İyi de enerjiyi taşıyan kablo da iç direncine bağlı olarak bir miktar ısınarak enerji kaybı yapar
Geçen bir devre yaptım çalışmadı:)
Oraya bak buraya bak,her şey tamam allah,allah dedim kendi kendime:) besleme 5 v idi kablonun girişinde 5 v vardı 15-20 cm'lik kablonun diğer ucunda 4.2 v ölçtüm:))Kabloyu değiştirdim çalıştı:)
Kısaca kötü malzeme çöpü olduk.Satan ne sattığını bilmiyor,alan ne aldığını bilmiyor:(
 
İyi de enerjiyi taşıyan kablo da iç direncine bağlı olarak bir miktar ısınarak enerji kaybı yapar. Daha tasarruflusu/verimlisi icat edilinceye kadar elimizdekilerle idare edeceğiz.;)
Burada basi geçen mevzuu kaçınılmaz kayıplar değildir.
Elbette ki bir iletkende de belli bir kayıp vardır. Kaçınılamaz.
Ancak benim bahsetmiş olduğum unsur YAPIM KALİTESİ.
Günümüzde öyle adi üretimler var ki, çin den ucuz ucuz alıp burada kakalıyorlar.
Sonra da LED'ler tasarrufludur diyerek feryadı figan ediyorlar.
Ben o LED'leri besleyen güç kaynaklarını alır, o heriflere yedirirdim ama neyse :D
Bu güç kaynakları tam anlamıyla KAPASİTİF yük teşkil etmektedirler.
Bir tesisattaki kapasitif yük artışını tolere edemezsiniz.
Elime geçen bir ürünün verimi %35 lerde idi. SMPS mantığı ile yapılmış olduğu için de sırf parazit kaynağı idi.
10W lık bir LED armatürü çalıştırabilmek için ise 220V şebekeden 1A gibi akım istiyordu.
ÜLEN (Sözüm forumdan dışarı) nerde bu LED'lerin tasarrufu.
Kızdırdılar YAMYAM'ı :D
Tabii ki siz arkadaşların bilmediği bir unsur daha var.
LED'ler doğru voltajdaki gerilim ile çalıştırılmazlarsa aşırı ısınırlar. Bu gerilim farkı LED başına 0.1 ila 0.4V arasındadır.
Sen nasıl olsa LED'ler tasarruflu diye adi bir güç kaynağı yapar da LED lere bilmem kaç voltu verirsen o LED sana kızar. Hatta köpürür, kıskançlığından da kısa sürede bozum olur :D
 
Geçen bir devre yaptım çalışmadı:)
Oraya bak buraya bak,her şey tamam allah,allah dedim kendi kendime:) besleme 5 v idi kablonun girişinde 5 v vardı 15-20 cm'lik kablonun diğer ucunda 4.2 v ölçtüm:))Kabloyu değiştirdim çalıştı:)
Kısaca kötü malzeme çöpü olduk.Satan ne sattığını bilmiyor,alan ne aldığını bilmiyor:(
Isınmadan bahsederken kabloyu gözardı etmeyelim diye hatırlattım.;)

Led değilde önceki jenerasyon tasarruflu floresan lambalar tam bir facia idi. Çünkü hem akkorlar gibi aşırı ısınma hem de ömürleri kelebek misaliydi. Yıllarca yanan akkor yerine bir kaç ay zor yanan ampülün nesi tasarrufsa?
 
Geçen bir devre yaptım çalışmadı:)
Oraya bak buraya bak,her şey tamam allah,allah dedim kendi kendime:) besleme 5 v idi kablonun girişinde 5 v vardı 15-20 cm'lik kablonun diğer ucunda 4.2 v ölçtüm:))Kabloyu değiştirdim çalıştı:)
Kısaca kötü malzeme çöpü olduk.Satan ne sattığını bilmiyor,alan ne aldığını bilmiyor:(
Demekki o kablo kablo değil kömürmüş :D
Bir kabloya kablo diyebilmek için direncini bilmek zorundayız.
10m lik bir kablonun direnci, kesitine bağlı olarak 0.5ohm bile değildir.
 
Sen nasıl olsa LED'ler tasarruflu diye adi bir güç kaynağı yapar da LED lere bilmem kaç voltu verirsen o LED sana kızar. Hatta köpürür, kıskançlığından da kısa sürede bozum olur :D
:)hatta ..
Sonuç olarak herkesin bir işi var herkes işini doğru dürüst yaparsa sorun kalmaz
 
:)hatta ..
Sonuç olarak herkesin bir işi var herkes işini doğru dürüst yaparsa sorun kalmaz
Aç gözlü aç insanları ne yapacağız ?
Zaten bu olayların en önemli sebebi daha fazla KAR değil mi?
İşini iyi yapsan da kötü yapsan da tek bir kural vardır.
MİLLET daima en uygun fiyat ister. Haklıdır.
Ama sen uygun fiyatlı yapacağım diyerek kanserojen, kirletici yokedici gibi unsurları düşünmezsen, sonuçta poşetleri para ile satıp ta durumu kurtarmaya kadar gelir :D
 
Zaten bu olayların en önemli sebebi daha fazla KAR değil mi?
Biz ilk okulda iken Nasrettin hoca fıkraları anlatılır ve okurduk.Siz Angara'lılar daha daha iyi bilirsiniz Nasrettin hocanın bindiği dalı nasıl kestiğini:)
 
Sayın hocam;
Açtığınız konu için teşekkürler.
15-20 yıl kadar önce imam hatipte ortaokulda okurken meslek dersi hocalarımdan birinden dinlediğim kapitalizmin doğuşu denebilecek mevzuyu aktarmak isterim.
Amerikanın üst aklı olan büyük yahudi aileler ve mason locaları petrolün bulunup, sonrasında tücari ve kullanım ihtiyaçlarının kontrolunü sağlayarak büyük sanayi devrimi gerçekleştirmiş ve 1873-1896 yıllarında küresel çapta hissedilen büyük bir krizi aşmayı başarmışlardır. Tabii sanayi demek üretim demek. Talep arz meselesine bağlı tüm üretim. Bu üst akıllar durum değerlendirip önlerindeki süreç için toplantı yaparken söz sahibi üstadlardan biri "şu döneme kadar insanların ihtiyaçlarının karşılanması adına neredeyse tüm yatırımları yaptık. Öngörülerimize bakınca ihtiyaçlardan daha fazlasını üretebilecek kapasiteye ulaşmamız çokta zor değil. Ve bunu yapmalıyız. Peki ihtiyaç yoksa insanlar neden satın alsın?"
Bu konuşma üzerine yıldızı yeni parlayan genç biri söz almadan ayağa kalkıp" o halde bizde ihtiyaç oluşturalım. Nasıl mı? Özendirelim, tanıtalım, ihtiyaç olmasa bile almaları için gereken ne ise onu bulalım uygulayalım" der ve kısa bir sessizlikten sonra alkışlarla yerine oturur.
Kapitalizmin doğuşu olarak dinlemiştim bu olayı.
Aradan yıllar geçer 2. Dünya Savaşı bitmiş Almanya bölünmüş Vietnam ve Japonya yaralarını sarmış, neredeyse tüm dünya sovyetler Birliği, Amerika ve Avrupa arasında sıkışmış, atom bombası ve çevreye etkisinin oluşturduğu tehlikeler çevre kirliliği ve ekonomik krizler gibi konular görüşülmek üzere ekonomik ve siyasi açıdan bağımsız ülkelerin ileri gelenleri davos benzeri bir sempozyumda bir araya gelmiş. Herkesten ayrı ayrı kendini kayıran saçma sapan fikirler ortaya atılmış. Müslüman bir ülkeden katılan ehlisünnet bir alime gelir konuşma sırası. Der ki
* Sizin çözüme kavuşmak için sayısız fikir üretmeye çalıştığınız bu sorunlarınızı benim peygamberim asırlar önce tek bir cümle ile sorunun nasıl çözüleceğini söyledi. Yeteri kadar tüketerek bugün bahsi geçen küresel çaptaki tüm sorunlarımızı hızlı bir şekilde ortadan kaldırabiliriz."
Tabi bu sözler birçok ülkenin işine gelmediğinden kayıtlardan silinir.

13 yıl önce 1 kalorilik gıda ihtiyacımız için 3 kalorilik enerji harcanmaktaydı. Bugün için 5 e yaklaşmıştır herhalde. Türkiye halkı olarak ister üst ister alt sınıf olalım farketmez daha evimizi ısıtırken yada soğuturken bile yaptığımız israfın farkında değiliz. Tasarruftan ziyade bilinçli tüketici olmak için bir alışveriş yaparken yada bir proje hazırlatırken parayı basıp konuyu uzmanına danışmak yerine, sanki en iyisini kendi biliyormuş gibi kendi bildiğini okuyup en ucuzuna ulaşmak için ne araştırmalar yapan insanlar var. Soğutma otomasyonu ile müşterime "sizin sisteminizi revize edelim karşılığında 2 yıllık tasarruf edilen enerjinin karşılığını her ay alırım, azalan arıza masraflarıda size kalır" diyorum. Bana öcü gibi bakıyorlar. "soğuk depomuz bu halşylede çalışıyor" deyip her arızada enerji maliyetini de dahil edersek. talep ettiğim masraftan kat kat fazlasını ödüyorlar. Sıfır emisyonu dünyada en son yakalayacak ülkeyiz gibime geliyor. Adamlar gökdelenin 15 kat altına hava deposu yapıyor. Gece soğuyan havayı konveksiyon etkisi ile hapsedip gündüz koca binanın iklimlendirme sistemine destek oluyor. Bizde ise vrf inverter sistem kurulup en ileri teknoloji iklimlendirme sistemimiz en düşük enerji sarfiyatına sahip denilerek kendimizi kandırıyoruz. Tasarruf üzerine emisyonu düşürmek için en basitinden sebzeyi meyveyi mevsiminde tüketsek düşünün ne kadar büyük bir adım atılmış olur. Yerleşim ve yaşam alanlarımızı seçerken ovalardan ziyade birazcık bayırlara doğru seçerek uzun vadede müthiş fırsatlar önümüze çıkacaktır. Naylon torbaymış, geri dönüşümmüş bunlar zaten ticari açıdan birçok kesimin hedefi. Benim hedefim ise doğal sağlıklı ve huzurlu bir yaşam.
 

Forum istatistikleri

Konular
129,834
Mesajlar
930,598
Kullanıcılar
452,662
Son üye
Yılmaz Çetiner

Yeni konular

Geri
Üst