Aganta Burina Burinata`dan
Bana verilen denizci dersleri dolayısıyla lâf sırası bulamayan Kasım Efendi,
ustamın bana boyuna denizden bahsettiğini, gidip babama fitlemiş.
Bir akşam eve dönünce, babamın bir karış surat astığını gördüm.Yutkundu.Yutkundu:
-Seni mektebe vereceğim, dedi.
Dünya gözüme zindan kesildi.Üç dört gün sonra topal hocanın mahalle mektebine gidecektim.
Dükkâna gittim son gündü. Ustam selâm verdikten sonra:
-Mektebe giderken ara sıra dükkâna uğra! Dedi.
O gün de her gün gibi akşam oldu.Kasım Efendi ile Nusret Ağa ayrıldılar.
Ustamla yalnız kaldık.
Ustam bana vermekte olduğu son dersin tamamen tadına varabilmek için beni,
biraz ötemizde
sokak köşesinde Muğlalı aşçı Yaşar`a, bir şişe rakı ve mezelik
izmarit balığı almak üzere gönderdi.
Aşçı Yaşar;
-Bizimle beraber dünyanın böylesinde yaşıyorlar, yazık zavallıcıklara.
Diyerek irili ufaklı, kör topal elli altmış kadar kedi ve köpek beslediği için,
dükkâna güç belâ girdim.
Dükkânının bana göre asıl cazibesi, kurutulup yaldızlanmış ve tavana asılmış,
açık kanatlı bir kırlangıç balığı idi.
Yaşar kısa ve şişmandı, yağlı yüzü pırıl pırıl yanardı.Soluk benizli çocuğu,
zerzevatı soyar, ateş yakmak,
pişirmek ve bulaşık yıkamakta babasına yardım ederdi.İşte o çocuk -yani Hamdi-
bana izmaritlerin
en kocamanlarını seçti.
Rakıyı, ve bir gazete parçasının üzerinde de izmaritleri dükkâna getirdim.
Ustam şişenin kıçına avuç içiyle vurup tapayı attırdı. Karşı karşıya oturduk.
Kadehi doldurdu.
İçti.Sonra
-Bak şimdi sanki geçmişle gelecek karşı karşıya oturuyoruz.
Dedi.Başı bir müddet önüne düştü. Sonra kaldırıp:
-Seren altı makaraları nasıl donatılır?
Diye sordu.Ben,
- Çımaları filadur, kasalı tek sapandan, iki makara hamailinin iki tarafına konulur.
Seren üzerinden filadura bağlı ile bağlanır.
-
Diye bir solukta cevap verdim.Halil usta (şaaak) diye avucunu dizine vurdu.
-Aç ağzını yum gözünü.
Dedi. Mezeliğinden bir kızarmış izmarit verdi.
Fakat bütün gayretine rağmen neşelenemiyordu.
Bir yorgunluğu argınlığı vardı.Birkaç kadeh daha içti. Sonra bana;
- Meselâ gemi orsa alabanda edecek, ne gibi emirler verilir,
ve o emirler verilince neler yapılır?
Sırasıyla söyle bakalım.Dedi.
O manevranın bir kayıkta yapıldığını görmek sevincinden ben de,
ustam da mahrumduk.
Fakat onu sözle haykıra haykıra anlatmanın sevinci vardı ya.
Dudaklarımı ıslattım ve hemen, anlatmağa başladım.
"Alestaaa tira mola!" deyince hepimiz, ayni denizciler - Hepimiz deyince
onların arasına kendimi de
kattığım için göğsüm gururla kabardı- yerlerimize koşar ve hazır ol vaziyetinde
alesta dururuz.Laçka sku...