Aleyküm selam;sn.azat,merhabalar.Türkiye'nin mevcut altyapısı (Örneğin güçlü bankacılık alt yapı sistemi gibi) bundan daha kötü badireleri bile sn.KAZIMUĞUR hocamın da çok iyi ifade edebildiği üzere kolaylıkla da savuşturacak bir yapıya sahiptir.Üstelik daha önümüzü çok net olarak da gördüğümüz,çok da kritik,telafisi pek de mümkün gözükmeyen dönüşü olamayacak kadar da vahim bir dönemde de değiliz bana göre.Bundan çok daha kötü dönemleri (17 ağustos depremi,1999,2001 krizi,2006 kritik dönemi gibi) Türkiye başarıyla da soğukkanlılığını kaybetmeden,sağduyusuyla,ne yaptığından emin inisiyatifiyle,bu bedirelerin üstesinden de gelebilmesini bilmiştir ve yine başaracaktır bundan emin olmalıyız ve inancımızı asla da kaybetmemeliyiz.Yeter ki millet olarak bu konuda iyileştirme,dengeleme yolunda alınan önemli ön kararlara (Faiz arttırımı gibi) olan inancımız yüksek de kalabilsin,geleceğe ümitle de bakabilmiş bulunalım.
Zaten bu konuda yapılan en büyük hata,"panik yapmak","eyvah!bittik mahfolduk!" diyerek soğukkanlılığımızı büyük oranda da kaybedip,normal seyrinde giden bir ekonomiyi,bir de bu panik durumlarıyla (Bankalarda,döviz bürolarında oluşan aşırı hareketlilik,can havliyle bir önlem alma çabası,yanlış yapılan yönlendirmeler ve yatırımlar,yatırım şeklini bu dalgalı,oynak dönemde habire değiştirme,vb.) daha da en dip (Kritik) noktasına biz kendimiz,bu panik hallerimizle de çekmiş bulunabiliriz.Geçmişte de bu ve buna çok benzer durumlar yaşanmıştı hatırlayın,gelecekte de yine elbette yaşanacaktır.
Bir bakıma "gelişmekte olan ülkelerin" (Arjantin,Meksika,Brezilya,Türkiye,vb.) bir kaderidir bu diyebiliriz,bu yazgıyı değiştiremeyiz,ama emin adımlarla ve en az zararla,hatta çok karlı çıkmak (Krizi fırsata dönüştüren iş adamlarımızı da düşünürsek eğer) yine bizim kendi ellerimizdedir.Selametle kalın.Kolay gelsin.Saygılarımla.