Şimdi anlatcam hikayenin uzaktan yakından gerçekle ilgisi yoktur sadece kurgudur, tamamen uydurulmuştur
"Günlerden bir gün bir elektrik mühendisi arkadaş mezun olmuştur. Askerlik falan bitmiş iş aramaya geçmiştir. Lakin yaptığı iş görüşmeleri neticesinde pek iç açıcı sonuçlar elde edememiş yaklaşık 4 ay sonra 1.300 tl ye içine pek sinmesede bir iş bulmuştur. Bunuda şükretmelidir ki yaptığı başvurulardaki en iyi rakam budur. Sonra mikrobiyolojiden mezun kız arkadaşının kpss ile kalkınma ajansına uzman olarak girdiğini öğrenir, sevinir lakin nasıl iş bulacağını düşündüğü kız arkadaşının maaşı 3.900 tl olduğunu öğrenince kafasından kaynar sular dökülür. Zaten kısa bir süre sonra kız arkadaşıdıda ona soğuk davranmaya başlar, o sırada okul arkadaşlarından ondan bir sene sonra mezun olan en tembel arkadaşının trt ye girdiğini öğrenir, onunda maaşı yaklaşık 4 bin lira civarıdır. Asabı bozulmaya başlarken, mahellede ders verdiği arkadaşının polisliği kazandığı haberini öğrenir, tahmini maaşının 2.500-3.000 tl olduğunuda öğrenir. Bir yerde terslik vardır. Ama onlar devlette memur ne uzalır ne kısalır der bir kaç sene sonra ben onlardan çok daha iyi kazanırım der. Bir sene sonra zam zamanı gelince patrondan 1.500 tl ister, çünkü iş yükü oldukça fazladır. Cumartesi günü saat akşam 7 ye kadar çalışıp, pazarlarıda çoğu zaman ek mesai yapmaktadır. Ama patron 1-2 ay işi sallatır sonra 100 tl zam yapar maaşı 1.400 tl ye ulaşır. Arkadaş artık bu böyle olmaz diye bir inşaat firmasına iş görüşmesine gider, 2.000 tl ister iş görüşmesindeki şirket ortağı tarafından- biz seni elektrik koordinatörü yapmayı planlıyoruz, kaılıcı bir iş olduğu için fiyatı bir gözden geçir- denilir, sonra 1.800 tl ye anlaşılır. O sırada kız arkadaşının maaşı 4.200 tl olmuştur, ilişkileride işyice kötüye gitmektedir. Yeni işe başlar, sabahın en köründen gece yarılarına kadar ulaşan bir tempoyla çalışmaktadır. Dünya sadece şantiyeden ve patronların bitmez tükenmez isteklerinden bir ibarettir. Boş kaldığı bir zaman facebookta arkadaşların durumuna bakar, oda ne millet birbirleriyle buluşmuş, tatil fotolarını üstüste koymuşlar, kendi hesabına bakmış hiç bişey yok sadece şantiye odaklı bir hayat. Bu arada üzerinden 1 yıl aşkın geçer maaşta ne bir ufak artış nede düzgün almak vardır. SGK dökümüne bakar oda ne delik deşik olmuştur, bunu görünce sinirle genel merkeze gider, merkezde görüşmesinde restleşme sonucu işi bırakır ki, şantiye sonu o işte paydos olacağınıda farkına varmıştır. Yaklaşık 2,5 sene sonra yine geldiği nokta en başındadır. Yine işsizdir, yine iş görüşmelerine katılır, daha seçiçi davranır lakin işlerin hepsi birbirine benzemektedir. Bu sırada kız arkadaşıyla tamamen ayrılmıştır artık. Bunalımdayken sokağın karşısındaki koskoca kpss yazısını görür. Düşünür bir kaç senede devletteki maaşlar katlayacam diyordum ki onlar farkı açtı, bide parasını yiyim ya hayatı yaşayamıyorum artık, hep iş hep iş yeter be, bunun için mi dünyaya geldim der, 6 ay sıkıca çalışıp kpssden iyi bir puan alıp yaklışık bir 6 ay sonrada ataması yapılır. Üstünden bir süre geçer bi bakar ki zamanında devleti önermeyen herkesin eşi dostu çocuğu ya kamuya girmiş ya girmeye çalışıyor. Bu ülkenin gerçekleri bu, herkes dediğin tersini yapıyor der. Artık düzenli bir hayatı, düzenli bir işi ve onu gerçekten seven bir eşi vardır."