Emek ve bilginin ücreti

CEVDET ÇALIK

Profesyonel Üye
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
1,059
Puanları
481
Yaş
54
Merhaba,

Aşağıda anlatılan olay gerçek bir olaydan alıntı yapılmıştır.

1900 yılların başında Amerika’da yüksek bir binada elektrikle ilgili bir sorunla karşılaşılmış. Çözüm için bir çok kişi ve kurumdan yardım talep edilmiş. Fakat sorun çözülememiş. O yıllarda Amerika’da yaşayan bir bilim adamından yardım talep edilmiş. Bilim adamı önce projeleri incelemiş. Sonra binanın teknik servisi ile bir toplantı yapmış. Daha sonra eline bir tebeşir alıp binada bulunan bir Elektrik panosunun yanına giderek panoya bir çarpı işareti koymuş ve yanındakilere sorun bu panoda bunu yenileyin deyip çekip gitmiş.

Herkes bir birine bakmış. Demişler yapacak bir şey yok. Sorunu bir türlü bulamadık. Birde bu panoyu değiştirelim belki sorunumuz çözülür demişler. İşin sonunda pano yenilenmiş ve sorun çözülmüş. Herkes ve tabi ki patron çok mutlu olmuş. Patron bilim adamı ile irtibata geçin ve borcumuz ne kadar diye sorun bize bir fatura kessin demiş.

Gönderilen faturada 1000 dolar yazıyormuş. Patron çıldırmış. O günün şartlarında1000 dolar büyük para imiş. Patron demiş ki söyleyin o adama yapmış olduğu işleri detaylı olarak yazsın ve bana bir rapor versin demiş. Adam ne yaptı ki bu kadar para istiyor. Yaptığı yanlızca eline bir tebeşir alıp panonun üzerine bir çarpı işareti koymak, bunun karşılığında da benden 1000 dolar para istiyor demiş.

Birkaç gün sonra rapor gelmiş. Raporda şöyle yazıyormuş.

1 dolar tebeşir ücreti. Geri kalan 999 dolar ise 30 yıllık bilgi ve tecrübe ücreti yazıyormuş.

Patron bu açıklamayı kabul etmiş ve gerekli parayı ödemiş. Bu olay yaklaşık 100 yıl önce yaşanmış. O yıldan bugüne kadar emek ve tecrübenin ücreti yurt dışında ödeniyormuş.

Almanya da çalışan bir arkadaşım konu ile ilgili şunu söylemişti. Yurt dışında emek ve tecrübenin ücreti çok yüksek. Türkiye de ise emek ve tecrübenin her hangi bir karşılığı yok diye tespit yapmıştı.

Konu ile ilgili sizlerin yorumunuzu öğrenmek isteriz.
 
yıllar öncesiydi, bilgisayar teknik servisinde, teknik eleman olarak çalışıyordum. bir gün, bir emlak ofisinden çağrı geldi. yazıcı sorunu yaşıyorlarmış. haliyle gittik. MS IT eğitimi almış bir kişi olayı çözememiş. benim usta çözemedi. makinede ingilizce herkes kafayı yiyiyor ama yazıcıdan çıktı alamıyorlardı. benim ingilizcem yes- no seviysinde. izin isteyip makineye bakabilir miyim dedim. sonra yazıcı makine arasındaki kabloyu değiştirmelerini söyledim ve sorun çözüldü. ve ben işimden kovuldum. çünkü ben eğitimsizdim, oradaki en düşük kişiydim. yani güzel ülkemde emek sadece beden işçiliği sanılıyor. daha kaç tanesi var ben bilmiyorum. emeğin tecrübe olduğunu öğrendiğimiz zaman belki biraz ileriye gideriz.
 
Zaman zaman değindiğim bir konudur; yılların birikimi ile edindiğin tecrübe ve birikimi ucuza satma... Ucuza satmazsan meslek seni vezir eder, aksi takdirde rezil eder. Bu vesile ile neden meslek dışından soru soran kişilere elimde tuzlukla koşmadigimin da bir nevi açıklaması niteliğindedir bu beyan. Mesleğinize yani ömür harcadığınız edinimlerinize ihanet etmeyin yoksa değersizleşir, ne yaşar ne ölürsünüz.
 
Mesnevide güzel bir hikaye vardır . Horozun biri çöplükte değerli bir inci bulmuş . Yahu seni bulacağıma iki tane buğday tanesi bulsaydım karnım doyardı en azından . İnsanlar sana niye değer veriyorlar ben anlamıyorum demiş . Neye ne kadar değer verilmesinde canlılar konusunda yaşanan tezat için süper bir örnek . Bizim gibi teknolojinin ve bilimin üretilmeyip ithal edildiği ülkelerde nitelikli teknik elemanlar değil , günü kurtarmak konusunda şampiyon olmuş , çenesi ve ikili ilişkileri güçlü , nepotizmin kitabını yazmış tipler gözde ve değerli olur . Sen sabahtan akşama değerli yanlızlığı oynasan ne olur üstadım .
 
Emek ve bilginin ücreti nasıl hesaplanmalı?
Hikaye uydurulmuş ama keyfilik var.
Aynı şey paranın değeri konusunda da yaşanıyor.
Fizik formülleri gibi standart bir formül yok.
 
Haklısın üstadım ancak bizim kuşağı en iyi anlatan bir hikaye vardır;
Karıncaya sormuşlar, nereye gidiyorsun?
-Hacca gidiyorum demiş küçük karınca,
-Ohoo demişler, sen bu hızla ölene kadar da varamazsın ki hacca.
-Olsun demiş karınca, varamasam da yolunda ölürüm.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…