Gıdaya 1 Yılda Gelen Zamlar

Burçin ERİŞEN

Onursal Üye
Onursal Üye
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
718
Puanları
156
Yaş
47
Gıdaya 1 Yılda Gelen Zamlar

ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'de IMF ve Dünya Bankası güdümlü tarım politikalarının iflas ettiğini belirtti. Gıda ürünlerine 1 yılda gelen zamlar.

Ankara Ticaret Odası (ATO), pirinç fiyatlarındaki hızlı artışla gündeme gelen gıda krizinin, en çok dar gelirli yurttaşları vurduğunu bildirdi.
ATO'nun yaptığı piyasa araştırmasına göre, pirinç fiyatları son bir yılda yüzde 141 artarken Tarım Bakanı Mehdi Eker'in pirince alternatif olarak gösterdiği "pilavlık bulgur"un fiyatı da geçen yılın Nisan ayından bu yana yüzde 100 zamlandı. Geçen yıl Nisan ayında kilosu 0.75 YTL olan bulgur, şimdi 1.5 YTL'den satılıyor.

ETİN İKAMESİ YEŞİL MERCİMEK YÜZDE 100 ZAMLANDI -

Dar gelirli ailelerin protein ihtiyacını karşılamak için et yerine ikame ettiği "yeşil mercimek" de fiyatı bir yılda ikiye katlanan temel gıda maddeleri arasında yer alıyor. Şu anda fiyatı 2.2 YTL olan yeşil mercimek, geçen yıl Nisan ayında 1.1 YTL'ye satılıyordu.
Genellikle pirinç pilavı ile birlikte yenen milli yemeğimiz "kuru fasulye"nin fiyatı ise geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 97 artış gösterdi. Kuru fasulyenin bir yıl önce 1.65 YTL olan fiyatı şimdi 3.25 YTL. "Aşurelik buğday"ın fiyatı yüzde 84, "barbunya"nın fiyatı yüzde 70, "şehriye"nin fiyatı yüzde 52, kuru fasulye gibi milli yemeklerimiz arasında bulunan "nohut"un fiyatı yüzde 50 zamlandı.
Dar gelirlilerin ucuz olduğu için tercih ettiği "makarna" yüzde 114, "kırmızı mercimek" yüzde 133 zamlandı. Dökme makarnanın fiyatı bir yılda 0.70 YTL'den 1.5 YTL'ye, kırmızı mercimeğin fiyatı 0.90 YTL'den 2.1 YTL'ye çıktı.

12 AYIN ZAM ŞAMPİYONU KEREVİZ -

Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış da resmi enflasyon rakamların kat kat üzerinde gerçekleşti. Son 12 ayın "zam şampiyonu" yüzde 257 ile "kereviz" oldu. Geçen yıl Nisan ayında 0.70 YTL'den satılan kerevizin fiyatı bir yılda 2.5 YTL'ye yükseldi.
Zam şampiyonluğunda kerevizi yüzde 250 ile "can eriği" ve yüzde 180 ile "limon" izledi. Geçen yıl filesi 1 YTL olan limon, şimdi 2.8 YTL'den satılıyor. Fiyatı bir yılda 1.2 YTL'den 3 YTL'ye çıkan "ayva"daki enflasyon ise yüzde 150... Geçtiğimiz yıl Nisan ayında kilosu 1.5 YTL'den satılan "dolmalık biber"in fiyatı 2008 Nisan ayında 3.7 YTL oldu. Artış oranı yüzde 147.
"Domates" son bir yılda yüzde 115, ıspanak, pırasa ve turp yüzde 100, kabak yüzde 88, beyaz lahana yüzde 71, taze fasulye ve elma yüzde 67, pazı, patates ve çilek yüzde 50, soğan yüzde 44, semizotu yüzde 43, kivi yüzde 34 oranında zamlandı.

KAHVALTILIKLARDAKİ ARTIŞ YÜZDE 50-70 ARASINDA -

Kahvaltılıklardaki bir yılık fiyat artışı da yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişiyor. "Tulum peyniri" ve "kaşar peyniri" bir yılda yüzde 50 zamlanırken, "beyaz peynir"in fiyatı yüzde 70, "siyah zeytin"in fiyatı yüzde 55 arttı.
Kahvaltının alternatifi olan "simit" de bir yılda yüzde 25 oranında zamlandı. Simit fiyatlarının daha da artması bekleniyor.
Türk ailesinin temel gıda maddelerinin başında gelen ekmeğe de kısa bir süre sonra zam gelmesi bekleniyor.
Yağ fiyatlarındaki artışlar da resmi enfasyon rakamlarını geride bıraktı. Nisan 2007-Nisan 2008 döneminde, ayçiçek yağı yüzde 115, mısırözü yağı yüzde 110, margarin yüzde 72, tereyağı yüzde 46 zam gördü. Aynı dönemde "tuz"un fiyatı yüzde 95, "salça"nın fiyatı yüzde 35 arttı. "Un" fiyatları yüzde 53 artarken, "yoğurt" fiyatındaki artış oranı ise yüzde 25 oldu.

GÜBRE YÜZDE 76, MAZOT YÜZDE 30 ZAMLANDI -

Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış, gıda fiyatlarını yükselten nedenler arasında yer alıyor. Çiftçinin en önemli girdilerinden birini oluşturan "gübre"ye bir yılda yüzde 76, "mazot"a yüzde 30 oranında zam geldi.
Bir yılda elektriğin birim fiyatı yüzde 27, suyun birim fiyatı yüzde 12, kömür yüzde 18 oranında zamlandı. Elektriğin birim fiyatı Nisan 2007'de 2.16 YTL iken Nisan 2008'de 2.75 YTL'ye, aynı dönemde suyun birim fiyatı 4.79 YTL'den 5.35 YTL'ye çıktı.

ATO BAŞKANI AYGÜN -

Türkiye'de IMF ve Dünya Bankası güdümlü tarım politikalarının iflas ettiğini söyleyen ATO Başkanı Sinan Aygün, "Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye'de IMF ve Dünya Bankası güdümlü tarım politikaları iflas etmiştir. Türkiye'yi kuraklıktan önce IMF ve Dünya Bankası'nın tarım politikaları yaktı" dedi.
Tarımda üretimin gerilediğini, tarım arazilerinin boş kaldığını belirten Aygün, şöyle dedi:
"IMF'nin ve Dünya Bankası'nın isteğiyle tarımda destekleme kaldırıldı. Desteklenen ürün sayısı miktarı azaltıldı. Arazisini eksin ekmesin çiftçiye doğrudan gelir desteği ödemesi yapıldı. Ucuz kredi desteği kaldırıldı. Gübre ve diğer girdilerde destek azaltıldı. Bu politikalar yüzünden Türkiye gıda krizi yaşıyor. Anadolu artık kendini besleyemez hale geldi."
Gıda krizi nedeniyle fiyatların arttığını, bundan da en çok dar gelirlilerin etkilendiğini belirten Aygün, "Enflasyon canavarı, fakirin sofrasından kalkmıyor" dedi.


*ALINTIDIR*
 
Oh, ohh, ohh...
Gıda fiyatları son 12 ayda, hangi ülkede düştü? Burçin. at gözlükleriyle konuya bakmak çözüm değil. Tarım konusunda en büyük açığımız köylünün bilimden uzak kalması. Bitkiyi öldürecek her türlü yan etkiye sahip sistemleri bir ziraatçinin sözüyle denerler. Yetiştirdikleri ürünü yok pahasına aracıya satarlar seneye ekecek tohum bulamazlar. Hayvan yetiştirirler, kilosu 6YTL ye aracıya satarlar. Sen kasaptan kaça alıyorsun eti? Şahsen ben kasaptan almıyorum. Köylüden alıp kesiyoruz. Bu gıda sıkıntısı benim çevremde çekilmiyor ama sizlerin çevrelerinde çekilecek. Akılcı tavırlarla bilişim çağını başlatmalıyız. Sorun belirtmek çözüm getirmez. Sorunu çözümüyle getirebilen "ADAM" lazım. Çoğu görüş çözümünü ortaya koymayan safsatalarla dolu olduğundan boş kaşıntılar diyorum onlara. Lütfen çözümleriyle birlikte tartışma açalım. Nasıl çözülür bunlar diyerek bitirelim yazıları.

Bu forum çözümlerin ortaya atıldığı bir yer olmayacaksa işlevi ne olacak?
 
bilimbenim ' Alıntı:
Oh, ohh, ohh...
Gıda fiyatları son 12 ayda, hangi ülkede düştü? Burçin. at gözlükleriyle konuya bakmak çözüm değil. Tarım konusunda en büyük açığımız köylünün bilimden uzak kalması. Bitkiyi öldürecek her türlü yan etkiye sahip sistemleri bir ziraatçinin sözüyle denerler. Yetiştirdikleri ürünü yok pahasına aracıya satarlar seneye ekecek tohum bulamazlar. Hayvan yetiştirirler, kilosu 6YTL ye aracıya satarlar. Sen kasaptan kaça alıyorsun eti? Şahsen ben kasaptan almıyorum. Köylüden alıp kesiyoruz. Bu gıda sıkıntısı benim çevremde çekilmiyor ama sizlerin çevrelerinde çekilecek. Akılcı tavırlarla bilişim çağını başlatmalıyız. Sorun belirtmek çözüm getirmez. Sorunu çözümüyle getirebilen "ADAM" lazım. Çoğu görüş çözümünü ortaya koymayan safsatalarla dolu olduğundan boş kaşıntılar diyorum onlara. Lütfen çözümleriyle birlikte tartışma açalım. Nasıl çözülür bunlar diyerek bitirelim yazıları.

Bu forum çözümlerin ortaya atıldığı bir yer olmayacaksa işlevi ne olacak?

sn.bilimbenim

Heralde yazıdaki mantığı anlamakta zorluk çekiyosunuz

Bu konu tartışma alanına açıldı açılma sebebide tartışmaya açık bi konu olması tartışmalar neden yapılır peki? Sorunları çözmek için....

Ama anlaşılan sizin sorunlara çözüm getirmek gibi bir çabanız yok dikkat ederseniz yazılarımda kullanıcı adınızın başına "sn" ibaresini koyuyorum.Bakıyorumda siz usturuplu konuşmak yerine ukala tavırlarınızdan vazgeçmiyorsunuz (at gözlüğü).Tartışmalar saygı çerçevesinde olursa tabiki tartışılır ama bu şekilde konuşursanız tartışmak için gerekli bir kişi deilsiniz benim için.

Ha bu arada çiftçilerin kullandığı ilaçlardan bahsetmişsiniz. sn.bilimbenim çiftçi aç hangi parayla hangi ilacı alıcak adam ne bulursa onu kullanıyo.
 
Hocam okumamışsın yazdıklarımı. Çiftçi tabi aç kalır. Ziraatçi geçinen ilaç satıcıları boş ilaçları kakalıyor zaten. Hadi onlar yetmedi aracılar alıyor malını elinden, hemde yok pahasına. Piyasaya son ürün üreten kaç çiftçi tanıyorsun? Benim yakınımdakiler artık son ürüne doğru kayarak adam gibi para kazanıyorlar. Lafı tam oku hoca. 6Liraya etin kilosunu çiftçi aracıya satıyor. Sen kaça alıyorsun etin kilosunu? Hoca, yönetici olmakla iş bitmiyor. Forumda yazmakla iş bitmiyor. Kaç çiftçinin elinden tuttun? Benim yazdıklarımı çözüm için haykırış olarak değilde ukalalık olarak görüyorsan, sen bir çözüme ön ayak olmadığın ve bana ukala yakıştırmasını taktığın için utan.
 
:D

Valla sn.bilimbenim yöneticilere karşı kullanmış olduğun uslup benim için inan hiç önemli değil.Bu kadar sinirli ve agrasif olarak yazı yazman ortamı germekten başka bir işe yaramıyor hala farkedemedin bunu.

Ayrıca bir konunun çözümü için insanlara at gözlüğünü çıkar sen birşey bilmiyorsun dediğin için sana ukala dediysem utanmamıda gerektiren birşey yok.

Halbuki ya arkadaşım sen böyle yazmışın ama bu madalyonun başka bir yüzü daha var deseydin ve konuyu anlatsaydın bu polomiğide yaşamış olmazdık.

Unutma rüzgar ekersen fırtına biçersin. Ayrıca beni ne kadar tanıyorsunuz yada yaşadığım ortamı nekadar biliyorsunuzda kaç çiftçinin elinden tuttunuz gibi bi yorum yapıyorsunuz. Konuyu açtık tatışma alanına tabikide herkez aynı fikirde olmayacak ama bu fikir alışverişleri sert konuşmalar çerçevesinde olunca bunun bir mantığı yok arkadaşım.

İnsanların hepsi bir değil önyargılarınızdan kurtulup biraz daha sakin yorumlar yaparsanız sevinirim.

Kolay Gelsin...
 
@bilimbenim

iyi de bunun sebeide köylünün cahil olması , onun sebebide çok sayın milli eğitim bakanımız gibiler değilmi.

köylüyü suçlamak kolaycılık !

hiç bişeyler üretip satmaya çalıştınızmı yoksa hariçden gazelmi okuyorsunuz
 
sayın bilimbenim ;
siz öncelikli olarak birilerini karalamak herşeyi bilirim edası ile insanlara hakaret etmek yada tahrik dolu cümleler kurmak yerine kendinizi bir eleştrik yinede bir sonuca varamaz iseniz o zaman yazmayın okuyun
emin olunki okudukça ANLAYACAKSINIZ
 
O yukarda bahsedilen kalemlerin hepsi köyden çıktığında yarı fiyatına, üçtebirine çıkıyor. 2 ila 3 köyü bir araya getirip satışları yaptırdığınızda sebzede 4 aylık yaz döneminde dekarda aylık 13 ton civarı domates alınıyor. Bu miktar bile aylık kazanç 4500YTL para ediyor. 4 ayda dekar başına 18 bin YTL kazancı var bu işin. Ama eğer bunu tarladan toplamaz üşenirsen, aracıya verirsen sana olsa olsa dekarda 3-4bin YTL kalır.

Şimdi söyleyin bakalım aranızdan kaç babayiğit senede 18 bin YTL kazanıyor? Ki 1 dekar eken sayısı hiç yok çünkü en az 4-5 dekar ekilir. Geri kalan alanlar bakliyat ekilir. Hayvancılık yapanlar 14 YTL ye eti satıp 8 lira ceplerine indiriyor. Danada en az 1200YTL kazançla ayaktalar ve hatta mutlular. Yoncalar arasında semirmiş dananın tadı başka oluyor bilginize.

Kabul ediyorum, uyuzluk ediyorum. İlgi çekiyorum.
 
bilimbenim ' Alıntı:
Kabul ediyorum, uyuzluk ediyorum. İlgi çekiyorum.
Ama olumlu yönde değil bana göre...

bilimbenim ' Alıntı:
Tarım konusunda en büyük açığımız köylünün bilimden uzak kalması.
Sorumlusu köylü değil. Köylüyü bu duruma düşüren Tarım Bakanlığıdır. Hangi besiciye sorarsan sor. Prof. Hüsnü Yusuf Gökalp dönemini övgüyle bahsedeceklerdir. (Yanlış anlaşılmasın herhangi bir siyasi partiye göbekten bağlı değilim ben.)
AB kotalarını ka unutmayalım. (Özellikle şeker pancarı)

bilimbenim ' Alıntı:
Hayvan yetiştirirler, kilosu 6YTL ye aracıya satarlar. Sen kasaptan kaça alıyorsun eti?
Canlı hayvanın ağırlığıyla, derisi, kanı, kafası sakatatları ... çıkarılmış nakliyesi, vergisi masrafları eklenmiş kemiksiz etin kilosu bir olamaz! Yanlış örnek veriyorsun bu konuda.
 
Tersleme sözleri ve bla bla bla.

Tarım konusunda köylüye amn size şunu yapcaz, şunu edcez sözleriyle bi ton memur görevlendirildi. Arkasından görevli gelen memur kazandırdığından fazlasını aracılarla yiyip gitti. Güya memurlar bu yöntemleri anlatacak, koperatifleştirip bilinçlendirecekti. Köylüyle köylünün dilinde konuşmak demek anlatıp yanlız bırakmak değildir. Yanında yapacaksın, önayak olacaksın onlar arkadan paranın tadını alıp devam edecekler. Yoksa gariban kalıyorlar. Parayı gördükten sonra bi havaları oluyo varya mühendisi valisi yanlarında cücük kalıyor. O havayı verip kendilerine güveni önden vermek mesele işte.

Sen geride kalma, eti satarken pazarlığı görüceksin. kemiğine kadar düşüyor adam. Halbuki adam akıllı değerlendirilecek olsa orda her bir mamül değer kazanıyor. Kemiği her ne kadar ucuz olsada bir danada 200-250kg civarı et alırsın. İlaçsız, hormonsuz. Sen o etten o dediklerini çıkar, yanlız çiftçi usulü, bak ne kadar kalıyor.

Yok avrupa birliği kotasıymış, hangi kota o. Ürünü kendin işleyip satınca nerden takılıyorsun sen o kotaya. Zavallı çiftçinin üzerinden geçinen asalaklar artsın sonra da kota olsun. Sana git ürününü şuraya buraya sat diyen mi var. Ensem kalın, çünkü kendi işimi kendim görürüm. Hoyda breee.
 

Forum istatistikleri

Konular
130,059
Mesajlar
932,628
Kullanıcılar
453,040
Son üye
ekardon

Yeni konular

Geri
Üst