Reklamlarımız yabancı özenti ama ozenti olmayan ne var . Yılda iki ya da üç kere doğduğum şehire anne ve babamın yanına geliyorum. Her seferinde aynı şehri bambaşka bir hale bürünmüş buluyorum . Cadde ve şehir merkezinde çılgın bir hızlı tüketim anlayışına göre dizayn edilmiş yeme , içme , giyinme sektörü. Başka hiç ama hiçbirşey yok . Şehrin merkezinde fink atan insanlara bile sadece abuk subuk giyim tarzlarına bakarak bile toplumsal öz kültürümüzden nerelere savruldugumuzu görünce gerçekten çok ama çok üzülüyorum. Kıyafetimiz , yememiz , içmemiz , gezmemiz , tozmamız , oturmamız , kalkmamız , çalismamiz , tatilimiz herşey ama herşey kapitalist tüketim sektörünün dizayn ettiği insan profiline göre.