DİZİLERİN İNSAN(TOPLUM) PSİKOLOJİSİ ÜZERİNDEKİ DOLAYLI ETKİLERİ
TV’lerde izlediğimiz pek çok dizide,bu dizide oynayan şahısların aslında bir hayal ürünü olduğu(Kurgulama tekniği),gerçek hayatla hiçbir ilişkisinin bulunmadığı,uyarı maksatlı olarak,dizinin başlangıcında da ayrıca bundan söz edilir.Ama geniş bir seyirci kitlesi,bu ön uyarıyı unutarak,sanal ortamda yaratılan bu karekterlerle, kendilerini özdeşleştirek,bir yanılgı içine düşerek ön yargılı da düşünebilirler.Bunun başlıca sebebi ise,tv’nin,yaygın kullanılan
bir medya vasıtası olarak,en etkili görsel ve işitsel iletişim vasıtalarından biri olarak,izlendikten sonra insanlar üzerinde,etkili ve kalıcı davranış değişikliklerine,düşüncelerin,ön yargıların şekillendirilmesine aracılık yaptığı çok farklı etkilenimlerdir.
Bu tanım esas itibariyle “Eğitim Bilimleri” branşında da,insanların kısa süreli ve kalıcı olarak da görsel ve işitsel medyanın etkileşiminden,nasıl direk olarak etkilendiği bilimsel olarak da anlatılmaktadır.En etkili öğrenme yolunun,yalnızca sesli uyarı veya görsel uyarı (Resimler,şekiller,şemalar,vb.)yollarıyla değil,görsel görüntülerle birlikte,sesli uyarımın da verildiği,insanın hem kulağının,hem de gözünün devrede olabildiği öğrenme şeklinin,en etkili ve kalıcı öğrenme şekli olabildiğinden söz etmektedir.Bu nedenle de seminerlerde,sempozyumlarda,konferanslarda(Ayni şekilde internet üzerinden yapılan video-konferans görüşmelerinde de,çok daha etkili olabilmektedir bildiğimiz gibi) bu yöntem,sıklıkla tercih edilen bir öğretim ve bir sunu sistemi olarak uygulanır.Bu yöntem,insan etkileşimi üzerindeki bu kuvvetli etkisi nedeniyle medya organları tarafından,belirli bir fikrin,ideolojinin,düşüncenin,propaganda yoluyla etkili bir siyaset yapılmasında da,çok yararlıdır.
Burada,insanların bu dizilerle ilgili verdikleri kesin kararında,seyredilen etkileşimin,belgesel mi yoksa kurgulanmış bir dizi mi olduğunu en başta göz önüne alabilmeleri de ayrıca önemlidir.Bildiğimiz gibi belgeseller,sadece bilimsel gerçeklere dayanan ispatlanmış bilimsel verilerin belirli bir düzende insana hoşça,eğlenceli ve öğretici amaçla vakit geçirebilmesi amacıyla hazırlanmış bir medya yapımıdır.Dizilerin ise,gerçekte yaşanmış olayların,senaryo gereği birebir işlenmesi ile yapılanı(Zaten ön giriş kısmında,belirli bir tarihte,belirli kişiler arasında yaşanmış gerçek olayların,bu dizide birebir yer aldığı ayrıca belirtilmektedir.)veya gerçek olmayan olayların,sadece senaristlerce kurgulanması ile,aslında gerçekte hiç yaşanmamış olayların,bir senaryo olarak hazırlanması ile,tamamen de sanal yapıda,kurgulama tekniği ile,bir dizi oluşturulması da mümkündür.
Bir zamanlar Türk sinemasında,kötü karekterleri temsil eden artistler,aktristler,halkla direk olarak da karşılaştıklarında,oynadıkları karekterlerin bu olumsuz etkisi ile,beklenmedik bir nefret ve tepki ile de,sürpriz olarak karşılaşabilmişlerdir.Bunu, tamamen oynadıkları rolün tam hakkını vermiş olan aktör,aktristlerin,o rolle özdeşleşmiş,ustaca yapılan oyuncu yeteneklerinin sergilenmesine dayandırmamız gereklidir.Eğer onlar,rollerini çok iyi oynayıp da inandırıcı,çok başarılı olamasalardı,bu derecede tepkiyle de karşılaşmayacaklardı hiç şüphe yok ki.Ayrıca bu olumsuz tepkilere bakarak,onları, iyi karekterlerdeki kadar,kötü karekterlerdeki rollerinde de,çok başarılı oyunculuk yeteneklerinden ötürü kendilerini kutlamamız(Beddua ederek değil,hatta tebrik ederek!) bile gerekebilir.
Neticede,bu popüler diziler sayesinde geniş bir kesim ekmek yemekte,dış ülkelere ihracından da büyük bir rant elde edilebilmektedir.Burada bir orta yolun bulunması şart olabilmekte,yani ne sakala,ne de bıyığa dokunmadan,tarihsel değerlere toplumun verdiği tabusal değerler de gözetilip,yeni hazırlanacak senaryoların hem iç piyasa,hem de dış piyasadaki arz-talep dengesi,toplumsal hassasiyet,değer yargıları,toplumların nabzı da dinlenerek ve dikkatlice de gözetilerek,çok daha hassas davranılması gerektiği de ayrıca düşünülüp ele alınabilmelidir.Saygılarımla.