Merhaba. Hayattan başarı, kaybetmeden kazanmayı bekleyenler için çok genelleştirerek yazayım.
İnsan her şeyini, parasını, malını, mülkünü, vb. hemen her şeyini kaybedebilmeli, ama umudunu asla kaybetmemelidir.
Yaşamak, nefes alabilmek, geceden sonra sabahı görebilmek aslında yeni gelen ve her gün tazelenen yeni bir umuttur..
İnsan severek bitirdiği okullardan veya yaptığı bir işten çok mutlu olmayabilir, işini severek dört dörtlük yapan insanların sayısı belki parmakla sayılacak kadar da az olabilir. DSİ’de Mak. Müh. bir şef İken masa başında geçen bu fazla boş zamandan sıkılıp özel sektörün dinamik ve yorucu ortamına atılan Mak. Müh. olarak çok yakından tanıdığım arkadaşım oldu. Yine araştırma görevisi iken ODTÜ mezunu Mak. Müh. ve araştırma görevlisi (üniversite hocası) bu monoton olan görevinden sıkılıp özel sektörün daha zorlu ve daha yıpratıcı ortamlarına geçti.
Şimdilerde ise KPSS sınavlarında mühendis olarak mezun olanlar, özel sektörü bir öncelik yapmadan öncelikle memur statüsünü büyük avantaj olarak görüp ne olursa olsun bir devlet kapısına kendini atabilmek için de canla başla KPSS’ye çalışıyor. Benim şahit olduğum yıllarda resmiden özel sektöre statü değiştirenlerle bugünkülerin durumu arasında çok büyük paradoks vardır.
Ama "umudu asla kaybetmemek" en önemlisi veya insan hayatındaki asıl anahtar kelime olmalıdır. Bir ekmek kapısı kapanırsa bir diğeri yarın veya öbür gün mutlaka açılacaktır, yani günün sonunda gecenin bitiminde sabahın nelere gebe olacağını hiç kimse bilemez, inancı ve umudu kaybetmemek bu yüzden çok önemlidir. Kolay gelsin ve Allah kolaylıklar versin diyelim.
Yine de içinizde bir pişmanlık kalmaması için çok sevdiğiniz veya size göre en ideal kabul ettiğiniz bir bölüm varsa mutlaka onu okuyun, çünkü okumanın bir yaşı yoktur, örneğin baba-oğul, ana-kız hukuk fakültesinden mezun olanlar bile vardır. Kolay gelsin.