bak gördün mü? dakka bir, gol bir. işini bırakmadan nasıl dükkan açmayı düşünüyorsun? kendini deneyip geliştirmek için altı ay kadar bile ayakta duramayacak durumdasın. dükkan açtın, müşteri akın akın gelecek mi sanıyorsun. isim yapıp seni tanıyana/ kendini tanıtana kadar beş parasız geçireceğin günlerin hesabını hiç yapmamışsın. bak sana bir yaşanmış hikaye anlatayım.
bodrum'da turizmin uçtuğu/ patladığı yıllardı. sahil kenarındaki evler henüz daha dükkan olmamıştı. sadece yaz tatilinde 3 aylığına tatile gelen komşumuzun oğlu diyeyim kısaca, üniversitede okuyordu. yaptığı akşamları koltuğunu çıkarıp oturmaktan başka bir iş yapmazdı. aklına nerden düştüyse para kazanmak fikri gelmiş. oturmuş elinde kalem kağıt yoldan sağdan sola geçenleri, soldan sağa geçenleri saymış. öyle iyimser filan da değil. gelip geçene patates cipsi pişirip satma işi ve %5 alsa diye hesaplamış. (bir saatte yaklaşık 1500 kişi geçmiş) ve sonuç kocaman bir hüsran. çünkü yanlış ürün pazarlaması yaptı. dondurma satsa, çerez satsa geçtim gece 12den sonra bardakta çorba satsa kazanırdı.
umarım küçük bir ders çıkarmışsındır.