Çernobil ve Fukushima Daiichi nükleer santrallerindeki kazalardan sonra araştırmacılar nükleer santralleri yerleşim yerlerinden uzağa kurmayı planlıyorlar. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Nükleer Bilimi Mühendisliği bölümünden Doç. Jacopa Buongiorna ” Yüzen nükleer santrallerin en büyük avantajının daha fazla güvenlikli olması.
Deprem ve tsunami gibi doğal felaketlerden etkilenmeyecek olan bu yapı aynı zamanda Çernobil ve Fukushima Daiichi gibi karada bulunan nükleer santrallerin, aşırı ısınma ve olası erime sorununu yüzen nükleer santrallerde reaktörün deniz suyunun altında olmasından dolayı bu sorunu çözüyor. Çünkü deniz suyu sonsuz bir ısı emici.”
Bu nükleer santrallerde yüzen gaz ve pertol platformları temel alınıyor. Araştırmacı Doç. Jacopa Buongiorna bu santrallerin karadan 5 ila 7 km ve derinlik olarakta 100m ‘ye kadar konuşlana bileceğini ve bu mesafe farkı sayesinde olası kaza durumlarında yakındaki kara parçasında yaşayan insanların tahliye edilmesine gerek bırakmayacağı düşünülen yüzebilen nükleer santral, yine araştırmacıların söylediğine göre en az karadaki rakipleri kadar yüksek oranda enerji üretebilecek ve nükleer santral inşaatı için oldukça değerli yeşil alanların yok edilmesine gerek kalmadan okyanuslar kullanılabilecek boyutlarının esnek olup 50MW’lık küçük santrallerden 1000MW’lık büyük santrallere kadar olabileceğini söyledi.