Türkiye’de Elektriğin Dönemler Arası Gelişimi
1902-1930 Yılları Arası
Türkiye’de elektrik enerjisi, ilk kez 1902 yılında Tarsus’ta kurulan bir hidroelektrik santral ile üretilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. II.Abdülhamid sayesinde kurulmuştur. O dönemde, Tarsus Belediyesi’nde çalışan Avusturyalı Dörfler tarafından, Berdan Nehri Bentbaşı mevkiinde kurulan hidroelektrik santralından, sudeğirmeni milinin transmisyon kayışı ile 2 kW’lık bir dinamoyu bağlanmasıyla, 15 Eylül 1902 tarihinde Tarsus’a elektrik sağlandı. Üretilen elektrik enerjisi ile önce Tarsus’un sokakları aydınlatıldı. Elektrikle aydınlanan ilk konutlar ise Müftüzade Sadık Paşa (Sadık Eliyeşil) ile Sorgu Hakimi Yakup Efendinin evleri oldu. 1914 yılında ilk kayda değer elektrik üretim tesisi olarak Silahtarağa Termik Santralı hizmete girmiştir. 14 Şubat 1914’te açılan bu tesis, ekonomik ömrünü tamamladığı 1983 yılına kadar hizmet vermiştir.
1930-1956 Yılları Arası
1930’lu yıllara kadar Türkiye’deki elektrik çalışmaları, genelde yabancı işletmelerin elinde olan küçük yerel santraller ve onların beslediği birbirlerinden ayrı yerel dağıtım şebekelerinin işletilmesi şeklinde olmuştur. 1939 yılında yabancı şirketlere verilmiş olan bu imtiyazlar devletleştirilerek genellikle dağıtım hizmetleri belediyelere devredilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılında, kurulu güç 33 MW ve yıllık üretim 45 milyon KWh iken; 1935 yılına gelindiğinde, kurulu güç 126,2 MW, üretim ise 213 milyon kWh, elektriklenmiş il sayısı ise 43’tür. 1933 yılında 2301 sayılı Kanun ile İller Bankası kuruldu.
1935 yılında, 2805 sayılı Kanun ile kurulan Etibank’ın 3 ana işlevinden biri elektrik işletmeciliği olarak düzenlenmiştir. Yine aynı yıl, 2804 sayılı Kanun ile Maden Tetkik Arama (MTA), 2819 sayılı Kanun ile Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİEİ) kurulmuşlardır. 1954 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) kurulana kadar hidroelektrik tesis dahil tüm üretim ve dağıtım Etibank önderliğinde bu kuruluşların katkılarıyla yürütülmüş, küçük kapasiteli dizel ve hidrolik santraller ve birçok sanayi kuruluşunun ve belediyelerin işlettiği dizel santraller ile şehirlerin elektrik ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır.
1948 yılında, Silahtarağa Termik Santralı’ndan o güne en büyük tesis olan Zonguldak’daki Çatalağzı Termik Santralı devreye girmiş ve 1952 yılında 154 kV’luk bir Enerji nakil hattı ile İstanbul’a elektrik takviyesi yapılmıştır. Bu Enerji nakil hattı, ulusal enerji sisteminin de (Enterkonnekte sistem) başlangıcını oluşturmuştur.
1950’li yıllarda, Türkiye’nin kurulu gücü 407.8 MW, yıllık üretim ise 500 milyon kWh’a ulaşmıştır. 1956 yılında 3 önemli tesis ulusal elektrik sistemine bağlanmıştır. Bunlar; Adana yakınlarında Seyhan Barajı ve HES, Ankara yakınlarındaki Sarıyar barajı ve HES ile Kütahya yakınlarındaki Tunçbilek Termik Santralı’dır.
1956-1984 Yılları Arası
1956 yılında, Sarıyar Barajı ilk iki ünitesi toplam 80 MW güç ile hizmete girmesinden tam 14 yıl önce, 1942 yılında ABD de hizmete giren Grand Coulee Barajı 24 jeneratörlü 6180 MW gücünde idi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük elektrik projesi Atatürk Barajı 2400 MW gücündedir.
1958 yılında Nazilli yakınlarında Kemer Barajı ve HES, 1959 yılında Kırşehir yakınlarında Hirfanlı Barajı ve HES, 1960 yılında Manisa yakınlarında Demirköprü Barajı ve HES o yıllarda kurulan hidroelektrik tesislerdir.
1970 yılında 1312 sayılı yasa ile Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, Belediyeler ve İller Bankası dışında bütünlük sağlanmış, bazı istisnalar dışında üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin yapım ve işletilmesi ile elektrik sektörünün planlanması tekel statüsüyle TEK’e verilmiştir. Bu tarihte de kurulu güç 2234.9 MW, üretim ise 8 milyar 623 milyon kWh seviyelerine yükselmiş, ilk 380 kV “Enerji Nakil Hattı” sisteme dahil edilmiştir. 1970 yılında elektriklenmiş köy sayısı % 7’ye ulaşmıştı. 1972 yılında, Türkiye’nin o güne kadar ki en büyük baraj ve HES’i olan Eskişehir yakınlarındaki 300 MW gücündeki Gökçekaya Barajı ve HES ile yine en büyük termik santral projesi olan Seyitömer Termik Santralı devreye alınmıştır. 1975 yılında Fırat Nehri üzerindeki inşaa edilen Keban Barajı, 1330 MW’lık kapasitesi ile o yıla kadar kurulan tüm barajlı santralerin toplamından daha büyük kurulu güce sahipti.
Türkiye kurulu gücü 1980 yılında 5118.7MW’a üretimi ise 23 milyar 275 milyon kWh kapasitesine ulaşmıştır. 1982 yılında Belediyeler ve Birliklerin ellerindeki elektrik tesisleri TEK’e devredilmiştir. Bu tarihten itibaren de enerjinin üretimi, dağıtımı ve satışları bu kurum (TEK) tarafından yapılması sağlanmıştır. Bu dönemde de Türkiye’nin kurulu gücü 6638.6 MW, üretimi ise 26 milyar 552 milyon kWh olarak gerçekleşmiş, bu yıl elektriklenmiş köy sayısı % 61’e ulaşmıştır. Bu yıllarda birde Çayırha Termik Santrali yapılmıştır. 300MW 2 ünite daha sonra 2000 yılında 2 ünite daha faliyete geçmiştir.
1982-2001 Yılları Arası
1984 yılında kabul edilen 3096 sayılı yasa ile TEK’in tekel statüsü kaldırılmış, yerli ve yabancı Sermaye Şirketlerine üretim tesisi kurmak ya da mevcut üretim ve dağıtım tesislerinin mülkiyeti TEK’da kalmak üzere işletme hakkı devralmak suretiyle faaliyette bulunma imkânı verilmiştir. 12 Ağustos 1993’te TEK; ikiye ayrılarak üretim ve iletimden sorumlu TEAŞ, dağıtımdan sorumlu TEDAŞ kurulmuştur.
Bu dönemde Yap-İşlet Devret (YİD) modeli ile kurulması kabul edilen üretim tesislerinin finansmanının teşebbüs sahiplerince sağlanması, üretilen tüm enerjinin TEK tarafından satın alınması benimsenmiştir. 3096 sayılı yasa ile Özel sektöre üretim, iletim, dağıtım ve ticaret yetkisi veren, Yap-işlet-Devret modeline, otoprodüktör (Kendi elektrik enerjisi ihtiyacını kendi ürettiği tesislerden sağlayan, ürettiği fazla enerjiyi kamuya satan sanayi kuruluşları) uygulamasına ve mevcut tesislerin işletme hakkı devirlerine imkân sağlanmıştır. 1996 yılında sadece yeni üretim tesislerinin yapımı için Yap-İşlet Modeli uygulamasına yönelik olarak 4283 sayılı yasa yayınlanmıştır.
2001- Günümüz
3 Mart 2001 tarihinde, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) oluşturulmuş olup piyasada faaliyet gösterecek kurul ile uyumlu çalışması öngörülmüştür. Bu dönemde Türkiye Elektrik Üretim ve İletim Anonim olan işletmelerin bu kurum ve Şirketi (TEAŞ) üçe bölünerek;
-Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi
-Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi
-Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) kurulmuşlardır.
Son on yıl içerisinde, dünyada doğal gaz ve elektrik talebinin Çin’den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumunda bulunan Türkiye’nin önümüzdeki dönemde de ekonomik ve sosyal gelişme hedefleri ile tutarlı olarak, enerji talebi artışı bakımından dünyanın en dinamik enerji ekonomilerinden biri olmaya devam etmesi beklenmektedir
Hızla artan enerji talebi neticesinde Türkiye’nin başta petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji ithalatına bağımlılığı artmaktadır. Ülkemizin halihazırda toplam enerji talebinin yaklaşık %26’sı yerli kaynaklardan karşılanmaktayken, kalan bölümü çeşitlilik arzeden ithal kaynaklardan karşılanmaktadır.
Ülkemiz, çok boyutlu enerji stratejisi çerçevesinde,
– Kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliğine gidilmesini,
– Enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payını arttırırken, nükleer enerjiden de yararlanılmaya başlanılmasını,
– Enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulmasını ve
– Aynı zamanda Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunulmasını amaçlamaktadır.
Sonuç Olarak
Günümüzde ülkemizin en ucra köşelerinde bile aktif olarak kullanılan elektrikle, hayat daha da kolaylaşmıştır. Günden güne elektrik ihtiyacı daha da artmakta ve ülkemizdeki termik santraller ve hidroelektrik santralleri bunları karşılayamamaktadır. Bu elektrik açığını karşılamak için ülkemizde nükleer enerji santralleri çalışmaları devam etmektedir.
Kaynaklar :Wikipedia, TEİAŞ