Patron veya Köle Ol...

koray692

Üye
Katılım
3 Tem 2010
Mesajlar
49
Puanları
1
Yaş
34
Arkadaşlar ben elektrik-elektronik mühendisliği 3. sınıf öğrencisiym 2 yıl içinde okulum bitecek mezun olucam ancak arkadaşlarımın arasındaki genel kanı onca zor sınavdan geçtikten sonra okadar fedakarlık yaptıktan sonra en iyi ihtimalle 2 milyar gibi komik bir maaşla işe başlama hayalleri bugün zarar etmeyen ufacık işletmeler bile yeri geliyor trilyonluk projeler alıyor patron 150 milyarlık arabayla geziyor benzin harcaması bile 1 milyaradan aşşağı düşmüyor ( plc otomasyon ve pano işlerinde örnek vermek gerekirse).bizler geleceğin mühendisleri olarak gerekli donanımları kazandıktan sonra kendi işlerimizi kurabiliriz birlikte projeler tasarlayıp üretebiliriz...soruma gelince neden hiçbir zaman gerçekleşmiyor ancak para yok deyip sıyrılmanızı istemiyorum bugün başarılı olanların yüzde 90 nı sıfırdan beş parasız başlayan kişiler yaptıkları şey akılları kullanmaktı hepsi bu...kaldıki kosgeb bugün isteyen herkesi destekliyor....ben modern köle olmak istemiyorum...siz?(burda sistemi eleştirmek değil asıl amacım asıl amacım nasıl şirketlerimizi kurup başarılı olabilirz)
 
Patronla çalışan arasındaki ilişki bir nevi ortaklıktır... Sahip-köle ilişkisi değil... :)

Şartname gereği şantiyede elektrik mühendisi çalıştırmak ZORUNDA olan bir firmada çalışırsanız ve işinize sarılırsanız maaşınız artmaz. Ama çok iyi tecrübeler kazanırsınız...

Firma sistemi gereği, mühendis çalıştıran bir firmada çalışır ve işinize sarılırsanız, firmaya pek çok şey katarsınız...
Hem tecrübeniz, hem maaşınız, hem de sosyal imkanlarınız artar.

Piyasa şartlarını hiç yaşamadan, kendi firmanızı kurar ve iş yaşamına atılırsanız çok yorulur ve üzülürsünüz...

Hayatın kuralı "VERMEDEN ALAMAZSINIZ" !!! "Salla başını, al maaşını" devri biteli çok oldu ! Teknik bilgisi, kişiliği, tutarlılığı vs, olanlar VAZGEÇİLMEZ eleman olur ve istedikleri kariyer ve paraya mutlaka ulaşır...

Olur da bir gün patron olursnız, aynı şeyi elemanlarınızda arayacak ve ona göre maaş vereceksiniz... :)
 
Sevgili Mardahan, yourmunuz bana oldukça pozitif geldi :) Genç ve arzulu bir kaç arkadaşımızın ceza aldığı ortamda biz bu durumu dolduralım.:) Piyasa ücretli olarak mühendislik yapmış biri olarak Patron çalışan ilişkisi hiç de öyle bir nevi ortaklık diyemem, köle tabiri daha uygun hale geldi. İlla bir çeşit ortaklık dersem bu çok kötü tek taraflı oluşan bir ortaklıktır. İstisnalar olmakla birlikte geneli budur. Şartname gereği mühendis zorunluluğu olan işlerini çıkartıksak %80 iş alanı daralır. Bunca mezunun olduğu ortamda işine sarılıp başarılı olmaya ne kadar yeter, tartışılır. Ben hiç sanmıyorum pek çok genç mühendis adayının işten kaçmayı düşünsün. Rekabet şartları ağır. Tabiki genç arkadaş çalışacağı sektörün şartlarını öğrenmesi lazım, bunun içinde belli bir dönem kölelikte yapılabilir. Ordan edineceği teknik tecrübeden daha çok lazım olacak insan ve piyasa ilişkileri tecrübesiyle yolunu çizebilir. Ama tecrüben fazla olmasada çok büyük sermayen ve işi kuracağın sektörü bilen güvenilir ortakların varsa denenebilir, malesef ben o güvenilir ortakları bir türlü bulamamıştım. :) Tek diyeceğim arkadaşaımızda inşaallah patron olduğu zaman çalışanlarını köle olarak görmesin, çalışan-işveren çizgisini iyi ayarlasın.
 
Sayın murat cengiz, hem özel sektörden hem de kamudan kazandığınız tecrübeleri, açık yüreklilikle paylaşıyorsunuz. Eminim genç arkadaşlarımıza çok faydası oluyor... Ve bu tecrübeler çok zaman, mesleki yeterliliğin bile önüne geçiyor... Öyle ya, bazen ağzınla kuş tutsan yaranamazsın... :)

Hem patronluk, hem işçilik yapmış biri olarak ben de acizane tecrübelerimi paylaşıyorum yeri geldiğince... Olur da bir kelimesi bir genç arkadaşımın işine yarar...

Öğrencilik ve işçilik hayatlarında sosyalizmi benimsemiş arkadaşlar, patron olduklarında birden vahşi kapitalizmin çarklarına dönüşüyorlar... Sanırım sihirli bir değnek değiyor... :)
Genellemelere rağmen, çalışanına hak ettiği değeri veren ve ona sahip çıkan işletmelerde var... Piyasa şartları toz pempe olmadığı gibi, kapkara da değil...
İdealist olmak ve bunu sürdürebilmek iyidir... :)
 
bende bışeyler yazayım genç arkadaşlar bugun kolelik dedıklerı patronun yanında çalışmazsa yarın patron olamaz türkiyede her meslekte kafası çalışan okul bıtırmış bellı karıyer yapmış kişilerden %90 ı patron boylede devam edecektır okul bıtırıp patron olma hayalıyle yaşıyanlarda ömur boyu kole olarak çalışır bence önce işini benımseyıp cıddıye alırsa yarın işveren olur
 
Patron işçi ilişkisi benim gördüğüm kadarıyla bir nevi ortaklık değil çünkü elli kazanırken bir veren hiç ortaklığa tanık olmadım belki vardır bilmiyorum :) benim gördüğüm kadarıyla işler biraz vahim izmrdeki bir şirkete msj attım ben mezun olduğumda sizin şirkette çalışmak istesem nekadar maaş verirsiniz diye asgari ücret dediler bu çok acımasız bir ortaklık... ben çalışmayı çok seven birisiyim...bi proje üzerinde çalışmaya başladığımda yemeyi içmeyi uyumayı unuturum hakkedilen verildikten sonra sorun yok ama asgari ücreti hakketiğimi sanmıyorum hç bir mühendisin hakkettiğini zannetmiyorum ne olursa olsun.hakkettiğini alan mühendiste çok az gördüğüm kadarıyla...yorumlarınız benim için çok önemli teşekkür ediyorum yorumlarınız için...kaldıki o asgari ücreti alabilmek içinde en az üç ay iş aramak gerekiyor :) tabi heryer izmir gibi değil....bence yaptığı işi hakkıyla yapan bir mühendis 4 milyar almalı bilmiyorum bu rakamı alan varmı ama zor gibi en azından bunun üzeri...yada ben bu sistem karşısında haddimi fazlasıyla aşıyorum :) tabi esasında bu konuyu açmamdaki maksat mühendislerin toplanıp iş kurmalarının yollarını bulmak ne kadar çok iş kurulursa okadar çok üretim okadar çok istihdam ve zenginlik ve artan iş sahasıyla birlikte işçilerin maaşlarının yükselmesi ,azalan işsizlik...ve devletin cebine giren para yani daha güçlü Türkiye...şimdi asıl konumuz nasıl yapabiliriz, nasıl kurabiliriz, kendi işimizi kurmaya karar verdik hangi alanda iş yapacağız hangi sektörlerin pazar payı büyük ve az sermaye gerektiriyor hangi pazar kar marjı yüksek hangileri daha az riskli ,alabiliceğimiz destekler kosgeb gibi yada son çare olarak özel sermaye. kurduktan sonra nasıl bir yönetim sistemi bunun gibi birçok soru var...tecrübeli abilerimizin yardımlarını bekliyoruz...yanlış anlaşılmasın eleştrilere kızmıyorum(mardahan) aksine her eleştiri öneri bizim için çok önemli...değerli tecrübelerinizi ve önerilerinizi dört gözle bekliyorum...
 
Sayın Koray692, hevesiniz heyecanınız gerçekten çok iyi... Gençlik hatıralarımı canlandırdınız :) Ben sizi eleştirmek için yazmadım :)

Ortaklıktır derken, kazanca %50 ortaktır demedim :)
Firmaya kazandırırsanız, kazanırsınız anlamında dedim... Tabi bunu her firma yapar mı ? Vizyonu olan bir firma yapmalı !

Daha önce de defalarca yazdım. Bir mühendisin duvara astığı diploması tek başına aylık 4-5 bin lira kazandırmalı. Üstü, bilgi-tecrübe ve zekasıyla orantılı olarak artmalı... Bir mühendise asgari ücret vermeye kalkmak, ahlaksız bir teklif...
O diplomalar miras değil, piyango hiç değil... Çok fazla zaman emek ve para harcanarak ulaşılan, çok kıymetli vasıf göstergeleri...

Tabi bunlar benim düşüncelerim. Patronların "bir kısmı" bu şekilde düşünmüyor olabilir.
Acizane tavsiyem; kendi işinizi kurmakta kararlıysanız, tecrübe ve çevre kazanmak için, birkaç yıl maaşın ahlaksızlığına bakmadan, ama size aradıklarınızı kazandırabilecek bir firmada çalışmanız...

Herşey gönlünüzce olsun...
 
gerçekten bahsettikleriniz faydalı bir paylaşım konusudur. acizane olarak 35 yıllık meslek yaşamımda edindigim tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı arzu ettim..öncelikle sanayici yatırımcıların baktıgı açı farklı,biz meslek sahibi olanların bakış açıları farklıdır.önce işverenden başlıyalım.yatırımcılar sermayelerini sürekli artırmanın peşindedir.buda ancak ve ancak giderlerin kısılması buna karşı gelirlerinde artırılması faaliyetleridir.sadece pazardaki satış, işvereni kurtarmayabilir.bir ürünün maliyeti çok kapsamlı bir iştir ve ince hesap gerekir işçilik başta yüzlerce unsur maaliyeti artırıyor.yani patron dediklerimiz yatırımcılar çok kazanabilir ama çokta kaybedebilir.bu ülkede hakikaten ticaret ve sanayi risklerle doludur.siz gençler kısa zamanda hem tecrübe sahibi olmak ve hemde zengin olmak hayali taşıyorsanız bu bir rüyadır.ancak ülkeye faydalı olalım hemde alın terimizin karşılıgını bulalım diyorsak, ücret yetersizde olsa bir yerden başlamak gerekiyor ve hem sahayı hem kişileri hemde mesleki incelikleri bilmeliyiz ki,rotamızı daha saglam zeminlere oturtalım.benim çalıştıgım işyerine çinli elektirik mühendisleri sistem kurdular ve onların aldıkları ücretin 200 dolar civarında oldugunu ögrendim.bu iş insanların ülkelerinin bir yerde şartlarıyla alakalıdır.orada insan seli var bu ülkedede var.sanatkar çok fazla ama iş yok..sistem kuranlar proje üretenler hayli fazla ama gelin görünki talip olan az.piyasayı zaten tutan tutmuş biz kendimizi bu sisteme nasıl entegre edebiliriz oradan bakalım.buna mecburuz..birde ülkemizin sanatçıları olarak yeni yeni kendimizi kabul ettirmeye başladık.devamlı olarak istisnasız her sistem düne kadar yabancıların katılımlarıyla kurulabiliyordı fakat bu milletin genç dimağları çagın hızına ulaştılar ve ülkemize sanaat adına katkı sunmaya başladılar..hedef belirlemek güzel birşeydir heyecan verir..proje üretmek ve hayata geçirmek son derece lüzumlu şeylerdir.ama desteklenebilirse.devletinde takviyelerini ardımıza alarak güçlü ve birlik olmalıyız.sanatımızı bazen pahalıya satacagız bazende hiç karşılık düşünmeyecegiz.yeri ve zamanına göre şekillenecektir.bu gün vatanın savunmasında kullanılan silahlara giden paralarımızın bütçenin üçte birine denk oldugunu unutmayalım.bunu firenleyecek olan biz sanatkarlardır.neden halen silahlarımızı kendimiz üretemiyoruz.oysa malzeme hazır mutfak hazır..sanayi mamülleride aynı katagoride..işin en bariz tarafı şu. bu ülkenin yatırımcılarına kendimizi kanıtlayacagız hakkımızı almanın başka çaresi yok..çok sektör her türlü ürünü dışarıdan ital ediyor.bizler neden ülke sathında bunları başaramıyoruz..bunlara bakmalıyız.. yan gelip yatan ve yattıgı yerden kazananın pekde bu asırda şansı kalmadı..bu ülkede mafyacılık zaten sömürünün altyapısını oluşturuyor.az bir mesafe alsanız anında yakanıza yapışıyor ve canınıza okuyorlar.yani kısacası bu vatanın evladımıyız,,gerçekten işimiz zor..ama can pahasınada olsa davamızdan,sanatımızdan ve alınterimizden ödün vermemeye gayret edecegiz...gerçekleride unutmamak üzere..bir söz vardır,, feministlik kocayı bulana kadar.koministlik de parayı bulana kadar demişler..insanın tabiyatı böyle ne yapalım....
 
Somut konuşmadığımız iddia edilen bir durumda somut konuşalım, 10.992 tane elektrik-elektronik mühendisliğiyle ilgili kontejan var. Yani her sene 10.992 mühendis piyasada, bunların kaçı iş veren olacak, işi bilenin iş veren olduğu bir yapıda sanayi arge nasıl gelişecek, sevgili büyüklerimiz??? Somut cevaplar lütfen :) İnsanları şimdiden ikiye ayırdığınız farkında mısınız?
Geçen cumartesi günü aile ilişkisi sebebiyle ziyaret ettiğimiz tülay eryılmaz itü elektrik mühendisliği mezunu (tahmini yaşı 31-32) sch.. ismiyle başlayan ünlü şalt ve otomasyon firmasının ürün geliştirme yöneticisidir. Bu kadar somutluk yetmiyor herhalde. Sonuçta laf işe geldi, biraz hayatından bahsetti, benim kamuyu düşündüğümü ve kpss ye girdiğime şaşırdı. Bende neden diye sordum. Burdaki gibi havada kalan şeyleri söyledi. Sizin yaptığını görev ne dedim, kısaca yurt dışında gelen ingilizce-almanca kökenli seri kodlu ürünleri burdaki merkez deponun yapısına uygun hale getirip, iç ve dış yazışmalaları yapmak. Mühendislik bu mu? sonra ikinci soruyu sordum bayanlara yaşı sorulmaz ama kazancınız nedir diye sordum, biraz düşünerek?? primlerle 3.600 lira civarı dedi. Bende dedim eğer ben b grubu kadrosundan bir kamu iktisadi teşebbüsüne girersem dil tazminatı ile ocak ayında 3.500 lira civarı olacağını söyledim, o sırada lojman, tatil yeri vs. haklardan bahsettim, işin komik yanı kamu hakkında hiç bişey bilmiyordu. O değilde bu bekar bayan mühendis arkadaşımız öğretmen olsaydı, şimdi 2 bin lira civarı maaşla yazlığında çocuğuyla vakit geçirebilirdi. Yani her şey para değil. Boğaziçi, odtü, itü, bilkent üniversitelerin mezun olup , not ortalamasını 4 üzerinde 3 ün üstünden tutturup, yurt dışında mastera gidip, mba ile birlikte dönüp, aileninde varlıklı ve etkin çevresi olanların bir yelere geldiği ortamda özelde çalışmayı ortaklık demenin, ortaklık kelimesine hakaret olacağını düşünüyorum. O zaman tüm memurlar devletin ortağı oluyor :) Umarım konuyu açan arakadaşımız kendi işini kurmayı başarır. Diğer 10.991 mezunu kim düşünsün? Acaba yine mi çok soyut konuştuk mirim?
 
Son düzenleme:
öncelikle teşekkür ediyorum yazdığınız onca faydalı bilgilerden tecrübelerden dolayı... genel kanı birçok girişimcilik kitabında yazan "önce yapacağın işe gir iyice öğren sonra işe başla yönlendirmesiyle" aynı( ronald cohen ın kitabı hariç) o girişimciliğe ne kadar erken yaşta girilirse okadar iyi olacağını savunuyor.Benim şahsi düşüncemde zaten sizin düşüncelerinizle paralel yurtdışına gidip hem tecrübe kazanıp hemde sermaye yapmak (katar olabilir).Ancak dediğim gibi yeni mezun olacak arkadaşlarımız tecrübeli abilerimiz ablalarımız birşeyler yapalım kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarımız üzerinde duralım konu zengin olma konusu değil benim için en azından yapmak istediğim büyük projeleri hayata geçirebilecek sermayeye ve bilgiye olanağa sahip olma konusu eğer bugün nikola tesla, thomas elva edisonunun imkanlarana sahip olsaydı belki teknolojide yüz yıl ilerde olucaktık dünya üzerindeki en güzel örnektir bu iki isim.kapitalist sistemle yönetilen ülkelerin gelişmesi genelde girişimcilere yatırımcılara bağlıdır devlet eliyle yapılan bir çok şey maalesef pek de verimli olmuyor bu noktada aslında birazda sorumlu hissetmektir 15 yaşında şehit olan atalarımıza sonuçta ülkenin büyümesi üretime ve ticaretine bağlı onlar Türkiyenin amerikanın uydusu olması için şehit olmadılar.Sonuç olarak amerikada ki gibi almanya daki gibi bir gün büyük fabrikalarımızı kurabiliriz arge merkezlerimizi kurabilirz bugün bizim için bunlar hayal ama yarın birgün bunları biz göremeyecek olsak bile torunlarımızın görmesini sağlayabiliriz o hayranlıkla baktığımız büyük fabrikaların yüz yıllık geçmişleri var general elektrik olsun vb...sonuç olarak özellikle henüz evlenmemiş aile sorumluluğunu üzerine almamış genç mühendis arkadaşlarıma abilerime bu gidişatın birazda bizim çabalarımızla değişebileceğini haddim olmayarak hatırlatmak istiyorum.Geç kalmış sanayi devrimini yapmamız şart dışardan alınan teknolojiye benim diyemem çünkü onu ben üretmedim...sizleri bu konu üzerinde düşünmeye davet ediyorum...saygılarımla...
 

Forum istatistikleri

Konular
128,383
Mesajlar
917,153
Kullanıcılar
450,264
Son üye
mustafaanl

Yeni konular

Geri
Üst