Merhaba.Şöyle bir söz vardır;"Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır,onda biri kalıp savaşmaktır" şeklindedir bu söz.Ama bu söz olağanüstü badireli ve zor şartlar için de söylenmiş olmalıdır.Günümüzün iş koşullarında mükemmeli yakalamış ve en ideal işte çalışanı bulmak belki parmakla gösterilecek kadar da azdır.Herkesin yakındığı,memnun olmadığı bir nokta mutlaka yine kalacaktır,bu kaçınılmazdır iş yerlerinde patron olarak da çalışılmadığı,kendi iş yerinin sahibi de tam olunamadığı zaman.Gelgelelim patronların bile işçilerle ilgili çok önemli veya önemsiz olabilen bazı yakınmaları olacaktır,her zaman bu olabilir,bu çok normaldir.
Patronların (İş sahiplerinin) talepleri,istekleri ile ve çalışanların talepleri (Beklentileri) hiçbir zaman dört dörtlük olarak da uyuşamaz.Her konuda herkesçe yakınmalar da olabilir,ama sebat edip tam da direnmek lazımdır.(Her iki taraf için de geçerlidir bu durumları) Çok fazla iş yeri değişiklerinde de insan gerektiği en ideal işi yine de yakalayamayabilir,bu da olasıdır.
Size çeşitli örnekler de vereyim bu konuda.Devlet Su İşleri'nde memur olarak masa başında çok rahat olarak da çalışan bir inşaat mühendisi (Ahmet Bey) sonunda masada çok az iş yapıp,daha çok bilimsel makale ve çeviri yaparak da geçirdiği bu zamandan oldukça bıkarak bu işinden istifa edip,özel sektördeki bir şantiye işine geçmişti,yaşı genç ve dinamik karektere de sahip olduğu içindi bu kendi seçimleri.
Yine Trakya Üniversitesi'nde bir ODTÜ mezunu Mak.Müh. olup da öğretim görevlisi olarak derslerimize giren sn.Süleyman Kızılelma (Asıl memleketi de Isparta ili idi) adındaki genç bir hocamız,mevcut işinden çok sıkılıp özelde daha ağır koşullarda belki ayni ücrere veya daha da az bir ücretle çalışmaya karar verip hocalığı bırakmıştı.
Burada benim asıl demek istediğim insanlar,başkalarının dış perspektifine göre de en ideali (Erişilmesi zoru) fark ortaya koyup yakaladıklarını sanırlarken,bu insanlar bu işlerinden sıkılıp daha zoru,daha hareketli ve değişik işleri tercih edebiliyor.İnsanın doğasında bu vardır,kolay da kazanılmayan bu makamların değerlerini pek bilemeden daha güç şartları canları istediği için de hiç düşünmeden kolayca değiştirebilir.Bu pek çok çalışan hizmetli veya idareciler için de geçerli olabilir.
Ben de sn.zeybek'in fikrine tam katılarak,bu işin zorluğuna ve şartlarına rağmen mevcut işinize devam etmenizi tavsiye ederim.Güçlüklere dayanmanın da bir adaptasyon süreci vardır.Bu süre sonunda bu zorluk ve güçlüklere tam alışacağınız için bunları gözünüzde büyütemez veya hiç göremezsiniz bir sonuç olarak da.
Sonuç olarak söylemek de gerekirse,kendi işinizi kurup kendi kendinizin patronu olmanızın dışında çok mükemmel bir iş hiçbir zaman da yoktur,ama mükemmele çok yakını belki bir şans eseri yine de bulunabilir,benim kendi kanaatimce.Kolay gelsin.Başarılar dileriz.