İşte Türkiye'nin ilk seyir füzesi
TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk seyir füzesi SOM, Londra’daki dünyanın en büyük savunma sanayi fuarı ’Uluslarası Savunma, Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda (DSEİ) sergilendi.
TÜRKİYE DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULUYOR
Türkiye’nin ilk sehir füzesi SOM’u geliştiren TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Özel Projeler Yöneticisi Önder Okyay, şöyle dedi:
"Bu füze, Türkiye’nin ilk seyir füzesi olma özelliğine sahip. Bundan önce 4-5 Haziran 2011 tarihinde İzmir’de kamuoyuna tanıtıldı. Ondan sonrada ilk defa bir uluslararası fuara getirildi. Geçtiğimiz dönemde de aslında ilk uçuş testini başarıyla gerçekleştirdik. Bununla ilgili görüntüleride burada kamuoyu ile payyalışıyoruz. Önemli bir aşama kaydedilmiş oldu.Fü aslında tek bir füze değil. Bir füze ailesi. Üç varyantı var. Bunları biz; Som A, Som B ve B-2 olarak adlandırıyoruz. Bu üç variant birlikte geliştiriliyor. A ve B-1 varyantı daha önceden başlatmıştı ve iki varyantı daha sonrada devam etti. Özelliği uçaktan atılıyor olması.F4 ve F16 uçaklarından atılabiliyor. Şu anda F4 Uçaklarıyla ilgili sertifikasyon çalışmaları başladı. F16 uçaklarıyla ilgili sertifikasyon çalışmaları da daha başlangıç aşamasında. Önümüzdeki sene bu da tamamlanmış olacak.Bu sene sonuna kadar Ave B-1versiyonlarının F-4 uçak sertifikasyonu tamamlanmış olacak. Füze uçaktan ayrıldıktan sonra kanatlarını açarak süzülmeye başlıyor. Daha sonra turbo jet motorunu açıp hedef bölgesine kadar kendisine tanımlanan yol noktalarına uğrayarak gidiyor. Hedef bölgesine geldiğinde, A versiyonunda birinci varyantta hedef koordinatına yöneliyor. B-1 varyantında ise önünde bir arayıcı var. Görüntülemeli ve kızıl ötesi arayıcı var. Bu arayıcı sayesinde hedefe daha hassas bir şekilde ulaşıyor ve tahrip ediyor."
GPS’İ KARIŞTIRMAK İMKANSIZ
Füzenin görev sahasına gidene kadar GPS’in karıştırılması durumuna karşılık yeryüzü referansle güdüm sistemine sahip olduğuna dikkati çeken Okyay, füzenin bilgisayarına daha önce yüklenen yükseklik verisini kullanarak yolunu bulduğunu ve bu sayede hedefe ulaştığını söyledi.
TÜRKİYE BİRİNCİ LİGE GİRDİ
Fuardan beklentilerinin F-16 sertifikasyon çalışmalarının başlamasıyla birlikte, F-16 kullanıcısı ülkelere ve aynı zamanda yürüyen GSF projesiyle ilgili olarak da, GSF üyesi ülkelere bu silahın tanıtımını yapmak olduğunu belirten Okyay, Türkiye’nin silah sanayisinde bulunduğu nokta hakkın da bilgi verdi. Okyay, Türkiye’nin ilk seyir füzesini üretimesiyle birlikte,dünya da bu tür füze geliştiren birinci ligteki ülkeler arasına girdiğini ve büyük bir aşama kaydettiğini söyledi.
SERİ ÜRETİME HAZIR
Füzenin, Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirildiğini ve şu an da seri üretim için Hava Kuvvetleri yetkilileriyle görüşmelere başlandığını ifade eden Okyay, 2012 yılından sonra ilk üretimlerin gerçekleştirileceğini anlattı.
YERYÜZÜ REFERANSLI FÜZE
Füzenin ara safha güdümü sağlayan tümleşik Ataletsel Navigasyon Sistemi (ANS) ve Küresel Konumlama Sistemi’ne (KKS) ek olarak Yeryüzü Referanslı Navigasyon Sistemi (YRNS) de geliştirildi. Bu sistem sayesinde KKS sinyalinin kesilmesi veya karıştırılması durumunda bile füze, bilgisayarına daha önceden yüklenen yeryüzü şekillerini takip edip rota düzeltmesi yaparak hedefe yüksek hassasiyetle yaklaşabiliyor. Sistem aynı zamanda sahip olduğu Görüntü Bazlı Navigasyon yeteneği sayesinde, belirlenen yol noktalarında görüntü eşleştirmesi yaparak navigasyon bilgisini destekliyor. Füze, son aşamada devreye giren kızılötesi görüntülemeli arayıcısı sayesinde hedefini bilgisayarına önceden yüklenen görüntü ile eşleştirerek birkaç metre hassasiyetle vuruyor ve yüksek etkili harp başlığı sayesinde tahrip ediyor. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan F-4E 2020 ve F-16 Blok 40 uçaklarında kullanılacak şekilde geliştirilen füzenin ileriki yıllarda envantere girecek JSF uçağına da sertifiye edilmesi için çalışmalara başlandı.
BAŞARIYLA TEST EDİLDİ
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 100. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında 4-5 Haziran 2011 tarihinde İzmir Çiğli’de düzenlenen Türkiye Hava Gösterisiönde ilk kez kamuoyuna açıklanan Hassas Güdümlü Stand-off Mühimmat (SOM) Projesi ile, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen füze sistemi Türkiye’nin ilk seyir füzesi olma özelliğine sahip. SOM Projesi’nde önemli bir dönüm noktası daha başarıyla geçildi. İlk güdümlü füze testi 9 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye’nin kuzeyinde yer alan test alanında gerçekleştirildi. Füze, F-4E 2020 uçağından atıldıktan sonra 100 deniz milinin üzerinde yol alarak hedefini yüksek doğrulukla vurdu. Hali hazırda 3 farklı varyant olarak geliştirilen füze sistemi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçları doğrultusunda, uçaklarımızın düşman hava savunma sistemlerinin etkili menziline girmeden, kendisine tanımlanan hedeflerin büyük bir doğrulukla vurulmasını sağlayacak. 180 km.’nin üzerinde bir menzile sahip olan füze, hava savunma radarları tarafından tespit edilmesini zorlaştıracak bir gövde yapısına sahip. Bunun yanısıra, düşük irtifalarda seyir yeteneği ve görev planlaması sırasında tanımlanan yol noktalarını izlemesi sayesinde de düşman hava savunma unsurlarından kaçınarak hedefine doğru hızla ilerleyebiliyor.
(Kaynak: hürriyet.com.tr )
TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk seyir füzesi SOM, Londra’daki dünyanın en büyük savunma sanayi fuarı ’Uluslarası Savunma, Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda (DSEİ) sergilendi.
TÜRKİYE DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULUYOR
Türkiye’nin ilk sehir füzesi SOM’u geliştiren TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Özel Projeler Yöneticisi Önder Okyay, şöyle dedi:
"Bu füze, Türkiye’nin ilk seyir füzesi olma özelliğine sahip. Bundan önce 4-5 Haziran 2011 tarihinde İzmir’de kamuoyuna tanıtıldı. Ondan sonrada ilk defa bir uluslararası fuara getirildi. Geçtiğimiz dönemde de aslında ilk uçuş testini başarıyla gerçekleştirdik. Bununla ilgili görüntüleride burada kamuoyu ile payyalışıyoruz. Önemli bir aşama kaydedilmiş oldu.Fü aslında tek bir füze değil. Bir füze ailesi. Üç varyantı var. Bunları biz; Som A, Som B ve B-2 olarak adlandırıyoruz. Bu üç variant birlikte geliştiriliyor. A ve B-1 varyantı daha önceden başlatmıştı ve iki varyantı daha sonrada devam etti. Özelliği uçaktan atılıyor olması.F4 ve F16 uçaklarından atılabiliyor. Şu anda F4 Uçaklarıyla ilgili sertifikasyon çalışmaları başladı. F16 uçaklarıyla ilgili sertifikasyon çalışmaları da daha başlangıç aşamasında. Önümüzdeki sene bu da tamamlanmış olacak.Bu sene sonuna kadar Ave B-1versiyonlarının F-4 uçak sertifikasyonu tamamlanmış olacak. Füze uçaktan ayrıldıktan sonra kanatlarını açarak süzülmeye başlıyor. Daha sonra turbo jet motorunu açıp hedef bölgesine kadar kendisine tanımlanan yol noktalarına uğrayarak gidiyor. Hedef bölgesine geldiğinde, A versiyonunda birinci varyantta hedef koordinatına yöneliyor. B-1 varyantında ise önünde bir arayıcı var. Görüntülemeli ve kızıl ötesi arayıcı var. Bu arayıcı sayesinde hedefe daha hassas bir şekilde ulaşıyor ve tahrip ediyor."
GPS’İ KARIŞTIRMAK İMKANSIZ
Füzenin görev sahasına gidene kadar GPS’in karıştırılması durumuna karşılık yeryüzü referansle güdüm sistemine sahip olduğuna dikkati çeken Okyay, füzenin bilgisayarına daha önce yüklenen yükseklik verisini kullanarak yolunu bulduğunu ve bu sayede hedefe ulaştığını söyledi.
TÜRKİYE BİRİNCİ LİGE GİRDİ
Fuardan beklentilerinin F-16 sertifikasyon çalışmalarının başlamasıyla birlikte, F-16 kullanıcısı ülkelere ve aynı zamanda yürüyen GSF projesiyle ilgili olarak da, GSF üyesi ülkelere bu silahın tanıtımını yapmak olduğunu belirten Okyay, Türkiye’nin silah sanayisinde bulunduğu nokta hakkın da bilgi verdi. Okyay, Türkiye’nin ilk seyir füzesini üretimesiyle birlikte,dünya da bu tür füze geliştiren birinci ligteki ülkeler arasına girdiğini ve büyük bir aşama kaydettiğini söyledi.
SERİ ÜRETİME HAZIR
Füzenin, Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirildiğini ve şu an da seri üretim için Hava Kuvvetleri yetkilileriyle görüşmelere başlandığını ifade eden Okyay, 2012 yılından sonra ilk üretimlerin gerçekleştirileceğini anlattı.
YERYÜZÜ REFERANSLI FÜZE
Füzenin ara safha güdümü sağlayan tümleşik Ataletsel Navigasyon Sistemi (ANS) ve Küresel Konumlama Sistemi’ne (KKS) ek olarak Yeryüzü Referanslı Navigasyon Sistemi (YRNS) de geliştirildi. Bu sistem sayesinde KKS sinyalinin kesilmesi veya karıştırılması durumunda bile füze, bilgisayarına daha önceden yüklenen yeryüzü şekillerini takip edip rota düzeltmesi yaparak hedefe yüksek hassasiyetle yaklaşabiliyor. Sistem aynı zamanda sahip olduğu Görüntü Bazlı Navigasyon yeteneği sayesinde, belirlenen yol noktalarında görüntü eşleştirmesi yaparak navigasyon bilgisini destekliyor. Füze, son aşamada devreye giren kızılötesi görüntülemeli arayıcısı sayesinde hedefini bilgisayarına önceden yüklenen görüntü ile eşleştirerek birkaç metre hassasiyetle vuruyor ve yüksek etkili harp başlığı sayesinde tahrip ediyor. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan F-4E 2020 ve F-16 Blok 40 uçaklarında kullanılacak şekilde geliştirilen füzenin ileriki yıllarda envantere girecek JSF uçağına da sertifiye edilmesi için çalışmalara başlandı.
BAŞARIYLA TEST EDİLDİ
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 100. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında 4-5 Haziran 2011 tarihinde İzmir Çiğli’de düzenlenen Türkiye Hava Gösterisiönde ilk kez kamuoyuna açıklanan Hassas Güdümlü Stand-off Mühimmat (SOM) Projesi ile, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen füze sistemi Türkiye’nin ilk seyir füzesi olma özelliğine sahip. SOM Projesi’nde önemli bir dönüm noktası daha başarıyla geçildi. İlk güdümlü füze testi 9 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye’nin kuzeyinde yer alan test alanında gerçekleştirildi. Füze, F-4E 2020 uçağından atıldıktan sonra 100 deniz milinin üzerinde yol alarak hedefini yüksek doğrulukla vurdu. Hali hazırda 3 farklı varyant olarak geliştirilen füze sistemi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçları doğrultusunda, uçaklarımızın düşman hava savunma sistemlerinin etkili menziline girmeden, kendisine tanımlanan hedeflerin büyük bir doğrulukla vurulmasını sağlayacak. 180 km.’nin üzerinde bir menzile sahip olan füze, hava savunma radarları tarafından tespit edilmesini zorlaştıracak bir gövde yapısına sahip. Bunun yanısıra, düşük irtifalarda seyir yeteneği ve görev planlaması sırasında tanımlanan yol noktalarını izlemesi sayesinde de düşman hava savunma unsurlarından kaçınarak hedefine doğru hızla ilerleyebiliyor.
(Kaynak: hürriyet.com.tr )