Merhaba, çok değerli arkadaşlar;
Sıfır emisyon: Sıfır emisyon, bir aracın, Elektrik santralinin, vb. çalışması esnasında atmosfere (havaya) azot, kükürt, karbon, kükürt, vb.oksitlerini hiçbir şekliyle vermeyen bu araçlarla veya bu tesislerle çalışabilmesi demektir.
Bir elektrikli aracın sıfır emisyonlu gerçek bir sıfır emisyonlu araç olması demekle, aslında kullandığı elektrikle bir küresel kirlenmeye dolaylı yoldan bile neden olmaması anlamını taşımalıdır.
Bir ülke elektriğinin % 50 veya daha yüksek yüzdelerde fazlasını yeni ve yenilenebilir kaynaklardan sağlayıp elde edebiliyorsa eğer, bu ülkenin örneğin elektrikli araçlarında kullandığı elektrik de doğayı daha az veya bu yüzde oranında kısmen kirleteceğinden, bu şekilde kullanılan tüm sıfır emisyonlu araçların da “sıfır emisyonlu” araç olmaya daha uygun olduğunu ancak bu şartta veya şartlarda tam olarak düşünebiliriz.
Nükleeer, termik, doğalgaz, CNG, dizel, bio-dizel yakıtlı elektrik santrallerıyla elde edilen ve kW-h başına elde edilen bu elektrikte havaya salınan emisyon elbette aralarında bazı farklar olmasına rağmen tam sıfır emisyonlu olamazlar, belirli değerlerde atmosferi kirletici atıklar (Filtreler takılsa bile) mutlaka içerebilecektir. Rüzgar, güneş, jeotermal, dalga, gel-git, vb. yollarla elde edilen elektrikle doğaya salınan emisyon sıfır (kurulum veya tesisin montajı sırasında dizel iş makinelerinin haricinde) orandadır. Bunu alıp kullanan elektrikli araç, mobilet, kamyon, otobüs, tren, vb. tüm taşıtlar sıfır emisyonun aslında kendi çevrimi içinden bir tamamlayıcısı olur.
Yani bizim yeni ve yenilenebilir enerji üretimi kaynaklarıyla doğayı hiç kirletmeden elde edilen elektrikle, elektrikli araçlarla iç çevrimi tamamlandığında asıl “sıfır emisyonlu” araçlar dediğimiz araç özelliği tam olarak o zaman ortaya çıkmış oluyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler (G-20) ellerindeki bütçeyi ve ülkedeki yeni ve yenilebilir enerji kaynakları potansiyelini çok iyi değerlendirip elektrik üretimini sıfır emisyonlu olan bu yollardan gelecekteki yıllarda üretmebilleri durumunda “sıfır emisyonlu” olarak çalışabilecek araçları ancak o zaman gerçek bir “sıfır emisyonlu” araca veya araçlara dönebilmiş olur. Almanya bu konuda örnek alınabilecek bir ülke konumundadır, zira yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağladığı toplam elektrik üretimini son yıllarda % 50’ lerin üzerine çıkarabilmiştir.
Bu süreç gelecek için kısa veya uzun vadede planlanarak, dünyadaki tüm devletlerce daha temiz ve küresel ısınmanın etkilerinin azaltılabileceği dönemlerin bu çift taraflı önlemlerle alınabileceği önlemler veya fedakarlıklardır. Ama küresel ısınma yalnızca elektriğin üretim şekli ve onu kullanacak olan “sıfır emisyonlu” araçlarla da sağlanamaz. başka ve çok önemli bir konu daha vardır: “Geri dönüşüm”
Geri Dönüşüm: gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde imal edilen bir ürünün sıfırının fabrikadan yeniden üretilmesi yerine cam, kağıt, karton, PED, plastik, metal, vb. geri dönüşümle yeniden değerlendirilebilen
ürünlerin, fabrikadan sıfırdan üretilmesinden daha az girdi, enerji, işçi emeği, vb. ile daha az elektrik, doğalgaz, motorin (dizel jeneratörler için) kullanımıyla atmosferin daha az kirletilmesi anlamına gelmektedir.
Bazı ülkelerce üretilen tüm ürünlerde depozitolarının geri ödenmesi uygumalasına geçmesiyle elbette ürün ambalajının dış ambalajlarının belirli katma değerinin ele alınıp değerlendirilmesiyle, “sıfır emisyona” dolaylı yoldan da olsa çok olumlu katkılarının olabilmesı böylece mümkün olabilecektir. (Ülkemizde yeni yılla bu uygulama başladı) geri dönüşümde sadece cam şişe, PED, alüminyum, çelik, demir, naylon, plastik, vb atıklar değil, evlerde uzun yıllardan beri kullanılmadan duran Elektronik eşyalar, cihazlar da bu çevrime girebilmeli ve başka bir ek (tamamlayıcı olan başka) katkıyı böylece sağlayabilmelidir. Çünkü elektronik cihazların PCB kartlarından değerli altın, gümüş, bakır, alüminyum, vb. (entegrelerinden, ciplerinden, vb. ) tekrar geri kazanımla çıkarılmakta, madenden uzun zaman ve enerji harcanarak elde edilen değerli metaller bu şekilde daha düşük maliyetlerle elde edilebilmektedir. Ancak bunları işleyip geri kazanımını yapacak olan işletmeler, tesisler, vb. bulunması da gerekiyor. Bu metalleri geri kazanımla değerlendirebilmek de ayrı bir uzmanlık veya iş sahası olarak her zaman görülebilmelidir.
Dünya çapında çok beğenilip uygulamaya geçilen “paralı poşet uygulaması” kampanyası tüm dünyada “sıfır emisyonun” artırılıp daha azaltılmasına yönelik çok yerinde bir uygulamaydı. (Ülkemizde sene başından beri bu uygulamayla % 77’ye varan oranda satın almadaki bir azalmadan istastiki olarak söz ediliyor) Çünkü bez torba, eski oşeti kullanma sadece doğayı daha az kirletmiş olmakla kalmıyor, ayni zamanda üretimde harcanan elektrik, motorin, doğalgaz, vb. kaynakların da dolaylı yoldan azaltılmasına ön ayak olmuş oluyor. Milletçe en büyük dileğimiz “paralı poşet uygulaması” nın önümüzdeki veya çok yakın yıllarda ülkemizde ve tüm dünyada % 100’e varan oranlarda satışının kısıtlanıp daha az sayıda satılması yönündedir.
Avrupa'da, Almanya’da, dizel ve çok ağır tonajlı araçların yollardan kaldırılması, elektrikliye geçilebilmesi projesi de kayda değer çok önemli bir “sıfır emisyon” adına çok önemli bir adım veya projeydi. Dileriz ki bu ve bu türden benzer projelerin, çok önemli adımların devletler veya tüm ülkelelerce eldeki olanaklar ölçüsünde gelecek yıllarda da ayni (benzer) atılımlarla yine gerçekleştirilmiş olabilmesi.
Hiç kuşkusuz ki tüm bunlar yaşadığımız gezegen (dünya) için daha temiz, artan küresel ısınmanın daha az olabilmesi yolunda atılan çok önemli adımlar olarak düşünülmelidir. Kolay gelsin. Saygılarımla.
Sıfır emisyon: Sıfır emisyon, bir aracın, Elektrik santralinin, vb. çalışması esnasında atmosfere (havaya) azot, kükürt, karbon, kükürt, vb.oksitlerini hiçbir şekliyle vermeyen bu araçlarla veya bu tesislerle çalışabilmesi demektir.
Bir elektrikli aracın sıfır emisyonlu gerçek bir sıfır emisyonlu araç olması demekle, aslında kullandığı elektrikle bir küresel kirlenmeye dolaylı yoldan bile neden olmaması anlamını taşımalıdır.
Bir ülke elektriğinin % 50 veya daha yüksek yüzdelerde fazlasını yeni ve yenilenebilir kaynaklardan sağlayıp elde edebiliyorsa eğer, bu ülkenin örneğin elektrikli araçlarında kullandığı elektrik de doğayı daha az veya bu yüzde oranında kısmen kirleteceğinden, bu şekilde kullanılan tüm sıfır emisyonlu araçların da “sıfır emisyonlu” araç olmaya daha uygun olduğunu ancak bu şartta veya şartlarda tam olarak düşünebiliriz.
Nükleeer, termik, doğalgaz, CNG, dizel, bio-dizel yakıtlı elektrik santrallerıyla elde edilen ve kW-h başına elde edilen bu elektrikte havaya salınan emisyon elbette aralarında bazı farklar olmasına rağmen tam sıfır emisyonlu olamazlar, belirli değerlerde atmosferi kirletici atıklar (Filtreler takılsa bile) mutlaka içerebilecektir. Rüzgar, güneş, jeotermal, dalga, gel-git, vb. yollarla elde edilen elektrikle doğaya salınan emisyon sıfır (kurulum veya tesisin montajı sırasında dizel iş makinelerinin haricinde) orandadır. Bunu alıp kullanan elektrikli araç, mobilet, kamyon, otobüs, tren, vb. tüm taşıtlar sıfır emisyonun aslında kendi çevrimi içinden bir tamamlayıcısı olur.
Yani bizim yeni ve yenilenebilir enerji üretimi kaynaklarıyla doğayı hiç kirletmeden elde edilen elektrikle, elektrikli araçlarla iç çevrimi tamamlandığında asıl “sıfır emisyonlu” araçlar dediğimiz araç özelliği tam olarak o zaman ortaya çıkmış oluyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler (G-20) ellerindeki bütçeyi ve ülkedeki yeni ve yenilebilir enerji kaynakları potansiyelini çok iyi değerlendirip elektrik üretimini sıfır emisyonlu olan bu yollardan gelecekteki yıllarda üretmebilleri durumunda “sıfır emisyonlu” olarak çalışabilecek araçları ancak o zaman gerçek bir “sıfır emisyonlu” araca veya araçlara dönebilmiş olur. Almanya bu konuda örnek alınabilecek bir ülke konumundadır, zira yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağladığı toplam elektrik üretimini son yıllarda % 50’ lerin üzerine çıkarabilmiştir.
Bu süreç gelecek için kısa veya uzun vadede planlanarak, dünyadaki tüm devletlerce daha temiz ve küresel ısınmanın etkilerinin azaltılabileceği dönemlerin bu çift taraflı önlemlerle alınabileceği önlemler veya fedakarlıklardır. Ama küresel ısınma yalnızca elektriğin üretim şekli ve onu kullanacak olan “sıfır emisyonlu” araçlarla da sağlanamaz. başka ve çok önemli bir konu daha vardır: “Geri dönüşüm”
Geri Dönüşüm: gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde imal edilen bir ürünün sıfırının fabrikadan yeniden üretilmesi yerine cam, kağıt, karton, PED, plastik, metal, vb. geri dönüşümle yeniden değerlendirilebilen
ürünlerin, fabrikadan sıfırdan üretilmesinden daha az girdi, enerji, işçi emeği, vb. ile daha az elektrik, doğalgaz, motorin (dizel jeneratörler için) kullanımıyla atmosferin daha az kirletilmesi anlamına gelmektedir.
Bazı ülkelerce üretilen tüm ürünlerde depozitolarının geri ödenmesi uygumalasına geçmesiyle elbette ürün ambalajının dış ambalajlarının belirli katma değerinin ele alınıp değerlendirilmesiyle, “sıfır emisyona” dolaylı yoldan da olsa çok olumlu katkılarının olabilmesı böylece mümkün olabilecektir. (Ülkemizde yeni yılla bu uygulama başladı) geri dönüşümde sadece cam şişe, PED, alüminyum, çelik, demir, naylon, plastik, vb atıklar değil, evlerde uzun yıllardan beri kullanılmadan duran Elektronik eşyalar, cihazlar da bu çevrime girebilmeli ve başka bir ek (tamamlayıcı olan başka) katkıyı böylece sağlayabilmelidir. Çünkü elektronik cihazların PCB kartlarından değerli altın, gümüş, bakır, alüminyum, vb. (entegrelerinden, ciplerinden, vb. ) tekrar geri kazanımla çıkarılmakta, madenden uzun zaman ve enerji harcanarak elde edilen değerli metaller bu şekilde daha düşük maliyetlerle elde edilebilmektedir. Ancak bunları işleyip geri kazanımını yapacak olan işletmeler, tesisler, vb. bulunması da gerekiyor. Bu metalleri geri kazanımla değerlendirebilmek de ayrı bir uzmanlık veya iş sahası olarak her zaman görülebilmelidir.
Dünya çapında çok beğenilip uygulamaya geçilen “paralı poşet uygulaması” kampanyası tüm dünyada “sıfır emisyonun” artırılıp daha azaltılmasına yönelik çok yerinde bir uygulamaydı. (Ülkemizde sene başından beri bu uygulamayla % 77’ye varan oranda satın almadaki bir azalmadan istastiki olarak söz ediliyor) Çünkü bez torba, eski oşeti kullanma sadece doğayı daha az kirletmiş olmakla kalmıyor, ayni zamanda üretimde harcanan elektrik, motorin, doğalgaz, vb. kaynakların da dolaylı yoldan azaltılmasına ön ayak olmuş oluyor. Milletçe en büyük dileğimiz “paralı poşet uygulaması” nın önümüzdeki veya çok yakın yıllarda ülkemizde ve tüm dünyada % 100’e varan oranlarda satışının kısıtlanıp daha az sayıda satılması yönündedir.
Avrupa'da, Almanya’da, dizel ve çok ağır tonajlı araçların yollardan kaldırılması, elektrikliye geçilebilmesi projesi de kayda değer çok önemli bir “sıfır emisyon” adına çok önemli bir adım veya projeydi. Dileriz ki bu ve bu türden benzer projelerin, çok önemli adımların devletler veya tüm ülkelelerce eldeki olanaklar ölçüsünde gelecek yıllarda da ayni (benzer) atılımlarla yine gerçekleştirilmiş olabilmesi.
Hiç kuşkusuz ki tüm bunlar yaşadığımız gezegen (dünya) için daha temiz, artan küresel ısınmanın daha az olabilmesi yolunda atılan çok önemli adımlar olarak düşünülmelidir. Kolay gelsin. Saygılarımla.
Son düzenleme: