Ankara-Paris arasında 'Göktürk-1 savaşı'

elektronikmuh

Yönetici
Yönetici
Yönetici
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
2,284
Puanları
1,866
Yaş
47
gokturk1.jpg

Terörle mücadelede Türkiye’nin elini güçlendirecek Göktürk-1 uydusu için Ankara-Paris-Tel Aviv hattında soğuk savaş yaşanıyor. İsrail, uydunun kendi topraklarını görmemesi için Fransa nezdinde lobi faaliyetlerini artırırken, Türk bürokratlar da geri adım atmıyor. Projenin geleceğine Başbakan Erdoğan karar verecek.

Geçtiğimiz günlerde Göktürk-2 keşif ve gözetleme uydusunu uzaya fırlatan Türkiye, çok daha gelişmiş bir sisteme sahip olan ve terörle mücadelede büyük yarar sağlayacak Göktürk-1 projesinde üretici ülke Fransa ile karşı karşıya geldi. Uydunun kendi topraklarını görmemesi için lobi yapan İsrail, Fransa üzerindeki baskısını artırdı. Göktürk-1’in görüntü almasını sağlayan elektrooptik kamera sistemlerindeki bazı kritik parçaları Fransız Thales firmasına satan İsrail, bunun karşılığında uydunun kendi topraklarının üzerine geldiğinde ‘kör’ olmasını şart koştu. Bu istihbaratı alan Türkiye, Fransa’dan, uydu fırlatılmadan önce istenilen her yerden görüntü alınabileceğinin ispatlanmasını istedi. Firma önce bu teklifi reddetti; ancak Türk bürokratlar bu garantiyi almadan para ödemeyecekleri restini çekince şirket yumuşadı. Yine savunma bürokratları, uydunun tecrübeli ve dünyaca tanınmış bir şirket tarafından uzaya fırlatılmasını istedi. Fransa tarafı ise, işi daha ucuza mal etmek için tecrübesiz bir şirketle çalışmakta ısrar ediyor. Göktürk-1’in daha önce öngörülen takvime göre 2013’ün sonunda uzaya fırlatılması planlanıyordu. Fakat Fransa tarafında yaşanan aksaklıklar sebebiyle, projenin bir yıl gecikeceği belirtiliyor. Zaman’a konuşan üst düzey bir yetkili, “Uydunun İsrail dahil her ülkeden görüntü alabileceği kanıtlanmadan, uzaya fırlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu tür projelerde sözlü garantiler geçerli değildir. Uydu fırlatıldıktan sonra geriye dönüşü olmaz.” ifadelerini kullandı.

Yazının devamı için...
 
Türkiye'nin eski TÜRKİYE olmadığını dostlarımız ! ne zaman öğrenecek acaba? Dünyada zaman içerisinde konjonktürler değişim görterir, bazı ülke ve bölgeler yükselişe geçer bazılarıda düşüşe....OSMANLI imparatorluğunu nasıl 300 yılda bitirdilerse ve kendilerine dünya liderliği yolunu açacak konjonktürü hızlandırdılarsa şimdi OSMANLInın torunları genç TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin yükselişini engelleyemeyecekler inşallah.300 yıla karşılık 100 yıllık bir zaman sonunda eski itibar ve gücüne kavuşmuş bir TÜRKİYE sözde dostlarımızın KABUSU olmaktan öte dünya mazlumlarının 300 yıllık RÜYASI olacak inşallah.....Birileri için korkunun ecele faydası yok !!!
 
Meraklı hocam ne içiyorsun, lütfen banada söyle.
Şaka mı yaptınız ironi mi yaptınız hala anlamadım. Tamam muhafazakar bir görüşünüz ve o konulara yatkınlığınız var görece olarakta sizin fikirlerinize yakın bir yönetim var ama bu demek değil her şey toz pembe!!!

En basiti şu ana kadar çalıştığınız kurum elinizden alnıyor, bir nevi ekmeğinizle oynanıyor. Yıllarca düzgün olarak aldığınız maaş ve ödenen Sigorta primleri sonu belli olmayan özel şahsiyetlerin tekeline bırakılıyor, kaç aile bundan etkilenip perişan olacak. Hatta orda yaşamayı bırakıp işi için İstanbula göç etmek zorunda kalacaklar. Hem siz etkilendiğiniz gibi sizin ailenizde ilerki kuşaklarda etkilenecek. Bunu görmemek mümkün mü?

Dünyanın en pahalı benzini ve interneti burada, inanılmaz oranda yüksek vergiler burada. Emekli olununca kıdem tazminatı kaldırılmaya düşünülüyor. Uzun vadede emeklilik kaldırılmayı düşünlüyor ki bireysel emeklilik sistemi o sebeple çıkrtılıp destekleniyor. Emeklilik yaşı 65 oldu , 65!!!!!!!!!!! Meraklı Hocam sen 44 yaşındasın ve bu uygulamadan etkilenseydin 21 yıl daha çalışman gerekecekti!!!!!!!!!
Hayat mı bu, yaşam mı bu, kız çocukları evli yada dul oldukları zaman eğer çalışmıyorlarsa babaların yada annelerinin emeklililiğini kullanabiliyorlardı şimdi bu da kalktı, 25 yaşına kadar sürecek. Bir işten çıktığın an devlet sana 213 tl ye zorunlu sgk primi borçlandıryor, bu primi sen ödeyemesen anne babadan yada kardeşten kesilecek!!!! Yani mereklı hocam senin oğlun işsiz kaldı 7-8 ay iş aradı bu sırada gelirine göre senden para kesilecek!!!!

Daha saymaya gerek yok, yunanlı arkadaşım hani krizlerde olan yunanistanlı arkadaşım 2 haftalık noel tatilinde ispanyaya gittiler ve benim ailemin ödediği vergi yunanlı arkadaşımın ailesinin 3 katı. Yunanistan gibi istesekte olamayız şu an!!!! Çünkü hiç araştırmıyoruz, bize söylenen her şeyi doğru kabul ediyoruz. Alın göktürk-2 uydusu ismi dışında Türklükle en ufak yakın ilgisi yok. Eğer bu başarıysa Hindistanın 3 tane buna benzer uydusu var. Agalar daha kendi uçağımız onu geçtim yerli otomobilimiz bile yokken ne yerli uydudan bahsedip kendimizi başka alemlere sokuyoruz.

Ülkesin halkı bu durumda iken ne bölgesel süper güç, ne de müthiş bir gelişme olur, sadece büyük bir çöküş olur. Benim yaşım küçük ama kafam eski mantık, gelişim önce üretim ve arge ile olur. Gelişim önce beyinden başlar. Önce bireysel sonra toplum aydınlanması olur. Malesef şu an bu durumdan çok uzağız. Süper güç yüksek vergi ve özelleştirmelerle olunuyorsa, Dünya tarihine geçeciğimiz garantidir.!!!
 
Son düzenleme:
Konuyu siyasi bir tartışmaya dönüştürmeyelim arkadaşlar.
 
Yukarıdaki yazılarına katılarak ekleme yapayım...

Bütün bu saydığın olumsuzlukların sebebi insanlarımızın memur zihniyetli olmasından kaynaklanıyor... Hiç kimse kendini bir gram geliştirmiyor... Yani sokaktaki 100 kişinin 90' nı bok çuvalı... Çözüm ise üretim yapacak tesisler kurmak, üretmek, satmak ve para kazanmak... Ayrıca bu bok çuvallarını bu tesislerde beleşe çalıştırıp kendilerini geliştirmezlerse hiç değerlerinin olmadığını göstermekte gerekiyor... Ayrıca kendisini geliştirip başarılı olan insanlarıda maddi, manevi ödüllendirip insanları sağlı sollu kendilerini geliştirmeleri için teşvik etmek gerekiyor...

Ülkemizde hiç bir şey üretmiyoruz...En basit bir diyot bile yok... Herşey satın alınma... Tank, uçak, uydu vs... alınıp montajı yapılıyor... Tamamen montaj mühendisliği...

Yelek zeki ve zihinsel olarak kendini geliştirmiş bir insan; o yüzden bu ülkenin insanından ve dolayısıyla bu ülkeden bir cacık olmayacağını anladığı için tek rahat edilecek kurumun devlet olduğunun farkında... Bende farkına vardım o yüzden kendimi geliştirmeyip artık memurluk sınavına çalışacağım...

Siz de aynısını yapın..
 
Alıntıdır...
"Göktürk 2 isimli 'ilk milli' uydu, 19 Aralık 2012 tarihinde ODTÜ'de düzenlenen törenle yörüngesine yerleştirildi. Bu kapsamda; 2011'de uzaya gönderileceği belirtilen Göktürk 1 isimli uydu nerede? Bu uyduyu İtalyan-Fransız ortaklığı bir şirket mi üretecekti, şirketin ismi nedir? Şirkete kaç TL ödendi? Göktürk 1'in kamera sistemi İsrail'den mi satın alındı? İsrail'in, Göktürk 1'in uzayda İsrail topraklarını görmeyecek şekilde konumlanması koşulu Türkiye'ye dayatıldı mı? Bu koşul nedeniyle uydunun üretim projesinin suya düştüğü bilgisi doğru mudur? Askeri imkan, kabiliyet ve yarar bağlamında Göktürk 1'in, Göktürk 2'den daha yetenekli olduğu doğru mudur? 'Yüzde yüz yerli' olduğu belirtilen Göktürk 2'nin kamera sistemi Güney Kore'den, denge ve konum belirleme modülü İngiltere'den, tepki tekerlekleri ABD'den, manyetik tork çubukları Almanya'dan, itki sistemi İsrail'den mi satın alındı? 'Yerli' Göktürk 2'nin titreşim testleri Fransa'da mı yaptırıldı? Göktürk 2'den önce, Rusya'dan fırlatılan bir uydumuz var mı? Bu uydunun güneş panelleri yanlış monte edildiği için, 15 senelik ömrünün 3 yılda tükendiği bu nedenle uydunun düştüğü bilgisinin gerçeklik payı nedir? Rusya'dan fırlatılan bu uydu için firmayla imzalanan sözleşmenin yanlışlığı dolayısıyla Türkiye'nin tek kuruş tazminat dahi alamadığı ve bu nedenle olayın üzerinin kapatıldığı doğru mudur? Türkiye bugüne kadar uzaya kaç adet uydu gönderdi? Halen bunların kaçı yörüngededir? Aradaki fark neden kaynaklanmaktadır? Göktürk 2'den önce uzaya gönderilmiş olan birer adet gözlem ve haberleşme uydularının kaybedildiği doğru mudur? Türkiye yörünge hakkını korumak için uluslar arası kuruluşlara aidat, üyelik veya kira ücreti ödüyor mu? 1 Ocak 2002'den bu yana ödenen bu meblağın yıllara göre dağılımı kaç TL'dir? Göktürk 2'yi 'yüzde 100 yerli' diye tanıtmanızın gerekçesi nedir? Bu uydunun hangi parçaları/işlemleri/üretim bandı yerlidir?"

Sorular ilginç değil mi? Kimin eli kimin cebinde acaba? Ayrıca bana nedense, uyduların başına gelen bütün bu aksiliklerde bir danışıklı dövüş var gibi hissettiriyor..
 
hakikaten ya bu tarz yazıları görünce acaba diyorum ülkede yaşanan mükemmelliği/ilerlemeyi biz mi göremiyoruz yada zaman gazetesi mi okumak lazım bilemedim şahlanmak için :)
 
Göktürk-1 in bu içler acısı durumuna en çok sevinen pkk terör örgütüdür. Ha ODTÜ de ki ne üdüğü belirsiz gençlikte buna dahildir.
 
İnsanlar gerçekten hadisleri okumalılar, çok güzel özetliyorlar "ne yaparsak ne olacağını". Santranç gibi, bir kaç hamle öteyi söylüyorlar. Bir işe başlarken kalbinizi yoklayın. Niyetiniz iyi ise sonu mutlaka iyi olacaktır. Kendinize dürüst olursanız eğer, bu size güzel bir ipucu verir.

Bir hadiste der ki, "Nasılsanız, öyle idare edilirsiniz." Emevi valisi Haccac-ı Zalim'e Hz. Ömer'in adaletinden bahseden bir şahsa, "Sizler Ömer devrindeki insanlar olsa idiniz, şüphesiz ben Ömer olurdum" diye yanıt veriyor.

Bizler böyle yönetilmeyi hakettik.

Bu yüzden önce kendimize bakalım. Bu ahlaki çözülmeler, bu "o yaparsa ben de yaparım"lar, kokuşmuş ilişkiler..

Gerçekten hakediyoruz. Kötülük (bundan kastım tüm ahlaki/nefs-i bozulmalar: Rüşvet, tembellik, olan biten haksızlıklara vurdumduymaz yaklaşımlar, tiksinti duymama, çıkar ilişkileri vs.) tüm bunlar iyilikten daha çabuk yayılıyor, daha çok sempati görüyor, daha çok taklit ediliyor, daha çok keyif veriyor bizlere...

Ve bizler sırf "başkaları öyle yaptığı için" böyle davranmayı kendimize hak olarak görüyoruz..

Biz düzelmeden ülkenin hiç bir organı düzelmeyecek.. Ben bu satrançta yapılması gereken hamle olarak bunu görüyorum.. Önce dürüstlük.. Kendimize ve herkese karşı..
 
Bu çağ bilgi çağıdır; bilgili olan ve bu bilgiyi uygulayıp paraya çeviren hükmeder...

- Bilgili olmak için çok çalışmak gerekir çünkü her doğan çocuk beyni boş olarak doğar... ( biz çalışmayı sevmeyen bir milletiz)
- Bilgi edinildikten sonra uygulamaya konması gerekir yoksa değersizdir. ( bizde bilgi yok olsa bile uygulayamayız)
- Uygulamaya konulmuş bilgi pazarlanarak paraya çevirilmelidir yoksa bu uygulanmış bilgide değersizir. ( bizde uygulanabilen çok az şey var onuda doğru dürüst pazarlayamıyoruz )

Durum şöyle; o uydu başkalarının bilgi birikiminin uygulamaya konulmuş bir halidir biz sadece parasını verip aldık ve montajını yaptık. O yüzden uyduda parçası olan ülkeler bazı yaptırımları uygulamaya koymak isteyince bizimkilerde başkasının .... gerdeğe girdiğini anladı...

Yapacak birşey yok arkadaşlar. Bilgisi, uygulaması ve parası olmayan Türkiye; bilgisi, uygulaması ve parası olan yani hükmeden ülkelerle kendisini sürekli aynı seviyede tutmak istiyor. Sürekli hattini aşıyor. Durum böyle oluncada bizim gibi neyin ne olduğunu anlayabilecek kadar akıllı insanlar üzülüyor, büzülüyor... Takmayın kafanızı arkadaşlar... Anı yaşayıp zevk alığınız işleri yapın...

Sayın Yelek beyin ve Atuan Beyin dediği gibi önce bireyler kendini geliştirir sonra ülke gelişir. Biz kendimizi düzeltmeden bu ülke düzelmeyecek...
 

Forum istatistikleri

Konular
129,840
Mesajlar
930,680
Kullanıcılar
452,679
Son üye
kenan7777

Yeni konular

Geri
Üst