sami ustam kusuruma bakma ben terbiye kısmında biraz geri kaldım. aslına bakarsanız halk ağızıyla konuşmak bizlere kaba diye öğretilmiş. ama değil! ne nineler gördüm ben, ne laflar duydum. halk ağzı dediğimiz hayatın gerçeğidir. yazdığımız yazı kitap alfabesi, yazdığımız Türkçe istanbul ağzı. hani bunu derken de kitap Türkçe'si ile eş değer tutuyorum. oysa her yerin/yörenin ağzı/şivesi farklıdır. benim aldığım eğitim (öğreten öğretmenlerime teşekkür ederim) ben kitap Türkçesi konuşup yazıyorum. bazen o kadar zor oluyor ki anlatamam. bazen köylümle anlaşamıyorum (kesinlikle köylü olanları aşağılamıyorum) hani bir de üst kültür alt kültür dediğimiz olay var. ben gençliğimde hep istanbul' lu sanatçılarla arkadaşlık yaptım. şairi, ressamı, yazarı, film sanatçısı ve ağır abileri ile takıldım. gündüz sanayi takımı ile çalış, akşamın gecen entel gitsin. akranlarım kahve köşelerinde kağıt/ taş oynarken; ben barlarda entel dantel takılıyorum. tam bir tezat. sonunda benim gibi ucube biri çıkıyor.