Birde benzinli dizel araçların sadece kullanımda 35 yıl olduğu görülüyor. Yakıtın üretiminde ki CO2 miktarını vs. de unutmamak lazım diye düşünüyorum.Eğer 2000cc benzinli yada dizel bir otomobiliniz olsaydı normal bir kullanımda bir elektrikli aracı üretirken salınan CO2 yi, ancak 35 senede doğaya ancak salabilecektiniz.
Pillerin geri dönüşümü çok maliyetli onu belirtmek istemiştim. En az üretimi kadar zorpeki tamam, geri dönüşüm var. dönüşürken giden enerji+su ne kadar?
güzel ustam, değerli ustam, bu yazıyı paylaştım evet copy-paste ve çeviri de berbat haklısınız. ama burada amaç bilgilendirme ve dikkat çekme. ben de katılıyorum % 100 doğru değil. her durumda iki ucu b*klu değnek. ben tüketim zorbalığına karşıyım, dayatmaya/lara karşıyım. gereğinden fazla gücün kullanılmasına karşıyım. yaw şehir içindesin 0 dan 100 e 3,5 saniyede çıkmak ne işimize yarayacak? 1000 km menzil ne işimize yarayacak bilmem kaç kW motor ne işimize yarayacak? gibi gibi onlarca neden sayabilirim. hepsi bizleri tüketim toplumu yapmak için. doğayı ve bizleri sömürmek için değil mi?Sayın @paskomya Ustam;
Bu yazıyı derleyip internete salan arkadaşı bulsam bir otomotiv teknikeri olarak 3 öğün yemek 5 öğün sopa atarım.
Eğer iş böyle hesaplamalara kalacaksa ben içten yanmalıların motor ve aktarma organlarının üretimlerinin parça parça (ki toplamda 3000'den fazladır parça sayısı) emisyon üretimin dökerim buraya.(petrol-yakıt üretimini ve lojistiğini saymıyorum bile)
Bugün normal bir otomotivin Motor bloğu ve silindir kapağı alüminyum alaşımdan dökülür ve sadece bu üretim tekniği bile Lityum piller ile yarışır. Geri kalan binlerce parçanın üretimini saymıyorum bile. Birde buna kullanımı boyunca doğaya saldığı emisyonu düşünün.
Kaldı ki Pil üretiminde emisyonu kontrol altında tutmak nispeten kolay. Zira merkezi bir üretim söz konusudur ve genel olarak yerleşim yerlerinden (dolayısı ile toplumdan) uzaktırlar.
Ayrıca Dizel motorların emisyonunun en büyük sıkıntısı doğaya zarar değil. Bizde pek bilinmez ama NOx gazı çocuklarda geri zekalılığa varacak kadar sağlığa zararı olan bir atık ve bu araçlarla şehirlerde direkt muhatap oluyoruz. Zaten AB'nin zamanında teşvik verip sonradan zararının ortaya çıkmasından sonra Dizellerin ipini çekmesinin sebebi budur.
Pillere geri dönersekte söz konusu yazının içeriği de hatalı zaten. Daha doğrusu teknoloji o kadar ızlı ilerliyor ki bu alanda yazılanlar boşa çıkıyor. Zira Kobalt ve Nikel kullanımı miktarı çok hızlı vaziyette düşmüş vaziyette.Pil çeşitliliği ise artıyor (LFP, NMC,NCMA,yarı katı hal, katı hal v.s) ve teknoloji geliştikçe de nadir toprak elementleri, Kobalt ve nikel gibi değerli elementlerin oranı düşüyor ve daha yaygın ve ucuz elementlere geçiliyor.
Ez cümle Araç bataryalarının üretimi tabiki kusursuz değil, Geri dönüşüm tarafı daha sistemleşmedi, güvenlik tarafı (yangın riski) tam çözülmüş değil.Bir dolu problemi var. Nihayetinde görece yeni bir teknoloji ve hızla gelişiyor. Muhtemel 15-20 sene sonra bu problemlerin hiç biri kalmayacak.
Bu durum ortada iken sıtmayı gösterip ölüme razı etmek (ters yazmadım. İçten yanmalı-elektrikli kıyası tam budur çünkü) mantıksız ve çok saçma kişisel kanaatim olarak.
Ustam bu konuda Türkiye'de herkesin fikrinin olduğu ama maalesef bilgisinin olmadığı bir konu. Gerçi bilgisinin olmasına gerek var mı o da tartışılır. Araç alacak kişi alım aşamasında yeterli bilgiye sahip olsa şimdilik razıyım ben.güzel ustam, değerli ustam, bu yazıyı paylaştım evet copy-paste ve çeviri de berbat haklısınız. ama burada amaç bilgilendirme ve dikkat çekme. ben de katılıyorum % 100 doğru değil. her durumda iki ucu b*klu değnek. ben tüketim zorbalığına karşıyım, dayatmaya/lara karşıyım. gereğinden fazla gücün kullanılmasına karşıyım. yaw şehir içindesin 0 dan 100 e 3,5 saniyede çıkmak ne işimize yarayacak? 1000 km menzil ne işimize yarayacak bilmem kaç kW motor ne işimize yarayacak? gibi gibi onlarca neden sayabilirim. hepsi bizleri tüketim toplumu yapmak için. doğayı ve bizleri sömürmek için değil mi?
güzel insan, yeni düzen, insanları köleleştirdi, farkında değiller. bir sosyal medyadır, teknolojidir almış başını gidiyor. tamam yeniliklere karşı değilim ama abartı kısmı beni üzüyor. adam doğa yürüyüşü yapıyor adı "treking" salak adam elinde telefonun gps ne güveniyor. harita okumayı bilmiyor. dağda kaybolsa hangi ot yenir bilmiyor, hangi ağaçtan odun olur bilmiyor, gece yıldızlara bakıp yönünü bulamıyor. deniz kenarında bir koyda konaklanır mı bilmiyor, dalgaların sesini dinlemeyi bilmiyor. sonra sağlık için yürüyüş yaptım diyor.Yani bir dayatma değil bildiğimiz dünyadan farklı bir dünya ortaya çıkıyor ve biz adapte olamıyoruz ,eski düzen devam etsin istiyoruz.Problemimiz bence bu. Yoksa bizim yaşımızdaki bir insana araç kullanmana/şoförlüğe gerek kalmayacak 20 yıl sonra, kimse şoförlük öğrenmeyecek nerede ise denince ,bizim aklımızdan geçen "yok devenin nalı, kullanmadığım araca binmem" tepkisi oluyor.
Bizim devrimiz geçti Ustam..Yeni bir dünya kuruluyor biz fark etmeden.. Yapay zeka bir taraftan, Otonomi bir taraftan ,Robotizeye kayış diğer taraftan..
Allah bizim gibi fosillere acısın ne diyeyim...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?