Şurada iyi bir temaşaa var. Benim de ilgili olduğum bir mevzu.Valla acayip plaklar vardı ama çoğu yeni basim malesef . Baya da bir gramafon vardı ama kondisyonlarini beğenmedim.
Dün bergen ablam canlandı antika pazarında konseri var sandım plak kaydını dinleyinceŞurada iyi bir temaşaa var. Benim de ilgili olduğum bir mevzu.
CD ye geçiş yıllarında, tüm plaklar olsun master bandlar olsun digital ortama aktarıldı.
Ancak digital teknolojiden anlamayan sığırcıklar, tüm arşivlerini MPEG-L2 veya MP3 gibi formatlara çevirip orijinal arşivleri lav ettiler.
Son 5-10 yıl öncesine kadar MP3 lerin en iyi format olduğu konusunda intiba oluşturulmuş idi.
Daha sonra teknolojinin gelişmesinden sonra, bazı çevreler plakların en iyi kayıt meteryali olduğu konusunda tüm dünyayı yeniden yönlendirdiler.
Bunun üzerine arşivlerdeki tüm kötü formatlı eserler yeniden plaklara basılarak, üstelik te fahiş fiyatlarla yeniden hortlatıldı.
Sırf telif hakları gıbızlanmalarından dolayı milyarlarca dolarlık yatırımlarla üretilmiş olan sistemler çöpe atıldı.
1) En önde giden teknoloji DAT.
Kayıt bandlarının üretimlerinin pahalı olması ve saklanma koşullarının kısıtlı olması.
2) SACD
50kHz veya daha üzeri band genişliği ile hem plaklardan daha üst seviye, hem de çoklu kanal (Multi-ch) SURROUND dinleme olanağı bulunmakta idi.
SACD teknolojisinin ölmesine sebep olan unsur, çift telif hakkı ödeme gerektirmesi idi.
İlki SACD üreticileri için telif hakkı. Her meteryal için telif hakkı ödenmesi zorunlu idi.
İkincisi ise eser sahiplerine ödenmekte olan telif hakkı.
Hem DAT, hem de SACD cihazların üretimlerinin pahalı olmasından dolayı, DVD ler kısa bir süre hizmet etti. (Müzik DVD) Ancak telif hakları gereğince müzik DVD'leri normal film DVD'lerinden daha pahalıya satılmakta idi.
Üstelik DVD lerin ses konusundaki kaliteleri çok tartışıldı ve kayıplı format olduğu için kısa zamanda ortalıktan yok edildi.
Son teknoloji olan BR/DVD teknolojisi ise teknolojinin ulaştığı son nokta idi. Bu teknoloji ile studyo master kayıtları kayıpsız olarak son dinleyiciye ulaştırılabiliyordu. Ancak kopya edilmesi de günümüz tekniğinde çok kolay olduğu için, kullanılması ve özellikle müzik ağırlıklı kullanılması baltalanarak yeniden plak propagandası yapıldı.
Böylece 100 yıl öncesi teknoloji olan plaklara dönülmüş oldu
Ben ses'ten anlarım ama hokkabazlıktan anlamam.
Birde 70 li yıllar müzisyenlerinin kullanmaya bayıldığı theremin var. Oda çok acayip bir alet.Ben ses'ten anlarım ama hokkabazlıktan anlamam.
Duyduğumuz ses aslında havadaki titreşimlerdir. Bu titreşimler, gücüne ve frekansına bağlı olarak havayı titreştirirler. Havanın titreştirilmesi esnasında bazı hafif meteryaller de elbette titreşirler. Ancak basit bir direnç bile havadaki titreşimler ile yukarda asılı kalıp titreşmezler.
ANCAK...
Bir direnci havada tutabilecek kuvvette alttan hava üflenirse, bu üflenen hava vasıtasıyla havalanan direnci yandan gelebilecek harici frekanslarla gımıldadırlarsa, böyle bir şey mümkündür.
Tabii ki yukarı doğru üflenen havanın yan hoparlörlerin üflediği hava ile ne kadar modüle edilebileceği tartışma konusudur.
FAKAT:
BLUE BOX denilen video tekniği ile bazı cisimler görünmüyorsa, ve bu görünmeyen cisimlerin üzerine muhtelif malzemeler konularak titremeleri sağlanıyorsa, o takdirde rahatlıkla böyle bir video gösterisi mümkündür.
bu ne yani bu yapılmış mı? yoksa buda mı feyk ?Ben ses'ten anlarım ama hokkabazlıktan anlamam.
Duyduğumuz ses aslında havadaki titreşimlerdir. Bu titreşimler, gücüne ve frekansına bağlı olarak havayı titreştirirler. Havanın titreştirilmesi esnasında bazı hafif meteryaller de elbette titreşirler. Ancak basit bir direnç bile havadaki titreşimler ile yukarda asılı kalıp titreşmezler.
ANCAK...
Bir direnci havada tutabilecek kuvvette alttan hava üflenirse, bu üflenen hava vasıtasıyla havalanan direnci yandan gelebilecek harici frekanslarla gımıldadırlarsa, böyle bir şey mümkündür.
Tabii ki yukarı doğru üflenen havanın yan hoparlörlerin üflediği hava ile ne kadar modüle edilebileceği tartışma konusudur.
FAKAT:
BLUE BOX denilen video tekniği ile bazı cisimler görünmüyorsa, ve bu görünmeyen cisimlerin üzerine muhtelif malzemeler konularak titremeleri sağlanıyorsa, o takdirde rahatlıkla böyle bir video gösterisi mümkündür.
Tek ulaşabildiğim bilgi, akustik manipilasyon için ses şiddetinin 170db/SPL gibi bir değerde olması.bu ne yani bu yapılmış mı? yoksa buda mı feyk ?
Vay be, ses değil de videodaki BlueBox tekniği o yıllarda yapılabiliyor olması ilgimi çekti. Demek ki o zamanlar bu tip büyük makinalarla da yapılabiliyormuş. Şimdilerde kullandığım programın içinde gelen aynı mantıkla çalışan basit bir GreenScreen (KeyLight) efekt ile tek tıkla halledebiliyor.FAKAT:
BLUE BOX denilen video tekniği ile bazı cisimler görünmüyorsa, ve bu görünmeyen cisimlerin üzerine muhtelif malzemeler konularak titremeleri sağlanıyorsa, o takdirde rahatlıkla böyle bir video gösterisi mümkündür.
Yeşil renk ile de yapılır. Sadece kırmızı ile mümkün olmuyordu bildiğim kadarıyla.Vay be, ses değil de videodaki BlueBox tekniği o yıllarda yapılabiliyor olması ilgimi çekti. Demek ki o zamanlar bu tip büyük makinalarla da yapılabiliyormuş. Şimdilerde kullandığım programın içinde gelen aynı mantıkla çalışan basit bir GreenScreen (KeyLight) efekt ile tek tıkla halledebiliyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?