Gerçekten deyim yerindeyse kitap gibi anlatmışsınız hocam teşekkürler.Merhaba
İncelenerek geniş bir içerikte anlatılması gereken bir mesele.. Resimli ansiklopediler vermişti evvelden gazeteler, araçların gelişiminden bahsedilirdi. -belirli bir model aracın kullanılması(sadece çalıştırılıp kullanıma hazır olması) için teknisyen kadar bilgili olunması gerektiğinden bahsedilirdi- .Mühendislik namına başlı başına yer edebilir bir mesele.
Motor gücü çıkışta alınabilir güç olarak ele alınırsa bahsedildiği gibi mekanik kayıpların azaltılması çıkış gücünü arttırır ancak krankta %65 kayıp mevzu değildir, silindir sayısına göre birkaç yatak kaybından ibarettir krank kaybı.(düşük hacimli motorlarda rulman, büyüklerde birkaç malzeme ile kombine yatak kullanılır.) Motorda ısı kaybının azaltılması mevzu değildir zira oluşan ısı radyatör vb ile dışarı atılmaktadır. Termodinamik olarak otto (benzinde kullanılan) ve diesel çevrimleri yüksek sıcaklıklarda daha verimlidir ancak motor malzemesinin dayanım (mukavemet özelliklerini koruyabildiği) sıcaklıklarda kalması açısından çevrim maksimum verim sıcaklığında değildir. Motor malzemesinin sıcaklık dayanım sorunu konuşulmasa idi: motor içindeki kanallardan su ile motorun soğutulması değil , motorun yalıtılarak ısı kaybının azaltılması düşünülürdü. (yüksek sıcaklık çalışma için seramik metal karışımı -sermet- malzemeler mevzu olmuştu)
Yakıtın yanma verimliliği(yanma biçimleri), silindir valfleri ile yanma ve eksoz atımının senkronizasyonu, havanın akışkan olarak daha uygun akması ve motorun kesintili çalışması sebebiyle oluşan farklı hava hareketlerinin emme hattının tasarımı ile zaafının azaltılması, yakıt özelliklerinin geliştirilmesi, bahsedilen mekanik kayıplar, silindir içi sızdırmazlık, bahsedildiği gibi ateşleme kontrolü ve daha farklı olarak yüksek güç/yüksek ekonomiye göre ayrı tasarım ve değişen devirlerde valf kontrolu ve ateşleme kontrolünün ayarlanması incelenmelidir. (Tabi silindir başına güç konuşulurken sarfiyat atlanmamalı, tek başına gücün artması gelişme sayılmaz.)
Elektronik kontrol ile sürücü özelliklerine göre, motor sıcaklık ve yük durumuna göre, karbüratöre giren hava miktarı ve olması gereken karışım biçimine göre, motor devrine göre, motorun ilk çalışmadaki ısıtılması ihtiyacının (yağ vb özellikler ile) elenmesi ile ve daha yazmadığımız türlü unsur ile sistemlerin durumu anlaşılmalıdır.
Yakıtın yanması için uygun karışım ve silindir içi uygun miktar yakıt girmiş olmasının kontrolü ve eksoz atığından enerji dönüşümü ile silindire giren havanın arttırılabilmesi(turbo) akla gelirken, yanmanın tek türbülans ve çift türbülans biçimleri gibi yama biçiminin uyarlanması ve piston kısmının buna uygun olması mevzudur. (Pistonun giren havayı yönlendirmesi ve yanma havasına istenilen hareketi vermesi ve eksoz atımına uygun olması düşüncelerine göre cepli çıkıntılı vb tasarımı) Giriş valfi emmeden bir miktar önce, eksoz ise yanma bitmesinden(alt ölü noktadan) bir miktar önce, ateşleme de üst ölü noktadan bir miktar önce olmaktadır. Bu ayar motorun (güç/ekonomi) çalışma biçimine göre değişir ve değişken kamşaft zamanlamalı sistemler bulunmaktadır. Tüm bunlar vb özelikler komple daha iyi senkronize edilmiş olabilir zamanla.
Benzinli sistemler yakıtın sıkışma anında sıcaklığının ateşleme sıcaklığını bularak erken yanması (vuruntu) sebebiyle termodinamik olarak normalin altında sıkıştırma oranlarında çalışarak verimlilikleri de normalin altında kalmaktadır. Diesel de bu sorun yoktur optimum sıkıştırma oranı beklenir. Yakıtların uyarlanması ile benzinli sistemlerde verimlilik artışı mevzu olmuştur zamanında.(kurşunlu-kurşunsuz benzin) Sıkışma anında silindir sekman vb sisteminin efektifliği, yakıtın püskürtülme durumları da incelenmelidir.
Yazmadığımız birçok incelenmesi gerekenler vardır, kabaca malzeme özelliklerinin iyileştirilmesi, üretim montaj kalitesinin arttırılması, elektronik kontrol, bilgisayar analizleri ile yanma vb olayların daha iyi anlaşılması, yakıt özelliklerinin uyarlanması, motor yağı özelliklerinin geliştirilmesi gibi teknolojik olarak da diğer alanlardaki gelişmeler ile içten yanmalı motorlar gelişiyor olsa gerek...
Başarılar dileriz...
Amerikada şirket mühendislerinden yakıt ekonomisinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapmasını ister. Mühendisleri böyle bir çalışmanın maddi yönden zararlı olduğunu (belki kurulu düzenin değişmesi yüzünden) uygun olmadığını söyler. Şirket yeni mezun mühendisler alır ve çalışmayı onlara yaptırır. Mühendislerin yaptıkları ilk şey araçta gereksiz ne varsa çıkarmaktır... O dönemlerde araçtaki keyfiyetten başka, hortumlu pompalı kornalardan, gazyağ lambası tipindeki farlardan hiçbirisi antika olarak bile görmediklerimizden..(O dönemlerde kimbilir nasıl bir alet çantası taşınıyordur araçlarda..) Sayın By lent in bahsettiği ağırlık azaltımı kaportadan (belki silindir sayısı ve çalışmasının uyarlanarak düzenli çalışmanın daha az kütlede sağlanabildiği) volan gibi aksamlara kadar uygulanmıştır. Tabi yakıt ekonomisi çalışmaları için de petrol kaynaklarının durumu sebep olmuş olsa gerek..
Bu arada bahsettiğimiz gelişimler yıllar içinden bu yana. Soruda daha geçtiğimiz 10 yıl araştırılıyorsa, değişken zamanlamalı kamşaft uygulamaları, yakıt püskürtme teknolojileri gibi konular önde gelebilir. Yalnız yakıt sarfiyatı yani verimlilik mevzu edilmeden güç denilirse, olağan bir motor maksimum güce göre ayarlanırsa zaten daha fazla güç vermeye başlar.(Tuning..) Emme valfinin açılması bahsettiğimiz gibi üst ölü noktadan biraaz evvel ve eksoz valfinin kapanmasından çok az öncedir. İki valfin de açık olduğu bir an olur motorda. Maksimum güçte ateşleme vb bu tip durumlar yakıt sarfiyatı önemsenmeden sadece güç için, bir bakıma maksimum yakıtı yaktrabilmek içindir. Değişken kamşaft vb ayarlar verimlilik sınırları dışında aynı motordan daha fazla güç alınmasını sağlayabilir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?