Masa Başı Bir İş İster misiniz?

Ey yumurtaya can veren yarabbim şu üsteki mesajı attım,tam tahmin ediyorum, ben bu mesajı yazdım, şimdi masa başı istemem diyenler çoğalacak diye düşünmüştüm. 2 kişi beni yanıltmadı ) Masa başı buldunuzda istemiyorsunuz dimi canlarım benim, eh bizde inandık

Olayın ölçüsü hep dediğim gibi samimiyettir, çoğu zaman sorsan devlet mi özel mi diye çoğu kimse özel der , çünkü devlet işi kafasında yatıştır, devlet derse herkesin gözü önünde tembel görüleceğini düşünür. Kendi çok çalışkan ve vasıflı olduğu için !!! özel sektör demektedir. Oysa eline kamuda çalışma fırsatı olsa dakikası hatta saniyesi düşünmez, geçer. Sonra kpss başvuru kuyrukları yolları kapatır. Masa başıda bunun gibidir. Tabii adamın mesleği masa başına uygun değilse, yada ömründe hiç masa başında tam zamanlı çalışmadıysa masa başı sıkıcı gelecektir, zaten büyük ihtimal hiç bir zaman masa başı çalışma durumu olamayacaktır. Üniversite mezunları ve sadece teknik bölümlerin olmadığı bir ortamda masa başı isteyen oranı çok daha fazla olacaktır.

seçenekleri yazarken birde kah dışarı kah masabaşı denseydi inanın herkes o seçenekte birleşirdi.

O yüzden koymadım arkadaşım , İşin açıkçası ben masa başı istediğimi açıkca söyledim, günde 8 saat aynı masada kalmak çok iyi fikir değilde ama dışarda kalmaktan çok iyi olduğuda kesin. Sonuçta masa başında olunların genel maaş yüzdeliğide daha fazla.

Benim başımda geçen bir durumu söyleyim, ümraniyede ikea nın yakınında bir binada işe başladım. Elektrik taahütleri yapan bir firma, ofis çok şık, benim odayı gösterdiler, masa bilsayar çok hoş. İş görüşmesinde dedikleride ofiste çalışacaksın, ara sıra şantiyeleride gitmen gerekecek, banada süper uyar dedim, işe başladım. Pazartesi saat sabah 9, hatta ben 10 dakika önce geldim, tam masaya oturacam, koordinatör beni çağırıyor. Bismillah diyip yanına gidiyorum, bana ilk işi kitliyor, 9.20 de yola çıkıyorum, orda falanca bir iş oluyor, falanca yerden malzeme derken, ofise akşam 6.40 ta geliyorum. Mesai sözde 6 ta bitiyor.

İlk gün ofisteki elemanlarla bile tanışamadım. Salı sabahı yine işlerle ilgili görüşmek için koordinatörün odasına giderken, diğer ofis çalışanları ilede tanışıyoruz, o sırada gözümü muhasebe kısmı takılıyor, bir yaşlı muhasebeci facebookta fotoğraflarını paylaşıyor, diğer genç olan muhasebeci ise muhtemelen counter tarzı bir oyun oynuyor, ben ise yardırıyorum, akşamları ofisden herkes gittikten sonra anca gelebiliyorum, bakıyorum ofiste masa başı çalışanlar, ik cılar, muhasebeciler, doğum günü partisi kutluyorlar, biz de şantiyede yapılan işin hesabındayız, sonra cumartesi sabahı oluyor, ofise gidiyorum, bir bakıyorum muhasebe ve ik cıların odaları ve ışıkları kapalı, sekretere soruyorum neden yoklar, sekreterde diyor cumartesi resmi kurumlar ve bankalar kapalı oldukları için onlarda gelmiyormuş, sonra koordinatörün odasına girip evde hazırladığım keşif raporlarını veriyorum ve ben gidiyorum diyorum, kızgın sesle koordinatör nereye diyor, bende muhasebeci arkadaşlara uğrayıp birlikte kahvaltı yapmaya gidiyorum dedikten sonraki o adamın halini görseydiniz, bir muhasebeci kadar değerimiz yok ulan!!!

İnsan kaynaklarında kızlar ofisi süslesin gelin gibi, sıcacık ortamda kahveler yanında, çaylar önünde, muhasebeciler 3 tane rakamı işlemek dışında bişey yapmazken, biz enayinin ötesi olalım, sonra masa başı istemem koy yan cebime.

Bakın 14 kişi masa başı istemem demiş, 10 tanesi işkembeden sallıyor çok açık, sen duvarları kırmayı, tozun içinde pano bağlamayı sana meslek diye öğretmiş olanlara kanarsan, masa başında temiz kıyafetle hep başkaları oturur, sende az ücret ve çok çalışma olarak karşılığını bulursun. Bir mühendis, bir teknkier, bir teknisyen benim gözümde muhasebeciden de ik cıdan da daha kıymetlidir ama bunu göstermek gerekir. Evet masa başı istiyorum, bu konuda en önde gideniyim hatta kanat önderiyim diyebilirim, en azından dürüstüm!!!

İşe ilk başladığımda özel bir firmada tezgah başında Elektronik kart üretimi yapıyordum. Başımda Terzilikten emekli olmuş olan bir amcamız vardı. Aile şirketinin en büyük hissedarıydı ve esas iş Elektronik Teknisyeni olan oğlundaydı. Velhasıl amcam bizi yerimizden kıpırdatmazdı. Sabah geçerdim tezgaha öğlen yemeği ihtiyaç karşılama peşinden tekrar otur akşam mesaiden çık eve git... 1,5 yıl dayandım ve istifa edip ayrıldım. İki hafta iş aradıktan sonra bilgisayar satan ve kooperatiflerin kurmuş olduğu bir firmada işe başladım. Artık sahadaydım ve Türkiye'nin %75'lik bir bölümünü ilçeler dahil bir şekilde gezdim, teknik destek verdim. Güzel günlerim oluyordu ve oldukça da rahattım. Sonra firma kurma hayallerine girdik 3 arkadaş ve firmamızı kurduk. Birinci yılı doldurmadan askerlik geldi çattı ve asker oldum. Döndüğümde firma yoktu artık. Yine iki hafta iş aramadan sonra bankaların sıra sistemini yapan bir firmada başladım işe. Sıra sistemini Türkiye'ye getiren ilk firma olduğu için bankaların ve piyasanın büyük bölümünü ellerinde tutuyordu firma. Yine şehirler arası yolculuklar vardı. Şehir içi ve dışı arıza bakım ve montajlar... Altımızda şirkete ait bir araç bile olmadı çalıştığım yılların %95inde... Onuncu yıl dolmadan oradan ayrıldım şirketin, kariyerimi gözardı ederek saçmalamalarından sonra... Şimdi yine özel bir firmada elektronik üzerine AR-GE ve üretim departmanından sorumlu olarak çalışıyorum. Elektronik hardware tasarımı ve software yazılım yapıyorum. Sürekli masa başındayım artık. Her iki çalışma şeklini de gördüğüm ve yaşadığım için anketi "evet" yönünde kullandım. Eğer kendi işini yapmıyorsan yıpranmaya gerek yok arkadaşlar varsa masabaşı oturun yapın işinizi. Boş zamanınız olursa boşverin gırgır şamatayı, kendinizi geliştirme yoluna gidin. Masabaşında varsa internetten yoksa kitaplardan yararlanın. Bundan önceki 10 yıla yakın çalıştığım firmayı zaman kaybı olarak görüyorum. Şu son işimde kazandığım gelişmenin onda birini bile orada kazanmamışım...

Muhakkak bu konuda tecrübeli büyüklerimiz kadar bilgi sahibi olmamakla beraber şahsi fikrimi belirteyim.Bu durum kişiden kişiye değişir diye düşünüyorum.Esnaf bir babadan gelen Müh son sınıf öğrencisi olarak,bir masa başında oturarak çalışmak benim de ömrümü yer,bitirir,daralır,darlanırım Yukarıda biri yazmış ki biraz masa başı biraz aktif.Sanırım en güzeli bu olmakla beraber masa başı işlerimi biri takip etse ben hep aktif olsam şikayet edeceğimi pek sanmıyorum.Bu birazda yaptığınız işle orantılıdır elbette.Kendi işini kovalarken problem yok ama başkası adına para toplamak,bir mal pazarlamak(mala göre işin zorluğunun değiştiğine defalarca şahit oldum) gibi türlü türlü değişik iş olabilir.Teknik işlerde ise kendimin ya da başkasının,bir şeyler öğrendikten ve kendimi geliştirdikten sonra problem olacağını sanmıyorum.Uzun lafın kısası,tatlı bir benzetme ile(lütfen yanlış anlamayın tamamen mizah amaçlı) oturarak başarılı olan tek canlı tavuktur diyorum

"oturarak başarılı olan tek canlı tavuktur " bu ve bunun gibi kapitalist sistemin sömürü deyimleri meşhurdur. Avukat, bankacı,muhasebeci, yazılımcı vs. meslek durumunda olanlar için ne düşünülüyor acaba? Onlara göre bu adamların yaptığı iş değil. Ömür çürütmek yalnızca yapılan işin fiziksel aktivesi olarak mı görmek lazım? Atıyorum masa başı sekiz 8 çalışan kişi mi, yoksa dışarda 10-11 saat koşturan kişimi daha çok yıpranacak yada çürüyecektir. Topyekün özel hayatı ve iş hayatını birbirine oturttuğunuzda çürümeye karşı yapılacak en güzel aktiveler için vakit gerektiğidir, vakti olan adam masa başı çalıştıktan sonra gider sporuna yapar, formunu ve enerjisini korur. Bu da benim gözlemim masa başında çalışmaya başlayan kişilerin tekrar geriye döndüklerini görmedim. Her zaman 24-25 yaşında olmayacaksınız, bunu da unutmayın.

Boşver murat hocam, herkes işkembeden sallıyor, dese masa başı isterim, herkes bu adam tembel diyecek. Bu sebeple istemem diyor. Geçen sene kamuya geçen (masa başı olarak) arkadaşım, cennetteyim gibi diyordu, bunlara baksak adam çürüyor sanacaz. Kendilerini kandırıyorlar yada teselli ediyorlar.

Masa başı işinde çalışana sorun masabaşı olmayan iş daha güzeldir.Ama masa başı olmayana sorsanız masabaşı daha güzeldir. İnsanoğluyuz işte.