Modifiye ampli test ve tasarım prosedürleri.

Teknik olarak bu kablonun trafolardan uzaktan gitmesi gerekmektedir.
Çünkü trafodaki en küçük manyetik alan bu kabloyu doğrudan etkiler ve hiçbir çaresi yoktur. (Kabloyu boru gibi metal shield içerisinden geçirmek bir nebze engellese de tamamen engelleyemez)
Verdiğin resimleri detaylıca incelediğimde, 50Hz civarı gürültünün fazlaca olduğunu, ancak 50Hz in ilk harmoniğinin (100Hz) olmadığını görmekteyim.
Eğer devremizde olası bir ripple veya ground sorunu olsaydı 50 Hz ten itibaren, 100-150,200 Hz lere doğru harmonikler de olmalıydı.
İkinci olarak ise, uzun kablolamada kapasitif etkiler de fazlaca olabilmektedir.
Tiz potunun çevrilmesi anındaki parazitlenmeleri kablo kapasitesi ile bağdaştırabiliriz.
YAPILACAKLAR:
Eski ampliden sökülmüş kablolar oldukça kalitelidir. Eğer yeterince uzunsa bu kablolardan kullanılabilir.
Kablonun yerleşimi monitörden çıktıktan sonra en sağ kenara kadar gider. Sağ kenar metalinin dibinden öne kadar gelir. Öndeki SW metallerinin hemen altından çaktırmadan ton kontrole gider.
Burada en iyi netice için muhtelif kablolar test edilmeli, en iyi kalite kablo ile zaten en ideal gürültü elde edilebilecektir.
 
Benim şu anda kullandığım kablonun verileri şöyle.
http://www.emekkablo.com/dosya/pdf/11_ENSTRUMAN_ARA_BAgLANTI_KABLOSU_1317.pdf
 
Son düzenleme:
Evet. Alt seviye 150pF/m kablolardan.
Devredeki 50Hz gürültünün elimine edilebilmesi için yeni bir kablo yapılır. Bu kablo yukarda bahsettiğim üzere L/N monitörden çıktıktan sonra kutunun en sağından trafolardan en uzak bölgelerden dolaştırılarak ton kontrole girilir.

Kablo hareket ettirilerek resimde sarı ile işaretlenmiş başta 50Hz bölgesi olmak üzere, diğer yükseltilerin yükselme ve düşme durumları gözlemlenir.
İdeal olarak kablonun en sağ kenardan taşınması durumunda bu yükseltilerin en az seviyede olması gerekmektedir.

Kapasitif etkileşimi test etmek için ton kontrol girişlerindeki trimpotlar sonuna kadar kısılır. (Giriş kısa devre) Tiz potu çevrildiğinde oluşan parazitlenmeler olacak mı bakılır.
Giriş kısa devre edildiğinde tiz pot parazitleri yok oluyorsa, ve aynı zamanda 50Hz ve diğer yükseltiler de zayıflıyorsa, tiz potları sırasıyla 20K ve 10K olarak değiştirilir.
Her trimpot değişiminde trimpotlar yeniden ayarlanıarak gürültü ölçümü yeniden yapılmalıdır.
Trimpot ayarları 1/8 veya 1/9 oranında yapılabilir.
Yani 10k trimpot takıldığında şase ile orta uç arası 8-9k olmalı, 20k trimpot takıldığında 16-18k gibi ayarlanmalıdır.
Tiz trimpotlarının değerinin küçültülmesi, sistem roll-off frekansını da yükselteceği için bass kazancında azalma görülebilecektir. En iyi dengelenme için gürültü ideal seviyeye çekildikten sonra sinüs testi yapılarak, ideal seviye belirlenebilir.

NOT:
Grafikte görülen 50Hz gürültü seviyesi, ana trafonun manyetik kaçaklarının ton kontrol devresini etkilemesinden de kaynaklanabilir.
Çünkü ana trafo ve ton kontrol birbirlerine oldukça yakındır.
Böyle bir durum varsa ton kontrol devresine yapılacak iyi bir shield ile sorun çözülebilir.
 
Son düzenleme:
ZORUNLU TEKNİK AÇIKLAMALAR:
Bir tasarımda belli teknikler vardır. Bu teknikler yıllar öncesinden ilgili ve bilgili kişilerce test ve ölçülerek KURAL haline getirilmiştir.
(Diğer forumda alay konusu olan, teknik böyle söylüyor mevzusu )
Ben burada bir gerçeği iddia ediyor olsam da, bu gerçek benden çok önceleri birileri tarafından ispat edilmiştir.
ÖRNEKLER:
@Yunusgr ün hurda amplisi.

Sinyal taşıyan blendajlı kablolara dikkat edilirse, trafodan YAMYAM görmüş gibi saklanarak belli bir yoldan gittikleri (En sağdan) görülmektedir.
Halbuki bu cihazı üretenler bu kabloları kestirme yoldan PCB nin altından da taşıyıp ilgili yere getirebilirlerdi.
Üstelik trafoya baktığımızda hem toroid olduğu hem de dışında shield görevi yapabilecek metal bir kutu içerisinde olduğu görülmektedir.
Bu da demektir ki trafonun manyetik kaçakları hemen hemen yok denecek kadar azdır.
Buna rağmen kablolar trafodan korkmaktadırlar.

@sasen1 in U-55 amplisi.

Sinyal taşıyan kablolara (Gri flat kablo) dikkat edilirse bu kablolar da trafodan YAMYAM görmüş gibi korkmaktadırlar.

Bu gibi teknikler genel anlamda çoğu kişiler için anlamsız olabilir. Çünkü ölçümlerde elde edilmiş olan küçük gürültü değeri, genel dinlemede fark yaratmayabilir.
Ancak bunun gibi küçük hataların başka yerlerde de yapılması, cihazın kalitesini iyice düşürebilecektir.
Belki de diğer forumdaki Gokhan LM li ampliyi yaparken buna benzer bir hata yapmış, ve birkaç tane daha benzer hata daha yapmışsa, farkında olmadan trafoyu suçlayıp, trafonun canına okumuştur

BU SEBEPLE:
Bir tasarım yaparken bu gibi önemli kuralları dile getiriyorum ki, arkadaşlar mümkün mertebe hata yapmasınlar.
 
Hocam bir konu içerisinde ampli içinde uzun kablolama sonucunda kabloların adeta bir bobine dönüşebileceğinden bahsemiştiniz.Bundan kaçınmak için nasıl bir yöntem kullanmalıyız?Daha doğrusu bu her uzun kullanılan kablo için geçerli değil o zaman.Mesela biz her zaman şase bağlantılarında kabloları çok kısa tutuyorduk.
 
Uzun bir kablo havadan yayılan dalgaları daha fazla alır.
Kısa ama trafoya yakın bir kablo çok çok uzun bir kablodan çok daha fazla gürültü kapacaktır.

DETAYLI AÇIKLAMALAR.
1- Uzun ve çıplak bir kablo teoride bobindir. Bu bobinin endüktif direnci frekansa göre artar.
2- Blendajlı bir kablo teoride bobin gibi olsa da örgüleri ile canlı uçları arasında kapasite vardır. Bu kapasite ile bobin birbirleri ile tam tune olmuşsa, o kablonun girişi ile çıkışındaki sinyal seviyesi teorik olarak eşittir.
ÖRNEK:
Uydu antenleri kabloları bazen çok uzun mesafelerde sinyal iletmektedir. Bu sinyaller takribi 1GHz ler civarıdır.
Bu frekansta kullanılan bir kabloya çaktırmadan bizim amplimizdeki gibi 33pF lık bir kondansatörü canlı uç ile şase arasına bağlarsak, o kabloyu o frekansta kısa devre etmiş gibi oluruz. Yani kondansatör uçlarında hemen hemen hiç gerilim olmaz.
Halbuki uydu kablosunun metrelerce uzunluğunu düşünürsek, ve o frekanstaki endüktansını çıplak bir tele göre hesaplarsak, o telin endüktansı sinyal kaynağına seri bağlı bir bobin olacağından (Bobinler yüksek frekansları boğar) yine kablonun diğer ucundan sinyal alamayacağız demektir.
Buradaki hesaplamalarımız uydu kablosu örneğinden ziyade bizim cihazımızın band genişliği ile doğrudan ilgilidir.
Bir diğer husus...
Kullanılan kablo blendajlı bile olsa bakır 50Hz gibi frekanslara etkili değildir.
Çünkü 50Hz lik frekanslar blendajdan rahatlıkla geçerek canlı uçta da EMK oluşturmaktadır.
Oluşan bu EMK sinyalleri yükselttiğimiz devrenin kazancı kadar yükseltilecektir.
Havadan yayılan gürültü sinyallerinin genliği veya gücü düşüktür. Ancak bir trafo yakınındaki kaçak bir manyetik akı kilometrelerce uzaktaki ve binlerce wattlık bir vericinin bir iletkene endüklediği gerilimden çok çok fazla gerilim endükleyecektir.
Bu ölçümü bizzat osilaskop ile yapabilirsiniz.
Yaklaşık 100 spirlik ve 10cm çapında dairesel olarak hazırlanır.
Bobinin iki ucu osilaskop uçlarına bağlanır.
Bobini havada sağa sola yukarı aşağı hareket ettirerek osilaskopta sinyal görülmeye çalışılır. İndüklenen gerilime göre milivoltlar seviyesinde bazı frekansları osiloskopta görebilirsiniz.
Ancak aynı bobini manyetik kaçağı fazla olan bir trafoya yaklaştırırsanız, osilaskopta yüzlerce milivolt hatta voltlar seviyesinde gerilim ölçmeniz son derece normaldir.
Hatta bu bobini çapını düşürerek bir trafo sacının I demirlerine sararsanız 50Hz gibi frekanslarda çok daha fazla gerilim elde edebilirsiniz.
Ses frekans tekniğindeki kablolama kriterleri..
İyi kalite amplilerde band genişliği 100kHz ler mertebesindedir.
Ancak genel yüksetme frekansı 20kHz civarı olduğu için kablo kapasitesi çok önem arzetmez. Eğer kablo kapasitesi band genişliğine etkili oluyorsa o zaman kablonun yük tarafındaki empedans düşürülür.
Bizim tasarımımızdaki giriş empedansımız 50k ohm dur. Kullanılan kablomuzu ölçüp te band genişliğimizden üst frekanslarda kayıp görüyorsak, giriş empedansımızı belli miktar düşürmek kafi olacaktır.
Örneğin 50k ohm dan 20k ohma .
Tabii ki bunu yaparken roll-off rekansımızın yani bass kesim frekansımızın da yükselmesi kaçınılmazdır. Eğer bass kazancımızdan feragat etmek istemiyorsak bu sefer de girişte kullanılan kondansatör değerini yükseltmemiz gerekecektir.
 
Son düzenleme:
Bu güzel bilgilendirme için teşekkürler Yamyam Hocam.
 
Gablolama genel disiplini.

Sarı kablo ana sinyal giriş kablosudur. Mecburi uzun olmak zorundadır.
Kablo kapasitesi sorun olursa daha kaliteli kablo kullanılabilir veya trimpot 20k yapılabilir.
Mor kablo ton kontrol çıkışından loudness devresine gider. Montaj kolaylığı açısından bu kablo iki şekilde de gösterildiği gibi yapılabilir.
Mavi kablo şimdilik test amacıyla çıkış konnektörlerine bağlı olup, ampli çıkış katımız tamamlandığında ampli in'lere bağlanacaktır.

Kablolamada bir prensip daha vardır.
Kablolar çekilirken alt şaseye yakın yapılırsa alt şase de az da olsa ekranlama yapacaktır. Bu yüzden devreler ve SW PCB engel olmuyorsa bu kablolar kartların altından şase metaline değecek şekilde de yapılabilir.
 
Yamyam hocam bir süre işlerimin yoğunluğu nedeni ile çalışmalarımız yavaşladı.Ama yine yarından itibaren başlayacağım .
Bugün geciken Rubycon elektrolitik kondsansatörlerim ve NISSEI 100nF kondansatörlerim geldi.
 

Ekli dosyalar

  • Rubyccon.jpeg
    92.9 KB · Görüntüleme: 11
  • NISSEI 100nF.jpeg
    108 KB · Görüntüleme: 11
  • Kondansatörler.jpeg
    77.9 KB · Görüntüleme: 9
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…