Reaktif Nedir?

edremit

Onursal Üye
Onursal Üye
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
719
Puanları
506
Yaş
55
Arkadaşlar, kompanzasyonun reaktif yükleri dengelemek olduğu anlaşılmıştır sanırım. "Kompanzasyon nedir" ve "Kompanzasyonla ilgili" konu başlıklarında biraz değinilse de reaktif nedir? sorusunun doğru cevabını bulmadan konunun tam anlaşılacağına inanmıyorum. Bu nedenle böyle bir başlık açtım kısaca ve anlaşılabir şekilde konuyu tartışalım isterim.
Örneğin bir yerde deniliyor ki (bobinler için) reaktif yükler manyetik alan oluşturmak için bobinin çektiği akımdır. Adam soruyor eee kompanzasyon yaparak biz bu akımları yok ediyorsak nasıl olurda motor çalışır ???
 
Reaktif Enerji : Periyodik olarak şebekeden çekilip yine Elektrik enerjisi şeklinde şebekeye iade edilen enerjidir. Elektrik makina ve cihaz sargıları tarafından, manyetik alanın oluşması için, aktif enerji ile birlikte şebekeden çekilen reaktif enerji (mıknatıslanma akımı) manyetik alan ortadan kalkarken sargılarda tekrar elektrik enerjisine dönüşerek şebekeye geri gider. Ayrca ; enerji kaynağı ile alıcı arasında gidip-gelen reaktif enerji, makina ve cihaz sargıları ile hatlarda ısı şeklinde meydana gelen AKTİF KAYIPLARINDA artmasına neden olur.
 
Arkadaşlar neredeyse kompanzasyonun sonuna geldik gibi, uzun süredir teşekkürden başka katılım yok. Aslında kompanzasyonun ortaya çıkmasına neden olan reaktif konusu oldukça karmaşık, bir arkadaşın alıntı yaptığı bitirme tezinden ben de alıntı yaparak tarihsel süreci ve bu gün nerede olduğumuzu hatırlatmak istiyorum.
Elektrik enerjisinin keşfinde büyük rolleri olan Franklin , Volta , Orsted gibi bilginler doğru akım tekniğinde büyük buluşlar yapmışlar. Alternatif akım mevzusunda Faraday 1831 tarihinde endüksiyonu açıklamış , birçok bilginler arkasından jeneratörü keşfetmeye uğraşmışlardır.
Max Well’in alternatif akım mevzusunda matematiksel açıklamaları , “Faz Farkı” nı bulmasıyla , gelişmeler yavaş yavaş ilerlemiş , hatta 1881 tarihinde Amerika’da patent dairesi transformatörü bulan kişinin patent müracaatını böyle bir buluş olmaz diye geriye çevirmiştir.
Daha sonraları alternatif ve trifaze sistemde gelişmeler olmuş , 1891 senesinde Frankfurt’ta elektroteknik kongresinde Dolio – Dobrowolski akımının komponentlerini “güçlü akım” , “güçsüz akım” diye ortaya atmıştır.
Bu tarihlerde akımın komponentlrine çeşitli isimler de konmak istenmiştir.
1907 senesinde Alman – İsviçre , Avusturya elektroteknik daireleri müşterek olarak “AEF” adı atında bir oda kurmuş , 1909 senesinde bu oda ilk defa alternatif akım terimlerini açıklamıştır.Ve akımın komponentlrini “Leistungsstrom” (güç akımı) , “Ouerstrom” (çapraz ters akım) diye belirlemiştir.
1913 senesinde yeni açıklamada ise bu komponentlere “Wirkstrom” (aktif akım) ve “Blindstrom” (kör akım , reaktif akım) diye isim verilmiştir. Bu deneyimler günümüze kadar kullanılmakta devam edegelmiştir. 1879 ile 1891 seneleri arasında çok fazlı sistemin bulunuşunda TESLA (Avusturya) , Ferrais (İtalya) , Bradley (Usa) , Dobrowolski (Almanya) gibi bilginlerin ayrı ayrı veya müştereken çalışmaları neticesi aktif güç mevhumunu 1922 senesinde de Buchholz “Görünür Güç”ü yeniden izah etmiş , W. Ouade ile 1934 ile 1939 seneleri arasında “güç” ile ilgili açıklamaları toplamıştır.
Son 15 yıl içersinde de “Görünür Güç” ile ilgili terimler , açıklamalar , teklifler tartışılmaya bırakılmıştır.
Bugün IEC ‘de dahi kati açıklıkta tabirler henüz bulunmamaktadır. Bucholz akım , gerilim , güç değerlerinin ortalaması ile ilgili ortalama güç katsayısı terimini ortaya atmış , fakat bu düşünce tutulmamıştır. Daha sonra zamanla değişen ortalama değerlerden bahsedilmiş , ancak 1963 senesinde “Blindleistung” (kör güç) (reaktif güç) ve bununla ilgili problemler VDE – Tagung’ta görüşülmüş , harmoniklerin yarattığı kör güç’e “Nodulationleistung” denilmesi teklif edilmiştir.
Görülüyor ki bütün bu çalışmalar sadece yeni yeni terimler bulmak için yapılmamış , pratikteki eksiklere , sorulara bir cevap vermek düşüncesiyle ortaya çıkarılmıştır.
 
arkadaşlar ben siteye yeni katıldım. oldukça değerli bilgiler veriliyor. herkese teşekürler.
Reaktif Güç nedir sorusuna bi cevabın olacak. Reaktif Güç: Sargılı alıcılar (motorlar, trafolar, balastlar vs.)
çalışma esnasında sargıları etrafında manyetik alan oluştururlar. Oluşturdukları bu manyetik alan sonucunda indüktif reaktif güç harcarlar. Bu reaktif enerjiyi TEDAŞ kendi şebekesinden çekilmesini istememektedir. Bu nedenlede kompanzasyon sistemleri tasarlanmaktadır.
Reaktif akımlar yok edilmiyor. Sadece reaktif güç şebekeden değil dışarıdan bizim yaptığımız sistemden karşılanıyor.
 
örnek arkdaşım biz tedaştan şu anda kullanacağımız kadar Elektrik alıyoruz değil mi
mesela 10 liralık alıyoruz lamba için biz o 10 lirayı kullanıyoruz fakat reaktif yani kör güç şebekeden çekiliyor ve şebekeye geri veriliyor sen 12liralık çekiyorsun ama 10 liralık kullanıyorsun yani 2 lira yok kör güç onu yiyor boşu boşuna para ödemiş olursun tabi kompanzasyonla bunu düzenliyorsun.yani bunun her şekilde zararı var üretiliyor ama çekilen güç boş bunu önlemek şebekeye zarar vermemek adına yapılmış birşey üretilen boşa gitmesin.

yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirim.
 
Eğer statör ya da rotor sarımlarına, uygun büyüklükte bir kapasitör seçilip, örneğin paralel olarak bağlanırsa, bu kapasitör bir kez yüklendikten sonra; üzerindeki enerjiyi bobine boşaltıp geri alıp duracak ve rotoru endükleyen manyetik alan bileşeni için, ayrıca akım çekmeye gerek kalmayacaktır. Tıpkı yukarıdaki, bir DA üretecine bağlanıp yüklendikten sonra üreteçten ayrılıp bobine paralel olarak bağlanan kapasitör örneğinde; başlangıçta kapasitöre depolanmış olan Elektrik alanı enerjisinin, bobindeki manyetik alan enerjisine dönüşüp geri dönüp durması gibi. Yoyo benzeri...
 
Neden motorlar aktif (w) güçleri ile anılırken trafolar görünür (VA) güçleri ile anılır? (Kenan Doğan)

Bildiğimiz gibi; alternatif akımla çalışan sistemler şebekeden, aktif ve reaktif güç çekiyor. Aktif güç, tüketicinin faydalı hale dönüştürebildiği güç ve örneğin AC elektrikli ısıtıcıları, yalnızca aktif güç kullanıyor. Reaktif güç ise sadece, sistemin çalışması sırasında gereken manyetik alanların oluşması için kullanılan güç ve örneğin trafolar, kaçınılmaz olan bir miktar isi kaybı dışında, tamamen reaktif güç kullanıyor. Reaktif güç aslında gerçek anlamda tüketilmiyor; kah şebekeden çekilip, kah geri veriliyor. Dolayısıyla reaktif güç üretmek için santrallerde, ilave herhangi bir hammadde harcanması gerekmiyor. Ancak buna rağmen istenmeyen bir durum oluşturuyor ve genellikle, aşırı kullanımını caydırmak amacıyla bedellendiriliyor. Çünkü şebekeye bağlı sistemlerdeki reaktif güç miktarı arttıkça, şebekedeki gerilimle akim arasındaki faz farkı (φ) buyuyor ve dolayısıyla da, bu faz farkının kosinüsü olarak tanımlanan güç faktörü (cos φ) azalıyor. güç faktörünün azalması, şebekeyi beslemek üzere kurulmuş bulunan (pahalı) Elektrik üretim tesislerinin, aslında mümkün olandan daha düşük randımanla kullanılması sonucunu doğuruyor.

Motorlar; hem aktif güç çekip bunu mekanik enerjiye dönüştürüyor; hem de bunu yapabilmek için gereken manyetik alanları oluşturabilmek üzere reaktif güç çekiyor. Bu ikisinin oranı motorun hangi devirde kullanıldığına bağlı ve motor, kapasitesinin ne kadar altında kullanılırsa; yani büyüklüğü, kullanım amacının gerektirdiğinden ne kadar fazla büyük seçilmiş ise, kullandığı reaktif güç de o kadar fazla oluyor: istenmeyen bir durum. Dolayısıyla kullanıcının motor alırken, ihtiyaç duyduğu aktif güce göre karar vermesi gerekiyor ve motorların aktif güçle etiketlendirilmesi, doğru tercihte bulunulmasını kolaylaştırıyor. Trafolar içinse durum farklı: Onlarda zaten (kaçınılmaz isi kayıpları dışında) görünür güç reaktif güce (hemen hemen) eşit.

kaynak ; tübitak bilim teknik
 
teşekkürler paylaşım için
benim için bu eğitici oldu
 
......Reaktif güç aslında gerçek anlamda tüketilmiyor; kah şebekeden çekilip, kah geri veriliyor. Dolayısıyla reaktif güç üretmek için santrallerde, ilave herhangi bir hammadde harcanması gerekmiyor. Ancak buna rağmen istenmeyen bir durum oluşturuyor ve genellikle, aşırı kullanımını caydırmak amacıyla bedellendiriliyor. .....

Mehmet95 arkadaşıma gösterdiği ilgi için teşekkür ederim. Bu konuyu açalı uzun zaman oldu yeni katılan arkadaşların da dikkatini çekmek ve gündemde kalması için (bu hususun daha iyi anlaşılabilmesi için) bir süre daha devam etirmeyi düşünüyorum.

REAKTİF NEDİR ARKADAŞLAR. (endüktif reaktif)

Yukarıda tubitak'tan bir hocamız konuyu hiç formüllere, anlaşılması güç terimlere boğmadan izah etmeye çalışmış. Sizce bu açıklama yeterince doğrumudur. Yani reaktif güç için santrallerde ilave malzeme kullanılmıyormu. Biz reaktif bedel öderken sadece hatları aşırı yüklediğimiz için yada verimsiz kullandığımız için mi bedel ödüyoruz.
Ya da bir trafodan (santralden) cos1 iken daha fazla cos 0,8 iken daha az akım çekebiliriz neden diyoruz. Kompanzasyonu neden yapıyoruz neleri nasıl önlemeye çalışıyoruz.
 
https://www.kontrolkalemi.com/forum/attachments/dergi-2007-v22-no1-_sayfa-47-56_-pdf.25674/

Elektrik güç sistemlerinde yükler genellikle endüktif karakterde olduklarından şebekeden aktif gücün yanında geri reaktif güç de çekerler. Aktif güç yük tarafından mekanik, ısı, ışık gibi enerjilere dönüştürülerek kullanılır. Reaktif güç ise iş görmeyen güçtür, gereksiz yere santrali ve hattı yükler. Fakat motorlarda döner alanın, transformatörlerde manyetik alanın oluşturulabilmesi için reaktif güç zorunludur. İletim ve dağıtım sistemlerinden daha fazla aktif güç iletebilmek için, gerekli reaktif gücü ihtiyaç duyulan yerde elde etmek en iyi yöntemdir. Üretilen enerjinin verimli bir şekilde iletilmesi ve tüketilmesi için en uygun olanı, reaktif gücün santralde değil de, tüketildiği yerde üretilmesidir. Endüktif yüklerin şebekeden çekmiş olduğu geri reaktif gücün, belirli teknikler kullanarak kapasitif özellikteki ileri reaktif güç çekilip dengelenmesine reaktif güç kompanzasyonu (RGK) denir. Böylece yükün şebekeden çekmiş olduğu reaktif güç, dolayısıyla görünür güç azalacaktır [1-4]. İleri reaktif güç ise, ya kondansatörlerden, ya da senkron makinelerden sağlanmaktadır.

Reaktif güç aşağıda belirtilen yöntemlerle üretilebilir [9]:
• Santral ünitelerinde reaktif güç üretimi; senkron generatörün uyartım akımı ayarlanarak dış devreye verdikleri reaktif güç şebeke ihtiyacına göre endüktif veya kapasitif özellikte olabilir.
• Senkron motorlarla reaktif güç üretimi; senkron motorların uyartım akımlarının ayarlanarak motorun
kapasitif veya endüktif olarak çalıştırılması sağlanabilmektedir. Eğer senkron motor tesiste herhangi
bir başka amaç için kullanılmıyorsa, sadece dinamik güç kompanzatörü olarak kullanılması uygun değildir.
• Kondansatörler, reaktif gücün üretildiği yerde karşılanabilmesi için kullanılan elemanlardır. Hareketli
parçası olmadığı için statik kompanzasyon elemanları olarak ifade edilebilir [10]. Senkron motorlara
oranla üstünlükleri çoktur. Bakım masrafları yoktur, verimleri yüksektir. Günümüzde en yaygın olarak
kullanılan reaktif güç kompanzasyonu elemanıdır. Statik reaktif güç kompanzasyon sistemlerinden bazıları
şöyle sıralanabilir [11-18]:
- Tristör anahtarlamalı kapasitörler (TAK)
- Tristör kontrollü reaktörler (TKR)
- Tristör kontrollü transformatörler (TKT)
- Şönt kapasitörlü, tristör kontrollü reaktörler
 

Ekli dosyalar

  • DERGI 2007 V22 NO1 _sayfa 47-56_.pdf
    1 MB · Görüntüleme: 33

Forum istatistikleri

Konular
129,903
Mesajlar
931,173
Kullanıcılar
452,789
Son üye
yigitt.m

Çevrimiçi üyeler

Geri
Üst