Bizdeki sıkıntı mesleğin %80 pratik %20 teori olduğunu unutan teknik elemanlar. Adam bildiğini pratiğe dökemiyorsa mühendis olsa ne yazar yüksek mühendis olsa ne yazar. Aynı şey teknisyen içinde geçerlidir tabiki.
Bunu kabul etmiyorum, sebebi ise bu kavramın mühendisliği oldukça basite indirgemiş olmasıdır. %80 pratik ise insanlar 5 yıl boyunca (ingilizce dahil) yüksek öğrenim görüyorlar tezat değil mi bu. Piyasa kuralları yanlış dizayn edildiği için mühendislik bir nevi içi boşaltılmış oluyor. Mühendisler hiç bişey bilmeden mezun olmuyorlar, çok şeyden biraz bilerek mezun oluyorlar, diğer meslekler gibi. Lakin piyasaya düştüğünde işin doğası gereği hiç birşey bilmeyen durumunda oluyorlar.
Yeni mezun bir mühendisi düşünelim,
Elektrik tesisat üzerine çalışan bir yerde çalışsa bilmesi gerekenler var, otomasyon sektöründe çalışsa bilmesi gerekenler var, haberleşme sektöründe çalışsa bilmesi gerekenler var, var oğlu var. Her biri birbirinden farklı alanlar. Uzmanlaştırılmamış bir eğitim sistemi sebebiyle, kişi mezun olduktan sonra hangi sektörde iş bulduysa orda çalışmakta, pratik eksiğini daha anlamlı olarak tecrübesini o sektörde yapıyor lakin bu arada sektörün şartlarını düşünecek vakti olmadan kabul edip, bunu kendinden sonraki gelen çalışanlara da dikte ediyor. Piyasanın yazılı olmayan kuralları oluşturan ve devam ettiren bizleriz.
Sonuçta çocuğun kişiliği çekingen ise, (sayısal ağırlıklı öğrencilerin çoğu da çekingen olur)hiç bir şeyden anlamayan , hiç bir şey bilmeyen tipler deriz. Biraz yırtık olanlar ingilizce ve bilgisayar bilgisini katarak kendilerini işe hevesli gösterip diğer teknisyen, tekniker ve büyüklere kendilerini farklı gösteriyorlar.
Kimse kalkıp mühendisliği seçen arkadaşın iş yaşamına geldiğinde yaşadığı şoku sorgulamıyor. Düşün adam mühendis tiyatro kolunda gösterilere katılıyor, hafta sonu çeşitli etkinliklere katılıyor. Sonra bu adam mezun olup, örnek şantiye gibi bir alanda haftanın 7 günü , ilkokul terk türkçesi bile iyi olmayan insanlarla çalışması isteniyor. O ilgisiz ve bişey bilmeyen mühendisler grubu dediğimiz insanlar, yaşadıkları hayal kırıklığı sebebiyle mesleğe de ilgisiz oluyor. Kimse %80 pratikle öğrenilebilen bir meslek için üniversite okumaz, yıllarını vermez.
Tıp doktoru yanında çalışan bir sağlık teknikeri, nerdeyse o doktorun hastalarına verdiği ilaçlar dahil her türlü gereksinimi hastalara verebilir. Ama kimse kalkıp doktor yerine sağlık teknikerine muayene olmaz.
Mühendislik insana bakış açısı kazandırır ve çalışma alanı çok geniştir. Öyle değerlendirmek gerekir.