Elektrik müh. hakkında yorum-düşünce-deneyim-maaş

Öncelikle kendine uygun bir meslek seçmen gerekli.Saha da çalışmak,hızlı ve doğru kararlar verebilmek,teknolojiyi iyi takip edip sürekli kendini geliştirmek istiyorsan mühendislik ve doktorluk senin için uygundur.Ben elektrik elektronik son sınıf öğrenciyim ve elektrik dalında uzman olmak istiyorum.Bu bölümü yazdığım için ara sıra pişman olmuşumdur ancak şu anda mutluyum ve kendimi hazır hissediyorum.Kısmetse bu sene mezun olduktan sonra iş sahasına geçtiğimde yeni baştan başlamam gerekecek.
Okul bizlere çok bilgi vermiyor.Sadece saydığım 3 özelliğe yönlendiriyor.Bu bölümü seçersen okula geldiğin ilk zamanlar da ben nereye düştüm diyeceksin.Herkesin başına gelen bir durumdur.Hocalarımızın önceliği lise bilgilerini silip yeni bir şeyler öğretmektir.Mezun olduktan sonra da üniversite bilgilerini silip iş hayatı bilgilerini öğrenmen gerekecek.
Hayat kurtarmak yada hastalıklarla ilgilenmek istiyorsan doktor da olabilirsin.Ancak kazanması zor ve okuması uzun süren bir bölümdür.
Öğretmek yada çocuklarla ilgilenmeyi seviyorsan öğretmen olabilirsin.Ancak öğretmen olacaksan kendini sürekli geliştir ki faydalı ve sevilen bir öğretmen olasın.
Diğer meslek gruplarını da bir düşün.Ancak kendine en iyisini yine de sen bilirsin.Bir fili ağaca tırmanmaya zorlarsak başarısız oluruz.Kazandığın ve okumaya başladığın zaman eğer ki pişman olursan iyi düşün.Okulu değiştirme gibi fırsatların da var bunu da yapan çok arkadaşım oldu.
Karar senin hayırlısı olsun.
 
Bazı mühendislik dallarının imza yetkileri vardır. Bunun için aranan mesleklerdir. Örnek olarak: Makine, inşaat ve elektrik. Elektronik mühendisi olsan ağzınla kuş tutsan soran olmaz. Makine, inşaat ve elektrikte en kötü bir mühendisi bile bir işyerinde sadece imzası için çalıştırırlar. Son zamanlarda Gıda mühendislerinin de imza yetkisi kullanılır oldu. Bir fırın bir pastane ve lokanta göstermelik de olsa gıda mühendisi ile anlaşmak zorunda. Tabi ki mühendisler diplomalarını kullandırırken ya adam gibi işlerini hakkıyla takip edecekler. Madenlerde olduğu gibi üç kağıtçı işverenlerin tuzağına düşmeyecekler. Ya da mesleğin getirdiği riskleri kabul edecekler. Ayrıca elektronik mühendisleri İstanbulda çok iyi maaşlarla iş bulurlarken taşrada arayan soran yok. 800 ile 1000 TL arasında maaş veriyorlar.
 
Muhakkak ki sevdiğin işi yapmak çok önemli ancak malesef günümüz şartları sevdiğin iş kadar sana para kazandıracak işin önemini daha çok ortaya koyuyor. Ben bir daha dünyaya gelsem yine Elektrik yazarım diyorum ancak birazda bu senin ilgi alanına ve hayattan beklentilerine de bağlı. Kendi büronu açıp SADECE proje ile geçim sağlayan bir çok mühendis abimiz var, böyle bir niyetin varsa Mimarlık olmuyorsa da İnşaat Müh daha bir yararına olabilir. Ancak ne bileyim Elektrik bambaşka bir olay, sevmeden zor:) Bir çok arkadaşın dediği gibi zamanla tatminkar olursun ancak bu sana, emeğine, kendini geliştirmene ve kazandığın tecrübelere bağlı. Masa başı bir iş istiyorsan, saati zamanıbelli olsun diyorsan Elektrik'e bulaşma :)
 
Genç arkadaşım meli malı ve yuvarlak tavsiyeye gerek yok. Net konuşuyorum, eğer puanın sağlık bölümlerine yetiyorsa (tıbbı geçiyorum yetseydi başka düşünmezdin zaten)2 yıllık dahi olabilir sağlık alanını seç, hayata çok daha pozitif atılırsın. Mühendislik bu ülkede maceradır. Lise döneminde hayal ettiğin işleri mezun olduktan sonra piyasada bulman zor. Hep dediğim gibi marsa insansız uzay aracı göndermiyoruz. Belli statik yapılan işlere sorumluluğu alıp yönetici konumunda oluyoruz. Belli bir dönemde bazı alanlarda alt tabaka işlerde pişmek gerekiyor.

Mühendislik mezunu durumu şu an ki durumu iktisat işletme mezunuyla aşağı yukarı aynıdır. Sen odtü den mezun olsan da, adı sanı duyulmamış bir devlet üniversitesinden yada vergi affından yaralanmak için açılmış uyduruk bir özel üniversiteden mezun kişi ile aynı unvanı alabilecek durumdasın. Herkes masal anlattığı bizim ülkemizde gerçekler böyledir.

Radyoloji teknikerinin iş aramadan istediği ilde 22 yaşında haftada 3 gün işe giderek 2.800 tl alabildiği ortamda, yeni mezun polisin 3.100 tl (tazminat hariç) maaşla işe başladığında sen elektrik mühendisi olarak nasıl bir hayata başlayacaksın?

Taahhütte başladın işe diyelim, yani küçük bir elektrik firmasında işe girdin alacağın ilk maaş 1.500 tl civarıdır. Şantiyede başlarsan 2.000 tl de olabilir. Fabrika ise 1.200-1.500 tl arası. Kimsenin nedense bahsetmediği çalışma şartlarını ve ortamını hesaba katmakta lazım. Haftada 6 gün full + pazarlarıda çalışacağın hep stres olduğu ve uzun vadeli bir planın olmadığı hayat şekli, ha birde asgari ücretten sigorta!!! Hadi başladın böyle tecrübeyle maaşını katlayacaksın :)) Öyle olsaydı şu an mühendislik puanları bu kadar düşük olmazdı. Bu stresli hayatta çıkacağın maksimum maaşta 4.500-5.000 tl arasıdır. İş garantin vede herhangibir sosyal hakkında yoktur. Emeklilik yaşı 60-65 arası olduğuna göre sen hesabı yap. Ha teknik müdür olursun bir yere şanslıysan orda da 6-7 bin tl arası bir maaşın olur, yaklaşık 5-10 sene arası müdür kalırsın sonrası ne olacağı meçhul. En iyide 35 yaşında olursun.

Yada aileden gelen parayla memleketinde bir elektrikçi dükkanı açarsın. Çeşitli orta ve alçak gerilim malzeme satış ve taahhüt işlerini yaparsın, ömür boyu alacak , verecek, iş stresinde kalitesiz bir hayat yaşarsın. Hayatının kalitesiz olduğun bile farkında olamazsın.

Olaya bu kadar olumsuz bakıyorum da ben niye elektrik mühendisi oldum o zaman. İşin açıkçası lise döneminde iken bu bilinç de değildim. Şimdiki aklıma göre mühendisliğe nazaran çok daha avantajlı olan öğretmenliği küçümserdim. Hukuku da kafası matematiğe basmayan insanlar tercih eder derdim. Sağlıkta hiç ilgimi çekmiyordu. Zekamı uygulayacağım bir yer olarak bu mesleği seçtim. Baktım iş hayatına hiç de ummadığım bir iş hayatı beni bekliyor. Sosyal statüsü düşen, kültürel kavramlardan uzaklaşan, insanı temek haklardan mahrum edilmeye başlanmış bir meslek gördüm. Ben burda kpss den 92 küsür puan olarak daha medeni ve insani bir çalışma ortamına kavuştum. Devlete girmeseydim bile mühendislik yapmayı da düşünmüyordum artık. Ben açıkça yazdım, kendini geliştirirsen şöyle olur, tecrübeyle böyle olur diye masal anlatmadım. Tercih senindir.
 
Genç arkadaşım meli malı ve yuvarlak tavsiyeye gerek yok. Net konuşuyorum, eğer puanın sağlık bölümlerine yetiyorsa (tıbbı geçiyorum yetseydi başka düşünmezdin zaten)2 yıllık dahi olabilir sağlık alanını seç, hayata çok daha pozitif atılırsın. Mühendislik bu ülkede maceradır. Lise döneminde hayal ettiğin işleri mezun olduktan sonra piyasada bulman zor. Hep dediğim gibi marsa insansız uzay aracı göndermiyoruz. Belli statik yapılan işlere sorumluluğu alıp yönetici konumunda oluyoruz. Belli bir dönemde bazı alanlarda alt tabaka işlerde pişmek gerekiyor.

Mühendislik mezunu durumu şu an ki durumu iktisat işletme mezunuyla aşağı yukarı aynıdır. Sen odtü den mezun olsan da, adı sanı duyulmamış bir devlet üniversitesinden yada vergi affından yaralanmak için açılmış uyduruk bir özel üniversiteden mezun kişi ile aynı unvanı alabilecek durumdasın. Herkes masal anlattığı bizim ülkemizde gerçekler böyledir.

Radyoloji teknikerinin iş aramadan istediği ilde 22 yaşında haftada 3 gün işe giderek 2.800 tl alabildiği ortamda, yeni mezun polisin 3.100 tl (tazminat hariç) maaşla işe başladığında sen elektrik mühendisi olarak nasıl bir hayata başlayacaksın?

Taahhütte başladın işe diyelim, yani küçük bir elektrik firmasında işe girdin alacağın ilk maaş 1.500 tl civarıdır. Şantiyede başlarsan 2.000 tl de olabilir. Fabrika ise 1.200-1.500 tl arası. Kimsenin nedense bahsetmediği çalışma şartlarını ve ortamını hesaba katmakta lazım. Haftada 6 gün full + pazarlarıda çalışacağın hep stres olduğu ve uzun vadeli bir planın olmadığı hayat şekli, ha birde asgari ücretten sigorta!!! Hadi başladın böyle tecrübeyle maaşını katlayacaksın :)) Öyle olsaydı şu an mühendislik puanları bu kadar düşük olmazdı. Bu stresli hayatta çıkacağın maksimum maaşta 4.500-5.000 tl arasıdır. İş garantin vede herhangibir sosyal hakkında yoktur. Emeklilik yaşı 60-65 arası olduğuna göre sen hesabı yap. Ha teknik müdür olursun bir yere şanslıysan orda da 6-7 bin tl arası bir maaşın olur, yaklaşık 5-10 sene arası müdür kalırsın sonrası ne olacağı meçhul. En iyide 35 yaşında olursun.

Yada aileden gelen parayla memleketinde bir elektrikçi dükkanı açarsın. Çeşitli orta ve alçak gerilim malzeme satış ve taahhüt işlerini yaparsın, ömür boyu alacak , verecek, iş stresinde kalitesiz bir hayat yaşarsın. Hayatının kalitesiz olduğun bile farkında olamazsın.

Olaya bu kadar olumsuz bakıyorum da ben niye elektrik mühendisi oldum o zaman. İşin açıkçası lise döneminde iken bu bilinç de değildim. Şimdiki aklıma göre mühendisliğe nazaran çok daha avantajlı olan öğretmenliği küçümserdim. Hukuku da kafası matematiğe basmayan insanlar tercih eder derdim. Sağlıkta hiç ilgimi çekmiyordu. Zekamı uygulayacağım bir yer olarak bu mesleği seçtim. Baktım iş hayatına hiç de ummadığım bir iş hayatı beni bekliyor. Sosyal statüsü düşen, kültürel kavramlardan uzaklaşan, insanı temek haklardan mahrum edilmeye başlanmış bir meslek gördüm. Ben burda kpss den 92 küsür puan olarak daha medeni ve insani bir çalışma ortamına kavuştum. Devlete girmeseydim bile mühendislik yapmayı da düşünmüyordum artık. Ben açıkça yazdım, kendini geliştirirsen şöyle olur, tecrübeyle böyle olur diye masal anlatmadım. Tercih senindir.

Değerli büyüğüm, yazınızın çoğuna katılmamak elde değil. Haklısınız bir çok konuda ancak ben son kısmına biraz katılmıyorum. Tecrübe, ticari zeka ve iyi bir çalışma temposuyla ciddi paralar kazanan onlarca mühendis hatta tekniker abi tanıyorum. Okul zamanı tanıştığım ve halen görüştüğüm bir değerli abimden biliyorum ki bir firmadan masraflar hariç aldığı net 10000TL teklifi düşünmeden reddedecek durumda olanlarda var piyasada. Bu konumlara gelişin bir çok etkeni var tabii.Şans bunlardan biri olabilir belki ancak en düşüğü bence. Siyasette bu etkenlerden biri. Ama şunu net bir şekilde söylememe izin verin, ticari zekanızla bölgenize uygun düzgün altyapıda çalışır ki özellikle bu iş ENH ve YG olmakta, kendinizi geliştirir ve temiz düzgün iş yaparsanız hiçte sıradan bir hayat sürmezsiniz. Hayatta malesef ki yukarıda da dedim bir çok şey PARA ancak her şey mi ? O kişiden kişiye değişir tabi.
Saygılarımla
 
Her İnsanın kaderi bellidir, kaderi mutlak ve kaderi muallak denen olay vardır. Siz ne kadar çalışırsanız, çaba gösterirseniz kaderinizin muallak kısmı o kadar lehinize işlemeye başlar. Siz mesleğinizi sevin, çok çaba gösterin, çalışın gerisini Allah'a bırakın. Bu konuda sayfalarca yorumda yazsak boş !
 
Son düzenleme:
@megtorLas arkadaşım, sanırım ticaret düşünüyorsun hayırlı olsun ama emin ol gördüğüm kadarıyla oldukça zorlu bir iş hayatına giriyorsun veya girdin. Evet piyasada öyle rakamlar var ama onların çoğu geçici ve siyasi akım değiştiğinde o ücretleri almak hayal olacak. Özellikle avrupa menşeli gözüken ama son derece yerli siyasi bağlantılarla iş yapan enerji şirketlerinde yönetici sıfatında mühendisler dolar kuru ile iyi maaş alabilmektedirler. Bu kişiler ne öyle büyük mühendis nede öyle kişisel bilgi birikimleri çok iyi düzeydedir. Sadece o anki şartları değerlendirmek durumunda bulunmuşlardır. Her bakımdan bunların sonunu iyi görmüyorum. Onun dışında hele taahhütte öyle yüksek ücret hayaldır. Çünkü bilinmedik bir iş yapmıyorsun, her gün daralan iş hacminde yer kapmaya çalışıyorsun.

Kaliteli hayat para ile zamanın doğru kombinasyonu ile sağlanır. İkisinden birinde bir eksiklik varsa hayatın kaliteli değildir. Biz hep kaliteli yaşamı lüksle kıyasladığımız için zaman kısmını hesaba katmayız. Oysa makul seviyede kazanıp hayat kaliteli yaşanabilinir. Ben bunu çok erken fark ettim.
Senin çalışmak istediğin sektörde çalışma prensipleri maalesef hayatı çok kaliteli yapması mümkün değil. Elinde son model akıllı telefonu ki çalışanların maaşından fazla vede pahalı sayılabilecek arabası olan ama kendine ve sevdiklerine vakit ayıramayan bir çok insan biliyorum. Sorsan onlara hayatları kaliteli derler ama hayatlarında hep iş hep iş var.Hep bir koşturmaca var. Sıcak paranın getirdiği yalancı standart dışında durumu çok iyi olanda görmedim. Zaten nasıl olsun her gün piyasaya yeni firmalar katılırken mümkün değil. Uzun vadeli bir programı belirleyemediğin, kendine ve sevdiklerine vakit ayıramadığın, son güncel sinema , tiyatro , kitap vs diğer sanat etkinliklerini takip edecek vaktin olamayan bir hayat benim görüşümde kaliteli değildir.

İş hayatında tavsiyelerimiz de niye çalışma şartlarını bahsetmiyoruz. Mesela şantiyecilik iyi hoş ama geçici bir işi olduğunu ,evlilik hayatını oturtmanın zor olduğunu niye bahsetmiyoruz. Libya nasıl, kuzey Irak nasıl, Türkmenistan nasıl diye soracağımıza önce bunları sormalıyız. Bi de cumartesi gününü ne zaman verdik arkadaşlar. Bakın aile hekimlerine cumartesi çalışması getirildi diye gösteri ve iş bırakma eylemi var hemde bu mesainin ücret olarak karşılığı da var. Adamlar çalışmak istemiyor. Savunmaları insanız o yüzden diyorlar. Benim iş görüşmesi yaptığım bir yer sabah 8 akşam 7 çalıştığını söylerken, cumartesi gününü söylemeye bile gerek duymuyor. Sorduğum zaman şaşırıyor. Arkadaş biz amele değiliz, mühendisiz. Bu kadar piyasayı nasıl düşürdük. Haftada 6 gün çalışmayı nasıl normal karşıladık. Alın başka örnek benim öğretmen abim 1 ocak-13 ocak arası sadece 2 gün okula gitti, kar tatili ve hafta için boş günü sayesinde böyle bir durum oldu. Yakında sömestır tatilide var 2 hafta. bunlar insanda biz neyiz arkadaş. Biz diplomayı bakkaldan mı aldık. Aksine diğer bölümlerin pek çoğuna göre daha ağır dersleri vererek, dönem sonu projeleri ve bitirme tezi vede yazları uzun stajlarla geçirdik. Ödül bu mu. Çok uzattım lakin konuyu açan arkadaş sanırım durumu anlamıştır.
 
Son düzenleme:
Sayın @Yelek 87 , söylediklerinizi dikkatle okudum ve haklısınız.Özellikle yine son paragraftaki söylemlerinize katılmamak elde değil. Burada şunu ayırmak lazım yalnız, insanların hayattan beklenti ve bu kaliteli dediğiniz yaşama bakış açıları farklı olabilir. Şahsen işe gitmekten, boş zamanlarımda bile iş yerimde kendimi geliştirmekten zevk alan biriyim. Belki denizin içinde büyüdüğümdendir ancak deniz kenarına gidip oturmaktansa bir telaşe içinde arızayı kovalamak bana daha çekici geliyor. Belki bu değişecek zamanla ama bakacağız. Her ne olursa olsun değerli büyüğüm @YaşlıUzman 'ın dediği gibi kaderden ötesi hikaye. Hakkınızda ve hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun. Kaza bela uzak dursun, huzurumuz olsunda siz öyle mutlu olun bizde böyle. Saygılarımı sunuyorum
 
Her liseli boyle dusunur ama puanlar gelince hesaplar tutmaz. İlk olarak hedef en yuksek puani almak olmali. O puan bana yeter diye dusunmek en buyuk hatadir. İlk puani al sonra gel tartisiriz.
 
Her liseli boyle dusunur ama puanlar gelince hesaplar tutmaz. İlk olarak hedef en yuksek puani almak olmali. O puan bana yeter diye dusunmek en buyuk hatadir. İlk puani al sonra gel tartisiriz.
Muhakkak ancak yine de hedef belirlemek ciddi bir itici güç oluşturur ;)
 

Forum istatistikleri

Konular
129,664
Mesajlar
928,872
Kullanıcılar
452,354
Son üye
brkcmn

Yeni konular

Geri
Üst