Kişisel görüşüm, kullanıcılar özgür yazılımların sistemini tam olarak anlayamadı. Linux dağıtımlarında (distro olarak tabir edilir) öncelikle hemen hemen her şey Türkçe' dir. Dağıtımlar (distrolar) açık kaynak olarak kullanıcıya sunulur; yani topluluk çalışmasıdır ve acaba bunda bir hinlik bir üçkağıt varmı diye istediğiniz gibi kodları, işlemleri, iletişim protokollerini, girdi çıktıyı herşeyi görebilirsiniz. Ama windows ortamında böyle birşey yok. Yani bir yazılım, ya sizin uşağınız olur ya da siz o yazılımın uşağı olursunuz. Bu yüzden programların arka planda neler yaptığını bilmemiz önemlidir. Windows -ki mikrosoft dünya devidir; bedavadan neden w10 u versin. Bedava peynir fare kapanında olur, ve asla artalanda neler yaptığımı bilmediğimiz - bilemeyeceğimiz ne veri alışverişleri dönüyordur. Ben ulusal güvenlik olsam, kişisel bilgisayarlara sızmak için çok ucuza çok güçlü bir antivirüs üretirdim. Düşünsenize, program sizin sabit diskinizi tırım tırım tarıyor ve istediğini istediği gibi raporluyor. Hoop herkesin veri tabanı elinizdee.. Dayısıyla sevişirkenki fotoğrafı, halasının düğünü, ilk okul resimleri, iş dosyalarınız ve hatta kameranıza mikrofonunuza istediği gibi ulaşıyor ve evimizi dikizliyor
. Özgür yazılımda bunlarınyapmak olanaksızdır, eğer kodlamadan anlıyorsanız zaten tüm işletim sistemini satır satır okur, beğenmediğiniz yeri siler, istediğiniz nitelikleri de eklersiniz.
Linux aslında bedava değildir, yapmak için bir maliyet ve iş gücü gerekiyor. Aynısını Anadoluda imce dediğimiz yöntemle, yani el birliği ve topluluk çalışmasıyla oluşturuyorlar. Ve bu insanlar ortaya çıkardıkları işletim sistemini ücretsiz dağıtıyorlar. Sistem üstünde uzmanlaştıkça da daha iyi posizyonlarda işler bulma şansı yakalıyorlar. Server olarak linux altyapısı çok kararlı, dünyanın en güçlü bilgisayarlarında bile linux çekirdekli sistemler var. Örneğin kurumsal olarak bir firma 50 tane bilgisayarına windows kuruyor 46$ dan lisans satın alıyor, yıllık olarak antivirüs alıyor, firewall server ıvır zıvır derken yıllık maliyetleri bir hesaplayın.. Ustune bir de nelerimin adamların eline geçip geçmediğini hesaplayın. Çünkü windows kapalı kutu, sadece masa üstünü değiştirebilecek kadar kişiselleşebilen koca bir virüs.
Aynı tabloyu linux ile düşünün, ortaya çıkan tablo korkutucu. Linux/gpu sistemlerinin çoğunu; hurdacıya verdiğiniz bilgisayarlara kurup takır takır çalıştırabilirsiniz, çevremde ne kadar eski bilgisayarı olan tanıdığım varsa ya Gpu/linux yukledim; eski diyerek değiştirmeye karar verenlerin eskilerini aldım Gpu/linux yukleyip cidden ihtiyacı olan insanlara ulaştırdım. Facebooka girip mynette okey oynamak tek keyfi olan bir sürü emekli amcanın da yüzlerini güldürdüm, misafirleri için bilgisayar olsun diye evinde el altında bulunsun diyen arkadaşlarıma yardımcı oldum. Neden bir 10 yıl daha bilgisayarım bana hizmet edebilecekken, youtube da video açmıyor diye çöpe atayımki.. Cebimde 2 tane linux kurulum usb si ile dolaşıyorum. Çok anlamıyorum şimdilik, ama ilerde hedefim usb ye sistemi kurup (muhtemelen slax) gittiğim yerde usb yi takıp kendi masaüstümü yanımda taşımayı planlıyorum.
Bu arada program yüklemek te dünyanın en kolay sistemidir. Program yöneticise gir, 50.000 ücretsiz programdan istediğini bul ve yükle düğmesine bas. Donanım tanımlama vsvs hiç birşeyle uğraşma.
Linux çekirdeği, yazılım ve donanım arasındaki en iyi köprüyü sağlar. Yani driver ara bul yükle gibi birşey ile karşılaşmazsınız. Bilgisayarımız ısınmaz. İş gereği windows lazımsa, virtualBox ile windowsu kurun ve kullanın linuxun altında; koca windowsun, notepad kadar hızlı açıldığını göreceksiniz hemde sistem kaynaklarını minimum kullanarak. Laptopum 10 gün açık kalıyor ve tıkanma donma ısınma yok, iki monitör süper kullanıyorum.
Gpu/Linux u yaymak cidden vatan borcudur diye düşünerek hareket ediyorum.
İmla için özür, telefondan yazıyorum.