Bu konu hakkında çok uzun yazılabilir, herkes fikrini ve deneyimlerini anlatsa roman olur. Ben her zamanki gibi biraz karamsar bir açıdan bakıcam bu konuya, takdir edersiniz ki şu an yaşadığımız koşullarda iyimser bakabilecek kadar polyannacı değilim.

-İnşaat mühendisi ve mimar için şantiye deneyimi şarttır ama bir Elektrik mühendisi için aynsını diyemem. (Elektrik taahhütte çalışacaksa durum farklı)

-Genellikle yeni mezunlar, başaka alanda iş bulamadığı yada yeterince vakit kaybetmeden işe başlamak için şantiyelerde çalışırlar.

-Ne kadar özverili mühendis olursan ol, sen o inşaat projesinde yönetmelik şartı ve imzan için tutulduğun gerçeğini bileceksin.

-Şantiyede kazandın parayı, başka yerde bulamazsın denir. Bu yine inşaat mühendisleri için geçerli olabilir ama elektrik mühendisi için oldukça dar bir vizyon görüşüdür.

-Şantiyecilik o...pulağa benzer, bir kere verdin mi kurtulamazsın derler. Kısmen doğrudur. Çünkü özgeçmişine şantiyeler girdikten sonra başka bir sektöre girme şansın yoktur. Ama son yıllarda 1-2 sene çalışıp ayrılan çok olmuştur. Yaş gençken şantiyeciliği gören başka alanları geçmeye bakıyor.

-İnşaat mühendisleri şantiyede amirdirler. Sen belli bir yaşa gelmiş tecrübeli elektrik mühendisi olarak şantiyede yeni çömez bir şantiye şefi görünümlü inşaat mühendisin bu iş niye olmadı, falan gibi saçma sapan diyolaglarına maruz kalabilirsin. Cevabın verirsin ama canında sıkılır. İnşaat mühendislerinde, elektrik mühendisleri kadar sayısal zeka ve kapasite beklememelisin.

-Elektrik işleri hakedişlerde düşük değerli olduğu için yapılan iş pek önemsenmez, küçük görülür.

-Proje müdürleri genellikle komplekslidir, küfür dahil her şeyi söyleyebilirler, şantiyeyyi ceheneme çevirebilirler. Eskiden bayağı kallavi müdürler patronlara bile posta koyabilirdi ama değişen patron tipi sayesinde ( ilkokul terk, mafya bağlantılı) artık patrona karşı kedi gibi olan tırsak proje müdürleri piyasada çoktur. Yani şantiye içinde aslan, dışarıda kedi.

-Şantiyelerde çalışanların tamamına yakını evliliklerinde problemi vardır. Evliliğim çok iyi diyen bir arkadaşım 8 aydır eşinin yüzünü görmemişti.


-Şantiyelerde mühendisler genelikle 30-35 yaş arası evlenebilirler, evlenebilmek için bile vakit gerektiğinden bunu da şantiyede bulamadığından zor evlenirler.


-Şantiyelerde dedikodu (herkes için rüşvet yer dedikodusu çok yaygındır), küfür, toz kir , düzensizlik dağınıklık her daim vardır. Şantiyelerde sesi en çok çıkan kişi en çok kaytaran kişidir. Her zaman programın gerisinde kalınmıştır, işler hep hayali ve yetişmeyen sürelere göre proglamlanır, her severinde revize edilir. Hep bir telaş vardır.


-Şantiyelerde hayatın ne kadar pislik olduğunu, insanların 3 kuruş çıkar uğrana birbirini sattıklarını görebilirsin.

-Taşeron müteahhitlere asla güvenmemelisin, tamamına yakını sahtekar ve her türlü kirli işe müsait yapıları vardır. Hakedişlerde ister patronun olsun ister kontrol yaptığın alt taşeronun olsun, doğru bildiğinden başka bir şey yapma. (yani şantiyede olmayan malzemeyi, çekilmeyen kabloyu taşeronun sözüne güvenip hakedişe koyma)

-Cumartesi günleri unut. Artık senin için tatil değildir, sıradan bir iş günüdür. Yani haftasonları şuraya giderim buraya giderim, hafatasonu turları , cuma akşamı anlamı diye bişey yoktur senin için. Takvimlerde haftasonları kırmızı olmasının senin için bir değeri yoktur.

-Cumartesi yok olduğu gibi pazarında gitmektedir. Çoğu şantiyede iki haftada 1 gün izin vardır.

-Günde kaç saat çalışacağın hiç belli olmaz, bazı günler 10 saat bazı günler 14 saatte olabilir. Yani cumartesi saat 22 te şantiyede olduğunu hayal edebilirsin.

-Yani haftanın 5 günü çalışan, makul saate evine gelen , haftasonları tatil işler senin için ütopyadır.

-İşin bitmesine yakın, yavaş yavaş işten çıkarmalar başlar. Herkes proje müdürün bir referansını almak için resmen köle durumuna düşer.

-İş bittimi, yeni şantiyeler arasın, ilk zamanlar kendi şehrinde ve yakınlarda yerler arasın sonra parası az gelir, şehir dışı işlere bakarsın, sonra oda az gelir yurt dışına çıkarsın.

-Yurt dışına çıktın mı, 3 ay maaşın geç ödenir yada hiç ödenmez :) bu arada sigortan yapılmaz. Yurt içinde de büyük bir inşaat firmasında değilsen sigortan asgariden yatar. Hele taşeron firmalarda çalışanlarda Sigorta düzgünde ödenmez. Amelede değil mühendisten bahsediyoruz.


-Tabii artık iyi bir küfürbaz olmak ve boş vaktin olmadığı için arkadaşlarının seni aramayı unutuğunu ve sensiz programlar yapmaya başladığı görmek gibi kazanımlarında olacaktır.

-Daha önceki kuşaklar 40 yaşında emekliyken sen 65 yaşında emekli olacağını düşünüp, her sabah küfürle yataktan çıkacaksın.


uzar gider böyle.... yukarda anlattıklarıma inanmayabilirsin , denemek bedava :)

Bence bu sektöre girmeden önce bu şartları bilerek girin, başka alanda iş yok diye buraya girmeyin. Memnuniyetsizlik garantidir o zaman.
 
Son düzenleme:
Nacizane 3 sene gerek yurtiçi gerek yurtdışı tecrübelerime dayanarak(kimine göre bu süre tabii hiç birşey gelebilir..)maddelere yorum yapmak istedim.

-İnşaat mühendisi ve mimar için şantiye deneyimi şarttır ama bir Elektrik mühendisi için aynsını diyemem. (Elektrik taahhütte çalışacaksa durum farklı) --Bu düşüncenize katılmıyorum,hele özellikle müteahhit bir firmada çalışıyor ve taşeronunuz varsa,deneyimsizseniz çok sıkıntıya düşersiniz.Ama eğer taşeron firmadaysanız,el mahkum zaten deneyim kazanırsınız ama belli bir birikim,oldukça kolaylık sağlar.(Peki bu kolaylık işveren gözünde bir değer mi,tabiiki hayır,adam parasını veriyorum nasılsa,şunu yaparken bunu da yapacak ekstradan der geçer...)

-Genellikle yeni mezunlar, başaka alanda iş bulamadığı yada yeterince vakit kaybetmeden işe başlamak için şantiyelerde çalışırlar.
-İş bulamama yeni mezun veya yıllarca çalışmış için aynı derece,özelliklede ülkedeki maddi koşullar ve kpss de yapılan son (rezalet) değişikliklerden sonra,artık yok şantiye yok asansör veyahut diğer sektör,iş bulmak oldu ilk mesele sektör değil.

-Ne kadar özverili mühendis olursan ol, sen o inşaat projesinde yönetmelik şartı ve imzan için tutulduğun gerçeğini bileceksin.
-Doğrudur,özellikle Türkiye'de..

-Şantiyede kazandın parayı, başka yerde bulamazsın denir. Bu yine inşaat mühendisleri için geçerli olabilir ama elektrik mühendisi için oldukça dar bir vizyon görüşüdür.
-Bu piyasa koşullarında bu varsayım sadece yurtdışı şantiyeler için kalmıştır.Özellikle yeni mezun elektrik mühendislerinin kendi işlerini yapabilmeleri neredeyse olanaksız,varsa da aile şirketi devamı veyahut istisnadır.

-Şantiyecilik o...pulağa benzer, bir kere verdin mi kurtulamazsın derler. Kısmen doğrudur. Çünkü özgeçmişine şantiyeler girdikten sonra başka bir sektöre girme şansın yoktur. Ama son yıllarda 1-2 sene çalışıp ayrılan çok olmuştur. Yaş gençken şantiyeciliği gören başka alanları geçmeye bakıyor.
-Doğru,ama başka sektöre geçmek de kişiden kişiye değişir...

-İnşaat mühendisleri şantiyede amirdirler. Sen belli bir yaşa gelmiş tecrübeli elektrik mühendisi olarak şantiyede yeni çömez bir şantiye şefi görünümlü inşaat mühendisin bu iş niye olmadı, falan gibi saçma sapan diyolaglarına maruz kalabilirsin. Cevabın verirsin ama canında sıkılır. İnşaat mühendislerinde, elektrik mühendisleri kadar sayısal zeka ve kapasite beklememelisin.
-Maalesef yalakalık denen zanaat hala daha patronun gözünde en büyük değer olduğundan,bu tür durumlar olabiliyor.

-Elektrik işleri hakedişlerde düşük değerli olduğu için yapılan iş pek önemsenmez, küçük görülür.
-Doğrudur,ama nedense şantiyeyi döndüren hakedişler hep elektrik kısmından gelir,diğer kısımlardaki olası sorunlarda bile elektrik kısmına suç atılması da olağandır :)..

-Proje müdürleri genellikle komplekslidir, küfür dahil her şeyi söyleyebilirler, şantiyeyyi ceheneme çevirebilirler. Eskiden bayağı kallavi müdürler patronlara bile posta koyabilirdi ama değişen patron tipi sayesinde ( ilkokul terk, mafya bağlantılı) artık patrona karşı kedi gibi olan tırsak proje müdürleri piyasada çoktur. Yani şantiye içinde aslan, dışarıda kedi.
-Katılıyorum..

-Şantiyelerde çalışanların tamamına yakını evliliklerinde problemi vardır. Evliliğim çok iyi diyen bir arkadaşım 8 aydır eşinin yüzünü görmemişti.
-Maalesef bu da şantiyeciliğin bir gerçeği..

-Şantiyelerde mühendisler genelikle 30-35 yaş arası evlenebilirler, evlenebilmek için bile vakit gerektiğinden bunu da şantiyede bulamadığından zor evlenirler.
-Henüz o yaş aralığında değilim ama çevremdekilerin durumu genelde öyle.Çalıştığınız şantiyelerin büyük çoğunluğu zaten sosyal hayatın '0' olduğu yerlerde olduğundan bu gibi durumlar da büyük olasılık..

-Şantiyelerde dedikodu (herkes için rüşvet yer dedikodusu çok yaygındır), küfür, toz kir , düzensizlik dağınıklık her daim vardır. Şantiyelerde sesi en çok çıkan kişi en çok kaytaran kişidir. Her zaman programın gerisinde kalınmıştır, işler hep hayali ve yetişmeyen sürelere göre proglamlanır, her severinde revize edilir. Hep bir telaş vardır.
-Katılıyorum..

-Şantiyelerde hayatın ne kadar pislik olduğunu, insanların 3 kuruş çıkar uğrana birbirini sattıklarını görebilirsin.
-Özellikle bu maddeye katılıyorum..Sayenizde ekmek yiyenler bile 3 kuruş uğruna arkanızdan iş çevirirler..

-Taşeron müteahhitlere asla güvenmemelisin, tamamına yakını sahtekar ve her türlü kirli işe müsait yapıları vardır. Hakedişlerde ister patronun olsun ister kontrol yaptığın alt taşeronun olsun, doğru bildiğinden başka bir şey yapma. (yani şantiyede olmayan malzemeyi, çekilmeyen kabloyu taşeronun sözüne güvenip hakedişe koyma)
-Genelleme olarak doğrudur,istisnalar çıkabilir..

-Cumartesi günleri unut. Artık senin için tatil değildir, sıradan bir iş günüdür. Yani haftasonları şuraya giderim buraya giderim, hafatasonu turları , cuma akşamı anlamı diye bişey yoktur senin için. Takvimlerde haftasonları kırmızı olmasının senin için bir değeri yoktur.
-Cumartesi tatil mi olurmuş :),iki haftada bir cuma gününe (çalıştığınız ülkeye göre değişir kimi cuma kimi pazar..) insan zoraki alışıyor ama 2.haftanın son günleri zaten çalıştığınızdan bir yarar olmuyor o yorgunluktan.

-Cumartesi yok olduğu gibi pazarında gitmektedir. Çoğu şantiyede iki haftada 1 gün izin vardır.-Firmaya göre olmadığı da olabiliyor ama düşük olasılık..

-Günde kaç saat çalışacağın hiç belli olmaz, bazı günler 10 saat bazı günler 14 saatte olabilir. Yani cumartesi saat 22 te şantiyede olduğunu hayal edebilirsin.-Evet..

-Yani haftanın 5 günü çalışan, makul saate evine gelen , haftasonları tatil işler senin için ütopyadır.-Rüya gibi..

-İşin bitmesine yakın, yavaş yavaş işten çıkarmalar başlar. Herkes proje müdürün bir referansını almak için resmen köle durumuna düşer.-Maalesef bu da hazin sonuçlarından biridir ama eğer kurumsal bir firma ve devamlı iş alma potansiyeli varsa,elemanını bırakmaz.(Böyle yerlerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmez..).

-İş bittimi, yeni şantiyeler arasın, ilk zamanlar kendi şehrinde ve yakınlarda yerler arasın sonra parası az gelir, şehir dışı işlere bakarsın, sonra oda az gelir yurt dışına çıkarsın.-Kesinlikle doğru..

-Yurt dışına çıktın mı, 3 ay maaşın geç ödenir yada hiç ödenmez :) bu arada sigortan yapılmaz. Yurt içinde de büyük bir inşaat firmasında değilsen sigortan asgariden yatar. Hele taşeron firmalarda çalışanlarda Sigorta düzgünde ödenmez. Amelede değil mühendisten bahsediyoruz.-Yurtdışına gidecek arkadaşların gitmeden şartlarını kesinlikle görüşmeleri lazım.Maaş ödemeleri bilinen bir sorun maalesef.


-Tabii artık iyi bir küfürbaz olmak ve boş vaktin olmadığı için arkadaşlarının seni aramayı unutuğunu ve sensiz programlar yapmaya başladığı görmek gibi kazanımlarında olacaktır. -Maalesef..

-Daha önceki kuşaklar 40 yaşında emekliyken sen 65 yaşında emekli olacağını düşünüp, her sabah küfürle yataktan çıkacaksın.
-O vakte kadar yaşarmıyız..Emeklilik düşünmesi bile hayal..

.
 
Şantiyecilik zordur zor olmasına da... Askerlik gibidir işte. Zordur ve çok keyiflidir. Askerlik anıları gibi, birçok anıların olur... :)

Mesafeli samimiyeti yakalayabilirsen, herşey çok daha kolay olur.
Ama en önemlisi, formenin arkanı döneceğin kişidir. Ona hem çok dikkat et, hem de iyi geçin. Ne senin önüne geçsin, ne de arkanda kalsın. Kol kola, omuz omuza yürü onunla... Şantiyede işini çok kolaylaştıracak kişi de odur, zorlaştıracak da... Mühendisle ekip arasındaki duvar da odur, bağlantı da... Gerektiği zaman, gereği gibi kullan. Ama, ne üz, ne hötünü kaldır... :)
 
-İnşaat mühendisi ve mimar için şantiye deneyimi şarttır ama bir Elektrik mühendisi için aynsını diyemem. (Elektrik taahhütte çalışacaksa durum farklı) --Bu düşüncenize katılmıyorum,hele özellikle müteahhit bir firmada çalışıyor ve taşeronunuz varsa,deneyimsizseniz çok sıkıntıya düşersiniz.Ama eğer taşeron firmadaysanız,el mahkum zaten deneyim kazanırsınız ama belli bir birikim,oldukça kolaylık sağlar.(Peki bu kolaylık işveren gözünde bir değer mi,tabiiki hayır,adam parasını veriyorum nasılsa,şunu yaparken bunu da yapacak ekstradan der geçer...)

Sevgili wipeoutx,
Burda tabiki şantiyede çalışacak veya şantiyede çalışmayı gerektirecek elektrik mühendisliğini kastetmiyorum, kontrol alanında çalışmayı düşünen, yazılım yada haberleşme alanında çalışan, enerji santralları yada bakımcılık alanında çalışan kişilerde şantiye deneyimin olması gerekliliği tabiki yoktur. Taahhüt elektrik tesisleri üzerinde olan birisi ise mecburdur.

Diğer konularda zaten genelleme yaptım, istisnalar vardır ama çoğunluğu böyledir. 7 yıl inşaat sektöründe kendim ve çevremdekilerin gözlemlediğim
sonuçlar buydu.
 
Şantiye de çalışıp yerinde öğrenmek en iyisi
yerine göre anında düşünüp karar verme
yerine göre uzun düşünüp geç karar verme tabi bu gecikme işi etkilememeli
 
ct sanırım sıkıldı artık :)
 
-Yaz aylarında içinde klima olan kontaynırda çalışma şartı koyun.
-Yükleyebildiğiniz kadar işi formene yükleyin, geri kalanını da en yakın sorumluya.
-Pazar günleri en yakın havuz veya plaja gidip haftanın yorgunluğu orada sosyalleşerek atın.
-Patron yanınızda olduğunda birşeylerle uğraşın ve hakimiyeti hissettirin, yanınızda değilken nette tavla oynayın.
-Şirketten araba isteyin ve yakın bir yerde ev tutun. Konteynırda yaşanmaz.
-Maaşınız ofiste çalışan mühendislerden en az iki kat olsun.
 
-Yaz aylarında içinde klima olan kontaynırda çalışma şartı koyun.
-Yükleyebildiğiniz kadar işi formene yükleyin, geri kalanını da en yakın sorumluya.
-Pazar günleri en yakın havuz veya plaja gidip haftanın yorgunluğu orada sosyalleşerek atın.
-Patron yanınızda olduğunda birşeylerle uğraşın ve hakimiyeti hissettirin, yanınızda değilken nette tavla oynayın.
-Şirketten araba isteyin ve yakın bir yerde ev tutun. Konteynırda yaşanmaz.
-Maaşınız ofiste çalışan mühendislerden en az iki kat olsun.

Sanırım PATRON da aynı şartlarda bir iş bulsa, işyerini kapatıp bu işe atlar... :D :D :D
 
Bu konu hakkında çok uzun yazılabilir, herkes fikrini ve deneyimlerini anlatsa roman olur. Ben her zamanki gibi biraz karamsar bir açıdan bakıcam bu konuya, takdir edersiniz ki şu an yaşadığımız koşullarda iyimser bakabilecek kadar polyannacı değilim.

-İnşaat mühendisi ve mimar için şantiye deneyimi şarttır ama bir Elektrik mühendisi için aynsını diyemem. (Elektrik taahhütte çalışacaksa durum farklı)

-Genellikle yeni mezunlar, başaka alanda iş bulamadığı yada yeterince vakit kaybetmeden işe başlamak için şantiyelerde çalışırlar.

-Ne kadar özverili mühendis olursan ol, sen o inşaat projesinde yönetmelik şartı ve imzan için tutulduğun gerçeğini bileceksin.

-Şantiyede kazandın parayı, başka yerde bulamazsın denir. Bu yine inşaat mühendisleri için geçerli olabilir ama elektrik mühendisi için oldukça dar bir vizyon görüşüdür.

-Şantiyecilik o...pulağa benzer, bir kere verdin mi kurtulamazsın derler. Kısmen doğrudur. Çünkü özgeçmişine şantiyeler girdikten sonra başka bir sektöre girme şansın yoktur. Ama son yıllarda 1-2 sene çalışıp ayrılan çok olmuştur. Yaş gençken şantiyeciliği gören başka alanları geçmeye bakıyor.

-İnşaat mühendisleri şantiyede amirdirler. Sen belli bir yaşa gelmiş tecrübeli elektrik mühendisi olarak şantiyede yeni çömez bir şantiye şefi görünümlü inşaat mühendisin bu iş niye olmadı, falan gibi saçma sapan diyolaglarına maruz kalabilirsin. Cevabın verirsin ama canında sıkılır. İnşaat mühendislerinde, elektrik mühendisleri kadar sayısal zeka ve kapasite beklememelisin.

-Elektrik işleri hakedişlerde düşük değerli olduğu için yapılan iş pek önemsenmez, küçük görülür.

-Proje müdürleri genellikle komplekslidir, küfür dahil her şeyi söyleyebilirler, şantiyeyyi ceheneme çevirebilirler. Eskiden bayağı kallavi müdürler patronlara bile posta koyabilirdi ama değişen patron tipi sayesinde ( ilkokul terk, mafya bağlantılı) artık patrona karşı kedi gibi olan tırsak proje müdürleri piyasada çoktur. Yani şantiye içinde aslan, dışarıda kedi.

-Şantiyelerde çalışanların tamamına yakını evliliklerinde problemi vardır. Evliliğim çok iyi diyen bir arkadaşım 8 aydır eşinin yüzünü görmemişti.


-Şantiyelerde mühendisler genelikle 30-35 yaş arası evlenebilirler, evlenebilmek için bile vakit gerektiğinden bunu da şantiyede bulamadığından zor evlenirler.


-Şantiyelerde dedikodu (herkes için rüşvet yer dedikodusu çok yaygındır), küfür, toz kir , düzensizlik dağınıklık her daim vardır. Şantiyelerde sesi en çok çıkan kişi en çok kaytaran kişidir. Her zaman programın gerisinde kalınmıştır, işler hep hayali ve yetişmeyen sürelere göre proglamlanır, her severinde revize edilir. Hep bir telaş vardır.


-Şantiyelerde hayatın ne kadar pislik olduğunu, insanların 3 kuruş çıkar uğrana birbirini sattıklarını görebilirsin.

-Taşeron müteahhitlere asla güvenmemelisin, tamamına yakını sahtekar ve her türlü kirli işe müsait yapıları vardır. Hakedişlerde ister patronun olsun ister kontrol yaptığın alt taşeronun olsun, doğru bildiğinden başka bir şey yapma. (yani şantiyede olmayan malzemeyi, çekilmeyen kabloyu taşeronun sözüne güvenip hakedişe koyma)

-Cumartesi günleri unut. Artık senin için tatil değildir, sıradan bir iş günüdür. Yani haftasonları şuraya giderim buraya giderim, hafatasonu turları , cuma akşamı anlamı diye bişey yoktur senin için. Takvimlerde haftasonları kırmızı olmasının senin için bir değeri yoktur.

-Cumartesi yok olduğu gibi pazarında gitmektedir. Çoğu şantiyede iki haftada 1 gün izin vardır.

-Günde kaç saat çalışacağın hiç belli olmaz, bazı günler 10 saat bazı günler 14 saatte olabilir. Yani cumartesi saat 22 te şantiyede olduğunu hayal edebilirsin.

-Yani haftanın 5 günü çalışan, makul saate evine gelen , haftasonları tatil işler senin için ütopyadır.

-İşin bitmesine yakın, yavaş yavaş işten çıkarmalar başlar. Herkes proje müdürün bir referansını almak için resmen köle durumuna düşer.

-İş bittimi, yeni şantiyeler arasın, ilk zamanlar kendi şehrinde ve yakınlarda yerler arasın sonra parası az gelir, şehir dışı işlere bakarsın, sonra oda az gelir yurt dışına çıkarsın.

-Yurt dışına çıktın mı, 3 ay maaşın geç ödenir yada hiç ödenmez :) bu arada sigortan yapılmaz. Yurt içinde de büyük bir inşaat firmasında değilsen sigortan asgariden yatar. Hele taşeron firmalarda çalışanlarda Sigorta düzgünde ödenmez. Amelede değil mühendisten bahsediyoruz.


-Tabii artık iyi bir küfürbaz olmak ve boş vaktin olmadığı için arkadaşlarının seni aramayı unutuğunu ve sensiz programlar yapmaya başladığı görmek gibi kazanımlarında olacaktır.

-Daha önceki kuşaklar 40 yaşında emekliyken sen 65 yaşında emekli olacağını düşünüp, her sabah küfürle yataktan çıkacaksın.


uzar gider böyle.... yukarda anlattıklarıma inanmayabilirsin , denemek bedava :)

Bence bu sektöre girmeden önce bu şartları bilerek girin, başka alanda iş yok diye buraya girmeyin. Memnuniyetsizlik garantidir o zaman.


arkadaşım tüm tanıdığım mühendislere sordum ve genel olarak şantiye hakkındaki fikirleri genelde bu eksende idi

siz çok harika birşekilde bir araya getirmişsiniz
elinize sağlık
teşekkürler
 
bende 1,5 aydır şantiyede çalışıyorum 1 sene sonrada askere gidicem. benim yanımda 22 yıllık bir mühendis var bu anlatılanlar sanki onun bir özeti stresiyle evlilikle sosyallikle alakalı söylenen her şey onu anlatıyor... bir an bu yazıyı o mu yazdı diye bile düşündüm:)
benim tek avantajım büyük bir şantiyede olmamız ve tecrübeli mühendisimizin bana çok yardımcı oluyor olması yeri geldiğinde kalem kağıdı alıp özel derstiye veriyor neredeyse.. ama şu kısacık tecrübeyle bir ömürün bu şantiyelerde geçmeyeceğini ben bile anladım sanırım askerden sonra farklı bir sektöre yönelicem bende...
 

Forum istatistikleri

Konular
129,845
Mesajlar
930,720
Kullanıcılar
452,698
Son üye
uguraydemir

Yeni konular

Geri
Üst