tek silindirli motorların krank balansı nasıl alınır
biyel kolu , piston sisteme ilave edilirmi veya nekadarı ilave edilir.
Soruyu bu hali ile kabul edersek, ortadaki meselenin netleşmediğini farkederiz. Krank ağırlığı dediğimiz iki yuvarlak yada üçgen yada armudi parçanın dışındaki şeyleri balans etmeni olarak saymaya başladığımızda, sınır büyür. Krankın her iki tarafındaki millere bağlanan aksamlar da devreye girer. Özellikle 4T motorlarda başka faktörler de devrededir ve balans bu noktada sözü dahi edilemeyecek konuma düşer.
Meseleyi anlatabilmek ve çözüm üretebilmek için, esas olanın ne olduğunu bilmek lazım.
Krank, dikey hareketin dönel harekete çevrildiği bir kombinasyonun merkez parçasıdır. Balans konusu bu kombinasyonun dönel kısmına denk gelir. Biyel kolu ve piston ise dikey hareket ile muhataptır. Dönmekte olan krankın ana sorunu bir atma ve çekme ilişkisinde düğümlenir. Krank bunu yaparken, biyel kolu nedeni ile iki kere ölü nokta ile muhatap olur. Bunlara alt ölü ve üst ölü diyoruz.
Krank balansı alınmış bir tekerlek gibi dönmüş olsa, bundan bize bir fayda gelmez. Bize lazım olan balansızlık değildir. Tam aksine, alt ölüyü ve üst ölüyü yenecek bir ağırlık dağılımı gereklidir. Biyel alt pimin kendi ağırlığı vardır ve alt ölünün başının belası bu pimin ağırlığıdır. Çünki ağırlık alt ölüyü kuvvetlendiriyor. Kimi üretici bu pimin içini boşaltarak bu sorunla savaşmaya çalışır. Kimi firmalar krank millerine alt ve üst ölüleri yenmeye çalışan hareketli hilal tipi ağırlıklar ilave ederler. Bunlara yanlışlıkla
balans alıcı ismi verilmesi yaygın bir durumdur.
Bu ilişkiyi en iyi bisiklet üzerinde görmek mümkündür. Pedalların bağlı olduğu ayna-kol, ayna dişlisini çevirir. Pedalın biri en aşağıda diğeri en yukarıdayken dizlerimiz ölü nokta ile karşılaşır. Çevirmenin en zor olduğu an bu andır. Bunun için yuvarlak değil, oval ayna dişliler kullanılmaya başlandı.
Krankda ise durum daha zordur. Krank zaten bu fotoğraftaki oval ayna dişlinin mantığını ağırlık dağılımı ile üzerinde barındırır. Krankın sorunlarından biri,
pistonu çekmektir. İtmek daha zor zannedilir. Tersi doğrudur. Çekmek daha zor olduğu için, dikey yük, biyel kolunun alt ve üst pimlerinde dairesel değil yani "O" tipi değil, çekme yüküne doğru "U" tipi bir aşınmaya yol açar. Sorunu teşhis edemeyenler dahi, biyel kollarının perno deliklerindeki bu "U" tipi bariz aşınmayı farkedebilirler.
İdeal olan nedir :
Biyel kolunu aşağıdan yukarıya doğru hayali olarak 5 eşit parçaya bölelim.
* Pistona yakın olan 2 parçanın en hafif olanı
* Piston pernosunun en hafif olanı
* Segman sayısı en düşük olanı, mümkünse tek segman
Tek segmanlıysa ;
* Pistondaki en yüksek/uç noktaya kanal açılmış olanı
Tepeye kanallıysa
* Expender özelliği olanı
Ekspender var ise
* Kanalın ve segmanın konik kesimli olanı
* Pistonun yuvarlak/tam dairesel olmayanı
Yuvarlak değilse -ki çoğu değildir ;
* Enjeksiyonla değil, kokil kalıpla üretilmiş olanı (dövülmüş ise, soğuk dövülmüş olanı)
* Üst/kafa kısmı uygun ısıl işlem görmüş olanı (ipucu ; tepe kısmının rengi koyudur)
* Üzerinde maximum boşaltma gerçekleşmiş olanı. (Hem sürtünme hem de ağırlık azalır.)
Şimdiye kadarki en ideal düzenek aşağıdaki gibidir. Çift biyel kollu tek piston ve tek yanma odasına 8 büyük kafalı valf/sibop, tek silindirde çift buji.