İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, dizüstü bilgisayarların masa üstünde ya da kucağa bir yastık alıp vücutla mesafe artırılarak kullanılmasının ''çok daha akıllıca olacağını'' söyledi.
Kocaeli - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, elektrikli cihazların tümünün elektromanyetik dalga yaydığını söyledi.
Bu dalgaların insan vücuduyla etkileştiği için bazı standartlar belirlendiğini anlatan Kalkan, ''Önemli olan standartlara uyulması. Zaten üretilen tüm cihazlar standartlara uygun şekilde üretilir ve piyasaya o şekilde çıkar'' diye konuştu.
Elektromanyetik dalga yayılımının en fazla olduğu yerlerin yüksek gerilim hatları olduğuna dikkati çeken Kalkan, bu nedenle yüksek gerilim hatlarının mümkün olduğu kadar yer altına indirilmesi gerektiğini vurguladı.
Aksi durumda yüksek gerilim hatlarının altında yerleşime izin verilmemesinin çok önemli bir konu olduğuna dikkati çeken Kalkan, şöyle devam etti:
''Cep telefonları ve baz istasyonları da en çok tartışılan konu. Gelişen teknolojiyle cep telefonu ve baz istasyonlarının şiddetleri çok düştü. Dünya standardı 41 volt/metre iken Türkiye'de bu standart 10 volt/metre olarak belirlendi. Buna rağmen ölçebildiğimiz değerler birkaç volt/metreyi geçmiyor. Evlerde kullanılan tasarruflu lambalar bile cep telefonu ve baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgadan daha fazla, hatta birkaç katı elektromanyetik dalga yayıyor. Yine de civarınızda baz istasyonu yoksa, uzakta ya da iyi çekmiyorsa, kısaca baz istasyonu yoksunluğu çekiyorsanız cep telefonunuz o zaman asıl tehlikeyi gösteriyor demektir. Cep telefonu baz istasyonuna ulaşmak için şiddetini aşırı derecede artırır ve kulağınıza dayalı olduğu için beyninizi daha fazla ışınlar. Bundan kurtulmak için mümkün olduğu kadar baz istasyonunun olduğu yerlerde konuşmakta yarar var. Cep telefonunu günde yarım saatten fazla kullanıyorsanız kulaklık ya da bluetooth ile kullanmak çok daha akıllıca.'''
Tunaya Kalkan, bilgisayarlar ve televizyonların tehlikeli sınırın oldukça altında olduğunu ifade ederek, dizüstü bilgisayarların diz üzerinde kullanımı konusunda bazı sakıncaların olduğuna vurguladı.
Dizüstü bilgisayarın masa üstünde kullanılmasının daha uygun olacağını ifade eden Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü dizüstü bilgisayarın elektromanyetik ışıması daha çok alt kısmında oluyor. Dolayısıyla genital bölge daha fazla ışınlanabilir. Dizüstü bilgisayarı masa üstünde ya da kucağa bir yastık alıp vücutla mesafeyi artırarak kullanmak çok daha akıllıca olacaktır. Neden oldukları net bir hastalık şimdiye kadar tarif edilemedi ancak hücre yapısını bozmasından dolayı kansere neden olma olasılığı üzerinde duruluyor. Bu alanda yılda 20-30 bin civarında bilimsel çalışma yapılıyor. Henüz net olarak 'şu şunu yapmıştır' denemiyor. Burada önemli olan dozdur. Eğer bir cihazın şiddetini çok yüksek artırırsanız, uzun süre o elektromanyetik ortama maruz kalırsanız kanser olma olasılığı olabilir. Ama sadece olasılıktan bahsediyoruz. Yinede tedbirli olmakta yarar var. Uzun vadede karşımıza çıkacakları bilemeyiz. Bugünkü sınırlarda bilimsel olarak cep telefonu, baz istasyonu, el cihazları henüz 'tehlikeli ve kanser yapar' iddiasını net olarak ortaya koyacak bir bilgi yok.''
GSM operatörlerinin kampanyalarıyla cep telefonu kullanımı cazip hale getirdiğini, konuşmanın yanı sıra mesajlaşmaya yönelik de önemli kampanyalar başlattıklarını belirten Kalkan, ''Konuşmak yerine mesajlaşmak daha güvenli ve uygun'' dedi.
Alıntıdır.Asıl Kaynak:
Cumhuriyet Portal
Kocaeli - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, elektrikli cihazların tümünün elektromanyetik dalga yaydığını söyledi.
Bu dalgaların insan vücuduyla etkileştiği için bazı standartlar belirlendiğini anlatan Kalkan, ''Önemli olan standartlara uyulması. Zaten üretilen tüm cihazlar standartlara uygun şekilde üretilir ve piyasaya o şekilde çıkar'' diye konuştu.
Elektromanyetik dalga yayılımının en fazla olduğu yerlerin yüksek gerilim hatları olduğuna dikkati çeken Kalkan, bu nedenle yüksek gerilim hatlarının mümkün olduğu kadar yer altına indirilmesi gerektiğini vurguladı.
Aksi durumda yüksek gerilim hatlarının altında yerleşime izin verilmemesinin çok önemli bir konu olduğuna dikkati çeken Kalkan, şöyle devam etti:
''Cep telefonları ve baz istasyonları da en çok tartışılan konu. Gelişen teknolojiyle cep telefonu ve baz istasyonlarının şiddetleri çok düştü. Dünya standardı 41 volt/metre iken Türkiye'de bu standart 10 volt/metre olarak belirlendi. Buna rağmen ölçebildiğimiz değerler birkaç volt/metreyi geçmiyor. Evlerde kullanılan tasarruflu lambalar bile cep telefonu ve baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgadan daha fazla, hatta birkaç katı elektromanyetik dalga yayıyor. Yine de civarınızda baz istasyonu yoksa, uzakta ya da iyi çekmiyorsa, kısaca baz istasyonu yoksunluğu çekiyorsanız cep telefonunuz o zaman asıl tehlikeyi gösteriyor demektir. Cep telefonu baz istasyonuna ulaşmak için şiddetini aşırı derecede artırır ve kulağınıza dayalı olduğu için beyninizi daha fazla ışınlar. Bundan kurtulmak için mümkün olduğu kadar baz istasyonunun olduğu yerlerde konuşmakta yarar var. Cep telefonunu günde yarım saatten fazla kullanıyorsanız kulaklık ya da bluetooth ile kullanmak çok daha akıllıca.'''
Tunaya Kalkan, bilgisayarlar ve televizyonların tehlikeli sınırın oldukça altında olduğunu ifade ederek, dizüstü bilgisayarların diz üzerinde kullanımı konusunda bazı sakıncaların olduğuna vurguladı.
Dizüstü bilgisayarın masa üstünde kullanılmasının daha uygun olacağını ifade eden Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü dizüstü bilgisayarın elektromanyetik ışıması daha çok alt kısmında oluyor. Dolayısıyla genital bölge daha fazla ışınlanabilir. Dizüstü bilgisayarı masa üstünde ya da kucağa bir yastık alıp vücutla mesafeyi artırarak kullanmak çok daha akıllıca olacaktır. Neden oldukları net bir hastalık şimdiye kadar tarif edilemedi ancak hücre yapısını bozmasından dolayı kansere neden olma olasılığı üzerinde duruluyor. Bu alanda yılda 20-30 bin civarında bilimsel çalışma yapılıyor. Henüz net olarak 'şu şunu yapmıştır' denemiyor. Burada önemli olan dozdur. Eğer bir cihazın şiddetini çok yüksek artırırsanız, uzun süre o elektromanyetik ortama maruz kalırsanız kanser olma olasılığı olabilir. Ama sadece olasılıktan bahsediyoruz. Yinede tedbirli olmakta yarar var. Uzun vadede karşımıza çıkacakları bilemeyiz. Bugünkü sınırlarda bilimsel olarak cep telefonu, baz istasyonu, el cihazları henüz 'tehlikeli ve kanser yapar' iddiasını net olarak ortaya koyacak bir bilgi yok.''
GSM operatörlerinin kampanyalarıyla cep telefonu kullanımı cazip hale getirdiğini, konuşmanın yanı sıra mesajlaşmaya yönelik de önemli kampanyalar başlattıklarını belirten Kalkan, ''Konuşmak yerine mesajlaşmak daha güvenli ve uygun'' dedi.
15 Ekim 2011
Alıntıdır.Asıl Kaynak:
Cumhuriyet Portal