burada bu UNUTTURULMUŞ kültürümüz.. yitirilmiş ahlakımız.. asimile edilmiş beyinlerin ortaya çıkardığı bu ucube Türkçe "şeyi" destekleyen arkadaşlardan farklı olarak ben duruma çok daha farklı ve derin bir açıdan bakmak istiyorum..
1453 de Fatih sultan mehmet istanbulu fethetmiş ve aynı zamanda bütün dinine inananları inançlarında özgür bırakmış ve azınlıklara çok büyük haklar vermiştir.
Fakat 1881 Mora isyanı başlamış ve osmanlı bu isyanı bastırmıştır. Ancak bu isyanı kışkırtan istanbuldaki fener rum patrği Gregorios 2. Mahmut tarafından aynı kilisenin önünde asılarak 3 gün boyunca asılı kalmıştır. İdamı gerçekleştiren Sadrazam Ali paşanın isimide patriğin olduğu caddeye verilir.
Fener rum patriğinde papazın öldürüldüğü bu kapıyı bir müslüman din görevlisi bu kapıda öldürülceye kadar kapalı tutulur. Bu kin günümüze kadar devam etmektedir.
Osmanlılar Patrikhaneyi her türlü vergi ve resimden muaf tutar, Ortodoksların evlenme, boşanma, miras gibi davalarını onlara bırakırlar. O güne kadar sadece ruhani işlere bakan Patrikler dünyevi işleri de yönetir, bir bakıma "sınıf" atlarlar. Yargı ve eğitim alanlarında mesuliyet üstlenmekle kalmaz, Sırplar, Romenler, bazı Arnavutlar, hatta Araplar üzerinde söz sahibi olurlar. Osmanlının güçlü yıllarında "devlet içinde devlet" olan Patrikhane göze batmaz, ancak gailelerle boğuştuğumuz dönemlerde hem Bulgarları, Ermenileri, Süryanileri ezer hem de koruması altında yaşadıkları devlete ihanette bulunurlar.
Görüyorsunuz Osmanlı nasıl da rahat ve serbest bırakmışlar halbuki isteseydi bi üfleme ile toz edebilirlerdi bunları.. bütün bunlara rağmen rum patriği mora isyanını osmanlıya karşı kışkırtan bir ajandı..
Evet şimdi gelelim lafımızın sonuna ve bu konuyla olan ilgilisine .. Gregorios o dönemlerde (ortak düşman) osmanlı ile anlaşamayan rusya çarına şu mektubu yazmıştır..
Patrik Gregorios'un Rus Çarı İkinci Nikola'ya yazdığı mektuptan satırlar:
"Türkleri maddeten ezmek, yıkmak imkansızdır. Müslümanlar sabırlı ve mukavim insanlardır. Günlük hayatta mütevazı dururlar ama düşmana karşı mağrurdurlar. Dinlerine bağlıdırlar, kadere rıza gösterirler, kumandanlarına toz kondurmazlar. Zekidirler, çalışkandırlar ve akıl almayacak kadar kanaatkardırlar.
Bu yüzden evvela manevi rabıtalarını (bağlarını) kesretmek (parçalamak), dini metanetlerini zaafa uğratmak icab eder. Bunun da en kısa yolu, onları dinlerine ve an'anat-i milliyelerine (geleneklerine) uymayan hareketlere alıştırmaktan geçer. İşte bu yapılabilirse Türkler, kendilerinden kalabalık kuvvetler önünde savaşamazlar. Osmanlı Devletini tasviye için harp meydanındaki zaferler kafi değildir. Hatta, sadece bu yolda yürümek Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, kendilerine dönmelerine sebeb olabilir. En akıllıca iş Türklere hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır."
işde görüyorsunuz adamlar 200 yıl önce bizi çözmüşler ve yok etmeye başlamışlar. Fakat biz iğrenç medyanın bizi uyutması ve papazın vasiyetini en iyi şekilde üstlenmesi sebebi ile nereden geldiğimizi ne olduğumuzu unutmuşuz..
Şimdide bu devlet.. Osmanlının torunları... çıkmışlar böyle bir ucube şeyi erovizyon denilen batının beş para etmez organizasyonuna bu güne kadar ki papazın çalışmalarının ürünü olan bi insanı ve onun böğürdüğü şeyi çıkarıyoruz. emin olun bıyık altından pis pis gülüyolardır bizi getirdikleri bu noktaya ..
son olarak ...
Tarihini bilmeyen ders almayan milletler yok olmaya mahkumdur !!!!
M. Kemal ATATÜRK
arkadaşlar.. bu işler içi boş dizileri yarışmaları izlemekle olmaz.. tarihi okumakla araştırmakla olur ..
unutmayın .. 600 yıl boyunca bu dünyaya hükmetmiş bir toplumun torunlarıyız. kimse bize osmanlıyı anlatmıyor.. neden ? çünkü öğrenmemizi istemiyorlar. Hangi tv kanalında belgeseli araştırması yapılıyor ? varsa yoksa beyinleri boşaltan bütün gerçeklerden uzaklaştıran tarihimizden atalarımızdan soğutan programlr..