Eurovision 2009 Hakkında

Hadise'nin Düm Tek Tek şarkısı ile ülkemize birincilik getireceğini düşüyor musunuz ?

  • Evet, düşünüyorum.

    Oy: 7 53.8%
  • Hayır, yeterli bulmuyorum.

    Oy: 6 46.2%

  • Kullanılan toplam oy
    13
  • Anket kapatılmış .

etuzuner

Yönetici
Yönetici
Yönetici
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
1,179
Puanları
92
Konu içeriği yanlışsa şimdiden kusuruma bakmayınız.

Okuduğum veya duyduğum yorumlar üzerine, sizlerin de yorumlarınızı öğrenmek istedim.

Bildiğiniz üzere, Eurovision 2009'da ülkemizi Hadise Düm Tek Tek şarkısı ile temsil edecek. Birkaç yoruma göre beğenilmemiş. Bence hem sahne performansı ile hem de şarkısı ile Hadise birkaç yıl önceki temsilcilere nazaran şahane..

Siz de değerli düşünce ve yorumlarınızı paylaşırsanız çok memnun olurum.. Böylelikle, belki de, iş ve yoğunluktan dolu olan zihinlerimizi, farklı birşeyi düşünerek rahatlatabiliriz.. :)

Saygılarımı sunar, iyi çalışmalar dilerim..

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
daha izlemedim ama hadise ses ve sahne performansı olarak başarılı birisi
güzel haberlerle döneceğine inanıyorum
 
bu koduda konuşmaya gerek olmadığını düşünüyorum. şöyleki;dünyada en çok konuşulan dil olarak güzel TÜRKÇE ye sahip bir ülkeyiz.fakat hernedense ,şarkılarımızı ingilizce okuma merakı sardı.ingilizcenin tarihi ve türkçenin tarihini araştırıp,daha sonra bu tür şarkılar hakkında yorum yapmak lazım.oraya kültürümüzü tanıtmak için mi yoksa bizim ülkemiz de de ingilizce konuşuluyor demeye mi gidiyoruz anlamadım.
 
Ben Hadisenin de şarkısının da Türk insanını, Türk kültürünü ve Türk müziğini temsil etmediğini düşünüyorum. Bence bizi temsil eden bir sanatçının yarışmaya katılıp sonuncu olması Hadisenin o haliyle ve o müziğiyle birinci olmasından daha iyi
Diyelimki Hadise birinci oldu bize ne kazandırır? Türkiyenin adını dünyada duyurur ama bizi dünyaya doğru bir şekilde yansıtırmı?
 
Sn: etunuzer,

Gayem, açtığınız konuya muhalif olmak değildir, ancak benim görüşlerim farklı.
Eurovision şarkı yarışması ve şarkının ingilizce olması, bugünkü bünyesiyle Türk pop müziği için fazla bir önem arz etmez. Zaten bu yarışma yurtdışında ikinci, üçüncü kanallarda gösterilen eskimiş bir eğlence programıdır. Ancak halkımızın büyük çoğunluğu için hala yeni sayılan eurovision, avrupa çapında bir organizasyon içine girince bizde eurovision ulusal bir olay haline dönüştürülüyor, hatta olay yarışma boyutundan çıkıp milli mesele haline bile getirile-bi-li-ni-yor.
 
Son düzenleme:
Sizin de bahsettiğiniz gibi Sn. Mesut, belli bir seviyeden sonra it dalaşına dönüşüyor, amacından sapmış hale geliyor. O konuda size katılıyorum.

Açıkcası, ben Eurovision'u maddi açıdan değerlendiriyorum. Bizim ülkemize getirebileceği turistleri düşünüyorum. Bu nedenden dolayı da, ortada bir oyun var ve bunun da kuralına göre oynuyorlar diye düşünüyorum. Türkçe şarkı ile çıktığımız zaman sonuç belli. Bundan dolayı da Türkçe bir şarkı ile katılım olmuyor sanırım. Yani kısacası, benim anladığım, yarışmanın amacı, ülkemizin sosyo-kültürel açıdan temsil edilmesi değil de sadece başarılı olmak için temsil edilmesidir.

Siz değerli üyelere ve yöneticilere yorumlarınızdan dolayı teşekkür ederim.

Saygılarımı sunar, iyi çalışmalar dilerim..
 
Duyduğum kadarıyla şarkının sözlerinin ve müziğinin çalınma ihtimaline karşın,parça tam haliyle yayınlanmamış.Ben sevdim.İbrahim Tatlıses tek tek diyince oluyor da,Hadise düm tek tek deyince mi olmuyor :)
Aslında Türkçe olsa iyi olurdu,mesela Ajdardan nane nane kesin birincilik getirirdi :p
 
Böyle organizasyonlarla ülkemizin tanıtılmasında yararlı olacağı kanatindeyim,bir bakıma reklam
 
burada bu UNUTTURULMUŞ kültürümüz.. yitirilmiş ahlakımız.. asimile edilmiş beyinlerin ortaya çıkardığı bu ucube Türkçe "şeyi" destekleyen arkadaşlardan farklı olarak ben duruma çok daha farklı ve derin bir açıdan bakmak istiyorum..

1453 de Fatih sultan mehmet istanbulu fethetmiş ve aynı zamanda bütün dinine inananları inançlarında özgür bırakmış ve azınlıklara çok büyük haklar vermiştir.
Fakat 1881 Mora isyanı başlamış ve osmanlı bu isyanı bastırmıştır. Ancak bu isyanı kışkırtan istanbuldaki fener rum patrği Gregorios 2. Mahmut tarafından aynı kilisenin önünde asılarak 3 gün boyunca asılı kalmıştır. İdamı gerçekleştiren Sadrazam Ali paşanın isimide patriğin olduğu caddeye verilir.
Fener rum patriğinde papazın öldürüldüğü bu kapıyı bir müslüman din görevlisi bu kapıda öldürülceye kadar kapalı tutulur. Bu kin günümüze kadar devam etmektedir.

Osmanlılar Patrikhaneyi her türlü vergi ve resimden muaf tutar, Ortodoksların evlenme, boşanma, miras gibi davalarını onlara bırakırlar. O güne kadar sadece ruhani işlere bakan Patrikler dünyevi işleri de yönetir, bir bakıma "sınıf" atlarlar. Yargı ve eğitim alanlarında mesuliyet üstlenmekle kalmaz, Sırplar, Romenler, bazı Arnavutlar, hatta Araplar üzerinde söz sahibi olurlar. Osmanlının güçlü yıllarında "devlet içinde devlet" olan Patrikhane göze batmaz, ancak gailelerle boğuştuğumuz dönemlerde hem Bulgarları, Ermenileri, Süryanileri ezer hem de koruması altında yaşadıkları devlete ihanette bulunurlar.
Görüyorsunuz Osmanlı nasıl da rahat ve serbest bırakmışlar halbuki isteseydi bi üfleme ile toz edebilirlerdi bunları.. bütün bunlara rağmen rum patriği mora isyanını osmanlıya karşı kışkırtan bir ajandı..

Evet şimdi gelelim lafımızın sonuna ve bu konuyla olan ilgilisine .. Gregorios o dönemlerde (ortak düşman) osmanlı ile anlaşamayan rusya çarına şu mektubu yazmıştır..

Patrik Gregorios'un Rus Çarı İkinci Nikola'ya yazdığı mektuptan satırlar:
"Türkleri maddeten ezmek, yıkmak imkansızdır. Müslümanlar sabırlı ve mukavim insanlardır. Günlük hayatta mütevazı dururlar ama düşmana karşı mağrurdurlar. Dinlerine bağlıdırlar, kadere rıza gösterirler, kumandanlarına toz kondurmazlar. Zekidirler, çalışkandırlar ve akıl almayacak kadar kanaatkardırlar.
Bu yüzden evvela manevi rabıtalarını (bağlarını) kesretmek (parçalamak), dini metanetlerini zaafa uğratmak icab eder. Bunun da en kısa yolu, onları dinlerine ve an'anat-i milliyelerine (geleneklerine) uymayan hareketlere alıştırmaktan geçer. İşte bu yapılabilirse Türkler, kendilerinden kalabalık kuvvetler önünde savaşamazlar. Osmanlı Devletini tasviye için harp meydanındaki zaferler kafi değildir. Hatta, sadece bu yolda yürümek Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, kendilerine dönmelerine sebeb olabilir. En akıllıca iş Türklere hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır."

işde görüyorsunuz adamlar 200 yıl önce bizi çözmüşler ve yok etmeye başlamışlar. Fakat biz iğrenç medyanın bizi uyutması ve papazın vasiyetini en iyi şekilde üstlenmesi sebebi ile nereden geldiğimizi ne olduğumuzu unutmuşuz..
Şimdide bu devlet.. Osmanlının torunları... çıkmışlar böyle bir ucube şeyi erovizyon denilen batının beş para etmez organizasyonuna bu güne kadar ki papazın çalışmalarının ürünü olan bi insanı ve onun böğürdüğü şeyi çıkarıyoruz. emin olun bıyık altından pis pis gülüyolardır bizi getirdikleri bu noktaya ..

son olarak ...

Tarihini bilmeyen ders almayan milletler yok olmaya mahkumdur !!!!
M. Kemal ATATÜRK

arkadaşlar.. bu işler içi boş dizileri yarışmaları izlemekle olmaz.. tarihi okumakla araştırmakla olur ..
unutmayın .. 600 yıl boyunca bu dünyaya hükmetmiş bir toplumun torunlarıyız. kimse bize osmanlıyı anlatmıyor.. neden ? çünkü öğrenmemizi istemiyorlar. Hangi tv kanalında belgeseli araştırması yapılıyor ? varsa yoksa beyinleri boşaltan bütün gerçeklerden uzaklaştıran tarihimizden atalarımızdan soğutan programlr..
 
Son düzenleme:

Forum istatistikleri

Konular
129,750
Mesajlar
929,593
Kullanıcılar
452,488
Son üye
oozgur

Yeni konular

Geri
Üst