Fukuşima'da robot, 'buram buram yayılan' radyasyonu kaydetti

Abi valla ben manipule manipule bilmem yapmışsam da bilmeden yapmışımdır.Cahlim bu konuda yani.Tabi bilmeden manipule yapmak cahillik mi? İnan onuda bilmiyorum.
 
Ayarlasam hatır koysam para versem böyle denk gitmezdi buna tevafuk deniyor galiba .

.. transistpr imal ..

Manipülasyonun nasıl bir şey olduğunu anlatmak için veyselin mesajını azıcık oynadı idim ve sen sarı tesbihe atladın , bari az dikkatli olup mısırı bekleseydin hiç olmazsa karnın doyardı.

 
beyinsizler lafima atlamasin arkadaslar. sirf basim agriyor. daha adam gibi alinti yapmayi, yazmayi bilmiyorsunuz benle sidik yaristirmaya calisiyorsunuz. 10 sene once kullandigim gunes pilini, size mi soracam?
 
Burada hiç kimse güneş enerjisine karşı değil.Tabi ki elektrik üretmek için güneş tende yararlanılacak!Ama güneş in dünya ya verdiği elektrik enerjisi 1 mt.1000watt tır.Ancak biz bunun %20 sini labaratuvar ortamında kullanabiliyoruz.10kw için gerekli alanı bir düşünün.Şimdi @yolgezer74 sokak lambalarının güneş pilleriyle çalıştığını söylemiş!Ancak bu lambalar iki gün güneş olmasa çalışmıyor!Yalan mı?Bizim yüksek güçte ve sürekli elektrik gücüne ihtiyacımız var!
 
Selammun Aleykum,

Öncelikle Kandiliniz Mübarek olsun

Arkadaşlar, Haberlerde veya belgesel kanallarında mutlaka izliyorsunuzdur evinde kendi ihtiyacı kadar elektrik enerjisi üreten bir sürü ev yapımı buluş-icatlar var.
İşin doğrusu Devletimiz Kendi İcadını ve Buluşunu yapmada biraz çekimser davranıyor. İvmelendirici bir tavır ve duruş sergilenmiyor.
Bu tavrı ve duruşu bir hedef ile değiştirseler ve Örnek:

- "700 haneden 1 tanesi kendine yeten enerjiyi üretecek hale gelebilmelidir."
deseler ve bu hedefe göre bir yol izleseler.
- "Her Sanayi sitesi, Sıcak su - Buhar - Soğuk su - Kzıgın Yağ - Elektrik üretimi gibi Ana ve Temel ihtiyaçları kendisi karşılayacak" deseler ve Sanayi sitelerine Co-Generation sistemleri kurmak için yasa hazırlasalar.
- "Sanayi sitelerinden çıkan Atık Sıcak su, Çürük hava, Soğuk su' yu Isı geri kazanım ve hava Tüketiminde kullanacaksınız." deseler yine Enerji tasarrufu sağlamış olacağız.

Bizlerin tipik bir yapısı var, bir şeyi 2 veya 3 defada başarmayı çok seviyoruz. Nükleer Enerjiye geçmeden önce neden bunları yapmadık? Neden Ana tüketicileri daha çok tasarrufa ve kendine yetme durumuna getiremedik?

Nükleer enerjiye kesinlikle karşı değilim, Tam tersine sonuna kadar destekliyorum. Çünkü Nükleer de bir teknoloji ve bir savaş aracıdır. Hakim olmazsak, ne olduğunun çok ciddi anlamda farkına varmayız. Kabileye gelmiş beyaz adama bakan yamyamlar gibi bakakalırız.

Vurgulamaya çalıştığım şey sadece Nükleer den önce kendi içimizdeki tüketim problemini çözmemiz ve sonraki ihtiyaca göre Nükleer santralin kurulmasını sağlamamız olmalıydı.

Ama biz yine sağ elimizle, Sol kulağımızı tutmaya devam ediyoruz..

Saygılarımla..
 
Size katılıyorum ancak ülkemizdeki bir çok şey normal değil!Geçen gün bir elektrik abonesinin faturasını inceledim!Fatura aktif tüketim bedeli 2200 tl.Fatura tutarı 3954 Tl neredeyse yüzde yüz!Ben 5-6 ay öncesine kadar maaşlı çalışıyordum!Brüt maaşım 2400Tl elime geçen 1500Tl net!Maaşlı çalıştığım halde maaşımdan yapılan kesintiler toplamı bir asgeri ücret kadar!Hükümetin bunları düzeltmesi lazım!Kör tuttuğunu severmiş misali hükümet elektrik abonesinden maaşlı işçiden alabildiği kadar vergi alıyor!Ama pırlantadan vergi almıyor!http://www.dunya.com/yorum-inceleme...r-kiymetli-taslardan-yapilan-ziyn-227543h.htm bu ülkede elektrik mi şart yoksa pırlanta mı?Bir insanın evine götürmesi gereken maaş mı?Bunların hesabı yapılırken buna göre apılmalı!Ben hükümetin vergi ve idare işlerini hiç beğenmiyorum!Çünkü ben maaşımdan 900 tl vergi verirken hadi bunun 400 tl ssk ödemesi diyelim 500 vergi verirken devlet başkanımızım 1000 odalı sarayda oturması doğru değil ama nükleer enerji olarak gerekli!
 
Söylediklerinizde gerçekten haklısınız, aldığın maaş kadar vergi ödemek çok kötü.. Hele hele ödediğin vergiler işsizlik primi vs. işler asalak gibi yaşayanların hayat idamesi için kullanılıyorsa daha çok zoruna gidiyor insanın..
Çalışandan keseceğin vergiyi adamın harcadığı kadar geri ödemen gerekiyor. Hepimiz ev geçindirir durumdayız. Bütün alışveriş ve faturları toplasan 1 ayda çocuklu bir evde en az 1400 tl tüketim oluyor. %18'ini çalışana geri vermeleri gerekli iken daha çok kesiyorlar. birde AGİ adı altında sadaka veriyorlar.

Bunlar çok ciddi problemler çözülmesi her şeyden daha öncelikli bence.

Fakat bu tip hataların düzeltilmesinin yanında Devletin kendisi için yapması gerekenlerde var. Saray'ın yapılması bakış açısına göre farklılık gösterebilir. Bana göre yapılmasına çok geç kalınmış bir Proje ve korunması ile ilgilide çok ciddi önlemler alınmalı. Bu Saray'da oturana verdiğim değerden veya önemsediğimden değil, Bizlerin Selçuklular'dan bu yana simge olarak kullandığımız bir yöntemdir. Dişini göstermek yetmez, ısırdığında oluşturacağın hasarı da bazen göstermek gerekir dost'a düşmana..

Saray konusunu veya buna benzer konuları konuşarak sadece kendimizi yorarız, yapacağımız eleştiriler tabikide çok önemli, tartışmadan doğruyu hiçbir zaman bulamayız. Ama Eleştirirken sadece bugünü veya dünü baz almamak lazım, bir fabrikada verimlilik nasıl hesaplanırsa Hükümetlerinde verimliliğini öyle hesaplamak lazım. Cumhurriyetin kurulduğu ilk zamandan bu ana kadarki tüm hükümetleri ve darbeleri bir kenara alıp, Vaadleri-Yapılanları-Sonuçlarını-Yasakalananları-Serbest bırakılanları-Satılanları-Alınanları-Üretilenleri-Üretimi kaldırılanları herşeyi OBJEKTİF OLARAK hesaba katmak lazım. Anca o zaman doğru verilere ulaşılır ve kimin başarılı kimin başarısız, Kimin hain kimin vatanperver olduğu ortaya çıkar.

Bu tabiki benim görüşüm..
 
Merhaba.İşin doğrusu nükleerde şimdiye kadar çok kötü ders alınan (Veya çıkarılmış olan) pek çok talihsiz olay, dünyadaki tüm santrallerdeki bazı kazalar (Çernobil gibi) veya tsunami gibi doğal felaketler (Fukushima gibi) insanlığın gözünü çok fena halde korkutmuş durumda görünüyor.Bunun tartışması daha önceleri de "yapılsın" veya "hiç yapılmasın" şeklinde yine yapılmıştı.Burada önemli olan nokta nükleerden medet umar hale ne şekilde geldiğimiz veya elimizdeki diğer kaynaklarla elektrik elde edilmesinin artık mevcut talebi karşılamakta zorlukları mı olduğu veya bu kaynaklarla üretilen elektriği çok verimli dağıtamama problemleri (Üretimde veya dağıtımda) olup olamadığını kendi kendimize de sorgulayabilmemizdir.Nükleerden önce bunun muhasebeseni kendimizce de yapmamız daha mantıklı idi.Ama uzunca süredir yapılması düşünülen bu proje artık hayata tam geçirilmek üzeredir.

Artan teknolojik gereksinmelerle insanoğlunun ihtiyaçları çığ gibi büyümektedir.Mevcut yenilenebilir (Güneş,rüzgar,biogaz,dalga,vb.) veya yenilenemez (Katı yakıtlar,doğalgaz,petrol,vb.)kaynaklar belirli bir yere kadar bu ihtiyaca cevap verebilecek gibi görünebilmektedir.Katı yakıtlı olup da çok kalitesiz kükürt oranı yüksek olup çevre kirletici olan ve radyasyon yayma oranı yüksek kömürlerin de yanması esnasında atmosfere Çernobil kadar (Sigaradan Çernobil nükleer santrali kadar azımsanmayacak bir radyasyonun insanoğluna geçebildiğini ilim adamları ayrıca belirtmişlerdir.) hatırı sayılır ölçüde radyasyon bulutları salınılmaktadır.Ama tabiki bir de nükleer santrallerin atık radyasyon içeren ikincil ürünlerinin saklanma veya gözden çok uzak yerlerde (Yarılanması veya bu esnadaki olan ışıması esnasında) depolanma sorunları da doğal olarak vardır.Bu en baştan kabul edilip planlaması ve organizasyonu zorunlu olarak yapılması gereken (Santralden önceki,ayni elektrikli taşıtlardan önceki şarj dolum istasyonları gibi) elzem bir konudur.Siz kapalı bir garajda,çok iyi havalandırılmayan kapalı bir ortamda (Araç muayene istasyonları hariçtir,özel olarak projelendirilmiştir çünkü) benzinli motor (Jeneratör veya aracı) doğrudan çalıştıramayacağınıza (CO ile zehirlenme riski olduğundan) göre nükleeri de gelişigüzel atıklar açığa çıkaracak ve doğal yaşamı tehdit edecek şekliyle ve insanları doğrudan tehdit edecek şekliyle projelendirmeniz mümkün değildir.Atık sorunu,depolanması veya çok uzak yerlerde insanlara radyasyonu (yarılanma süresi boyunca da ) hiç zarar vermeyecek şekliyle düşünülerek en başından öncelikle bu konu ele alınıp öyle hareket edilmelidir.

Nükleer santral gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra kanaatimce kömürle çalışan bir termoelektrik santral kadar risksizdir.Ama yukarıda adı geçen atık depolanması veya çok güvenli yerlere taşınarak emniyetle uzaklaştırılması,işletim sırasında doğal afet veya personel hatası gibi bazı istenmeyen durumlarla oluşabilecek sıradışı olaylara da tam mukavim olabilecek bir alt yapısının,santralin yabancı ülkelerle de tam istişare edildiği sıralarda tam düşünülüp tüm ayrıntılarının açıklığa kavuşturulması da icap etmekteydi.Tüm temennimiz tüm bu ayrıntıların çok ince olarak düşünülüp nükleere geçişin bu manada tam olarak gerçekleşebilmesi yolundadır.Büyüyecek ve kalkınacak bir Türkiye'nin buna şiddetle ihtiyacı var gibi görünüyor.Ama nükleere de gerekli tedbirler alınıp,en ideal şartların sağlandığı ortamda tam karşı olmam hiç söz konusu değildir.Belirli bir seviyeden (Saatten sonra da) Türkiye'nin bu güce ister istemez ihtiyacı da bulunuyor.Yenilenebilir kaynakların belirli bir enerji kapasitesi veya yararlanım (istifade) potansiyeli de her halükarda vardır çünkü.

Geçenlerde personel hatasından tam kaynaklandığı anlaşılan (kendilerini tam sorumlu gören bazılarının istifası ile sonuçlanan) ve tüm Türkiye'yi karanlığa ve üretim kaybına,sonuçta da paha biçilemeyecek üretim zararlarına (Mali kayıplara) yol açan büyük elektrik kesintisinin (31 mart 2015),önemli olan bu elektrik gücünü tam üretmekten ziyade,onu çok doğru ve çok planlı şekillerde yönetebilme (Dağıtım hatlarının kritik durumu gibi) kabiliyetinin,yani sonradan eğitimle kazanılmış mevcut iş gücünün önemini bizlere bir kez daha hatırlatabilmiş de oldu.Kolay gelsin.Saygılarımla.
 
Son düzenleme:
SLM bende fikrimi şöyle örnek le karşılaştırmak istiyorum.Bundan 4 sene önce bulunduğumuz ilçeye TEHLİKELİ KAT YAKIT TESİSİ kurulmak istendi burası birinci sınıf tarım arazileri yılda 3 dönem mahsul alınan bir yer.Firma güçlü bütün muhtarları Belediye başkanını Avrupa da ki emsal tesisleri göstermek için gezi düzenledi onları ağırladı.İçlerinde akademisyen yok.Gelince belediye başkanı bu iş için soyunda muhtarlar gördüklerine bin katıp halka çok temiz bacasından duman çıktığı bile belli olmuyor diye anlattılar.Bizde sivil toplum kuruluşlarıyla panel düzenledik gidenlerin hiç bilgisi olmadığı konunun uzmanı bilim insanları getirdik orada olayın tehlike boyutunu gördük .Ölçümlerin nasıl tehlike sınırının ne olduğunu nasıl tesbit edildiğini ölçümlerin hastaneye intikal eden aynı hastalıktan gelen hasta grafiğine göre baca filtrelerinin yetersiz geldiği hatta uygulamada Türkiye de İZEYDAŞ ın filtresiz aylarca çalıştığı ve hastaneye gelen hastalardan sonra bunun tesbit edilerek cezalandırıldığını anlattılar sunum yapıldı. Tek cümle aklımda bu gibi işler TÜRK KAFASIYLA YAPILMAZ çünkü bizler gen olarak bize bi şi olmaz modundayız.Zamanında bir bakanımız Çernobil tehlikesinde çaylar radyasyonlu olmaz dedi tv de radyasyonlu açyı içti afiyetle bu BAKAN nasıl bir ruh durumudur.Açıklarmısınız halka bunun izah tarzını varmı dünyada böyle bir bakanönun için bu konuda BAKANLARA da inanmıyorum.Belki biraysel diyeceksiniz ama bunun alt birimleri müşteşarlarından bilgi alabilirdi konunun gerçekten ciddiyetini anlaması zor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…