herşey dönerdolaşır aslına rucu eder.insan ayagını yerden kesmemeli , öyle yüksek binalarda yaşamak zordur.genelde plazalarda iş yaptığımız için söylüyorum, önceleri tepeden İstanbula bakmak insana ayrı bir haz veriyor fakat bir süre sonra mekana alışıyorsunuz ve sıkıntı vermeye başlıyor,insan sıkıldığında pencereyi açıp tatlı bir esinti hissetmek ister,yirmibirinci katta veya ellinci katta penceri bir açtığınızı düşünün o ne rüzgar adamın ayaklarını yerden keser, böyle bir imkanda yok zaten .bir ihtiyaç hissettiğinizde aşağı inmek için ,elli kat aşagı hızla inen bir asansörde bulundumuz mu hiç .....tavsiye etmem , insanın canı sıkıldığında ayagını yere attığında toprağa değebilmeli,her taraf beton vucudunuzdaki statik elektrik neolacak bunu nasıl yok edebilirsiniz...toprağa değerek tabiki .öyle villa alacak gücümüzde yok ama bahçeli bir gecekonduda yaşamakta güzel artık gece kondularıda arar olduk, etrafımızı saran yüksek binalardan dolayı. her şeye rağmen siz yinede ayağınızı yerden kesmeyin