H avadaki su buharı miktarı. Hafif ıslaklık ve yaşlılık mânâsına da gelir. Yeni yapılmış binâların bodrum ve zemin katlarında, tam kurumamış çamaşırlarda görülen, halk arasında rutubet olarak bilinen yaşlıklara da nem denir. Havaya da içinde bulunduğu nem durumuna göre nemli hava, rutubetli hava isimleri verilir. Hava, dâimâ az veya çok miktarda bir nem ihtivâ eder. Sıcaklık ne kadar çok, hava ne kadar hareketliyse, bu nem’i temin eden buharlaşma o kadar fazla olur. Mevcut havanın içinde devamlı su buharı bulunmaktadır. Bir m3 havada bulunan nem’in gram cinsinden ağırlığına, havanın “mutlak nemliliği” denir. Mutlak nemlilik sıcak ekvatoral bölgelerde daha çok, yüksek dağlarla Kutup bölgelerinde daha azdır. Bir m3 hacmindeki hava, belli bir sıcaklıkta bâzı ortalama miktarlarda nem taşıyabilir. Meselâ 0°C’de 4.8, 10°C’de 9.4, 20°C’de 17.3 30°C’de 30 gram nem taşır. Eğer nem miktarı, tekâbül ettiği derece oranlarının üstüne çıkarsa, nem artık buhar hâlinde durmaz, yoğunlaşır ve yeryüzüne yağmur olarak iner. Bu sebepten dolayı belli bir sıcaklıktaki havanın alabileceği en çok nem oranını bilmek, iklim bakımından çok önemlidir. Bilinmesi gereken bu oranlara “Bağıl nem-Nisbî nem” denir. Meselâ 20°C sıcaklıkta bir m3 havada 15 gram nem bulunsun. Fakat 20°C’de bulunan bir m3 havanın alabileceği nem, en çok 17.3 gramdır. Buna göre bu havanın bağıl nem’i: e= 100.F/f= 100.15/17,3= 1500/17,3= % 86’dır. Bu hava, henüz yoğuşma derecesine varmamıştır. Yâni % 100 değildir. Havadaki nemin yoğuşması neticesinde, çeşitli atmosfer yağışları meydana gelir. Bağıl nem (nisbî nem), mutlak nemden daha önemlidir. Mutlak nem, yapıldığı yerin rasat ve mevsim durumuna göre çeşitli özellikler arzedebilir. Yapılan hesaplamalara göre, mutlak nemlilik, güneşin doğmasında minimum, öğleden sonra ise maksimumdur.
Bütün su buharlaşması ve terleme, bağıl nem’e göre olabilir. Atmosferde bağıl nem % 100 olursa, hiç su buharlaşmaz ve terleme olmaz. İnsan vücûdu, terleme sırasında meydana gelen buharlaşma için ısı sarfedemeyeceğinden, vücut sıcaklığı yüksektir. Bu sıcaklıkta terleyememek insanı ölüme kadar götürebilir. Bu duruma göre suyun buharlaşması nisbî nem’le olur. Bunun, canlıların bilhassa insan yaşayışı üzerinde çok büyük önemi vardır.
Atmosferdeki nem’in derecesi higrometre denilen bir âletle ölçülmektedir. İzâfî nem, saclı higrometrelerle ölçülebilir. Higrometrenin içindeki saç, nem arttıkça uzar, azaldıkça kısalır. Bu uzama ve kısalmalar, kollar vasıtasıyla kadran üzerine aktarılır. Nemin zamanla değişmesini gösteren hidograflar da aynı şekilde çalışır. Saclı higrometreler zaman zaman hassasiyet kontrolünden geçirilmelidir. Bugün meteoroloji istasyonlarında, nem ölçmek için daha çok psikrometreler kullanılmaktadır. Bu cihazlarda iki termometre bulunur. Hava akımı altında tutulan bu termometrelerin birinin haznesi, ıslak bir bezle sarılmıştır. Hava akımında buharlaşan su, termometrenin haznesini soğutarak ısı çeker. Onun için bu termometre, kuru termometreden dâimâ daha düşük bir sıcaklığı gösterir. Yalnız, su buharına doymuş havada, yâni izâfî nem % 100 olduğunda iki termometrenin gösterdiği sıcaklık aynıdır. İki termometrenin gösterdiği sıcaklıklardan ve eldeki cetvellerden faydalanarak izâfî nem bulunur. Haznesi ıslak termometrenin gösterdiği sıcaklığa, yaş termometre sıcaklığı denir.
Konfor için, sıcaklığın yanında nemin de mühim rolü vardır. Bazı malların îmâli esnâsında nem dikkatle kontrol edilir. Orman koruyucuları da nem nisbetini devamlı tâkip ederler. Zîra havanın nemi azalınca yangın tehlikesi artmaktadır. Havanın nemliliğiyle yangınlar arasındaki ilgi araştırılmış, izâfî nem % 90’ın üzerindeyken çıkan yangınların sayısı, % 50’nin altındayken çıkanlarınkinin iki katı bulunmuştur.
Ne kadar dikkat çekicidir ki hava içinde en fazla % 4 gibi küçük bir miktarda bulunabilen su buharı, meteorolojik olayların çoğunun sebebidir. Bulutlar, sis ve yağışlar, hep su buharının mevcudiyetinden doğmakta, atmosferdeki ısı alışverişinin çoğu da yine su buharı vâsıtasıyla gerçekleşmektedir. Zîra bir gram suyun buharlaşması veya yoğunlaşması sırasında 500 kaloriden fazla bir ısı transferi ortaya çıkmaktadır.
Havada bulunan nisbî nem miktârı, toprağın nemliliğine etki ettiği gibi, bitkilerin büyümesine, gelişmesine ve terlemelerine yardımcı olur. Bitkilerin şekil ve yapıları üzerinde tesiri çoktur.
İnsanlar çok fazla soğuklara (kışın -40°C), Büyük Sahra ve Arabistan’ın yakıcı sıcaklarına (yılın ekserisinde 30°C’nin üstünde) tahammül edip dayanabiliyorlarsa, oralardaki havalarda nisbî nem miktârının çok düşük olmasındandır.
Türkiye’de nisbî nem oranı, bölgelere göre değişiklik arzetmektedir. Karadeniz ve Marmara bölgelerinde en yüksek, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde en alçaktır. Türkiye’nin Karadeniz bölgesi, nem yönünden zengindir. Sıcaklığın genellikle ılımlı seyretmesi bundandır
ALINTIDIR:
Nem hakknda ansiklopedik bilgi