Ahmet yt;
Arkadaşın söylediği zaten tam da bu senin söylediğin.
Merkezi sistemlerde (Adı üstünde tek bir noktadan beslenen) her zaman bir kısmi yük söz konsudur.
Elimden geldiğince basite indirip anlatmaya çalışayım.
Soğutma ihtiyacı olan seri üniteler düşünelim. Örn: 5 aet sütlük 2 adet şarküteri 3 adet soğuk muhafaza v.b. (Marketlerde böyledir)
Bu ünitelerin tamamının likit ve gaz hatlarını montaj kurallarına uyarak bağlayalım. Tüm ünitelerin likit girişlerine bir adet selenoid ve TEV (Yada maliyetten kaçmayanlar için EEV) bağlayalım.
Şimdi;
Bizim adının ne olduğu önemli olmayan merkezi sistem kontrol ünitemiz çalışırken temel olarak 2 noktayı referans alır.
1-Evaporasyon sıcaklığı (Yani dönüş hattındaki alçak basınç durumu)
2-Kondanzasyon sıcaklığı (Yani boşaltma - basma da denir - yüksek basınç durumu)
Bir de sistemin local olarak kontrolünü yapan yardımcı kontrol ünitelerimiz var. Bu kontrolörler sütlük, şarküteri ve depo sıcaklıklarını kontrol ederek likit selenoidlerini kontrol eden en basit termostadlardır. Butermostatlar sistem set değerine ulaşana kadar likit selenoidlerini açık tutacak ve likit girişi sağlayarak ısı transfer işini gerçekleştirecektir. Oda ya da cihaz set değerine oturunca likit girişini kapatacak ve sistemi izlemeye devamedecektir. Bu durumda ısı transferi olmayacak.
Merkezi sitem bu durumu, alçak basınç hattındaki grafiği izleyerek anlar. Alçak basınç transmitteri bu hattın üstünden referan değer alır ve sayısal olarak kontrol ünitesine aktarır.
Örnek: 404 A ile çalışan bir sistemde evaporasyon sıcaklığı 2 C istenirse, buna karşılık gelen basınç değeri 5.5 Bar/g olur.
Ki biz bu örnek üstünden gidelim. Sistem ilk çalıştığında kontrolör (burada anlattığım benim en iyi bildiğim RACK kontrol CAREL'dir)
kapasite hesabı yaparak sistemdeki hedef basınca en çabuk ve verimli gidebilmenin yolunu arayacaktır. Bu genelde start-up işleminde tüm kompresörler devreye alınır.
Sistemdeki ısı transferi bu durumda maximum seviyeyededir. Oratmdan ısı alındıkça, sistem yükü düşer. Bu durum alçak basınç hattında basıncın düşmesi ile görülebilir.
Hedef basınç üzerinde kontrol yaıldığından ve tüm hesaplar bu hedef üzerine kurulduğundan, basınç düştükçe ihtiyaç olamyan kompresör grubu devreden alınarak oransal bir eğri yakalnmaya çalışır.
Bu eğri üzerinde ölü bölge oluşmaması için genel anlamda (Tamamına katılmasam da) refrigation arkadaşımızın dediği hesaplamalar yapılarak, sistem değişken kapasiteli kompresör ile kapasite yaması yapması istenir.
Yani çalışmayan ya da sısı tarnsfer yükü azalan her üniteye tepkime anında merkezi sitemden verilerek stabil bir çalışma sağlanır.
Tabi bu tepkimeye kondanser hattınızda bulunan (Step ya da inverter kontrol) fanlar de eş zamanlı tepki gösterirler.
Yani, senin dediğin gibi gaz çeişi ve basınçlar kafasına göre değişmezler. Dolayısı ile evaporatörünüz, hava akışınız, TEV ya da EEV nizin çalışmasında bir problem yoksa, sorun da yok demektir.
Türkiye'nin bir çok ilinde onlarca uygulamamız var. Zaman bulabilirsem resimlerini gönderirim. İşletmeye alındıktan sonra da ortaya çıkan grafikler ve elektrik faturası detaylarına inanamazsınız.
Hele sistemde FLOATING EVAPORATION ve FLOATING CONDENSATION kullanırsanız 10 numara bir iş çıkarmış olursunuz.
Hepinize saygı ve sevgilerimle...