Nükleer Santral Kurulsun Mu?

Arkadaşlar 1 nükleer santral neredeyse Türkiyedeki bütün termik santrallerin gücünün toplamı kadar enerji üretiyor. Güç olarak nükleere alternatif yok !
Tehlike ve risk mi ? Her tarafta var zaten

Tehlike ve risk biziz !!!

bende biliyorum ne yaparsanız yapın , yapılacak daha fazla yapılmaya çalışılacak .
isteklerimiz bitmiyor daha fazla daha fazla ekonominin şartı .
 
Afşin Elbistan termik santrali 1400MWatt.
Akkuyu nükleer 1 reaktörü 1200 MWatt olmak üzere toplam 4 reaktör.

4 Afşin Elbistan 1 Akkuyu nükleer eder

Sayılarla konuşalım oyle herşeyi gözümüzde buyutmeyelim. ayrıca Türkiye gibi her an ambargo tehdidi olan bir ülkede nukleere bel bağlamak ahmaklık olur
 
Türkiye'de bu söz çok kullanılır .
" Yapacak bir şey yok "dediğinizde gerçekten " Yapacak bir şey yok " mudur ?

benden de son Nokta.
 
Dünya hem nükleeri hem de termik santralları terkediyor.
Biz hala yapalım mı diye tartışıyoruz.
Termik santraller başlı başına çevre düşmanıdır. Yakıt pahalıdır.
Nükleer santrallerde ise...
1 Zenginleştirilmiş uranyum bağımlılığı.
2 Nükleer atıkların yok edilebilmesi. (Yeryüzünde mümkün değildir) Tek çare roket ile uzay boşluğuna göndermektir ki, bir roketin uzaya gönderilmesi maliyeti de bellidir.
3 İşletme ve Bakım giderleri.
4 Coğrafi olarak uygun yer konusu. Hiçbir komşu ülke kendi sınırlarını etkileyebilecek bir tesis yapımına izin vermez. Bu sebeple tek bir yer belirlenmiştir.
Belirlenmiş olan bu yer ise turistik tesislere yakın mevkiidir.
(Turizim baltalanır)
Bahsi geçen risk olgularına değinmeye bile gerek yoktur. Olası bir faciada sadece kendimize zarar vermeyip, komşular zarar görürse ödeyeceğimiz tazminatı bilemeyiz.

Türkiye dünya üzerinde yeterli yağış alabilen yegane ülkelerdendir. Sadece kızılırmak bile tüm ülkeyi besleyebilecek kapasiteye sahiptir. Yeter ki uzun vadede yatırım yapılabilsin.
Bir barajın maliyeti çok gibi görünse de, uzun yıllar hizmet verecektir. Hirfanlı barajı örnektir.
Alternatif enerji üretimleri ise dünyada yaygınlaşmaktadır.
Yeterince güneş alan ülkemizde güneş enerjisi.
En azından gündüz elektrik ihtiyacı karşılanabilecektir.
Rüzgar enerjisi.
Deniz ve dağların yakın olduğu bölgelerde gündüz ve gece ısı farklarından dolayı yeterli rüzgar enerjisi elde edilebilir. Uygun tesislerde üretilen enerji, barajlar için ek depolama demektir. Akdeniz ve karadeniz sahilleri, ege bölgesi rüzgar enerjisine uygundur.
 
Senin bu dediğin gecekonduda yaşayan bi garibana gidip, bu çer çöpü yakıp çevreyi kirletiyorsun, kombi al doğalgaz kullan demek gibi birşey. Elinde ne varsa onu kullanırsın.
 
Sayın @Mr_YAMYAM

Nezdinizde bir kaç bilgi vermek isterim:

1: Dünyanın nükleerden vaz geçtiği spekülasyon.Hali hazırda 54 adet santralin inşaası devam etmektedir.Santallere ek olarak birde reaktör inşaatları varki onun sayısıda 10 civarı (Kaynak: https://pris.iaea.org/pris/ )

2:Nükleer atıkları yok etmek şu anda düşünülen bir çözüm değil.Şu andaki çözüm güvenli depolama.Zan ederim bizim anlaşmamızda bu sorumluluk Rus'lar da.

3:Ülkelerin diğer ülkelerdeki santralleri nereye yapacakları hususuna karışmaları mümkün değil..Yer tespitinin parametreleri daha ziyade deprem su kaynağı v.s gibi parametrelerdir.

4:Yenilenebilir enerji kaynakları şimdilik ana güç kaynağı olmaktan çok çok uzaklar(Hidroelektrik hariç) .Sadece destek sistemi olarak iş görecek yapıdalar çünkü.Hiç bir ülke sanayi üretimini güneşe ve rüzgara bağlayıp riske girmez ve girmiyor zaten.Güneş enerjisinde örnek olarak gösterilen Almanya'da 7 adet nükleer reaktör vardır.

5:Hidroelktrik santrallerin bir çok avantajları olduğu gibi oldukları yerin doğasını değiştirmek ve sınırlı ömür gibi sorunları vardır ve küresel ısınma akış rejimlerini oldukça bozmaktadır.Yakın gelecekte aşırı yağış ve kuraklı makasının çok açılması bekleniyor.Hidroelektrikler bir süre sonra elektrik üretmekten daha fazla su tutmalarından dolayı stratejik konuma geçecekler gibi gözüküyor.Özellikle sınırı aşan sular bu minvalde yeni problemlere gebe.

6:Türkiye su zengini bir ülke değil.Zan ederim orta alt sıralarda yer alıyoruz su hususunda.Var olan suyu düzgün kullanmayı öğrenemezsek tarımda ve kişisel kullanımda sıkıntılar bizi bekliyor.

Buraya kadar genel herkesin bildiği şeyleri yazdım.Benim fikrimce çeşitlilik şart. Bir taraftan suyu yönetmek için hidroelektirkleri bir taraftan yenilenebilir enerji kaynaklarını bir taraftan da Nükleer enerjiyi edinip verimli bir şekilde yönetmek lazım.Yoksa ne sanayiniz nede ekonominiz olur.Bakın gelişemez falan demiyorum gerekli enerji arzını sağlayamadığınız zaman ortada ne üretim nede ekonomi kalır.

Özel olarak Nükleer enerjiye gelirsek.Zan ederim ilk sırada ya patlarsa bir kaza olursa korkusu var.Fukişima gösterdi ki yapı düzgün yapılırsa reaktördeki erime kontrol altında tutulabiliyor ve zarar minimize ediliyor ki fukişima da olup biten santralin kendisinden değil Tsunaminin soğutma sistemini felç etmesinden kaynaklı bir facia.Her şeyi hesap ettiğini düşündüğümüz Japon kardeşlerimiz Tsunami ve olası etkilerini hesap etmeden tasarın yapmışlar.Bu demek değildir ki santraller çok güvenli Kitabına uygun davranmayıp fantezi yaparsanız (chernobly) yada daha önce tsunami görmüş olmanıza rağmen tasarımda bunu atlarsanız sonuçlar hiçte iyi olmayacaktır.

Birde isteseniz de kaçamama durumumuz var.Biz Nükleer santralden ne kadar uzak durursak duralım bir tarafımızda Metsamor gibi eski teknoloji ürünü bir saatli bomba duruyor.Bir tarafımızda derken burnumuzun dibinde.Riskten bahsediyoruz ya işte o santral Akkuyuda yapılacak olandan yüzlerce kat daha riskli bir durumda ama Risk sadece Türkiye'de yapılacak olanlarda havasındayız.

Bir taraf risklide diğer taraf boş mu..onda da Kozlodoy santrali bir kaç reaktörün kapatılmasına rağmen hala riskler içeriyor.AB bastırıp duruyor sökülmesi için ama sonuç ortada.
 
TÜRKİYE SU ZENGİNİ BİR ÜLKEDİR.
4 mevsimin 3 ü yağış mevsimidir.
Önemli olan doğanın bu döngüsünü iyi kullanabilmektir.
Son 30 yılda yapılan barajımız varmıdır?
Sırf içme suyu için bile yıllar önce yatırım yapmamız gerekirken, günümüzde SU BİTİYOR feryatları ile şişelenmiş sulara bir dünya para ödüyoruz.
Her bir baraj hem içme suyu, hem de elektrik üretimi amacıyla bile kullanılabilmektedir. Önemli olan yağıştan sonraki suyu kontrol edebilmektir.
Dünya, DÖNGÜ üzerine yaşayan bir unsurdur. Yani herşeyin döngü'sü vardır.
Bir sene sıcak ve kurak geçerken ikinci sene bol yağışlı ve sellerin ortalığı yıktığı bir dönem mutlaka görülmektedir.
Türkiyedeki döngüleri dedelerimiz çok iyi bilirlerdi. Kesin olmasa da bu sene kurak geçecek, önümüzdeki sene çok yağış olacak bile diyebiliyorlardı. Tabii ki bunları görmüş olmak gerekmektedir.
Yukarda önermiş olduğum rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi sistemleri ana üreteç değildir. Rüzgar ve güneş olduğu sürece barajlarımızdaki suyumuz birikecektir.
Eğer baraj yapılmazsa yağan yağmur yeraltına gidecek ve nehirlerden akarak kullanılamayacaktır

Tali olarak yapılan elektrik üretimleri, bir şehrin bir bölümünün elektrik ihtiyacını bile karşılasa bu bize enerji depolaması olarak geri dönecektir.
Almanya bile güneş enerji sistemlerini kendi santrallerine alternatif olarak kullanmaktadır. Güneş enerjisi kullanıldığı sürece reaktörler kullanılmayabilir.

Dünya nükleer enerjiyi terketmedi. Terkediyor. Nükleer enerjinin tehlike ve masrafalarını bildikleri için alternatif enerji arayışları sürmektedir. Bu sebeple nükleerden vazgeçebilmek için her türlü araştırmayı yapmaktadırlar.
Eğer bizim Kızılırmak nehrimiz Almanyada veya Japonyada olsaydı, bir tane bile nükleer santral yapılmazdı.
Fırat ve dicle nehirlerimiz ise komşuları etkilediği için barajların yapılıp yapılmamasındaki politikayı bilemiyorum.
 
Son düzenleme:
Ammada üflemişler haa
Su zenginliği kavramını öğretebilmek lazım. Ama bence zaten biliyorlardır.
Su zenginliği demek ülkenin coğrafi olarak almış olduğu su miktarı ile ölçülmektedir.
Dünyanın en su zengini bölgesi AMAZON YAĞMUR ormanları ise, en fakir ülkesi de arabistandır.
Nüfus oranlaması yapıldığında, neden fukara olduğumuzu açıklamak ise politik suça girmektedir
Bir de utanmadan demişler ki nüfusumuz 100 milyona çıkınca kişi başına 1100m3 e düşecekmiş.
Ortaya çıkan gerçeklik ise...
Nüfusumuz artıyor. Şişe suyu satan firmalar artıyor ama nedense su üretim ve arıtma tesisleri olduğu yerde sayıyor
Ama yağan yağmurlar ve metre kare başına düşen yağış miktarından bahseden yok ne yazık ki.
Su zengini mi 50 yıla kalmaz su savaşları çıkacak bu dünyada sen neden bahsediyorsun forumdaş.
Su savaşları zaten var da senin haberin yok gurban
Ama her nedense bu savaşlardan etkilenmeyen tek bir ülke var, o da arabistan.
Heriflerde bir gram su yok ama asla bizim kadar susuzluk çekmiyorlar
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…