TÜRKİYE SU ZENGİNİ BİR ÜLKEDİR.
4 mevsimin 3 ü yağış mevsimidir.
Önemli olan doğanın bu döngüsünü iyi kullanabilmektir.
Son 30 yılda yapılan barajımız varmıdır?
Sırf içme suyu için bile yıllar önce yatırım yapmamız gerekirken, günümüzde SU BİTİYOR feryatları ile şişelenmiş sulara bir dünya para ödüyoruz.
Her bir baraj hem içme suyu, hem de
Elektrik üretimi amacıyla bile kullanılabilmektedir. Önemli olan yağıştan sonraki suyu kontrol edebilmektir.
Dünya, DÖNGÜ üzerine yaşayan bir unsurdur. Yani herşeyin döngü'sü vardır.
Bir sene sıcak ve kurak geçerken ikinci sene bol yağışlı ve sellerin ortalığı yıktığı bir dönem mutlaka görülmektedir.
Türkiyedeki döngüleri dedelerimiz çok iyi bilirlerdi. Kesin olmasa da bu sene kurak geçecek, önümüzdeki sene çok yağış olacak bile diyebiliyorlardı. Tabii ki bunları görmüş olmak gerekmektedir.
Yukarda önermiş olduğum rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi sistemleri ana üreteç değildir. Rüzgar ve güneş olduğu sürece barajlarımızdaki suyumuz birikecektir.
Eğer baraj yapılmazsa yağan yağmur yeraltına gidecek ve nehirlerden akarak kullanılamayacaktır
Tali olarak yapılan elektrik üretimleri, bir şehrin bir bölümünün elektrik ihtiyacını bile karşılasa bu bize enerji depolaması olarak geri dönecektir.
Almanya bile güneş enerji sistemlerini kendi santrallerine alternatif olarak kullanmaktadır. Güneş enerjisi kullanıldığı sürece reaktörler kullanılmayabilir.
Dünya nükleer enerjiyi terketmedi. Terkediyor. Nükleer enerjinin tehlike ve masrafalarını bildikleri için alternatif enerji arayışları sürmektedir. Bu sebeple nükleerden vazgeçebilmek için her türlü araştırmayı yapmaktadırlar.
Eğer bizim Kızılırmak nehrimiz Almanyada veya Japonyada olsaydı, bir tane bile nükleer santral yapılmazdı.
Fırat ve dicle nehirlerimiz ise komşuları etkilediği için barajların yapılıp yapılmamasındaki politikayı bilemiyorum.