Sayın
@Mr_YAMYAM
Nezdinizde bir kaç bilgi vermek isterim:
1: Dünyanın nükleerden vaz geçtiği spekülasyon.Hali hazırda 54 adet santralin inşaası devam etmektedir.Santallere ek olarak birde reaktör inşaatları varki onun sayısıda 10 civarı (Kaynak:
https://pris.iaea.org/pris/ )
2:Nükleer atıkları yok etmek şu anda düşünülen bir çözüm değil.Şu andaki çözüm güvenli depolama.Zan ederim bizim anlaşmamızda bu sorumluluk Rus'lar da.
3:Ülkelerin diğer ülkelerdeki santralleri nereye yapacakları hususuna karışmaları mümkün değil..Yer tespitinin parametreleri daha ziyade deprem su kaynağı v.s gibi parametrelerdir.
4:Yenilenebilir enerji kaynakları şimdilik ana güç kaynağı olmaktan çok çok uzaklar(Hidroelektrik hariç) .Sadece destek sistemi olarak iş görecek yapıdalar çünkü.Hiç bir ülke sanayi üretimini güneşe ve rüzgara bağlayıp riske girmez ve girmiyor zaten.Güneş enerjisinde örnek olarak gösterilen Almanya'da 7 adet nükleer reaktör vardır.
5:Hidroelktrik santrallerin bir çok avantajları olduğu gibi oldukları yerin doğasını değiştirmek ve sınırlı ömür gibi sorunları vardır ve küresel ısınma akış rejimlerini oldukça bozmaktadır.Yakın gelecekte aşırı yağış ve kuraklı makasının çok açılması bekleniyor.Hidroelektrikler bir süre sonra elektrik üretmekten daha fazla su tutmalarından dolayı stratejik konuma geçecekler gibi gözüküyor.Özellikle sınırı aşan sular bu minvalde yeni problemlere gebe.
6:Türkiye su zengini bir ülke değil.Zan ederim orta alt sıralarda yer alıyoruz su hususunda.Var olan suyu düzgün kullanmayı öğrenemezsek tarımda ve kişisel kullanımda sıkıntılar bizi bekliyor.
Buraya kadar genel herkesin bildiği şeyleri yazdım.Benim fikrimce çeşitlilik şart. Bir taraftan suyu yönetmek için hidroelektirkleri bir taraftan yenilenebilir enerji kaynaklarını bir taraftan da Nükleer enerjiyi edinip verimli bir şekilde yönetmek lazım.Yoksa ne sanayiniz nede ekonominiz olur.Bakın gelişemez falan demiyorum gerekli enerji arzını sağlayamadığınız zaman ortada ne üretim nede ekonomi kalır.
Özel olarak Nükleer enerjiye gelirsek.Zan ederim ilk sırada ya patlarsa bir kaza olursa korkusu var.Fukişima gösterdi ki yapı düzgün yapılırsa reaktördeki erime kontrol altında tutulabiliyor ve zarar minimize ediliyor ki fukişima da olup biten santralin kendisinden değil Tsunaminin soğutma sistemini felç etmesinden kaynaklı bir facia.Her şeyi hesap ettiğini düşündüğümüz Japon kardeşlerimiz Tsunami ve olası etkilerini hesap etmeden tasarın yapmışlar.Bu demek değildir ki santraller çok güvenli Kitabına uygun davranmayıp fantezi yaparsanız (chernobly) yada daha önce tsunami görmüş olmanıza rağmen tasarımda bunu atlarsanız sonuçlar hiçte iyi olmayacaktır.
Birde isteseniz de kaçamama durumumuz var.Biz Nükleer santralden ne kadar uzak durursak duralım bir tarafımızda Metsamor gibi eski teknoloji ürünü bir saatli bomba duruyor.Bir tarafımızda derken burnumuzun dibinde.Riskten bahsediyoruz ya işte o santral Akkuyuda yapılacak olandan yüzlerce kat daha riskli bir durumda ama Risk sadece Türkiye'de yapılacak olanlarda havasındayız.
Bir taraf risklide diğer taraf boş mu..onda da Kozlodoy santrali bir kaç reaktörün kapatılmasına rağmen hala riskler içeriyor.AB bastırıp duruyor sökülmesi için ama sonuç ortada.