Hiç kimse size o tarz bir resmi yazı veremez. Veren olursa, ilgili alanda yıldırımdan kaynaklanan can veya mal kayıplarıyla ilgili konu bir mahkemeye taşınsa, ben de bilir kişi olsam, raporu verenin hatalı olduğu yönünde görüş bildirirdim. Aktif paratonerlerin yıldırıma karşı koruduğuna yönelik hiçbir standart olmaması bir yana, normal bir yakalama çubuğundan daha etkili olmadığı sonucunu veren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Raporu veren değil sadece, aktif paratoner ürünümüz şu kadar alanı korumaktadır şeklinde reklam yapanları da, yönetmelik ve standartlara aykırı ve yanlış şekilde bilgi verdiklerine yönelik görüşümü de bildirirdim.
Aktif paratoner çalışma prensibi görüşünün bilimsel olarak temelsiz olduğunu gösteren çalışmalar, üstüne de doğal olarak hiçbir uluslararası veya ülkemizde geçerli standardının olmaması durumu açıkken; bu tür bir yıldırımdan korunma sistemi uygun değildir. Ama sorumlu arıyorsanız,
Sigorta firmasına söylersiniz, ilgili alanın yıldırımdan korunma sistem tasarım projesini şu şirket yapmıştır, altında da şu şu ve şu kişi ve kurumların imza ve onayları vardır. İlgili aktif paratonerleri satan şirketin de, satış kataloğundan iddia ettikleri koruma çapını beyan eden kısımlarını da sunarsınız. Zaten proje üzerinde gerekli koruma çapı yazılmıştır, projeyi tesis eden şirket de hangi marka ürün tesis etmişse, herhalde hakedişte filan marka beyan etmişlerdir.
Kısacası, sizin aktif paratonerler bakır çubuk olarak kabul edilirse, yıldırım risk analizine bağlı olarak 5 ila 20 metre arası bir koruma yarıçapı sağlayabilir. Büyük ihtimalle 5 metrelik bir koruma çıkar. Ama şunu da göz önünde bulundurmak gerekir ki, bazı projelerde ağ yıldırımdan koruma sistemi, yani genel bilinen adıyla Faraday kafesi çatıya tesis edilip, alandaki bina dışında ve doğal koruma yarıçapı dışında kalan kısımlara yönelik ek koruma adı altında aktif paratoneri de projeye koyan kişiler mevcut. Bina koruması o durum için tam anlamıyla sağlanmış olur; ama, yapı doğal koruma alanı dışında kalan açık alanlarda bir koruma sağlandığı iddiası da teknik olarak temelsizdir.
Kısacası, aktif paratoneriniz en fazla bir bakır çubuk kadar koruma sağlayabilir; ama siz aktif paratoner markasını bulup, o markanın ilgili ürün için iddia ettiği koruma yarıçapını katalog bilgisini veya internet sitelerinde yer alan bilgilerin noter onaylı bir kopyasını sigorta şirketine sunarsınız. Koruma yapmadığı için oluşacak sorun durumunda, sigorta şirketi neden koruma sağlamadı sorusu ile aktif paratoneri satan şirkete ve de projelendirmeyi yapan şirkete hesap sorar sanırım.
Ama siz olası bir yıldırım riskine karşı sadece sigorta parası değil de, gerçekten güvenlik istiyorsanız da, TS EN 62305 standart ailesine uygun bir yıldırımdan koruma sistemini projelendirip, tesis ettirmeniz gerekiyor. O da standardın öngördüğü seviyede bir korumayı sağlayabilir, ki o standartlar da %100 garanti içermezler.
EMO'nun da koruma yarıçapı filan raporu vermeme sebebi yukarıda yazdıklarımdır. Olmayan bir koruma yarıçapı rağoru veremezler size. Verirlerse; o projeyi hazırlayan, onay veren, aktif paratonerin satıp da şu çapta koruma sağladığını iddia eden şirket kadar, o tarz bir koruma yarıçapı vardır diye rapor hazırlayanlar da sorumluluk altına girmiş olurlar.
PROJE TASARIMCILARI VE RESMİ KURUMLARDA ONAYLAYANLAR, sizler de sorumluluk altına giriyorsunuz! Şu ana kadar aktif paratoner bulunan tesislerde yıldırımdan kaynaklanan bir zararla ilgili size hesap sormamış olabilirler; ama yarın öbür gün benim gibi düşünen biriyle karşılaşabilirsiniz.