çıraközgür
Katılımcı Üye
Başlığı "Akıl oyunları" da koyulabilir, Akıl oyunları daha önce başka flimde kullanıldığı için onu es geçilmiş...
Bu hikaye herkes için uygun değildir rahatsız edici kısımları var, korku ve fantastik flim sevenler devamını okuyabilir.
Rüya şehrinde bir gece hikayesi belki kısa metraj flimde olabilir.
Yaşanılan olay tamamiyle gerçektir, izmaritler şahittir.
Arkadaşımız her gün gibi işten eve gelir.
Başta banyodur, yemektir, biraz internet biraz kitap okumak yani her zamanki gibi rutin takılır...
Sonra en sevdiği iş olan uykuya dalar.
Rüyada bir şehre düşer, adı Rüya şehridir.
Rüyayı gören Arkadaşımız diğer rüyalarda olduğu gibi bunun da rüya olduğunun farkındadır.
Sıradan rüya der geçer.
Bakarki küçük şehirdeki binlerce insanda bir telaş, bir uğraş bir yere gitme derdinler.
Herkesin elinde çantalar... kırmızı kağıt biletler... farklı farklı evraklar...
Dayanamaz birini yakalayıp sorar "siz nereye gitme telaşındasınız" der
Cevaben "gerçek aleme gitmek derdindeyiz" denilir.
Farkederki rüyadaki binlerce insan da rüyada olduklarının farkındadırlar.
Mümkün değil, sizler benim düşüncem ürünüsüz, böyle bir şey düşünmedimki der gülümser.
Şehirde taşkın su baskınları vardır, ara ara depremler oluyor kimi evler yıkılıyor kimi evler suya teslim
Kimileri kazma kürekle yer kazmakta, kimileri göge iskele kurmak derdinde, kimi sandalla suyu takip etme derdinde
Arkadaşımız sakin bir yerde masa sandelye bulup oturur, laptopunu, telefonunu, cüzdanını masaya bırakıp olayları izler
Sakin oturdugunu gören çingene çocukları, kadınları zengin olduğunu sanıp ona da bilet satma telaşına girer
İhtiyacım yok der almaz, yinede cüzdandaki paraları paylaştırır
(Rüya sahibinin gece yarısı rüyadan uyanması)
Gerçek kişi arkadaşımız "o neydi be" der yataktan lavabo için yataktan kalkar,
Bakarki hiç tanımadığı ama rüyada gördüğü insanlardan bazıları yatak odasında ona bakıp gülümsüyor
Çokta önemsemez çünkü alışıktır
Arkadaşımızın çocukluktan gelen bir hastalığı vardır, o yüzden yıllarca sadece kendisinin gördüğü dostlarıyla yaşamaktadır
Oturma odasında bir Fil ile karşılaşmaktan, mutfakta yemek hazırlamakta olan bir zürafadan, çay servisi yapan gergedandan çokta şaşırmaz
Arkadaşımız ömründe devletin verdiği yasal kafa iyileştirici ilaçları hiç kullanmamıştır
Arkadaşımız arkadaşlarının arkadaşlarının verdiği ilaçlarını da hiç kullanmamıştır
Zararın farkındadır
Arkadaşımız yine yataktadır
Gözünü kapatınca rüya şehrinde açmıştır
Yine o sandalyede oturmaktadır, şehirdekilerin telaşını izlemektedir
O, şehri izlerken çingenenin biri masada ne varsa çalma derdindedir
Arkadaşımız farkındadır, çingeneye dönüp bakıp neyim varsa çalsanda farketmez der
Kendi şehrinde yaşadığın insanlara sahte bilet sattığın gibi bu da ben uyanınca sona erer
Çingene cevap verir ben onlara sahte bilet değil umut sattım der
Mavi gök yüzünden
Yeşil ağaçlardan
Bozkırlarda, bayırlarda Özgürce koşan atlardan,
Herkesin dost olduğu şehirlerden
Kimsenin kimseye ihanet etmediği dostlardan
Sevenlerin anında kavuştuğu köyden
Güneşin yakmadığı, suyun üşütmediği
Çocukların sokakta uçurtma uçurduğu
pencere kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemeye gelen kuşlardan
Korkunun olmadığı bir yerden bahsettim, fenamı ettim der
(Rüya sahibi sırıl sıklam uyanır)
Bunları düşünen ben değilim, kim bu adam...
________________
arkadaşımız vakit bulunca bir gecede yaşananların devamını yazacak
Bu hikaye herkes için uygun değildir rahatsız edici kısımları var, korku ve fantastik flim sevenler devamını okuyabilir.
Rüya şehrinde bir gece hikayesi belki kısa metraj flimde olabilir.
Yaşanılan olay tamamiyle gerçektir, izmaritler şahittir.
Arkadaşımız her gün gibi işten eve gelir.
Başta banyodur, yemektir, biraz internet biraz kitap okumak yani her zamanki gibi rutin takılır...
Sonra en sevdiği iş olan uykuya dalar.
Rüyada bir şehre düşer, adı Rüya şehridir.
Rüyayı gören Arkadaşımız diğer rüyalarda olduğu gibi bunun da rüya olduğunun farkındadır.
Sıradan rüya der geçer.
Bakarki küçük şehirdeki binlerce insanda bir telaş, bir uğraş bir yere gitme derdinler.
Herkesin elinde çantalar... kırmızı kağıt biletler... farklı farklı evraklar...
Dayanamaz birini yakalayıp sorar "siz nereye gitme telaşındasınız" der
Cevaben "gerçek aleme gitmek derdindeyiz" denilir.
Farkederki rüyadaki binlerce insan da rüyada olduklarının farkındadırlar.
Mümkün değil, sizler benim düşüncem ürünüsüz, böyle bir şey düşünmedimki der gülümser.
Şehirde taşkın su baskınları vardır, ara ara depremler oluyor kimi evler yıkılıyor kimi evler suya teslim
Kimileri kazma kürekle yer kazmakta, kimileri göge iskele kurmak derdinde, kimi sandalla suyu takip etme derdinde
Arkadaşımız sakin bir yerde masa sandelye bulup oturur, laptopunu, telefonunu, cüzdanını masaya bırakıp olayları izler
Sakin oturdugunu gören çingene çocukları, kadınları zengin olduğunu sanıp ona da bilet satma telaşına girer
İhtiyacım yok der almaz, yinede cüzdandaki paraları paylaştırır
(Rüya sahibinin gece yarısı rüyadan uyanması)
Gerçek kişi arkadaşımız "o neydi be" der yataktan lavabo için yataktan kalkar,
Bakarki hiç tanımadığı ama rüyada gördüğü insanlardan bazıları yatak odasında ona bakıp gülümsüyor
Çokta önemsemez çünkü alışıktır
Arkadaşımızın çocukluktan gelen bir hastalığı vardır, o yüzden yıllarca sadece kendisinin gördüğü dostlarıyla yaşamaktadır
Oturma odasında bir Fil ile karşılaşmaktan, mutfakta yemek hazırlamakta olan bir zürafadan, çay servisi yapan gergedandan çokta şaşırmaz
Arkadaşımız ömründe devletin verdiği yasal kafa iyileştirici ilaçları hiç kullanmamıştır
Arkadaşımız arkadaşlarının arkadaşlarının verdiği ilaçlarını da hiç kullanmamıştır
Zararın farkındadır
Arkadaşımız yine yataktadır
Gözünü kapatınca rüya şehrinde açmıştır
Yine o sandalyede oturmaktadır, şehirdekilerin telaşını izlemektedir
O, şehri izlerken çingenenin biri masada ne varsa çalma derdindedir
Arkadaşımız farkındadır, çingeneye dönüp bakıp neyim varsa çalsanda farketmez der
Kendi şehrinde yaşadığın insanlara sahte bilet sattığın gibi bu da ben uyanınca sona erer
Çingene cevap verir ben onlara sahte bilet değil umut sattım der
Mavi gök yüzünden
Yeşil ağaçlardan
Bozkırlarda, bayırlarda Özgürce koşan atlardan,
Herkesin dost olduğu şehirlerden
Kimsenin kimseye ihanet etmediği dostlardan
Sevenlerin anında kavuştuğu köyden
Güneşin yakmadığı, suyun üşütmediği
Çocukların sokakta uçurtma uçurduğu
pencere kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemeye gelen kuşlardan
Korkunun olmadığı bir yerden bahsettim, fenamı ettim der
(Rüya sahibi sırıl sıklam uyanır)
Bunları düşünen ben değilim, kim bu adam...
________________
arkadaşımız vakit bulunca bir gecede yaşananların devamını yazacak
Son düzenleme: