Merhaba. Burada sıcak flamanlı ve soğuk flamanlı olarak çalışan flüoresan ampüllerinin bariz bir ayrımı vardır, bu önemli noktayı veya aradaki büyük farkı aslında gözden kaçırıyorsunuz. Tasarruflu ampüller (CFL) yanmadan hemen önce her iki flamanının ısınıp kızararak serbest elektron saçabilmesi gerekiyor, yoksa ardı sıra uygulanmış balastlanmış, sınırlı akımlı gerilim bu ampulü yakamaz, bu gerçektir. Ancak tasarruflu ampullerin flüoresan tüpündeki flamanlarından biri yandığında veya koptuğunda, bu CFL'nin flüoresan tüpü (kart ve tüpten oluşan biri) kesin olarak çöp olmakta, ancak iki flamanı da sağlam veya yeni flüoresan tüp eğer sağlam kalan sürücü baskı devresine 4 noktadan bağlanmadıkça çalışması imkansızdır veya bir flamanı kopukken kullanılması mümkün değildir.
Balast-starterle çalışan eski tip (klasik) flüoresan ampulleri de sıcak flamanlı olarak çalışır. Starterle ateşleme yapılmadan hemen önce, her iki flamanın balast > şebeke akımı> seri bağlı 2 adet flamandan ve starterden bypass'la (düz) geçerken ısıtılıp kızartılmas şarttır. Starterin iç kontakları soğuyup aniden açıldığında 300-350 voltluk self (bobin) akımıyla önce lamba içindeki öncü bir arkın (neon+helyum karışımıyla) ateşleyici deşarjı sonra alçak basınçtaki civa buharı deşarjının 220 volt AC'deki sürekli gaz deşarjı başlatılmış olur.
Ancak yüksek frekansta çalışan eski tipteki şıldakların elektroniğinde, flüoresan lambası için yüksek frekansta çalışan ve sıcak flamana ihtiyaç duyulmayan elektronik devrelerle, frekansı çok yüksek olduğu için işler çok kolaylaşıyor. Bunlar joule hırsızı devreleri gibi gibi çalışarak, en az 26-28 kHZ'de AC' deki iç osilasyonla (osilatörle) çalışıp flaman ısıtmasına hiç gerek duymadıkları, çok hızla atlayan yüksek enerjili elektronlar bu her 2 flamanı anında kızartıp (sıcak flamanı da bu hızlı yüksek enerjili olan bu elektronlar sağlıyor, bir muadil olarak) ısıttığı için tek flamanı ortadan kopuk olsalar bile yine yanarlar, tasarruflular (CFL) ile aralarındaki en büyük farkları budur. Kolay gelsin.