rabat !
SES SENSÖRLERİ VE TRANSDÜSER
6.1. Mikrofon
6.1.1. Yapısı
Şekil 6.1’de görüldüğü gibi, ağzından çıkan veya herhangi bir şekilde yayınlanan ses
havada basınç değişimi yaratmakta ve bu basınç değişimi, suya atılan taşın yarattığı dalgaya
benzer şekilde havada bir dalga iletimi şeklinde yayılmaktadır. Ses aslında hava basıncındaki
değişimdir.
Şekil 6.1: Mikrofon
Biz konuştuğumuzda havayı titreştirerek hava da bir basınç değişikliği oluşturuyoruz.
Duyma işleminde ise bu basınç değişikliğini kulaklarımızdaki zar ile algılıyoruz.
Mikrofonlar da tıpkı kulaklarımız gibi havadaki basınç değişikliğinin yarattığı etkiden
yararlanarak sesi algılıyor ve
Elektrik sinyaline çeviriyor. Sesi elektrik sinyallerine çeviren
cihazlara “mikrofon” denir.
Bütün mikrofonların yapısı, ses dalgalarının bir diyaframı titreştirmesi esasına
dayanmaktadır. Her sesin belirli bir şiddeti vardır. Bu ses şiddetinin havada yarattığı basınç
ses şiddeti ile doğru orantılıdır. Gelen hava basıncının büyüklük ve küçüklüğüne göre ilerigeri
titreşen diyaframın bu titreşimini, elektrik enerjisine çevirmek için değişik yöntemler
kullanılmaktadır. Kullanılan yöntemlere göre de mikrofonlara isim verilmektedir.
6.2. Çeşitleri
Dinamik mikrofonlar
Kapasitif mikrofonlar
Şeritli (bantlı) mikrofonlar
Kristal mikrofonlar
Karbon tozlu mikrofonlar
6.2.1. Dinamik Mikrofonlar
Dinamik mikrofonlar ses dalgaları ile hareket eden diyaframa bağlı bobinin sabit bir
mıktatıs içinde hareket etmesinden dolayı bobin uçlarında oluşan gerilim değişimine bağlı
olarak çalışır.
Ses dalgalarıyla titreşen diyafram, bağlı bulunduğu bobini, sabit mıknatıs içerisinde
ileri-geri hareket ettirir. Sabit mıknatısın kutupları arasında manyetik alan hatları vardır.
Bobin iletkenleri hareket sırasında bu manyetik alan hatlarını kesmektedir. Manyetik alan
içerisinde hareket eden iletkenin uçları arasında bir gerilim oluşur.
Şekil 6.2: Dinamik mikrofon örnekleri
Sürekli ileri-geri titreşim halinde bulunan bobinde de ses frekansına uygun olarak
değişen bir gerilim oluşur. Mikrofon bobini uçlarında oluşan gerilim, bir ses frekans
yükseltecine verildiğinde, hoparlörden aynı frekansta çıkış alınır. Böylece mikrofona yapılan
konuşma veya melodi kuvvetlendirilmiş olarak sese dönüştürülür.Dinamik mikrofon
bobininin direnci birkaç ohm "Ω" kadardır.
49
Şekil 6.3: Dinamik mikrofonun yapısı
Dinamik mikrofon, Şekil 6.2'de görüldüğü gibi şu bölümlerden oluşmaktadır:
Diyafram
Diyaframa bağlı hareketli bobin
Bobinin içerisinde hareket ettiği sabit mıknatıs
Empedans uygunluğu sağlayan küçük bir transformatör (Bazı dinamik
mikrofonlarda bulunur).
Dinamik mikrofonlar kullanım sırasında, elektriksel alandan uzak tutulmalıdır.
Dinamik mikrofonlar en çok kullanılan mikrofon türüdür.
6.2.2. Kapasitif Mikrofonlar
Şekil 6.4’te kapasitif bir mikrofonun yapısı görülüyor. Şekilde görüldüğü gibi bir sabit
levha ve bir de hareketli iletken levha arasında hava boşluğu bırakılarak kapasite elde edilir.
Hareketli levha aynı zamanda diyafram görevi de yapar. Kapasitif mikrofonlar şarjlı bir
kondansatörün yükü değiştirildiğinde elektrik akımının elde edilmesi esasına dayalı olarak
çalışır. UCC bataryası (1,5-45V) sürekli olarak beslediği için kondansatörlü mikrofon sürekli
şarjlıdır. Ses dalgalar diyaframa çarptığında mekanik titreşimler meydana gelir. Titreşimin
plakalar arasındaki hava aralığını daralıp genişletmesiyle kapasite değişimi sağlar.
Kapasitenin değişmesi ile devreden küçük bir akım geçer. Devreden geçen akım direnç
üzerinde bir gerilim düşümü meydan getirir. Bu gerilim küçük olduğu için bir yükselteç
devresiyle yükseltilerek kullanılır.
50
Şekil 6.4: Kapasitif mikrofonun yapısı
Kapasitif mikrofonların yüksek seslerde az distorsiyonlu olduklar için çok tercih
edilir. Fakat fiyatları da kaliteleri gibi yüksektir.
Başlıca şu üstünlüklere sahiptir:
50 - 15000 Hz arasında oldukça geniş bir frekans karakteristiği vardır.
Distorsiyon azdır.
Empedansı büyüktür (10 - 50 MΩ).
Bu özelliklere karşın şu tip dezavantajları vardır:
Diğer mikrofonlardan farklı olarak, bir besleme kaynağına ihtiyacı vardır.
Yükselteç ile mikrofon arası kablonun kapasitif etkisi mikrofon kapasitesini
etkileyerek parazite neden olur.
Bu etkiyi azaltmak amacıyla mikrofon içine bir yükselteç konur.
Kapasitif mikrofonların devreye bağlantısı Şekil 6.4’te görüldüğü gibi DC beslemeli
olarak yapılır. Mikrofonun plâkalarına uygulanan DC, modele göre 1,5 - 48 V arasında
değişmektedir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan kapasitif mikrofonların DC
beslemesinde bir ya da iki adet kalem pil bulunur.
6.2.3. Şeritli (Bantlı) Mikrofonlar
Çalışmaları dinamik mikrofonlar gibi manyetik alan esasına dayalı mikrofonlardır.
Şekil 6.5’te görüldüğü gibi manyetik alan içine yerleştirilmiş ince bir alüminyum ya da kalay
levhaya ses sinyalleri çarpınca, manyetik alan içinde hareket eden levhada ses frekanslı akım
oluşur. Şeritli mikrofonların empedeansı çok düşük, kaliteleri yüksektir. Sarsıntıdan,
rüzgârdan olumsuz etkilendiklerinden kapalı ortamlarda kullanılır.
51
Şekil 6.5: Şeritli mikrofonun yapısı
6.2.4. Kristal Mikrofonlar
Şekil 6.6: Kristal mikrofonun yapısı
Kuartz (quartz), roşel (rochelle) tuzu, baryum, turmalin gibi kristal yapılı maddelere
basınç uygulandığında üzerlerinde elektrik akımı oluşur. Bu akım, basıncın kuvvetine ve
frekansına göre değişir. İşte bu esastan yararlanarak kristal mikrofonlar yapılmıştır. Kristalli
mikrofonlarda, kristal madde Şekil 6.6' da görüldüğü gibi çok ince iki metal elektrot arasına
yerleştirilmiş ve bir pin (küçük çubuk) ile diyaframa tutturulmuştur. Ses titreşimleri
diyaframı titreştirince kristal de titreşmektedir. Kristaldeki titreşim ise AA özellikli
elektriksel sinyallerin oluşmasını sağlamaktadır.
52
6.2.5. Karbon Tozlu Mikrofonlar
Şekil 6.7: Karbon tozlu mikrofonun yapısı
Karbon tozlu mikrofonlar Şekil 6.7’de görüldüğü gibi bir hazne içinde doldurulan
karbon tozu zerrecikleri ve esnek diyaframdan oluşmuştur. Ses dalgaları alüminyum
diyaframa çarpınca titreşerek karbon zerreciklerinin sıkışıp gevşemesine yol açar. Tozlar
sıkışınca akımın yolu kısalacağından direnç azalır. Tozlar gevşeyince ise akımın yolu
uzayacağından direnç yükselir. İşte bu işlem esnasında sesin şiddetine göre karbon
tozlarından geçen akım değişken özellik gösterir. Karbon tozlu mikrofonların çalışabilmesi
için bir DA besleme kaynağına gereksinim vardır. Bu tip mikrofonların empedansları 50
ohm dolayında olup çok küçüktür. Ayrıca, kömür tozları zamanla özelliğini kaybettiğinden
mikrofonun hassasiyeti bozulmaktadır. İşte bu nedenle günümüzde çok kullanılan bir
mikrofon tipi olmayıp, eski tip telefonlarda vb. karşımıza çıkmaktadır.
6.3. Mikrofonun Sağlamlık Testi
Mikrofonlara sağlamlık testi uygularken öncelikle mikrofonun özelliğine göre
direncine bakılır. Katalogda ya da üzerinde belirtilen direnç değerlerini avometre ile kontrol
ederiz. Daha sonra mikrofonun çıkışına bir preamplifikatör (çok küçük sinyalleri yükselten
yükseltici) bağlarız. Preamplifikatörün çıkışına da bir osilaskop bağlayarak mikrofona ses
dalgası veririz. Uyguladığımız seslere göre osilaskop ekranın da AC titreşimler oluşuyorsa
mikrofonumuz sağlamdır.
6.4. Hoparlör
Elektriksel sinyalleri insan kulağının duyabileceği ses sinyallerine çeviren elemanlara
“hoparlör” denir.
53
Şekil 6.8: Hoparlör ve sembolü
6.4.1. Dinamik (Hareketli Bobinli) Hoparlörler
Şekil 6.9: Hoparlörün yapısı
Dinamik hoparlörlerde yükselteçten gelen AC özellikli sinyaller hoparlör içindeki
bobinin etrafında değişken bir manyetik alan oluşturur. Bu alan ile sabit mıknatısın alanı
birbirini itip çekerek diyaframın titreşimine sebep olur. Diyaframın ses sinyallerine göre
titreşimi havayı titreştirir. Kulak zarı da buna bağlı olarak titreşerek sesleri algılamamızı
sağlar.
Şekil 6.9’da görüldüğü gibi dinamik hoparlörler, bobin, mıknatıs, kon (diyafram) gibi
elemanların birleşiminden oluşmuştur. Bu elemanlarda demirden yapılmış bir silindirin
ortasına doğal mıknatıs yerleştirilmiştir. Mıknatısla yumuşak demir arasındaki hava aralığına
ise hoparlör diyaframının uzantısı üzerine sarılmış bobin konmuştur.
Bobinin sarıldığı diyaframın alt kısmı bir süspansiyon (esnek taşıyıcı) ile gövdeye
tutturulmuştur. Bobin, süspansiyonlar sayesinde hava aralığında rahatça hareket
edebilmektedir. Hoparlörlerde kon iki tanedir. Geniş çaplı olan dışarıda, küçük çaplı olan
ortadadır. Büyük kon kalın (bas) sesleri, küçük kon ise ince (tiz) sesleri oluşturur.
54
6.4.2. Piezoelektrik (Kristal) Hoparlörler
Şekil 6.10’da yapıları görülen piezoelektrik hoparlörler çizgi biçiminde, birbirine karşı
polarize edilmiş, bükülgen piezooksit (kurşun, elmas, titan karışımı) maddeden yapılmışdır.
Şeritlere akım uygulandığında, boyut uzayıp kısalır ve karşıdakini itip çeker. Bu titreşim ise
esnek membranı hareket ettirerek ses oluşur. Piezoelektrik hoparlörler daha çok yüksek
frekanslı seslerin elde edilmesinde (kolonların tivitırlarında) ve kulaklıklarda
kullanılmaktadır. Aynı zamanda dijital saatlerde kullanılan hoparlörlerde buzzer olarak
piezoelektrik esasına göre çalışır.
Şekil 6.10: Piezoelektrik hoparlörler
6.5. Hoparlörlerin Sağlamlık Testi
Avometre Ohm konumuna (200 ohm) alınarak yapılır. Yapılan ölçümde üzerinde
yazılı olan direnç değeri (4,8,16 Ohm gibi) okunmalıdır. Bunun yanında ölçüm esnasında
hoparlör bobini, membranı bir miktar titreştirmelidir. Çok küçük bir ses çıkarmalıdır.