Elektromanyetik dalgaları anlayamıyorsanız, uzay haberleşmesini araştırmanız mantıklı olmaz.
Günümüzdeki tüm yerel ve uydu sistemleri bile elektromanyetik dalgalarla iletişim sağlamaktadır.
Elektromanyetik haberleşmenin en ilkel örneği radyo yayınlarıdır.
Temel olarak bakıldığında uzay aracıyla olan haberleşme senin elindeki rc arabalarla aynıdır. Sadece daha güçlü alıcı vericiler ve daha yüksek frekanslarda. Şu bir gerçek ki hiçbir nesne yada enerji ışık hızını geçemez. Uzaydaki uzun mesafeli iletişimde kullanılan radyo dalgaları da bu hızı geçemez. Bu şu anlama geliyor Uzun mesafeli veri iletişimi uzun süre gerektirir. Örnejin james webb telekobu L2 yörüngesine yerleşecek yani dünyanın değil güneşin yörüngesine yerleşerek dünyanın dönüşünü taklit edecek ama L2 yörüngesi dünaydan 1.5 milyon km uzakta. Işığın kabaca 300 bin km/sn hızla gittiğini düşünürsek teleskopla aradaki iletişim 5 sn gecikmeli olarak yapılacaktır. Uzayın en güzel tarafı vakum yani boşluk olmasıdır. Sinyal bu boşlukta minimum bozulmayla ilerleyeceği için yüksek frekans kullanılarak yoğun data akışı sağlanabiir. Yine aynı teleskop örneğini devam ettirirsek james webb telemetri yani sensör ve uçuş bilgilerini S bandında 2270.5 Mhz de bilimsel verileri teleskop fotoları, spektrometri datalarını K bandında 29.5 GHz gibi bir hızla aktaracak. Bu frekans sayesinde 28Mbps hıza ulaşabilecek. Düşünsene türk telekom fiber den bile daha hızlı