size bu heyecanı yaşatmak çok güzel ben bunun kavgasını birokratlarımızla 2005 şubatından beri veriyorum bazı kişiler dinlemeden bazılarıda ama sözcükleri konuşmalara başlıyorlar hepside kariyerlerinde 10 numaralar.
bugün bir gazetede bunlardan biri demeçde vermiş bizim ekonomik kaplan türbinleri ile degilde okyanus ve derin deniz uygulamalarını sanki bogazlarda hiç trafik yokmuşcasına önermiş.
Benim tezim akıntının güçü + türbülas gücü eklenerek bolundugu bölgeden başka hiçbir alanda deniz trafigini etkilemeden dogal yaşamda deniz ürünlerine (göç yollarına) hasar vermeksizin cevreci bir enerji üretmek .
gazeteci
M.Kemal SALLI nın yazısı nı aynen ekliyorum.
BOĞAZLARDAKİ ATATÜRK BARAJLARI
AMERİKALI BİR BİLİMADAMININ BULUŞUNU DEĞERLENDİREN FRANSA VE İSPANYA, CEBELİ TARIK BOĞAZINDAKİ AKINTILARDAN YARARLANARAK AVRUPANIN ELETRİK İHTİYACINI KARŞILAMAK ÜZERE KOLLARI SIVADILAR..
.....................................................................................................
Cebeli Tarık Boğazı, Atlas Okyanusu sularının daha fazla tuzlu olan olan Akdeniz'e, Akdeniz'in sularının da daha az tuzlu Atlas Okyanusu'na, Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de söz edildiği gibi, birbirlerine karışmadan aktığı bir doğal eşik. Görmesini bilenler için, nice hikmetler dolu bir doğa harikası..
Bir Amerikan firması, komşu denizler arasındaki tuzluluk ve ısı farkı nedeniyle oluşan akıntıdan yararlanarak elektrik enerjisi üretmeyi başarınca, Cebeli Tarık'a en yakın iki ülke olan Fransa ile İspanya kolları sıvadılar. Fransa bu konuda bir adım ilerde; Fransız bilimadamları, Cebeli Tarık'taki akıntılardan yararalanarak, tüm Avrupa'nın ihtiyacını karşılayacak elektrik enerjisini üretmenin mümkün olduğunu belirtiyorlar.
Denizlerin tuzluluk ve ısı farkı nedeniyle oluşan Cebeli Tarık'takine benzer akıntılar, bizim hiç yabancımız değil. Kardeniz'den Ege ve Akdeniz'e tuz yoğunluğu ve ısı farkından dolayı güçlü 'deniz akarlarımız' var. Bu önemli akıntılardan yararlanarak, bizim de, Fransız ve İspanyollar gibi elektrik enerjisi üretmemiz mümkün. Konuyu yıllar önce incelemiş olan Prof. Dr. Uğur Kaynak'a göre "Karadeniz ile Marmara'nın tuzluluk farkından kaynaklanan ters akıntılardan yararlanarak çalıştırılacak santrallarla Atatürk Barajı'na denk bir enerji üretimi sağlanabilir! Bu sisteme, çevreci bir anlayışla, Ege Denizi ve Marmara arasındaki Çanakkale Boğazı'nı da katmak mümkündür."
Cebeli Tarık projesine benzer bir sistemi kendi dinamiğine uygulayan Profesör Kaynak, yaptığı şu uyarı ile artık uyanmamız gerektiğini vurgulamakta:
"İstanbul ve Çanakkale boğazlarından, gözümüzün önünde neredeyse Amazon Nehri debisinde bir su kütlesi hem de iki yönlü olarak akıp gidiyor. Biz ise sadece seyrediyoruz!"
BOĞAZLARA BİRER ATATÜRK BARAJI KURABİLİRİZ!
Kolları sıvasak Çanakkale Boğazına bir Atatürk Barajı kurabilir miyiz, mümkün mü bu?
Evet, mümkün.. Çünkü, Cebeli Tarık Boğazı ile bizim Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazlarımızdaki akıntıyı besleyen güç iki denizin tuzluluk farkından kaynaklanıyor.. Karadeniz ile Marmara üzerinden boğazlar aracılığı ile Ege ve Akdeniz'e akan suların gücü, akış hızı Boğazlardan Atatürk Barajına eşit miktarda elektrik enerjisi üretmeye çok elverişli.
Tuzluluk farkı nedeniyle, her saniye 1 milyon metreküp su Atlas Okyanusu'ndan Akdeniz'e akarken, yine her saniye 1 milyon metreküp su Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na akmakta..
Ve.. Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de yüzyıllar önce belirtildiği gibi, bu iki denizin suları asla birbirlerine karışmamaktadır. Daha az tuzlu olan ve 5 bin metre derinliğe sahip olan Atlas Okyanusu'nun suları yüzeyden akarken, daha tuzlu ve 1500 metre derinliğe sahip olan Akdeniz'in suları ise dipten dipten akıyor.. İki muazzam denizi birbirine bağlayan Cebeli Tarık Boğazı'nın deriliği ise, yalnızca 350 metre..
Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasındaki istikrarlı akışın nedeni yalnızca tuzluluk farkı değil, ısı farkının da rolü var. Cebeli Tarık Boğazı'nın dip suları Akdenizi'nkine yakın; 14 derece; Atlas Okyanusu'nun suları isedaha soğuk.
BOĞAZLARDAKİ AKINTININ GÜCÜ YETERLİ
Cebeli Tarık'ta istkrarlı bir akış sağlayan tuzluluk ve ısı farkı gibi özellikler, bizim boğaz sularımızda da var. O nedenle, Prof Dr. Uğur Kaynak, hesaplarını yapmış, "Boğazlardaki akıntılardan yayarlanarak Türkiye'nin elektrik ihtiyacının beşte birini karşılayan Atatürk Barajı'na eş değerde elektrik enerjisi üretebiliriz" diyor. Atatürk barajının yılda ortalama 12 milyar kilovat/saat elektrik ürettiği, tribün eksiklikleri tamamlanıp tam kapasite ile çalıştırıldığında, bunun iki misli elektrik enerjisi üretebileceği göz önüne alınırsa, boğazlarda dünyanın en büyük enerji santralini kurmak o kadar da zor değil.. Boğazlarda, iki taraftaki denizlerin tuz ve ısı farkından doğan çift yönlü akıntılar, bize dünyanın en büyük ve en ucuz maliyetli elktrik üretimi yapan sistemi kurma şansını veriyor. Prof Dr. Uğur Kaynak'ın tasarladığı güç kanatları, akıntı yüzeyine elverişli pozisyonda yerleştirildiğinde, güçlü akıntıların sağladığı dönme hareketiyle ortaya çıkan akışkan güç, birkaç redüksiyon vasıtasıyla hızlandırılıp sahildeki alternatörlere ulaştırılıyor. Söz konusu alternatörler, dönüş turunu sabitleyen rotasyon regülatörleriyle desteklenerek "pnömatik enerji aktarımı" sağlanıyor. Bu yolla, 3040 metre derinlikte akıntı gücüyle dönmekte olan kanatlar, simetrik yapısı yardımıyla çift taraflı çalışabilen "salyangoz pompalarını" harekete geçiriyor.
Prof. Kaynak'ın elektrik üreten tamamen bilgisayar kontrollü sistemi, akıntılardan ve suyun kaldırma gücünden etkilenmemesi için, beton bloklarla tabana bağlı olacak. Sistem, akıntının seyrine uygun olarak, bilgisayar kontrolüyle otomatik olarak yükseltilip alçaltılacak.
Prof. Dr. Kaynak'ın fosil yakıtlara bağımlılığımızı büyük ölçüde azaltacak olan enerji üretim sisteminde, ayrıca, pompalardan alınacak yüksek debili sular cer boruları aracılığı ile karadaki hidroelektrik alternatörlerine ulaştılacak, kanatları döndürdükten sonra yeniden denize dökülecek. Bu ek sistem, aynen hidro lelektrik sistemleri gibi çalışıyor. Sistem İstanbul ve Çanakale boğazlarına uygulandığında Atatürk Barajı'ndan daha fazla elektri üretebilecek. Üstelik kurulum maliyeti hidro-elektrik santrallarından çok düşük olduğu gibi, sistemin ana yapısı deniz içinde olduğu için, görüntü kirliliği diye birşey de söz konusu olmayacak..
Petrol ve doğalgaz faturamızın cari açığımızı tehlike sınırına sürüklediği bir dönemde, üzerinde düşünülmesi ve en kısa sürede hayata geçirilmesi gereken bir proje değil mi bu? Boğazlardan akıp giden suların gücünü kullanarak bir Atatürk Barajına eşit değerde elektrik enerjisi üretecek bir sistem hazırken, "Su akar Türk bakar" dedirtmenin gereği var mı?
.....................................küpe.........................
Bir kimsede azim olmazsa bilgisi ölüdür; bilgiye hayat veren azimdir Goethe
yazı bana Türk mühendislerinin TÜ- KAKA fransızların ispanyolların cok büyük insanlar gibi gösterilmeye calışıldıgını vede bizler için aval aval bakar imasını getirmiş
SAĞ OLSUN VAR OLSUN .gavur gelir yapar sonra Türkler düzelir