ustacım herşeyi öyle mükemmel anlatmışsınki hayran kaldım ayrıca bu bilgiler herhangi birimize lazım olsa 1 senede toplayamayız ben konyadayım ve denizden cok uzak olmama ragmen denizi severim neyse konuya gelmek gerekirse heşey hoş güzel öncelile ben şu türübün meselesini tam araştırmadan da fikir üretmek istemiyorum ama ne olur bu konuda yapmanızı söylediginiz harita ve çizimleri yollayın şimdiden teşekkür ederim
 
sayın cifci bogazlarımızın detay haritaları hidrografi dairesinin izni ile yayınlana biliniyor izinli bir grafigi ekliyorum izni bulabildigim müddetce ekleri sunacagım
istanbul bogazının derinlik haritası konuya görsel bir derinlik getirecegini düşünerek ekledim umarım etkisi olur
 

Ekli dosyalar

  • İstanbul bogazı akıntı yönleri ve derinlik grafigi.gif
    İstanbul bogazı akıntı yönleri ve derinlik grafigi.gif
    54.1 KB · Görüntüleme: 171
ustacım resim için teşekkür ederim yanlış hatırlamıyorsam siz bu suyun hareketini doldur boşalt şeklinde enerjiye cevimektende bahsetmiştiniz ilk olarak bu kesinlikle mükemmel bir başlangıç fakat buresimle olmaz daha detaylı bir resim ve denizin hareketliligi sürekli degiştigide acık ben bu konu üzerinde birazdaha yogunlaşmak istiyorum sizede fikir verebilmek açısından (aslında haddim digil) bana birkaç detaylı resimdaha bulursanız çok iii olacak unutma ustam bukonu beni heyecanlandırıyor şimdiden teşekkür ederim
 
Sayın alfa romeo ustam !
Ellerine sağlık, bu kadar bilgiyi hiç üşenmeden bizimle paylaşmak için emek vermişsiniz.
Yıllardır boğaz sularının üst akıntı, alt akıntı rivayetini dinler dururdum. Bu bana pek mantıklı gelmiyordu, öyle bir anlatmışsınız ki aklımda hiçbir soru işareti kalmadı.
Tekrar teşekkür ediyorum.
Sayın ustam burası bu soracağım soru için uygunmu bilmiyorum. Aklıma takılan bir soru var, cevabını yıllardır bulamadım, kime sordumsa bilmiyor. Sizin bu denizlere olan merakınız dolayısıyla bir sormak istedim. Ustam konu şu ;

Atlas okyanusu ile Büyük okyanus arasına geçişi kısaltan Panama kanalı. İnsan gücü ile yapılan bu kanal iki okyanus arasına gemi geçişleri için kullanılıyor. İlkokul kitaplarında öğrendiğimiz bilgilerde bir okyanustan diğerine geçecek olan gemi kanalın içine alınıyor, kanal kapakları kapatılıyor, kanal içi su ile doldurulup gemi yüzdürülüyor ve diğer okyanusa geçiyor.
Buradan şunu anlıyorum ;
Her iki okyanus arasında bir kod farkı var, biri diğerinden yüksek, onun için gemi kanaldan geçerken havuza alınıyor, su seviyesi diğer okyanusun seviyesine gelince gemi hareket ediyor ve diğer okyanusa geçiyor.

Ustam bu nasıl oluyor. Bir deniz diğerinden yüksek olabilirmi. Bileşik kaplar usulü bütün denizlerin seviyesi aynı olması gerekmezmi ?.

Belki forum amacına uygun olmayan alakasız bir soru oldu ama merak işte. Hep kafama takılan bir soruydu.

Hoşçakalın.
 
ŞEFim bak ne buldum. Linkte flash tabanlı bir gösterim var. Harika düşünülmüş. How it Works

3149395091_93503c8825.jpg
 
Paylaşım için teşekkürler sayın genç arkadaş'ım.
Benim merak ettiğim konuyu çok iyi anlatıyor. Benim asıl merakım denizler arası kod farkı nasıl oluyor. Ben bunun cevabını merak ediyorum.
 
size bu heyecanı yaşatmak çok güzel ben bunun kavgasını birokratlarımızla 2005 şubatından beri veriyorum bazı kişiler dinlemeden bazılarıda ama sözcükleri konuşmalara başlıyorlar hepside kariyerlerinde 10 numaralar.
bugün bir gazetede bunlardan biri demeçde vermiş bizim ekonomik kaplan türbinleri ile degilde okyanus ve derin deniz uygulamalarını sanki bogazlarda hiç trafik yokmuşcasına önermiş.
Benim tezim akıntının güçü + türbülas gücü eklenerek bolundugu bölgeden başka hiçbir alanda deniz trafigini etkilemeden dogal yaşamda deniz ürünlerine (göç yollarına) hasar vermeksizin cevreci bir enerji üretmek .






gazeteci
M.Kemal SALLI nın yazısı nı aynen ekliyorum.




BOĞAZLARDAKİ ATATÜRK BARAJLARI
AMERİKALI BİR BİLİMADAMININ BULUŞUNU DEĞERLENDİREN FRANSA VE İSPANYA, CEBELİ TARIK BOĞAZINDAKİ AKINTILARDAN YARARLANARAK AVRUPANIN ELETRİK İHTİYACINI KARŞILAMAK ÜZERE KOLLARI SIVADILAR..

.....................................................................................................

Cebeli Tarık Boğazı, Atlas Okyanusu sularının daha fazla tuzlu olan olan Akdeniz'e, Akdeniz'in sularının da daha az tuzlu Atlas Okyanusu'na, Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de söz edildiği gibi, birbirlerine karışmadan aktığı bir doğal eşik. Görmesini bilenler için, nice hikmetler dolu bir doğa harikası..
Bir Amerikan firması, komşu denizler arasındaki tuzluluk ve ısı farkı nedeniyle oluşan akıntıdan yararlanarak elektrik enerjisi üretmeyi başarınca, Cebeli Tarık'a en yakın iki ülke olan Fransa ile İspanya kolları sıvadılar. Fransa bu konuda bir adım ilerde; Fransız bilimadamları, Cebeli Tarık'taki akıntılardan yararalanarak, tüm Avrupa'nın ihtiyacını karşılayacak elektrik enerjisini üretmenin mümkün olduğunu belirtiyorlar.
Denizlerin tuzluluk ve ısı farkı nedeniyle oluşan Cebeli Tarık'takine benzer akıntılar, bizim hiç yabancımız değil. Kardeniz'den Ege ve Akdeniz'e tuz yoğunluğu ve ısı farkından dolayı güçlü 'deniz akarlarımız' var. Bu önemli akıntılardan yararlanarak, bizim de, Fransız ve İspanyollar gibi elektrik enerjisi üretmemiz mümkün. Konuyu yıllar önce incelemiş olan Prof. Dr. Uğur Kaynak'a göre "Karadeniz ile Marmara'nın tuzluluk farkından kaynaklanan ters akıntılardan yararlanarak çalıştırılacak santrallarla Atatürk Barajı'na denk bir enerji üretimi sağlanabilir! Bu sisteme, çevreci bir anlayışla, Ege Denizi ve Marmara arasındaki Çanakkale Boğazı'nı da katmak mümkündür."
Cebeli Tarık projesine benzer bir sistemi kendi dinamiğine uygulayan Profesör Kaynak, yaptığı şu uyarı ile artık uyanmamız gerektiğini vurgulamakta:
"İstanbul ve Çanakkale boğazlarından, gözümüzün önünde neredeyse Amazon Nehri debisinde bir su kütlesi hem de iki yönlü olarak akıp gidiyor. Biz ise sadece seyrediyoruz!"

BOĞAZLARA BİRER ATATÜRK BARAJI KURABİLİRİZ!
Kolları sıvasak Çanakkale Boğazına bir Atatürk Barajı kurabilir miyiz, mümkün mü bu?
Evet, mümkün.. Çünkü, Cebeli Tarık Boğazı ile bizim Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazlarımızdaki akıntıyı besleyen güç iki denizin tuzluluk farkından kaynaklanıyor.. Karadeniz ile Marmara üzerinden boğazlar aracılığı ile Ege ve Akdeniz'e akan suların gücü, akış hızı Boğazlardan Atatürk Barajına eşit miktarda elektrik enerjisi üretmeye çok elverişli.
Tuzluluk farkı nedeniyle, her saniye 1 milyon metreküp su Atlas Okyanusu'ndan Akdeniz'e akarken, yine her saniye 1 milyon metreküp su Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na akmakta..
Ve.. Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de yüzyıllar önce belirtildiği gibi, bu iki denizin suları asla birbirlerine karışmamaktadır. Daha az tuzlu olan ve 5 bin metre derinliğe sahip olan Atlas Okyanusu'nun suları yüzeyden akarken, daha tuzlu ve 1500 metre derinliğe sahip olan Akdeniz'in suları ise dipten dipten akıyor.. İki muazzam denizi birbirine bağlayan Cebeli Tarık Boğazı'nın deriliği ise, yalnızca 350 metre..
Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasındaki istikrarlı akışın nedeni yalnızca tuzluluk farkı değil, ısı farkının da rolü var. Cebeli Tarık Boğazı'nın dip suları Akdenizi'nkine yakın; 14 derece; Atlas Okyanusu'nun suları isedaha soğuk.

BOĞAZLARDAKİ AKINTININ GÜCÜ YETERLİ
Cebeli Tarık'ta istkrarlı bir akış sağlayan tuzluluk ve ısı farkı gibi özellikler, bizim boğaz sularımızda da var. O nedenle, Prof Dr. Uğur Kaynak, hesaplarını yapmış, "Boğazlardaki akıntılardan yayarlanarak Türkiye'nin elektrik ihtiyacının beşte birini karşılayan Atatürk Barajı'na eş değerde elektrik enerjisi üretebiliriz" diyor. Atatürk barajının yılda ortalama 12 milyar kilovat/saat elektrik ürettiği, tribün eksiklikleri tamamlanıp tam kapasite ile çalıştırıldığında, bunun iki misli elektrik enerjisi üretebileceği göz önüne alınırsa, boğazlarda dünyanın en büyük enerji santralini kurmak o kadar da zor değil.. Boğazlarda, iki taraftaki denizlerin tuz ve ısı farkından doğan çift yönlü akıntılar, bize dünyanın en büyük ve en ucuz maliyetli elktrik üretimi yapan sistemi kurma şansını veriyor. Prof Dr. Uğur Kaynak'ın tasarladığı güç kanatları, akıntı yüzeyine elverişli pozisyonda yerleştirildiğinde, güçlü akıntıların sağladığı dönme hareketiyle ortaya çıkan akışkan güç, birkaç redüksiyon vasıtasıyla hızlandırılıp sahildeki alternatörlere ulaştırılıyor. Söz konusu alternatörler, dönüş turunu sabitleyen rotasyon regülatörleriyle desteklenerek "pnömatik enerji aktarımı" sağlanıyor. Bu yolla, 3040 metre derinlikte akıntı gücüyle dönmekte olan kanatlar, simetrik yapısı yardımıyla çift taraflı çalışabilen "salyangoz pompalarını" harekete geçiriyor.
Prof. Kaynak'ın elektrik üreten tamamen bilgisayar kontrollü sistemi, akıntılardan ve suyun kaldırma gücünden etkilenmemesi için, beton bloklarla tabana bağlı olacak. Sistem, akıntının seyrine uygun olarak, bilgisayar kontrolüyle otomatik olarak yükseltilip alçaltılacak.
Prof. Dr. Kaynak'ın fosil yakıtlara bağımlılığımızı büyük ölçüde azaltacak olan enerji üretim sisteminde, ayrıca, pompalardan alınacak yüksek debili sular cer boruları aracılığı ile karadaki hidroelektrik alternatörlerine ulaştılacak, kanatları döndürdükten sonra yeniden denize dökülecek. Bu ek sistem, aynen hidro lelektrik sistemleri gibi çalışıyor. Sistem İstanbul ve Çanakale boğazlarına uygulandığında Atatürk Barajı'ndan daha fazla elektri üretebilecek. Üstelik kurulum maliyeti hidro-elektrik santrallarından çok düşük olduğu gibi, sistemin ana yapısı deniz içinde olduğu için, görüntü kirliliği diye birşey de söz konusu olmayacak..
Petrol ve doğalgaz faturamızın cari açığımızı tehlike sınırına sürüklediği bir dönemde, üzerinde düşünülmesi ve en kısa sürede hayata geçirilmesi gereken bir proje değil mi bu? Boğazlardan akıp giden suların gücünü kullanarak bir Atatürk Barajına eşit değerde elektrik enerjisi üretecek bir sistem hazırken, "Su akar Türk bakar" dedirtmenin gereği var mı?

.....................................küpe.........................
Bir kimsede azim olmazsa bilgisi ölüdür; bilgiye hayat veren azimdir Goethe


yazı bana Türk mühendislerinin TÜ- KAKA fransızların ispanyolların cok büyük insanlar gibi gösterilmeye calışıldıgını vede bizler için aval aval bakar imasını getirmiş
SAĞ OLSUN VAR OLSUN .gavur gelir yapar sonra Türkler düzelir
 
sayın ŞEF yazınızı şimdi okudum
kotfarkı karadenizde marmaraya oranla 40 cm, marmarada egeye oranla 50cm dir sebebi ise 1)karadenizin kapalı bir deniz olması iki yogunluk farkı (tuzluluk)oranı .
ama büyük okyanus ,atlas okyanusuve hint denizinin seviyeleri ısı farklılıkları sıcak soguk su akıntıları soguk suyun hareket serbesligi küçüklügü kutupların erime oranı büyük okyanusun atlaslarda gösterildigi kadar küçük olmayışı alaska sibirya bogazının kuzey kutbundan gelen beslemeyi yavaşlatması rüzgar ve fırtınaların dalgalara neden olması suları acıklara sürüklemesi vede en büyük etkende yüzey genişlik acısından b. okyanusta buharlaşmanın hızı çünkü güneşin tüm ısısı kara olmadıgından buhara dönüşüyor unutmadan dünyanın sabit bir hızla aynı yöne dönmesi .isterseniz bunu smile ediniz ettiginizde atlas okyanusunun neden panama dogu sahillerinin batıya oranla yüksek olabilecegini gözlemleye bilirsiniz ..bilmem sizin icin yeterli sebebmidir ama iyiki böyle hidrolik bir döngü oluşuyor
.
Aslında sitedeki degerli paylaşımcıların konu hakında iyi kötü fikir oluşturdugunu düşünüyorum ama konuya site olarak katkı da bulunulmaması yorum yetersizligi beni şaşıttı ben siteye girip alacagını alıp kaybolan larla sanki bir tutulmuşum izlemini yaşadım.konu biraz agır olabilir takdir ediyorum ama barajlarda görevli arkadaşlar , yüksek gerilimciler pratik olarak kendini müh .arkadaşlardan daha ileri hisseden (yanlış anlaşılmasın bir ima, bir sataşma yok!) arkadaşların destegine,olumlu olumsuz farketmez ihtiyaç duyuyorum eger eksik yanlış varsa fikirlerimizle hep beraber iyi güzel ,dogruyu bulalım .elin gavuru yaparsada biliçli bir şekilde eleştirebilelim. saygılarımla
 
ustacım yukardaki sitemini anlıyorum ve haklısın ama zannediyorum arkadaşlarda benim gibi düşününüyorçünkü konuyu öyle araştırmışsınki konuşacak dahada birşey kalmamışama genede şu vakum olayını birazdaha açarsan daha güzel olaca mesela basit bir çizimlede anlata bilirsin ayrıca sanki sen bu işin peşinde çok koşmuşsun fakat yukarda dedigin gibi politikalar yüzünden bu işlemler sadece araştımada kalmış diyelimki biz sana haddimiz olmadan yeni fikirler verdik ve diger arkadaşlar fikirsundu iş nereye varacak kim yapacak ben eminimki sizin gibi tecrübeli daha birsürü abimiz ustamız vardır yani yapılabilir ama kimler bu iş destekleyecek inan vallahi bu politikalar beni çok üzüyor ne olur yanlış anlama sizgenede araştırmaya devam edin yukarda dedigim gibi arkadaşlarda böyle düşünenler olabilirki bence öyle o yüzden imkan sınırlarımızı aştıgı için bu konuda birşey söylemiyorlar tekrara kusuruma bakmayın şu doldur boşalt sistemi veya vakum işni kısaca tekrar daha açık yazarsanız daha iyi olcagı kanaatindeyim sizinde zamanınızı harcadıgım için tekrar kusura bakmayın saygılar
 
0.png





Bu da çanakkaledeki akıntı yön ve hızları.
 

Forum istatistikleri

Konular
130,168
Mesajlar
933,948
Kullanıcılar
453,298
Son üye
dragovip

Yeni konular

Geri
Üst