Ben mi çok salağım yada bu adamlar üstün zekalı mı ?

1N4007

Üye
Katılım
18 Ocak 2015
Mesajlar
329
Puanları
1
Yaş
44
s.a değerli ustalar arkadaşlar ;
bu aralar canımı çok sıkan bir mevzu var belkide ben çok kafaya takıyorum bilmiyorum 26 yaşındayım 2 hafta önce yeni bir araba aldık halyle bende yeni yeni sürmeyi öğreniyorum çünkü ilk arabamız ama ben biraz zorlanıyorum yani tenha yerlerde sürüyorum sıkıntı yok ama normal trafiğe pek çıkamıyorum bir geri ger gelme ve park etme konusunda biraz sıkıntı yaşıyrum etrafımdaki araba süren emsallerime soruyorum sen bu araba sürmeyi nasıl öğrendin kaç ayda trafiğe çıktın diyorum hepsi de ehliyet kursunda öğredim diyor ende ehliyet kursuna gitti ordada araba sürdüm ama bu kadar trafiğe çıkacak kadar detaylı öğretmiyorlar + kursda direksiyon sınavından geçecek kadar öğretiyorlar bende ehliyet alalı 6 yıl oldu ama bunu diyen adamlar araba süremiyorum şimdi ya ben çok salağım buişi beceremiyorum yada bunu diyenler üstün yetenekli adamlar çok kafaya takıyorum bu durumu bende herkes gibi araba sürmek istiyorum cinnet geçirecem şerefsizim .. :( :( :(
 
Merhaba.Bu konudaki endişeleriniz aslında gözde aşırı büyütülecek kadar çok uzun boylu değildir.Normal sürücüler elbette ki çok üstün (Çok zeki,çok yaman veya çok atak,vb.) kişiler de değillerdir.Sizin onlardan bir farkınız yoktur,belki onlardan daha yetenekli bile olabilirsiniz,bu tam olarak anlaşılıp önceden tam bilinemez.

Sn.1N4007,sürücü kursları teorik ve uygulamalı bilgiyi ehliyet alacak kadar ve yüzeysel veriyor genellikle.Trafiğe çıkma olayını şöyle düşünün: Bilgisayar ile satranç oynama maçını evde tek başına kimsecikler görmeden yapıyor ve ona yeniliyorsunuz diyelim.Bir de herkesin veya tüm dünyanın kameralarının gözü önünde bu maçı yapıyorsunuz.Heyecan evdekinden kat kat fazla,tüm gözlerin tam üzerinizde olduğunu hissediyor ve yenilince tüm dünyanın sizi ayıplayacağını,küçük düşeceğiniz de endişesindesiniz.Trafiğe çıkma olayını da ayni böyle düşünün.Yani çok tenha bir yerde kimselerin gözü önünde de olmadan arabayı kendinizce sürmek nispeten çok da kolaydır,hata yapsam bir yere çarpsam,yanlış direksiyon manevrası,geri vitese takamama,vb. hataları gören veya değerlendiren,kınayan hiç kimse olmayacağı için çok daha rahatsınızdır.

Ama çok kalabalık bir trafiğe çıkınca acemi olarak ilk deneyimi geçirenlerde (Ben bile bunu yaşadım aslında) bu endişelerin,hata yapmadan kalabalık trafik içinde araç kullanmanın endişesi,direksiyon deneyiminin nispeten de az olması nedeniyle bu heyecan dorukta olabilir veya o haliyle insanın gözünde çok da büyütülür,bu normal diş fırçalamak,halı süpürmek veya normal yürüyüş yapmak gibi çok dağal bir aktivite.

Ben de ayni sizin gibiydim,başka arkadaşlar yeni arabamı piste kadar sürer,ben orada antreman yapar,öz güvenimi kazanamya çalışırdım her bir sonraki gelen yeni bir antremanda.

Bir gün ne dedim biliyormuzsunuz kendi kendime: “Herkes bu uzaydan da gelmemiş şu metal nesneyi korkusuzca da sürüyor,ben neden trafiğe çıkmayayım!" dedim.İyi ki de demişim bunu ve yani bu metal nesneyi çok da küçümsemiştim, o gün.O günden bu yana sürekli trafiğin içindeyim,şu ana gelene dek.Sizin de böyle bir miladınız mutlaka da olmalı, trafiğe ilk adımı atmanız için.

Bunu kendi kendime söylerken,kendimi bununla pozitif yönde telkin ederken şöyle dedim içimden:

Trafiğe bir noktadan çıkarım,herkesin sürdüğü biçimde yavaş yavaş sürer ve kim ne yapıyorsa onları taklit etmeye de çalışırım dedim.Bu ilk trafiğe çıkıştaki bir milat oldu benim için.Her ne kadar evdekiler ve özel pistte kurs veren arkadaşım “Daha zaman var,biraz daha bekle” dese de kendimi tıtmayıp trafiğe arabamla çıktım.Herkesi yavaş yavaş taklit ederek takip ettim,kavşakalrda nasıl dönüyorlarsa onlar gibi sinyal verip döndüm,sola dönüş daha zordur,ilk acemiliğimde hep sağa dönmeyi,bu yolları öyle bitirmeyi tercih ettim.Böyle böyle trafikte verilen eksik bilgi ve uygulamaların (direksiyonun) %90’ına yakını kendi gayretimle de tamamlandı.Geriye uzun yıllarda kazanılacak olan sadece % 10’luk bir kısmı kalmış oldu.

Bir de kalabalık trafiğe birden balıklama çıkmakla uzun yollarda veya araçların nispeten az olduğu sakin dağ yolu,köy yollarında (taşralarda) vites değiştirmeden yavaş hızla 2. ve 3. 4. vitesle araba sürmek çok daha kolaydır ve insana öz güveni yavaş yavaş kazandırabilir.Sınırlı alanlı pistlerden sonra bu yollarda yanınızda bir arkadaşınızla antreman yapmak,bu ilk kalabalik trafiğe ilk çıkma deneyiminden önce kazanılabilecek olan en iyi bir tecrübedir,öz güvendir,bunu hiç unutmayın.

Araba sürmek,diş fırçalamak,yürümek veya evdeki bir Elektrik süpürgesini,çamaşır makinesini kullanmak kadar çok doğal bir olaydır.Öncelikle bunu böyle kabul edip kendinizi buna şartlandırırsanız (Öz telkinle) bu olayın gözde büyütülecek kadar çok zor bir şey olamadığını da kolaylıkla görebileceksiniz emin olun ki.Bu konuda azami başarılar ve kazasız ve çok emniyetli sürüşler dilerim.Her sürüşten evvel emniyet kemerinizi takmayı (Yeni çıkan araçlar zaten bir alarm veriyor bunu takmadığınızda) 100 mt. bile mesafe gitseniz bir alışkanlık haline getirmenizde, ilerideki bu otomatik takma alışkanlığını kazanmada (Araca girer girmeze bu kemeri ani bir refleksle takmada) büyük yararı da olacaktır.Kolay gelsin.Saygılarımla.
 
Son düzenleme:
Selamlar
Bence bu sorunu kafana çok fazla takma. takmadığın zaman sorun kalkacaktır. kendine güven öncelikle. her yeni başlayan insanın geri gitme ve park sorunu olmuştur. olmayan nadirdir. kurslarda hiç bir şey öğretmiyorlar. çünkü artık özel ders diye bir para kazanma kapısı var. kurs sana kuralları anlatıyor bunlara da uy diyor. pratik yapmadan da bu işi çözemezsin. tenha yerlerde özellikle geri ve park üzerine çalışmanı tavsiye ederim. ama öyle elini yandaki koltuğa atıp arkana bakarak değil.üç aynayı da kullanarak. zaten park etmekte mantık önce boşluğa araban sığamı onun hesabını yapabilmek. iki araç arasına park ederken boşluğun yanında dur ve gözle kontrol et sığar dersen ondeki arabanın yarısına kadar arabanın burnunu getırıp direksiyonu kır ve aynadan arka araba ve kaldırımı kontrol et bı yandan sağındaki arabaya mesafeyi cunku dıreksıyonu aksı yöne cevırmen gerekıcek o zaman o arabaya vururmu vurmazmı hesabı. yanına birini alıp gel gel ile daha iyi de öğrenebilirsin. senın eksıgın pratik. trafik konusuna gelirsek, Türkiye de trafik zaten sorun. tecrübeli araç kullananlarında şikayet ettiği yeni başlayanlarında şikayet ettiği okadar şey var ki... say say bitmez. sen takip mesafeni koru dikizden de sık sık arkayı kontrol et sen vurmazsan da biri gelir vurur ihtimali hep var. yokuşlarda el freni kullanabilirsin.bunlar benim tavsiyelerim. ben ehliyet kursunda teorik olarak motor ve trafik bilgisini öğrendim. direksiyonda bi tur attırdılar tamam dediler. sınavda aynalarını kontrol et kemer tak tamamsın dediler. zaman ile oturur sürüşün ve kendine has tekniği zamanla geiştirirsin. özel yetenek isteyen bir şey olsa idi trafik kazaları minimum olurdu veya her isteyen ehliyet alamazdı veya onunu göremeyen trafiğe çıkamazdı vs vs vs. pratik çözer senin durumunu. uzun süre sürmezsen de unutma ihtimalin var. ilk başlarda trafikte sabit hız ile gidip ışıklarda ki yeşil dalgayı yakalayabilirsin. oda stresini alır. yeşil dalga hız limiti belirlenmiş yollarda ki trafik lambasını hangi renkte yakaladıysan diğerine de o renkte yakalanırsın hız limitine uyarsan. azami 70 hız limiti olan bir yolda 1. ışıkta yeşil ile geçtiysen 70 hızını sabit tutup ilerlersen ikinci ışığa yeşilde denk gelirsin ve hız kesmeden kalkış vs stresi yaşamadan akıp gidersin :)
 
Olayı gözünüzde büyütmeyin, rahat olun gerisi gelir.
 
İlk zaman ben de sizin gibi zorlanmıştım ama boş arazi veya yollarda pratik yaparak öğrendim .yanında bilen biriyle pratik yaparak üstesinden gelirsin .vesselam
 
@mckayrak ında dediği gibi rahat olmak şart,
şöyle bir örnek vereyim benim kardeşim bilgisayar kullanmaya başladığında aman bişey olur diye hiç bir yerini kurcalamıyordu belki 8 yıldır bilgisayar kullanıyor hala aynı bilgi ve tecrübeye sahip bilgisayar konusunda kendini geliştiremedi, bir şey olacak korkusu ile devam ederseniz sürücülüğünüzü geliştirmeniz zor. bol bol pratik yapın zamanla daha rahat kullanmaya başlayacaksınız.

trafikte bir sürü kasap diye tabir edilen sürücüler ile dolu ondan daha iyi ve tedbirli kullandığınıza eminim,
 
ben 11 yaşında öğrendim memlekette 1984 dodge kamyonda hemde arabanın koltuğuna oturdum arabayı direk kaldırdım hemde o külüstürü babam sen burdan istanbula bile gidersin dedi yaşım 30 19 senedir araba kullanıyorum ve bildiğim tek şey işe nasıl başlarsan öyle gidiyor babamın verdiği özgüven ile aldım gazı gittim ;)
 
Merhaba.Daktilo bozulacak diyerek tuşlara basmaktan korkar iseniz daktilo kullanmayı,pc bozulacak,çökecek diye kullanmazsanız pc kullanmayı,araba bozulacak diye kullanmazsanız araba kullanmayı hiç öğrenemezsiniz.

Bir de bunlar başkasının mülkiyetinde ise yani kendi sahibiniz değilseniz de bozarım,mahçup olurum endişesi ağır basabilir.İnsan kendi sahip olduğu bu cihaz ve makineleri daha rahat kullanarak öğrenme süreci çok daha hızlanabilir.

Kendi evimde pc yokken şirket pc'lerinde çok rahat pc ile alıştırma yapamıyor,word,exel,vb. size görevle yazı yazmanız gereken sınırlı programları kullandırarak, pc'yi biraz da çökertme endişesi taşıyarak sınırlarını pek araştırıp derin olarak öğrenemiyorsunuz,bu gerçek.Otomobili ilk ehliyet alıp kullanırken de kendi sahibi olduğunuz otomobille,emanet otomobillerden daha geniş özgürlüklerle bunun sınırlarını öğrenmek,keşfetmek daha kolaylaşacaktır,pc ve otomobile ilk sahip olduğum anlardan ben böyle biliyorum.

Araç veya cihazları bozma korkusunun yanında,bunlar başkasının veya kendinizin olduğu halde yine bu korkular sürüyorsa önce bu korkuların giderilmesi de gerekecektir.Çünkü korkular serbest öğrenme ve bilinmeyenleri keşfetmenin çok önüne geçip,öğrenme isteğinden daha ağır bastığında,bu aradaki intibak süreci çok da uzayabilir,bu olumsuz yanlarının etkisiyle kullanılmak istenen makine veya cihazların kullanılmasını,rahatça öğrenilmesini bu çok da güçleştirebilir.

Çok küçük yaşlarda babasının arabasına oyuncak araba rahatlığıyla oturan ve arada yaramazlıkla belki de çalıştıranlar çok şanslıdır.Ben ehliyeti 29 yaşında arabayı da ise ancak bir hevesle işyerimdeki (2.Hv ikm.Merkez K.lığı) araba kampanyasına katılıp tam 31 yaşında (1992'de) aldım.Babam devamlı taksilere biner,araba kullanmaktan sanırım biraz korktuğu için asıl sahibi olmaktan pek hoşlanmazdı.Yani ben 31 yaşına gelene kadar araba sahibi ne yazık ki ailecek olamamıştık.O yüzden intibak sürecim bayağı uzun oldu,arabayı ilk satın alıncaya kadar da çok uzun seneler direksiyon dersleri aldım,bir sürü dosya kapattım (3 kez) bunu itiraf etmeliyim.Dosya kapanmaların çoğu da iş yeri,şehir değişimi yüzünden oldu.Annem de dahil 3 teyzem korku yüzünden hiç araba kullanmıyor ne yazık ki.

"Ağaç yaşken eğilir" sözü burada geçerlidir,çok küçük çocuk yaştaki en küçük deneyimlerin bile ileride yetişkinken ehliyet alıp araba kullanamanızda çok olumlu katkısı olur,bu bir gerçektir.Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
bilgi verip aydınlattığınız için hepinize teşekkür ederim .. :)
 
Şehir içinde ya da şehir dışında araba sürmek özel bir yetenek değildir. Ancak sürekli pratik gerektirir. Ben de sizin gibi ehliyet aldıktan uzun süre sonra araba kullanmaya başladım ancak ilk koltuğa oturduğumda gece vakti şehirler arası yolda 80 km yol yaptım. Fakat şehir içi trafikte biraz acemi kalıyordum. Hatta şehir içinde araba kullanan bayanlara gıpta ile bakıyordum. Fakat 1 yıla kadar bu acemilikde atlatılıyor.

Size tavsiyem trafik kurallarını tam anlamıyla uygulayın ama başkalarının bu kuralları uygulayacağını düşünmeyin çünkü %70 bu kuralları uygulamıyorlar. Eğer kuralları unuttuysanız açın trafik kitabını tekrar okuyun. Sürekli sağdan soldan birinin çıkabileceğini ve önünüze birinin atlayabileceğini hesap edin.

Araba sürme pratiği için de bir süre daha tenha yerlerde kullanın, bol bol arabayı sağa çekip park edin. Boş yolda dahi sürekli sinyal vererek dönüş yapın ya da sinyal vererek kenara yanaşın ki eliniz alışsın. Yarın bir gün trafiğe çıktığınızda sinyal kullanmanız ufak ya da büyük çaplı bir çok kazanın önüne geçer.
 

Forum istatistikleri

Konular
129,835
Mesajlar
930,600
Kullanıcılar
452,663
Son üye
Yılmaz Çetiner

Yeni konular

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.
Geri
Üst