Bağışıklığı güçlü bir kişi aşı olmadığında hafif semptomlarla hastalığı atlatabiliyor.
Bu kişi aşı olduktan sonra covid bulaştığında, aşının etkisi ile hiç semptom göstermeyebiliyor.
Çünkü aşılı.
Ama gelgelelim bu kişiye covid bulaşmış durumda ve haberi yok, haberi olmadığı gibi toplum içinde dolaşarak aynı zamanda bulaştırıcı-taşıyıcı durumda.
Bu durumda aşı olmayanlarla birlikte aşılı olanların da düzenli PCR testi vermesi gerekmiyor mu?
Aşı olduktan sonra "nasılsa işi sağlama aldık" diye düşünerek maskesiz gezenler, toplum içinde sigara içerek etrafa üfürenler de işin cabası.
Evet, PCR testi konusunda söylediğiniz öneri çok mantıklıdır, sn. huh; ama kendi görüşüme göre PCR testini belirli periyotlarda sadece aşısızlardan istemelerinin bir nedeni; onları aşı yaptırmaya karşı özendirmek, aşısız kalmaktan caydırmak veya aşılanmaya doğru, onları bu testleri aşılılardan düzenli istenmediği için (merakla ve gönüllü yaptıran aşılılardan ayrı olarak) bu yöne doğru yönlendirmek amaçlıdır. Yoksa aşı olanların da istisnai bir kısmında vücut yapılarına bağlı olarak belirli zamandan sonra olması beklenen covid-19 antikoru hiç oluşmayabiliyor, PCR testini aşı olanların da yaptırmış olması bu açıdan bakılınca büyük önem kazanıyor, sizin de belirttiğiniz gibi.
Aşı olanların da geçirebildikleri çok hafif septromlarla çok kolay taşıyıcı/bulaştırıcı/dağıtıcı (portör) olabilmeleri riski her zaman bulunuyor. Bu yüzden aşılı/aşısız herkesin maske-mesafe-hijyen şartlarına eşit olarak riayet edebilmesi daha hastalığın en başından beri herkesten isteniyor, doğal olarak. Toplumda sürü bağışıklığı (en az % 70 ve üzerisi) ikinci veya üçüncü doz (2 doz biontech'li veya 2 doz sinovac artı bir doz biontech'li) aşılardan sonra kazanılmadığı sürece aşılı ve aşısızların ayni kurallara % 70 tamamlanıncaya kadar tüm kurallara harfiyen de uyulması gerekiyor, ihtiyati bir tedbir olarak. Aksi halde hastalığın önümüzdeki (okulların da açıldığı) günlerde daha da yayılması, vakaların/günlük ölümlerin artmasının önüne geçilmesi epey zorlaşacak gibi görünmekte. Okulların yüz yüze eğitime 2 yıl aradan sonra açılmasına rağmen akıllardaki bazı endişeler veya sorular hala tam olarak sonlanıp bitirebilmiş değil, sizin de bildiğiniz gibi.
2 doz sinovac, 1 doz biontech aşımı olmama rağmen kalabalık ortamlarda çift kat cerrahi maskeliyim (1 tl.lik maskeler oldukça ince kumaşlılar çünkü) ve el teması fazla olabilecek alışverişlerde mutlaka tıbbi lateks eldiveni hastalığın en başından beri evden takıp dışarıda iken kullanıyorum. Sn. elektrikçicüneyt'in belirttiği gibi ; alınacak olan tedbirler kuldan, ondan sonrasında gelecek olan tüm musibetler (trafik kazaları, hastalıklar, afetler, vb.) ise Yüce Allah'tandır diyoruz. İnşAllah sürü bağışıklığı en kısa sürede tamamlanır, milletçe bu musibetten tümüyle kurtuluruz diyelim, tek temennimiz de budur.
Ama dünyada covid-19 salgını bittikten hemen sonra başka salgınların da çıkabilmesi her zaman muhtemeldir, dünya bu zor imtihandan çok şeyi tecrübe edip öğrenerek ilerideki olası salgınlara bu ön tecrübelerle iyi hazırlanmalıdır, küresel ısınma, kuraklık, akabinde kolayca gelen orman yangınları, sel, vb. afetlerle buzulların erimesi, okyanusların yükselmesi, vb. olumsuzluklar insanları başka tehlikelerle, hastalıklarla hiçbir zaman doğrudan veya dolaylı olarak karşı karşıya bırakmasın inşAllah diyelim. Kolay gelsin.