Ülkenin neredeyse en önemli mesleği için komik bir artış
Bir mühendis olmadan bir hastane , bir okul, bir banka kesintisiz hizmet verebilir mi? Bu kibir değil, gerçek, her sektörde bize ihtiyaçları var. Bizler mesleğimizin gerekliliğinin ve öneminin yeterince farkında değiliz.
Özellikle bu eğitim ve sınav sistemindeki şartlar da bu mesleği etkiliyor. Düz lise çıkışlı mühendisler üniversitede yeterince donanımlarını arttıramadıklarında, üniversiteye hazırlıklanırken öğrendikleri ezber metodunu üniversitede de devam ettirip bazen çok iyi notlarla ama hiç saha görmeden çıktıklarında uzun bir süre mesleğe adapte olamıyorlar. Sonra bir sürü hayallerle mezun oldukları üniversiteden çıkıp mesleğin çalışma şartlarını görüp, şantiyede, bodrumlarda, arazide, inşaatlarda, çoğu liseyi bitirmemiş personelle çalışmak zorunda kalınca bocalayabiliyorlar. Bazıları başka sektörlere yöneliyor, yeni arayışlara giriyor. Aslında bu dayatma sistem biraz esnetilip mesleğimiz bize daha gerçekçi anlatılabilse bir çok yeni mezun genç mühendis arkadaşımız işini daha çok sevecek, benimseyecek, dolayısı ile kendilerinin asıl görevlerinin "mühendislik"in teknisyenlikten ya da formen gibi çalışmaktan daha farklı olması gerektiğini görecekler.
Bir çok iş yeri mühendis alarak onu her türlü işte çalıştırmayı hedefliyor. Oysa mühendis strateji geliştirir, el becerisinden çok zeka ve mantığını kullanır. Benzetme yapmak gerekirse, fırlatılmış bir uzay aracında bir dizi aksilik oluştuğunda kısıtlı imkanlarıyla en içinden çıkılmaz durumda bile cihazı yere emniyetli bir şekilde nasıl indireceğini bilen kişidir. Ve bizler mesela bir özel hastaneye girerken bunun için anlaşıyoruzdur: "Sizi enerjisiz bırakmayacağız". Ve tüm zekasını bu yönde kullanır. UPS, jeneratör, yedek jeneratör, telefon santrallerinin kesintisiz devamı, akü destekleri, bina tek jeneratöre kalırsa ne olur, acil durum planları, yangın, deprem planları, asansörler... Bu hastane aslında "ismini/prestijini" mühendise emanet etmiştir. Ya da bir Banka, bir saniyelik kesintinin sonuçları, Datacenter'ın çöküşü, tüm ATM iletişimlerinin yurt içi ve dışı kesilmesi, hizmetin belirsiz bir süre/serverlar tekrar kaldırılana kadar durması, telefon santralinin çöküşü, 444lü hatlara ulaşımın kesilmesi, milyarlarca maddi kayıp.. Ve prestijin çöküşü..
Mesleğimizi ne kadar iyi tanırsak, sorumluluklarımız ne kadar iyi bilirsek bunları anlatmamız ve ifade etmemiz de aynı oranda olur. Ücretimizi de bu belirler. EMO da SGK da bizi bağlayamaz arkadaşlar. Maaşımızı kendimiz belirleriz.