elek
Profesyonel Üye
- Katılım
- 24 May 2006
- Mesajlar
- 2,911
- Puanları
- 318
Bu konuyu bir süredir inceliyorum.Çok daha önceleride bu konuda yazılar okumuştum
fakat internetin yaygınlaşması ile daha fazla kaynağa ulaştım.Özellikle bu konuda kimlerin ne düşündüğünü öğrenme fırsatım oldu.Türkiye kendi kaynakları ile yaptığı Cumhuriyet tarihinin en büyük projesini acaba baskılar neticesi çöpe mi atacaktı!Türkiye bu projeyi gerçekleştirmez ise tokat yedikten sonra birşey yapamayan kişinin ruh hali içinde olacağını düşünüyorum.Onun için Türkiye ne yapıp edip bu barajı yapmalı.Bu baraj ya yapılmalı ya yapılmalı.Ilısu barajından bahsediyorum.Çöpe atılacak olan ise Güneydoğu Anadolu Projesi
yani GAP.
1954 yılında proje çalışmaları başlıyor.Biliyorsunuzdur bir büyük barajın proje çalışmaları uzun yılları alır.1997 yılına geliniyor.İşin içinde başka ülkelerde var ,dış kredili olduğu için. İşviçreli bir firma üzerine alıyor.Fakat İngiltere iki şart koşuyor.
1-Yeniden yerleşim planları için “uluslar arası denetim komisyonu”.(Büyük barajlar yapıldığı zaman zorunlu olarak bazı yerler su altında kalır.insanların en yakındaki yerlere
yerleştirilmesi gerekir.)
2-Suriye ve Irak(kimbilir belkide şimdiki “kuzey ırak” denen yerleri o zamanlardan düşünüyorlardı) devletinin su haklarının arttırılması.çeşitli aşamalardan sonra bugüne gelindi,
fakat zannediyorum kredi olayı çözülmediği için 2006 yılında göstermelik bir temel atma töreninden öteye gidemedi.Türkiye Cumhuriyeti nasıl önceki barajları(Keban,Karakaya,Atatürk) kendi imkanları ile yaptıysa bunu da yapmalı.
Projeye karşı çıkanlar çeşitli nedenler ileri sürüyor.eski projeymiş,eski teknikler kullanılmış falan filan.1954 de başladı ya onu söylüyorlar.baraj çalışmaları uzun ön arazi çalışmaları gerektirir.Gerekli tekniği kullanarak aşılacak şeyleri dillendirip konuşuyorlar.
En önemli dayanakları Hasankeyf tarihi kenti.Hasankeyfin kurtarılmasını benden çok isteyen var mı acaba?
Buda gerekli kaynaklar sağlanarak yeni yerine taşınacak.Bir çok bölümü bakımsızlıktan yok olmuş ve en önemlisi
“terör “ olayları yüzünden yapılamayan kurtarma kazıları.Kurtarma çalışmalarının yapılamaması yüzünden yağmalanan ve avrupaya kaçırılan eserler.Burada gerçekten art niyetli yaklaşmayan ,tek derdi doğayı düşünen insanları takdir ediyorum ve onlara saygı duyuyorum.Ama gerekli önlemler alınır ise doğaya zarar vermeden bu iş başarılır.
Fakat bu kampanyanın içinde bölücü çevrelerin olması çok ilginç.bölücülüğü destekleyen
dış kaynaklı bazı sitelerde bile bu konudan bahsediliyor.Demekki bu baraj çevreyi etkilemekten çok bu bölücü çevreleri etkilemiş.Bunun üzerinde düşünülmesi lazım.
fakat internetin yaygınlaşması ile daha fazla kaynağa ulaştım.Özellikle bu konuda kimlerin ne düşündüğünü öğrenme fırsatım oldu.Türkiye kendi kaynakları ile yaptığı Cumhuriyet tarihinin en büyük projesini acaba baskılar neticesi çöpe mi atacaktı!Türkiye bu projeyi gerçekleştirmez ise tokat yedikten sonra birşey yapamayan kişinin ruh hali içinde olacağını düşünüyorum.Onun için Türkiye ne yapıp edip bu barajı yapmalı.Bu baraj ya yapılmalı ya yapılmalı.Ilısu barajından bahsediyorum.Çöpe atılacak olan ise Güneydoğu Anadolu Projesi
yani GAP.
1954 yılında proje çalışmaları başlıyor.Biliyorsunuzdur bir büyük barajın proje çalışmaları uzun yılları alır.1997 yılına geliniyor.İşin içinde başka ülkelerde var ,dış kredili olduğu için. İşviçreli bir firma üzerine alıyor.Fakat İngiltere iki şart koşuyor.
1-Yeniden yerleşim planları için “uluslar arası denetim komisyonu”.(Büyük barajlar yapıldığı zaman zorunlu olarak bazı yerler su altında kalır.insanların en yakındaki yerlere
yerleştirilmesi gerekir.)
2-Suriye ve Irak(kimbilir belkide şimdiki “kuzey ırak” denen yerleri o zamanlardan düşünüyorlardı) devletinin su haklarının arttırılması.çeşitli aşamalardan sonra bugüne gelindi,
fakat zannediyorum kredi olayı çözülmediği için 2006 yılında göstermelik bir temel atma töreninden öteye gidemedi.Türkiye Cumhuriyeti nasıl önceki barajları(Keban,Karakaya,Atatürk) kendi imkanları ile yaptıysa bunu da yapmalı.
Projeye karşı çıkanlar çeşitli nedenler ileri sürüyor.eski projeymiş,eski teknikler kullanılmış falan filan.1954 de başladı ya onu söylüyorlar.baraj çalışmaları uzun ön arazi çalışmaları gerektirir.Gerekli tekniği kullanarak aşılacak şeyleri dillendirip konuşuyorlar.
En önemli dayanakları Hasankeyf tarihi kenti.Hasankeyfin kurtarılmasını benden çok isteyen var mı acaba?
Buda gerekli kaynaklar sağlanarak yeni yerine taşınacak.Bir çok bölümü bakımsızlıktan yok olmuş ve en önemlisi
“terör “ olayları yüzünden yapılamayan kurtarma kazıları.Kurtarma çalışmalarının yapılamaması yüzünden yağmalanan ve avrupaya kaçırılan eserler.Burada gerçekten art niyetli yaklaşmayan ,tek derdi doğayı düşünen insanları takdir ediyorum ve onlara saygı duyuyorum.Ama gerekli önlemler alınır ise doğaya zarar vermeden bu iş başarılır.
Fakat bu kampanyanın içinde bölücü çevrelerin olması çok ilginç.bölücülüğü destekleyen
dış kaynaklı bazı sitelerde bile bu konudan bahsediliyor.Demekki bu baraj çevreyi etkilemekten çok bu bölücü çevreleri etkilemiş.Bunun üzerinde düşünülmesi lazım.