-Genelde radikal değişikliklere sıcak bakmıyoruz. yılların birikimlerinden vazgeçip Linux'un bir sürümüne geçmek çok zor geliyor bize. Oysa yanılıyoruz. Bu riske giren sayısı az olunca Pardus'ta 325 olan gönüllü çevirmen sayısıyla karşılaşıyoruz. KDE, Openoffice vs. ve bireysellerle bu sayı 1000 civarında olmalı. Bunların arasında biyolog, kimyacı, dilbilim uzmanları da var. Sizin bahsettiğiniz 1000'ler ise rahatlarını bozmadan, riske girmeden Microsoft ile devam ediyorlar yollarına.
İki şeye inanıyorum.
Birincisi, Herhangi bir linux (redhat mandriva suse pardus vs.) sürümünün dünyada kullanımının artması için, dünya dillerine çevrilip, sizler, bizler, gibi daha fazla gönüllünün aktif çalışması gerekiyor. Bu, piyasada Microsoft'un pazarda tekel olmasını engelleyecek. Fiyatları aşağılarda tutacak ya da geri çekecek. Ürün kalitesi artacak ve bundan tüm kullanıcılar yararlanacak. Yani Linux dengeleyici rol oynuyor.
İkincisi ise, her koşula hazırlıklı olmamız gerektiği. Bugün kur düşükken ödemekte çok zorlanmadığımızı düşündüğümüz işletim sistemi / diğer yazılım bedelleri yarın bize çok ağır gelebilir. Özel sektör ve kamu, bilgi güvenliği konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Bu nedenle ben linux'u her zaman bir cebimde hazır tutmak istiyorum. Şahsen her 3-4 yılda bir; işletim sistemi, ofis ve antivirüs yazılımlarına 400-500 usd vermek istemiyorum. Ayda 10 usd ediyor.
Son olarak "Türk Yapımı" ifadesi ile ilgili görüşlerine katılıyorum.
Konuyla ilgisi yakın olmayan arkadaşlar için genel bir açıklama gerekli sanırım. (konu genel olduğu için ifadede yanlışlar, eksikler olabilir)
Linux işletim sistemleri Linux çekirdeğine sahiptir. Bu Türk Malı değildir. Hatta kimsenin malı değildir. (GPL - Genel Kamu Lisansı) Geçmişte ve bugün az sayıda da olsa, bizlerden katkıda bulunanlar vardır. Linux çekirdeği sistemin temelidir.
Doğal olarak herkes çekirdeğin diliyle konuşamaz. Windows'tan alışık olduğumuz başlat menüsü, Masaüstü, Denetim masası gibi son kullanıcıya yönelik görsel yazılımlara ihtiyaç vardır. KDE bunlardan sadece biridir. Türk Malı değildir. Ama pek çok Türk geliştirici ve yerelleştirici / çevirmen katkıda bulunmaktadır.
Linux Sürümleri: Öncelikle belirli bir kurum, kuruluş ya da gruplar bir amaç doğrultusunda bir araya gelirler.
Pardus projesi resmi olarak, bilgi güvenliği ve Türkiye konusunu irdeleyen bir makalenin (Görkem Çetin - sanırım 2003), ülkemizi yönetenler ve güvenlik birimleri (Başbakanlık, Milli savunma ve Genelkurmay) tarafından dikkate alınması, ve Tübitak'tan bu konudaki zaaflarımızın doğruluğunu araştırmaları için iki bilim adamının görevlendirilmesiyle başlamış.
Linux sürümleri için bir araya gelen kişiler, kullanılacak çekirdeği ve kullanıcı arayüzünü seçerler. Kimi sürüm geliştiricileri arayüz olarak KDE yi kullanırken, bazıları gnome ya da melez yapılar kullanırlar. kimi ise bu yapılardaki sorunları görerek arayüzü baştan yazarlar.
Bu durumda "Türk Malı" konusunu şöyle değerlendirebiliriz. Pardus, Turkix, Gelecek, Turquaz vs. gibi mevcut ve geçmiş sürümler yerli sürümlerdir. Kısmen (az yada çok) Yerli yazılımlara sahiptirler.
"Altyapı itibarı ile, tüm insanlığa maledilmiş, kimsenin malı olmayan yazılımların üzerine kurulmuş ve harmanlanmış işletim sistemleridir. "
"Türk Malı" ifadesi doğru olmamakla birlikte, bimtan'ında belirttiği gibi Microsoft ürünleriyle çalışmaya devam eden beyin gücümüz, bu konulara biraz daha ağırlık verirlerse daha "bizden" işletim sistemlerine sahip olabiliriz.
Pazardan alıp yediğimiz bir kavunun tohumu lisansı İsrailli bir firmaya ait olsun. Tohumun üretimi Hollanda'da yapılıyor diyelim. Biz tohumu toprağımıza dikip Alman lisanslı gübreyle besliyoruz, Amerikan lisanslı / marka su motoru ile suluyoruz. İsveç malı kamyonla taşıyor, kamyonda arap topraklarından çıkan ama ingilizler tarafında işleme hakkı elde edilmiş olan mazotu yakıyor olalım. Hatta, Alman firmasının asıl sahibi Polonyalı, Amerikan firmasının sahibi de göçmen bir Macar olsun
Son olarak bizim kavun için "Türk malı" diyoruz.
İfade doğru olmasa da, yerli sürümlere "Türk Malı" diyenlere de kızmak, pek mümkün görünmüyor.