Mümkün mü acaba?

Ben de düşünmüyorum sayın tossun.
 
Selamun aleyküm
Evvela rahat bir zamana sahip olmaaığıman yeterli ilgiyi gösteremiyorumur ancak ortaya itilen fikirlere yazmak isterim.

Arkaaşımızın açtığı konu tamamen yanlış bir üşünce ile açılmış gibi görünüyor. Ceryaner arkaaşımzın eiği gibi ilk fikir yürütme basamağı değil olağan sistemleri öğrenmek için bir deneme vesilesi olabilir. İnsan bazen bazı mekanik aletlerin gerek enerji dönüşümüne ve gerek verimlilik gibi özelliklerine orta derecedeki veya çok fazla olan eksikliklerini üşünmüyor. Bu fikir arkadaşımızın sorularına göre açıklanabilir, ancak eğer sorarsa.

Arada gelen bir fikir sanki verimliklikleri 100de100 olsa çevirebilir gibiydi. Verimlilik tanımına uyabilir bu yaklaşım ama; motordan bir güç beklentisi var. Kendi kedini çalıştırırken en ufak bir yükte direk hızda düşüşe geçip durur. Bu şekilde bir çalışma ömrünü gereksiz kullanma olur. Bu tip deneyleri insan yaparak görürse daha yararlı olabilir.

Şunu da iletmek gerekir; enerji kullanıldığında dahi bazı sonuçlar elde edilemez. Mesela yüksek tork üreten bir nmotor ile sonu gelmez bir hızlanma yapamazsınız. Hızın artması ile artan sürtünme kuvveti ve belki başka etkiler bir yerde yüksek torkunuza rağmen hızlanmanızı engeller. Arabalara 5. vitesten sonra 20 tane daha vies takılsa bu her vitesin hız arttıracağı; motorun her vites dişlisine aynı devirle cevap verir olduğu anlamına gelmez. Zaten şu açıkk ki motor devri vitesler arttırıldıkça düşer ve de ivmelenme azalır.

Ceryaner arkadaşımızın bahsettiği yeniliğe açık olmak, yeni keşiflerde bulunmak , dar kalıplardan çıkmak fikirleri çok güzel. Bu tip fikirlerin mantık ve temel tartışmalarla geliştirilmesi gerekir. İnsan bazen direk menfaat elde edemese de ufku genişleyebilir; yeni bilgiler edienebilir, ve hiçbirşey yapmamış olsa dahi;; zamanını boş geçirmeye alışmamış olur.

Atom modellerinden mekanik sistemlere kadar her sistem denetlenebilir.

Sylediklerimde eksiklikler ve benzeri durumlar olabilir Hayırlısı Allah(c.c.) tan Hayırlı günler dilerim.
 
Sayın karafetva,
Dikkat etti iseniz konuyu açan arkadasımızın konu üzerinde düşünmesi ele alınmıştı yoksa bu ortaokul seviyesinde bilinmesi gereken bir bilgidir. Dolayısı ile düşüncenin yanlışlığı üzerinde söz sarfedilmedi.
Daha dün denebilecek günlerde Einstein denen adam yere göğe sığdırılamazken bugün teorilerinin bazılarının doğrulanamadığını okuyoruz. Gelecekte elbette yeni teoriler ve yeni kuramlar olacaktır. Burda vurgaladığımız asıl şey bizden de konu üzerinde kafa yoranların olması gerektiğidir. İcatları yapan bütün insanlar üniversitede prof değildirler. Bazen fikirler sıradan insanların akıllarında yer eder ve oradan bizlere ulaşır. Bu gün batı medeniyetinin bizden önde olmasının önemli bir nedeni de teknik konuların daha geniş bir topluluk tarafından ele alınıyor olması. Yani insanlar fiilen icat ve dizayn yapıyorlar. Bizde ise belli bir guruba ihale edilmiş gibi görünüyor. Bizim ustalarımız kağıt kalem bile taşımaz çoğunlukla, kitaptan yararlanma oranı son derece düşüktür. Bazen doğru şeyler söylendiğinde bile itiraz edilir ama açılıp okunmaz ve konu öğrenilmez. O yüzden merak bazen iyidir.
Herkese iyi çalışmalar
 
Selamun aleyküm

Yazınıza teşekkür ederim. Sizi eleştirdiğim(olumsuz ) kısma bağlanmamış azınız. Sanki o eleştiriye cevap yazmışsınız diye düşündüm. Arkadaşımız yanlış bir şekilde düşünmüş. İstediği gibi sorpu öğrenebilir ve de yanlış da olsa bu fikir üzerinde yoğunlaşabilir. Bizler de yardımcı olmaya çalışabiliriz. Ancak deney yaparak öğrenmek mantıktartışmaları ve de bilgilendirme ile öğrenmeye göre belki çoğu zaman daha geridedir. Eğer yapmak istediği deneyleri(ki eğer varsa) bilgilendirmeler sonucu yapaya başlarsa sonuç hakkında fikir sahibi olabilmesi hasebiyle daha çok bilgi edinebilir ve kayıt altına alabilir.

Profesörlerin icat yapması zaten pek blinen bir olay olmaabilir. İcatların çoğunluğunu belki üniversiteler dışı yapmıtır. İcat yapabilmek zeka , dehalık , geniş düşünebilme , vebenzeri özelliklerle ilgilidir. Belirli b yerlere yükselmek ise daha farklı olsa gerk.

Her türlü meselede hele ki teknikte önemli olan mantık ve zeka gibi önemli noktalardaki tartışmalar olsa gerek.

Bizim millet olarak nerede olduğumuz bellidir. Bu propaganda vebenzeri yayımlarla değiştirilemez. Geçmişimiz de şu anki hallimiz de. Teknik ve bilime elverişlilik olarak şu an kendimizi ele alırsak belki en zeki en dehasal milletizdir ancak baskılar ve benzeri etkilerle tekniğe tam olarak giriş yapamıyor olabiliriz. Yanılmıyorsam Nadia Camukova Dünyada her 100 insandan biri dehadır. Türklerde ise 100 kişiden (hatırlayamıyorum ama çok daha yüksek bir rakam) dehadır ama eğitim sistemleri ile bu işiler elverişsiz hale gelir.((sayılarda ve anlatım da eksikik olabilirç--- Nadia hanım ünyanın en zeki kabul edilen insanı olması lazım bir dönem için)) Nadia hanım ın bir tv kanalında sahtekar gibi gösterilmesi de mevzu olmuştu. Hiçbir şekilde para ile bir iş mevzu görünmezken baskı ile sanki bir aldatmaca yapılan bir nsan gibi gösterilmesi mevzu olmuştu. Baskı ve benzeri etkilerin insandan aldıkları ve seebbep oldıuğu kendine güvensizlik çok olumsuz bir drurumdur. Kend,mizi iğer milletlerden üstünüz diye yorumlamam ama hakikatin hakkını verek lazım.

Albert Einstein in bir defa çok üstün özellikleri ispatlanmış değildir bildiğim kadarıyla. Uyarılma teoremini ortaya atmış atomdaki enerji nin bulunmasına vesile olmuştur veya deneyinin yapılmasına vesile olmuştur diye izah edilir. Bu buluşun büyük olup olmadığı belli değildir. Atomdaki enerjinin büyüklüğü yaratılışının hikmetindendir. Daha önceki atom teroemleri ve aydınlatıcı birçok özellik belkibu buluştan daha önemlidir. Einstein in (eğer öyle ise) büyütülmesinin sebebi ve birkısım başka buluşların temeline atfedilmesinin nedeni genel açıklamalarından ziyade bulunduğu bazı hallerin neticesi olabilir.

İleriki zamanlara yönelik bi mantıki tartışma ortamı çok faydalı olabilir. Derinlemesine inilebilirse belki birden fazla konuda konuşmalar yapılabilir.

Bu arada Biilgehan ismim Mekanik ile alakalıyım Siz veya diğer arkadaşlardan tanışmak isteyen olurs a memnun olurum.

Haırlı günler dilerim.
 
Sn. karafetva;

Forum kurallarımız gereğince;


9. ) Düzgün bir Türkçe kullanmaya özen gösteriniz. Gereksiz yere yabancı kelimeler kullanmak yada yabancı cümleler kurmak yasaktır! English bölümünde de Türkçe mesajlaşmak yasaktır.
 
tosun 2008 Size bir cevap yazmıştım ama burada alenen mesaj atmanızın haebiyle iletmem gerekenler bulunuyor.

Yazılan mesajlarda gereksiz yere ingilizce olan ne vardır bilmiyorum? İletişim esnasında insanların anlaşması önemlidir. İletişimin zayıfolması kötü bir durumdur ki bu da insanlara sadece tavsiye edilebilir. Yoksa ki bir iletişime sadece bu nedenle engel olunmasının hakikati mevzu bile değildir.

Hele ki teknik bir konuda ana temayı görmeden detaylar ile iletişime zarar vermek ise ilimi de engellemeye gidebilir kötü bir haldir.

Türkçe belki dünyanın en kaliteli dilidir; ancak birileri bu dili tam teşekküllü kullanmıyor diye onlara karşı bir zarar verme düşünülmez; doğru olanlar hakkını iade etse Türkçe nin hakikati iade edilmiş olur. Azerbeycan Türkçe si dinlenirse görülür ki çok farklı kelimeler direk olarak dilin içine girmiş. Ancak bunlar sadece kelime; zamanla temizlenebilir; Türkçe yapısı ve bütünlüğü yine kendi gibidir. Bu kişilerin konuşmaları Türçe yi tam kullanmıyorlar diye engellenemez;ancak yavaş da olsa doğruya doğru çekmek gerekir.

tossun karafetva forum kelimeleri de Türkçe değildir. Bunları birileri Türkçe kabul etmiş olsa bu unların Türkçe olduğu anlamına gelmez; hakikat değişmez. İki sesli harfin yan yana gelmesi, büyük ünlü uyumuna uymaması küçük ünlü uyumuna uymaması gibi nedenler üç sözcüğü de Türkçe nin dışına itiyor.
Arkadaşlara hayırlı günler dilerim.
 
Sn karafetva;
Gereksiz tartışma yapmayalım lütfen. Burası paylaşım forumudur gereksiz tartışma forumu değil. Konuyla alakalı yorum yapalım ve forum kurallarına rivayet edelim. Kural kuraldır savunma yapmanın anlamı yok.


Gelelim konuya arkadaşımız güzel bir soru sormuş ve cevaplarda bu soruya verilebilecek en mantıklı cevaplar katılıyorum arkadaşlara.

Aradaki rüzgar, ısı, sürtünme kayıplarını ortadan kaldırırsanız teoriniz mümkündür.
 
... Bunun gibi son zamanlarda hidrojen peroksitin dönüşümden yararlanılarak yapılan denizaltı(air independent propulsion-havadan bağımsız tahrik) sistemleri geliştirildikleri takdirde umut vereceklerine inancım tamdır. Bu sistem güneşteki helyum ve hidrojen döngüsünü hatırlattığı için bahse konu olmuştur yoksa günümüz itibari ile astarı yüzünden çok pahalıya gelmektedir...
Ben bu yazılanı anlamadım. Biraz daha açabilir misiniz?
 
Denizaltı aracında insanlar havasız kalmasın diye yapılan bir sistem var ondan bahsetmiş her halde sn ceryaner. Suyu elektroliz yoluyla hem hidrojene hem oksijene ayrıştırıyor bu cihaz. Denizaltı aylarca su yüzüne çıkmasa bile havasız kalmıyor. Hidrojenide nerede kullanıyorlar bilmiyorum ama kullanıyorlardır mutlaka.
 
o değil hocam, arkadaşımız denizaltılarında air independent propulsion-havadan bağımsız tahrik sisteminin hidrojen peroksitle yapıldığını ve bunun güneşteki sistem olduğundan bahsetmiş. Roketlerde dese hadi bir derece düzelir mantık ama denizaltılarda hava tahriği varmıydı ki de başka bir sisteme yöneldi. Ayrıca hidrojen peroksit nereden çıktı, ne amaçla kullanılıyor? Güneşte olan reaksiyon nükleer füzyondur. Dünyada henüz döteryum-tirityum füzyonu kontrol altına alınamadı, bir de hidrojen-hidrojen füzyonu astarı yüzünden pahalıya gelir mi demek istedi? Hidrojen elde etme işi kala kala hidrojen peroksite mi kaldı? Neresinden bakarsanız bakın birbiriyle tutarsız ve alakasız konular nasıl olur da denizaltılarda birleşir anlayamadım. Yoksa gerçekten bilmediğimiz son derece gizli, bir proje var da anlaşılmasın diye kamuflaja mı sardılar onu merak ettim.
 

Forum istatistikleri

Konular
128,940
Mesajlar
921,855
Kullanıcılar
451,120
Son üye
Ersin Alkan

Yeni konular

Geri
Üst